Anasayfa
28 Temmuz 2021, 7:54
Namazlar
Yönetici

Namaz müminin miracıdır

Namaz müminin miracıdır

İnşirah
Namaz, Mîraç’ta perdesiz ve doğrudan emredilmiştir. Biz Müslümanlar,
Namaz, mü’minin mîracıdır hadisinin hakikatini tam anlayamıyoruz. Namazın
binler güzelliğinden sadece bu özelliği bile tek başına ona sarılmamız ve onu
vazgeçilmez kabul etmemize yeter.
Çünkü, okunan her ezan, Allah’ın namaz emrini hatırlatan, bizi Onun huzuruna
çağıran İlâhî bir dâvettir. Her çağrı, ruhumuzun derinliklerine kadar bizi sarsan,
sevinç ve heyecana boğan, coşkuya sevk eden bir ilândır.
şünün bir kere:
Bizi çok sevdiğimiz bir arkadaşımız veya bir büyüğümüz veya bir devlet başkanı
huzuruna çağırsa, gitmez miyiz? Devlet başkanının sarayında bir ziyâfet olsa
hiç geri durur muyuz?
Bir insan düşünün ki, Şevketli sultanım, seni sarayına çağırıyor. İkram ve izzette
bulunacak, takdir edip hazinesinden çok değerli hediyeler verecek şeklinde
bir çağrı alsa ve buna karşılık, Benim işim var gelemem dese, buna akıllı
diyebilir miyiz?
Hatta bir arkadaşının telefonuna cevap vermeyen kimse var mıdır?
Diyelim ki, bizi Peygamberimiz (a.s.m.) huzuruna çağırıyor. O tatlı hatıralarını
okuduğumuz sahabeler gibi, biz de onu göreceğiz, sohbet edeceğiz. Koşarak
gitmez miyiz? İnanın ben sürüne sürüne de olsa gider, o Yüce Nebînin elini öperim.
Bırakın canlısını, mübârek kabrini ziyaret için haccetmeye güle oynaya
gitmiyor muyuz?
Oysa bize namazı emreden Yüce Rabbimiz, bizim en vefakâr dostumuz, en
çok derdimizi dinleyen ve çaresini veren sevgilimiz, her saniye bizi ikram ve
hediyelere boğan sultânımızdır.
O öyle yüceler yücesidir ki, üzerimizdeki ikram ve ihsanını bir an kesse, bir
saniye bile yaşayamayız.
İşte namaz, O Sultanlar Sultanıyla buluşmak, görüşmek, konuşmak gibidir
mü’min için. Ezanı her dinlediğimizde hiç ertelemeden, şevk ve heyecanla Onun
huzuruna koşmak gerekir.


Cevap: Namaz müminin miracıdır

LeoparGS
Fatihadan Huzura Yansıyanlar

Namaz müminin miracıdır:

Bilindiği üzere namaz müminin miracıdır. Miracın bir zirvesi –"Kab-ı Kavseyn”e açılan Sidretü’l-müntehadır. Namaz burada farz kılınmıştır. Namaz miracında da bu zirve söz konusudur. Fiilî hareketlerdeki zirve secde makamıdır.

Kur’an’da "secde et ve yaklaş”(Alak, 96/19) mealindeki ayette bu zirveye işaret edildiği gibi, "Kulun Rabbine en yakın olduğu yer secde halidir”(Müslim, salat, 215) mealindeki hadis-i şerif de aynı gerçeğe parmak basmaktadır.

Fiilî hareketlerdeki zirve, secde makamı olduğu gibi, Kıraatteki zirve de Fatiha suresindeki "İyyake”deki hitap makamıdır.

