Anasayfa
8 Mayıs 2021, 22:23
missa06
Abone

Hz Muhammedin çocukluk Ve Gençlik Yıllarındaki Erdemli Davranışları

Hz Muhammedin çocukluk Ve Gençlik Yıllarındaki Erdemli Davranışları

NURİ
Hz Muhammedin çocukluk Ve Gençlik Yıllarındaki Erdemli Davranışları
Soruyu Cevaplarmısınız


Yanıt: Hz Muhammedin çocukluk Ve Gençlik Yıllarındaki Erdemli Davranışları

Desert Rose
Hz MUHAMMED’İN (S.A.V) ERDEMİ

Peygamberimizin çocukluğu ve gençliği temiz ve erdemli bir şekilde geçmişti. Peygamberlikten sonraki yaşamı nasıl erdemli ise, kırk çocukluk ve gençlik döneminde de öylesine erdemliydi. Halbuki gençlik yıllarını geçirdiği Mekke şehri, o zamanlar o kadar karışıktı ki, Mekkeliler arasında yaşayıp da cahiliye çirkinliklerine bulaşmamak âdeta mümkün değildi.
İslâm öncesi Cahiliye döneminde dolandırıcılık, hile, aldatma, hak yeme, verdiği sözde durmama, hainlik eksik olmuyor, çok basit bir iş gibi görülüyordu.
Peygamberimiz bu karışık ve kirli toplumda kirlenmeden kalmayı başardı. Başkalarına bulaşan kötü hallerden bütünüyle uzak kaldı. Çünkü Yüce Allah, onu cahiliye devrinin her türlü pis işlerinden, çirkinliklerinden nefret duyacak bir karakterde yaratmıştı.
Peygamberimizin gençliği, amcası Ebû Talib’in yanında ve onun himayesi altında geçti. Ebû Talib yeğeni için o zaman pek revaçta olan ticareti, meslek olarak seçmişti. Zaten kendisi de meşhur bir tüccardı.
Peygamberimiz amcası ile birlikte ticarî seyahatler yaparak tecrübesini arttırdı. Doğruluğu, alış verişindeki adaleti kısa zamanda çevresinde duyuldu ve meşhur oldu. O zamanlar Arabistan’da doğru ve güvenilir kimselere sermaye verilir, ticaret yapılarak kârı paylaştırılırdı. Peygamberimize de buna benzer işler verilmiş, o da en doğru bir şekilde işini başarmıştı.