İhsan makamı

"İyyake”deki hitap makamı aynı zamanda ihsan makamıdır. Şuhut makamıdır. Yalnızlıktan kurtulup huzura çıkarak huzur bulma makamıdır. Kesretten vahdete/çokluktan birliğe çıkma makamıdır. Hz. Peygamber(a.s.m)’in –mealen-ifadesiyle: "İhsan : Allah’ı görür gibi ona ibadet etmendir. Sen onu görmüyorsan da O, har an seni görüyor”(Buharî, İman, 37).

Bu zaviyeden konuya bakıldığında;

Namaz kılan kimse biraz sonra miraca çıkacağını, değişik basamaklardan sonra varacağı Sidretü’l-müntehada yapması gereken iki hususa yoğunlaşmalıdır.

Birincisi: Kalp ve dilin birlikteliğini sağlamaya yönelik bir fikrî çaba içerisine girmelidir.

Hz. Peygamber(a.s.m)’in miraç zirvesindeki hâlini tasvir eden "Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı.”(Necm, 53/) mealindeki ayetin verdiği ders çerçevesinde, doğrudan Allah’a hitap eden, "Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz” mealindeki münacat başta olmak üzere, namazdaki bütün kıraatleri ve tespihleri lisanımızla okurken kalbimiz de onların manasını takip ve tasdik etmelidir. Bu makamda kalbin masivayla meşgul olması durumunda, lisanın sözgelimi "yalnız sana kulluk ederiz” şeklindeki yakarışı havada kalır. Kalbin lisanın dediklerini takip etmemesi, onu tekzip anlamına gelir ve işin ciddiyetini bozar.

İkincisi: Gerek bedendeki gözleri, gerek kalp gözlerini kendi hedeflerine yöneltmeye gayret göstermelidir. Hz. Muhammed(a.s.m)’in "gözleri ne sağa -sola kaydı, ne de hedefini şaştı” (Necm, 53/17) mealindeki ayetin ders verdiği gibi, baş gözlerini seccadesinden; kalp gözlerini de kendisine secde edeceği mabudundan başka tarafa çevirmemelidir. Böylece, biraz sonra huzuruna varacağı ve "Bizi dosdoğru yola ilet” diye kendisine yalvarıp yakaracağı Rahman ve Rahim olan "Rabbinin büyük ayetlerinden bazılarını müşahede imkânını elde eder”(Necm,53/18), O’nun hususî feyiz ve iltifatlarına mahzar olur.

Şükran Borcu

Namaz, nimetleri bol olan Rahmanü’r-Rahim’e karşı bir şükrandır
Varlığımızı, hayatımızı, varlıkta kalışımızı, hayatta kalmak için muhtaç olduğumuz gıdalarımızı, sularımızı, ışıklarımızı, nefeslerimizi kendisine borçlu olduğumuz Rahman ve Rahim olan Allah’a karşı hem sözlü hem fiili hem aklî, hem de kalbî şükranlarımızı arz etmek kadar vicdanı rahatlatan bir şey yoktur. Bu açıdan bakıldığında, namazın bir fıtrat vazifesi, yaratılış hamurunda var olan bir hayat mayası olduğu anlaşılır. "Yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım isteriz” münacatı, gerçekten kulun yaratıcısına karşı çıkması gereken bir yakarış, bir yalvarıştır.

Hakiki Vuslat

Namazın Arapça’daki adı olan "Salat" kelimesi-fiilleri farklı olmakla beraber- "Sıla-i rahim" dediğimiz ifadedeki "sıla" ile aynı kök harflerini paylaşmakta ve "buluşmayı, kavuşmayı" çağrıştırmaktadır. Bu ise namazın, aciz bir kul olan insanı, her şeye gücü yeten hakiki dosta, Yüce Yaratıcıya kavuşturan kutsal bir vesile olduğunu, hatta bizzat bir vuslat olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, "Yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım isteriz” yakarışı, kulun Mabuduna açılan bir diyalog penceresidir.

Saygı Duruşu

Namaz, bütün varlığımızla kendisine medyun-u şükran olduğumuz Rabbimize karşı bir saygı duruşudur.

Şuurlu bir varlık olarak insanın kendi yaratıcısına karşı duyduğu sevgi ve saygıdan daha büyüğü düşünülemez. Her şeyimizle kendisine borçlu olduğumuz Rabbimize karşı medyun-u şükran olduğumuzu idrak etmekten daha değerli bir hakikat olamaz. "İnsan ihsanın kulu, kölesidir” şeklindeki prensip penceresinden insanın vicdanına baktığımız zaman, onun kendisini yaratan yüce Rabbine karşı ne kadar derin bir muhabbet ve hürmet beslediğini, ne kadar minnettar olduğunu görebiliriz. Bu açıdan "Yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım isteriz” yalvarışı, kulun Mabuduna karşı samimiyetini ve her şeyiyle kendisine muhtaç olduğu yaratan Rabbine karşı sevgi ve saygısını sunmanın en veciz ve en kapsamlı bir ifadesidir.

Namaz Moral-Değer Garantisidir

Hiç şüphe yok ki; manevî/ruhî, aklî, vicdanî yönden bir moral-değer garantisi ve cennetin bir anahtarı hükmünde olan namaz ibadetini yerine getiren bir insanın, halis bir niyetle dünyevî işleri de ibadet hükmüne geçer. Yeter ki cami içerisinde, seccade üzerinde Allah’ın rızasını gözeten kulluk ahlakı, hayat mescidindeki sosyal hayatta da gözetilsin..

Allah’a ve ahiret hayatına iman eden bir kimsenin hayatında namazın ne kadar önemli olduğunu şöyle bir misalle ortaya koymak mümkündür:

Günde sekiz saat aynı işte çalışan iki kişiden namaz ve ibadetini yapan kimse, normal maddi ücretini dünyada almakla beraber, cennet gibi ebedi bir saadeti de kazanmış olur. Allah’a karşı görevini yerine getirmeyen kimse ise, ibadet etmemekle fazla bir maddi kazancı elde etmeyeceği gibi, cennet gibi bir serveti kaybetme riskiyle de karşı karşıyadır.

Mülk Suresinin başında ifade edildiği üzere, Yüce Allah yapılan işin fazlalığına değil, koyduğu değer ölçülerine göre kaliteli olup olmadığına bakar. Namaz ise, bu kaliteyi sağlayan en önemli değer ölçüsü ve sağlam bir kalite kontrol mekanizmasıdır.
Namaz kılanın "Yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım isteriz” yakarışı, eğer sosyal hayat denilen içtimaî mescitte de yansımalarını gösterirse, "toplam kalite” formatında bir sinerji oluşturacaktır.

Niyazi Beki (Yrd.Doç.Dr.)


Yanıt: Namaz müminin miracıdır

mumsema
Namaz, kulun günde 5 defa Yaradanın huzuruna çıkması, divanında durması demektir. Bu yüce divanda, arada hiçbir vasıta olmadan her türlü dilek ve ihtiyacını, kul, bizzat Allah’a arzeder, O’na sığınır, yalnızca O’ndan yardım diler. Böylece Peygamberimizin, Mi’rac’da gerçekleşen Allah ile mülâkatı hâdisesi, namaz içinde sembolik olarak yaşanmış olur. Bu sırra işaret için, Peygamberimiz, "Namaz mü’minin mi’râcıdır" buyurmuştur.

Okudunuz mu?  İkindi Namazı nasıl kılınır ? (Hanefi)

Namaz, muayyen vakitlerde hususî hareket ve okuyuşlarla yerine getirilen bir ibâdettir.

Namaz, İslâm’ın îmandan sonra gelen en mühim emridir; dînin direği ve Müslümanlığın temel taşıdır. Namaz, îmanın alâmetlerindendir.

Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir nisbet, ulvî bir münasebet ve nezih bir hizmettir.