Okudunuz mu?  İlginç insanlar

Hz. Muhammed ‘in (s.a.v.)
örnek Ahlakı
Kuşkusuz hem ferdî hem de sosyal bakımdan
İslâm’ın ideal ve örnek insanı Hz. Muhammed’dir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm
Resûlullah’ın hayat ve şahsiyetini müslümanlar i-çin örnek olarak göstermiş (el-Ahzâb
33/21); bu sebeple ashâb-ı kirâm onun hayatını titizlikle izlemişler; bu
hayatı hem bizzat kendi yaşayışlarına örnek almışlar hem de sonraki
nesillere büyük bir gayret ve itina ile nak-letmişlerdir. Onun ahlâkı
ve şahsiyeti hakkında en önem-li kaynak Kur’ân-ı Kerîm’dir. Çünkü, Hz.
Âişe’nin be-lirttiği gibi (Müslim, Müsâfirîn , 139) Onun ahlâkı Kur’an’dır. Hadis
külliyatıyla siyer, şemâil ve hilye kitapları Hz. Peygamber’in hayatını, bedenî
özellikleri-ni ve ahlâkî kişiliğini anlatan hadis ve haberleri ihti-va eder.
Bu kaynakların verdiği mâlumat, yalnızca Peygamberi-miz’in ahlâkını tanıtmak bakımından
değil, aynı zamanda hem Asr-ı saâdet toplumunun genel karakteri hakkında
bi-ze fikir vermesi hem de bir müslümanın ahlâkî kişiliği-nin nasıl
olması gerektiğini göstermesi bakımından son derece önemlidir.
Resûlullah bir defasında
kendisini şöyle tanıtmıştı: Rabbimin katında benim on ismim var: Ben
Muhammed’im; Ahmed’im; Mâhî’yim, yani Allah benim vasıtamla inkârcılığı mahvedecektir; ben
Hâşir’im, yani Allah kullarını benim i-zimde toplayacaktır; ben rahmet Peygamber’iyim,
tövbe Peygamber’iyim, kahramanlık Peygamber’iyim. Ben Mukaffî’yim, yani bütün insanları Allah
yoluna yöneltirim. Nihayet ben (insanlığı) kemale erdirenim (Müslim, Fezâil , 126).
Kusursuz bir ifade kabiliyetine sahip olan Resûlullah, hayatı boyunca sadece
gerçeği söylemiş ve söylediklerini harfi harfine yaşamıştır. O, daima tatlı
dilli, güler yüzlü ve toleranslı olmuş; bununla beraber sözlerini saygı
ile dinletmeyi de başarmıştır.
Peygamberimiz toplulukta yemek yemeyi severdi. Yemeğe
besmele ile başlar, sağ elini kullanır, tıka basa doyma-dan sofradan
kalkar, yemekten önce ve sonra ellerini yı-kardı. Sağlığa zararlı ve
dinen haram olan veya kokusuyla çevresindekileri rahatsız edecek şeyleri yemez;
bunların dışında hiçbir yemek için sevmiyorum demezdi. Sofra kurallarına mutlaka
uyar, bu konuda çevresindeki-leri de sabırla ve nezaketle eğitirdi.
İpek
elbise giymez, altın yüzük takmazdı. Giyiminde temizliğe ve sadeliğe önem
verir, pejmürdelikten hoşlanmazdı. Temizliği imanın yarısı sayardı. Bizzat kendisi temiz
olduğu gibi bu alışkanlığı etrafındakilere de kazandırmaya çalışırdı. Lüks ve
ihtişama önem vermez, geçici sıkıntıları tasa edinmezdi. Diğer müslümanlara da
kanaatkâr olmayı, hayata daima iyimser bakmayı telkin ederdi.
Gönlü zengindi.
Affetmeyi sever, kimseyi incitmez, düşmanlarının dahi iyiliğini isterdi. Kur’ân-ı Kerîm’de
onun bu meziyetinden övgüyle bahsedilir ve şöyle buyurulur: Eğer kaba,
katı kalpli olsaydın, muhakkak ki insanlar çevrenden dağılır giderlerdi… (Âl-i
İmrân 3/159). O, insanların kusurlarını yüzlerine vurmaz, ten-kitlerini isim vermeden
yapardı.
Bir öğünlük yemeğini olmayana verdiği için kendisinin ve ailesinin
aç sabahladığı geceler çok olmuş; fakat kendisi ve ailesi, açlığın
sıkıntısını iyilik yapmanın ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmanın verdiği mutlulukla altetmeyi
bilmişlerdir.
Yeri gelince eşsiz bir yiğit, yeri gelince de son
de-rece halim selim idi. Adaleti titizlikle korur; insanla-ra sırf mevki
ve makamlarına göre muamele etmezdi. Aksi-ne fakirlerin, kimsesizlerin, yetimlerin, hastaların,
gariplerin, çocukların daha çok ilgi ve mutluluğa muhtaç olduklarını bilir
ve bunu onlardan esirgemezdi.
Kibirlenmekten nefret eder, kibirle imanın bir
kalpte birleşemeyeceğini söyler; kimseye karşı ululuk taslamaz; fakat düşmanları karşısında
da ezilip küçülmezdi. Otori-tesini sürdürmek için sunî ve zorlama tedbirlere
başvurmaz; meclislerde boş bulduğu yere otururdu. Dalkavukluk-tan nefret ederdi. Kendisine
bir ilâh gözüyle bakılması-na asla razı olmaz; kendisinin de bir
insan olduğunu, sadece Allah’ın korumasıyla hata ve günahtan kurtulabi-leceğini hiçbir
kaygıya kapılmadan samimiyetle ifade ederdi. Halkın arasına katılır; insanlarla olan
ilişki-lerini herhangi bir insan gibi sürdürür; hastaları, dostlarını, komşularını ziyaret
eder; müslümanların acı ve tatlı günlerini paylaşmaktan geri kalmazdı.
Resûlullah’ın
aile hayatı son derece muntazamdı. Eş-lerine saygı gösterir; haklarına riayet
eder; hatta ge-celeyin ibadet etmek istediği zaman bile eşinden izin
alma inceliğini gösterirdi. Aile bireyleriyle şakalaşma-yı sever, nâdiren vuku bulan
aile içi tatsızlıkları an-layışla karşılar, ikazlarını incitmeden, medenîce yapar-dı.
Din
ve dünya işleri arasında ideal bir uyum kurması, onun en
önemli özelliklerinden ve başarısının sebeple-rinden biridir. Bir hıristiyan olan müsteşrik
M. G. Demombynes, Muhammed (s. 599-600) isimli önemli eserinde, İslâmiyet’in
Hıristiyanlığa üstünlüğünü ve Hz. Peygamber’in başarısının sebeplerini şöyle anlatıyor: Îsâ’nın
vaazında öbür dünya için hazırlık, bu dünyanın nimetle-rinden vazgeçmekle başlar.
İslâm’da ise kesinlikle böyle bir şey yoktur… İslâm’a göre, iyi
bir şekilde kullan-mak şartıyla hiçbir nimet kötü değildir.
Bazı sahâbîler,
ebedî kurtuluşlarını kazanabilmek i-çin geceleri hep namaz kılacaklarını, gündüzleri oruç
tutacaklarını, evlenmeyeceklerini, evli olanlar eşlerine yaklaşmayacaklarını söylemişlerdi. Hz. Peygamber bu
gelişmeyi duyunca onları şu sözlerle uyardı: Sizin şöyle şöyle söylediğinizi
duyuyorum. Bakın, yemin ederim ki ben, Allah’a hepinizden daha çok
saygılıyım. Bununla birlikte oruç tuttuğum günler de olur, tutmadığım günler
de. Namaz da kılarım, uyku da uyurum. Kadınlarla da evlenirim…
Kim benim sünnetimden (yolumdan) yüz çevirirse benden yüz çe-virmiş olur
(Buhârî, Nikâh , 1). Dünyada zühd içinde ol-mak, helâli haram saymak
değildir (Tirmizî, Zühd , 29).
Kur’an Allah elçisini güzel örnek olarak gösteriyor.