Okudunuz mu?  Hacet namazının kılınışı

Namaz, Allah’ın kudretini idrâk eden ve büyüklüğü karşısında hayranlık duyan insanın, bu hürmet ve hayranlığını en münasip söz ve hareketlerle dile getirmesidir. Yahut da aynı hareketleri tekrarlamak suretiyle bu hürmet ve hayranlık duygularını kuvvetlendirmesidir.

Namaz, kulun günde 5 defa Yaradanın huzuruna çıkması, divanında durması demektir. Bu yüce divanda, arada hiçbir vasıta olmadan her türlü dilek ve ihtiyacını, kul, bizzat Allah’a arzeder, O’na sığınır, yalnızca O’ndan yardım diler. Böylece Peygamberimizin, Mi’rac’da gerçekleşen Allah ile mülâkatı hâdisesi, namaz içinde sembolik olarak yaşanmış olur. Bu sırra işaret için, Peygamberimiz, "Namaz mü’minin mi’râcıdır" buyurmuştur.

Okudunuz mu?  Namazın önemi Âdem aleyhisselâmdan beri, her dinde bir vakit namaz var idi

Namaz mahlûkatın bütün ibâdet şekillerini bir araya toplayan özlü bir ibâdettir. Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesine göre, kâinattaki bütün mahlûkat Allah Teâlâ’yı, devamlı olarak zikir ve tesbih etmektedir: "Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı tesbih etmesin [Allah’ı zikretmesin ve Allah’a ibâdet etmesin>. Fakat siz onların bu tesbih [ve ibâdetlerini> anlayamazsınız." (el-İsrâ: 44). Yeryüzünde insan dışındaki canlılara baktığımız zaman esas olarak üç şekilde görürüz: Dik olarak ayakta duranlar: Bitkilerin çoğunluğu ile iki ayaklı hayvanlar gibi. Yarı ayakta, yani, eğik olarak duranlar: Dört ayaklı hayvanlar gibi. Yerde sürünenler: Sürüngen hayvanlarla bâzı bitki çeşitleri gibi. Bu saydığımız mahlûklar, yukarıdaki âyetin ifade ettiği ibâdetlerini, bulundukları şekilleriyle yapmaktadırlar. Fakat insan oğlu namaz kıldığı zaman, bu mahlûkların ayrı ayrı olan ibâdet şekillerini namazı içinde birleştirmektedir. Nitekim, namazın bir kısmı ayakta (kıyam), bir kısmı yarı ayakta, eğilerek (rükû’) ve bir kısmı da yerde (secde) yapılmaktadır. Bu da göstermektedir ki, namaz, Allah’a ibadet şekillerinin hepsini kendinde toplayan en mükemmel ibâdet hâlidir. Melekler de, diğer varlıklar gibi, yalnız bir şekil ile Allah’a ibâdet ederler. Bu da yukarıda belirttiğimiz gibi ya kıyam, ya rükû’ ya da secde hâlinde bir ibâdettir. İnsan ise yüksek yaratılışı icabı olarak meleklerin ibâdet şekillerini de kendi ibâdeti içinde birleştirerek Allah’a kulluk vazifesinde bulunmaktadır.

Okudunuz mu?  Hadislerde namaz 16. ve 17. hadis: Beş vakit namazın benzeri, sizden birinizin kapısı önünden akıp giden ve her gün için

Namaz, Allah’ın yüce şânını ve sonsuz kudretini terennüm eden en güzel şekil ve kelimelerden meydana gelmiştir: Namazın içinde, tekbir, tevhid, tesbih, medh ü senâ, hamd, şükür, hürmet, tevazu’, tazarru’ ve niyaz, bütün mü’minlere hayır dua Peygamberimize salât ü selâm bulunmaktadır. Kur’an okumak başlı başına bir ibâdettir. Namazda bir miktar da Kur’an okunmaktadır. Mü’minlerin birbirleri ile selâmlaşmaları ayrı bir ibâdettir. Namaz sonunda selâm da vardır. Yine İslâm’a göre tefekkür büyük ibâdetlerden biridir. Cemaatla kılınan namazlarda mü’minler Allah’ın kudretini düşünme imkânına sâhip olurlar. Namaz içinde yemeyi, içmeyi terk gibi oruca ait yasaklar bulunduğundan, namazda oruc da mevcuttur. Namazın zekât ve hacc ile de alâkası vardır. Çünkü namaz, vücudun ve ömrün zekâtıdır. Namazda kıbleye dönülmesi ise, hacca bir işâret ve nümûnedir. Görüldüğü gibi, namaz, bütün bedenî ibâdetleri içine almakta, hepsine birden hulâsa ve fihriste olmaktadır. Namazın bu vasıflarına, Süleyman Çelebi Mevlid’inde şu şekilde işâret etmiştir: "Sen ki, Mi’râc eyleyüb ettin niyâz, Ümmetin mi’râcını kıldım namaz. Her kaçan kim bu namazı kılalar Cümle gök ehli sevâbın alalar. Çünki her türlü ibâdet bundadır, Hakk’a kurbiyyetle vuslat bundadır."

Okudunuz mu?  Cumanın özelliği / önemi

Soru: Namaz müminin miracıdır

Sedanur
Oysa bize namazı emreden Yüce Rabbimiz, bizim en vefakâr dostumuz, en
çok derdimizi dinleyen ve çaresini veren sevgilimiz, her saniye bizi ikram ve

hediyelere boğan sultânımızdır.
O öyle yüceler yücesidir ki, üzerimizdeki ikram ve ihsanını bir an kesse, bir
saniye bile yaşayamayız.
İşte namaz, O Sultanlar Sultanıyla buluşmak, görüşmek, konuşmak gibidir
mü’min için. Ezanı her dinlediğimizde hiç ertelemeden, şevk ve heyecanla Onun
huzuruna koşmak gerekir.
Allah cc razı olsun…


Hoca
MÜ’MİNİN MİRACI: NAMAZ

Okudunuz mu?  Namaz kılmıyorum ama kalbim temiz

(vaaz konusu)