Okudunuz mu?  Yaşlı kayınbaba ve kayın valideyi yıkamak caiz mi?

Cevap: Hz Muhammedin çocukluk Ve Gençlik Yıllarındaki Erdemli Davranışları

Yönetici
Çok güzel çok teşekkürler kim yazdıysa ben Hz. Muhammed’i çok araştırırım


Cevap: Hz Muhammedin çocukluk Ve Gençlik Yıllarındaki Erdemli Davranışları

Kayıtsız Üye
yazanın ellerine sağlık çok faydalı bilgi


Kayıtsız Üye
Allah razı olsun Peygamber efendimizin hayatı ile ilgili kısa bilgi edindim

Okudunuz mu?  İnsanın maddi ve manevi ihtiyaçları nelerdir?

Kayıtsız Üye
Hz. Muhammet aile büyüklerini sever sayardı,dürüst ve güvenilirdi, hayvanları çok severdi, arkadaşlarıyla iyi geçinirdi ,kötü davranışlardan kaçınırdı, haksızlıklara karşı çıkardı
Arkadaşlar kısa yazdım


karanfil
Çocukluğunu Dedesinin yanında, Gençliğini Amcası Ebu Talip ve Eşi Haticenin yanında geçirmiştir


05040661353
ebu talib amcası himayesi altında geçti

Okudunuz mu?  Aziz Allah dedikten sonra ben sen gibi kelimelerle başlayan cümle kurmamız caiz midir ?

Kayıtsız Üye
Ya çok güzel ellerinize saglik ta çok uzundur ben bu uzun yaziyi 15 dk da gecirebilirmiyim?cok uzun ama güzel


hz Muhammedin çocukluk ve gençlik yıllarındaki erdemli davranışları, hz.Muhammedin çocukluk ve gençlik yıllarındaki erdemli davranışları, hz Muhammedin erdemli davranışları

Bu kategoride yer alan İslamda yılbaşı kutlamak caiz mi? başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Hz Muhammedin çocukluk Ve Gençlik Yıllarındaki Erdemli Davranışları Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.