ان الصلوةكانت علي المؤمنين كتابا موقوتا 103/4
"Namaz belli vakitlerde mü’minlere farz kılındı.”
Farsça bir kelime. Arapçası salat. Dua anlamında.
Namazda ve namaz dışında yaptığımız bütün dualar,Allah ile ilişki kurmak, Onun katında değer kazanmak ve O’nun desteğini sağlamak içindir.
Günde beş vakit namaz,Cuma ve cenaze namazı, mü’minler üzerine farzdır.
Bedenimizin temel gıda maddelerinden ekmeğe ve suya ihtiyacı ne kadarsa ruhumuzun da namaza olan ihtiyacı o kadardır.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, namazla ilgili ciddi uyarılar yapıyor:
"Namaz dinin direğidir. Kim onu kılarsa dinini ayakta tutar ve her kim onu terk ederse dinini yıkmış olur.” "Kim namazı kasten terk ederse küfretmiş (yani nankörlük etmiş) olur”Bu sebeple binamaz (namazsız) olmayınız. Çalışmak da ibadettir ama hiçbir ibadet namazın yerini tutamaz
Niçin Namaz kılmalıyız?
1-Emre icabet için, görevimiz olduğu için: 52/56
2-Şükredenlerden olmak için; 2/152 فاذكروني اذكركم
Ayakları şişinceye kadar gece namazı kılan Peygamberimiz Hz. Aişe’ye "Şükr edenlerden olmayayım mı?
3- Allah katında değer kazanmak için:
"Dualarınız (ibadetiniz) da olmasaydı sizler ne işe yarardınız ki?” (25/Furkan,77)buyurulmaktadır.
4-Ait olduğumuz makama bağlılığımızı ve sadakatimizi bildirmek için. اليهي انت مقصودي ورصاك مطلوبي 5-Kötülüklerden korunmak, Allah’ın güvencesinde kalmak, lütfundan sürekli yararlanmak ve rahmetinden mahrum kalmamak için.
NAMAZ
Ø (1)Namaz, mü’minin miracı, Rabbi ile mutat randevusu,
Ø (2)Özel dostun, özel davetine icabet,
Ø (3)Dinin direği, özel ve sosyal hayatın terazisi,
Ø (4)Allah Resulünden bize miras kalan en değerli hediye, miraç hediyesi
Ø (5)Kötülüklere karşı kalkan/zırh
NAMAZ KILAN:
Ø (1)Rabbini över böylece övülenlerden olur.
Ø (2)Ruhunun muhtaç olduğu manevi gıdayı temin eder.
Ø (3)Kalbi temizlenir,manevi hastalıklarını tedavi eder ve kalbin en büyük arzusu ve en çok aradığı şey olan mutluluğa ulaşır. Kişi abidlik makamına yükselir.
Bir gün Peygamberimiz ashabına soruyor: "Evinin önünden nehir geçen ve bu nehirde günde beş defa yıkanan kimsede kirden hiç eser kalır mı?” "Kalmaz ya RasulAllah” diyorlar. "İşte namaz da böyledir.” (Buhari,Salat,319) buyuruyor.
Ø (4)Namaz klanın,İşleri yolunda gider, kazancı bereketlenir, hayatı düzene girer.
Ø (5)Namaz ile kendimizi ve aile fertlerini günahlardan, her türlü tehlikeden ve yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem azabından korur.
ان الصلاة تنهي عن الفهشاءوالمنكروالنغي45ِ/29
Namaz insanı kötülüklerden nasıl alı kor?
1-"Dervişin fikri ne ise zikri de o olur.” derler. Fikriniz iman, zikriniz namaz ve ibadet olursa, kötülük yapma düşüncesinden de uzaklaşmış olursunuz..
2-Namaz kılınan çevre(cami-cemaat) kötülük ve suç potansiyelinin olmadığı nezih bir çevredir.
3-Sosyal çevreniz, cami cemaatinden oluşmaya başlar ve bu sosyal çevrenin oto kontrolüyle, kötülüler engellenir.
4-Namaz ile kalbi arınan mü’minin içinde, kötülük yapma arzusu zayıflar, kötülüğe karşı nefret duygusu güçlenir.
5-Allah da, kulunun iyi olma kararlılığını görünce, onu özel olarak kötülüklerden muhafaza eder.
Nasıl namaz kılmalıyız?
1Su ile bedenine, iyi niyet ile kalbine abdest aldır.
2-Mümkün olduğu kadar cemaate devam etmeye çalış
3-Yüksek huzurda olduğumuzun bilinçliyle hareket et.
4-Namazı ihsan makamında/seviyesinde eda etmeye çalış.
. İhsan; "Allah’ı görüyormuşçasına ibadet etmendir. Sen her ne kadar Onu göremezsen de Onun seni gördüğünü bilmendir.” (Buhari,İman,48) şeklinde tarif edilmektedir.
5-Bir borcu eda etme düşüncesiyle değil de miraç hediyesini özenle koruma hassasiyeti ile namaz kılmalıyız. Zira, borç ödeme düşüncesinde olumsuz( negatif) bir duygu var. Hediyeyi koruma duygusunda ise, hediye ve hediyeyi verene yakınlık sebebiyle onur duyma duygusu var. Nitekim, Kur’an-ı Kerim’de de "Hafizu alessalati” "Namazı koruyun” buyuruluyor. (Bakara,138)
Peygamberimiz (s.a.s); "Bana üç şey sevdirildi: Güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz.” buyuruyor. Peygamberimiz, sevdim demiyor, sevdirildi diyor. Demek ki, güzel kokuya ve kadına karşı duyulan fıtri duygu namaza karşı da var. Her bireyde, güçlü bir mercie ait olma ve ait olduğu yere yakınlaşma arzusu fıtri olarak mevcuttur. Bu arzuya da ancak genel anlamda dua ve ibadetler özellikle de namaz karşılayabilir. Ben, bu hadis-i şerifte yer alan, "Gözümün nuru namaz bana sevdirildi1 ifadesini böyle anlıyorum.
Namaz kılan bir fert olmak yetmez, namaz kılan bir aile olmalıyız. "Ve’mur ehleke bissalati” "Aile fertlerine namazı emret.” (Taha,132) ayeti geldikten sonra Peygamberimiz (s.a.s) altı ay süre ile evli olan kızı Fatıma’nın kapısına giderek "es-salat,es-salat” diye seslenmiştir. Fatıma annemizin böyle bir hatırlatmaya ihtiyacı olmaz. Allah Resulü, bu hususta bizim gözetmemiz gereken hassasiyeti bize göstermek istemiştir. Peygamberimiz(s.a.s); "Çocuklarınızı yedi yaşından itibaren namaza alıştırın” tavsiyesi ile de namaz kılan bir aile kurmamızı istemiştir.
Mevlana şöyle diyor:
"Ey Hak talibi! Önce ambara giren fareden kurtulmaya çalış, sonra buğday topla. Eğer ambarımızda hırsız fare olmasaydı, kırk yıllık ibadet buğdayı dereye giderdi? Her gün yapılan ibadetlerin,iyiliklerin iç rahatlığı, huzuru neden hissedilmiyor? Kalp huzuru ile gönül namazı kılmaya çalış. Kendini tamamen Allah’a verene Allah lütuf ve ihsanda bulunur. Bize doğru yolu gösteren ve kötülüklerden alıkoyan namaz, beş vakitte kılınır. Halbuki Hak aşıkları daima namazdadırlar.”
Allah’ın bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur, bizim Allah’a ihtiyacımız vardır. Allah’a olan ihtiyacımız kıyamete kadar da devam edecektir. İhtiyaçlarımızı Allah’a dua ile arz ediyoruz. Hiç namaz kılmadan sadece dua ile Allah’tan bir şeyler isteyenler, yalnızca başı sıkışınca, işi düşünce iyilik sahibini hatırlayan, işi düşmeyince de iyilik görmezden gelen menfaatçi ve fırsatçı kimselere benzerler..
Namazlarını aksatmadan kılmaya çalışanlar, günde beş defa Allah ile görüşme bahtiyarlığına ermekte, kılmayanlar ise Allah ile randevusuna gitmeme saygısızlığı yapmaktadırlar.
Yüce Rabbimiz bizleri, günde beş defa yüksek huzuruna kabul ettiği seçkin kullarından eylesin.
Yüce Rabbimiz bizleri ailece namaz kılan ve dinini maa aile yaşayan bahtiyarlardan eylesin.
Yüce Rabbimiz, namaz ile hedeflenen bütün faydalardan bizi ziyadesi ile faydanlandırsın.
Yüce Rabbimiz, kılamadığımız, kasten veya sehven kaçırdığımız namazlardan dolayı kusurlarımızı bağışlasın.
Yüce Rabbimiz, kıldığımız bütün namazları ve diğer ibadetlerimizi eksikleriyle birlikte kabullerin en güzeli ile kabul buyursun.

Okudunuz mu?  Vitir Namazında Tekbir

Mukadder Arif Yüksel


Şema
Her namazınızin mirac olmasi dileklerimle…
2014 murac kandili mubarek olsun


namaz müminin miracıdır, müminin miracı namaz, namaz müminin miracıdır anlamı

Bu kategoride yer alan Kurana Göre Namaz başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Namaz müminin miracıdır Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.