Anasayfa
18 Ocak 2023, 16:20
Terimler
Abone

Zulüm nedir? İslamda zulüm kavramı

Zulüm nedir? İslamda zulüm kavramı

Hoca
ZULÜM HAKKINDA ANSİKLOPEDİK BİLGİ

Herhangi bir şeyi kendi yerinden başka bir yere koymak, ziya, ışık ile nurun aksi. Dinî anlamdaki manası ise, hak yemek, eziyet, işkence ve baskı kullanmak, adaletsizlik yapmak, hadda aşmak söz ve fiilde aşın gitmek demektir.

Zulüm, arapça bir kelimedir. "Zale-me" fiilinin masdardır. Aynı kökten türemiş bir isim olarak da kullanılır. Aslı zulm olup Türkçe’de zulüm diye kullanılır. Çoğulu zulümattır.

Kelime olarak zulüm, azgınlık, gadr, karanlık, azab ve ezâ ile eş anlamlıdır. Zıddı ise, nur, aydınlık ve adalettir.

Kur’ân’ın üzerinde en çok durduğu kavramlardan biri şüphesiz zulümdür. Aynı kökden gelen kelimelerle birlikte, Kur’ân’da üç yüz’e yakın yerde geçmektedir.

Alimler zulmü üç kısım halinde incelemişlerdir:

1- İnsanın Allah’a karşı işlediği zulüm, şirk ve küfürdür. "İmân edip de imânlarına zulüm karıştırmayanlar (var ya) işte korkudan emin olmak için onların hakkıdır ve doğru yolu bulanlar da onlardır" (el-En’âm, 6/82) âyeti inince, bu âyetin ifâde ettiği, imâna zulüm karıştırma meselesi ashabın nefsine ağır geldi ve, "Hangimiz nefislerine zulmetmez?" dediler: Bunun üzerine Yüce Allah: "Şüphesiz ki, şirk büyük bir zulümdür" (Lokman, 31/13) âyetini indirdi. Böylece yakandaki âyette söz konusu olan zulüm kelimesinden şirk kastedildiği anlaşılmıştır (İbn Kesîr, Tefsiru’r-Kur’ani’l-Azîm, Beyrut 1969, II,153).

Âyetteki "Şirk büyük bir zulümdür" ifadesi ile de, şirk’e düşen insanların hikmet ve akıl yönünden ne kadar zavallı olduklarına ve ahmaklık içinde bulunduklarına işaret edilerek şirkin çirkinliği dile getirilmiştir (Muhammed Ali es-Sabunî, Safvetu’t-Tefâsîr, İstanbul, 1987, II, 491).

Okudunuz mu?  Batıl Nedir? İslamda Batıl Kavramı

Yüce Allah’ın varlığını, birliğini inkâr etmek zulüm olduğu gibi, imân esaslarından herhangi birini inkar etmek de zulüm ve küfürdür. Bütün bu hususlarda ilgili çeşitli âyetler vardır:

"Onlardan her kim, (Allah’ın ilâhlığını inkâr ederek) "İlâh o değil, benim!" derse, biz onu cehennemle cezalandırırız. İşte biz, zalimlere böyle ceza veririz!" (el-Enbiyâ, 21/29).

Bu âyette, Yüce Allah’ın ilâhlığını inkâr ederek, ilâhlık iddiasında bulunanların durumu dile getirilmiştir. Nemrûd’un Allah’ın varlığını inkâr etmenin neticesinde, düştüğü küfür ve zulmünü haber veren bir âyetin meâli de şöyledir:

"Âllah; kendisine hükümdarlık verdi diye (şımararak) Rabbi hakkında İbrâhim’le tartışanı görmedin mi? İşte o zaman İbrâhim, Rabbim dirilten, yaşatan ve öldürendir" deyince, "Ben de yaşatır ve öldürürüm"dedi. Bunun üzerine İbrâhim, Bil ki Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir" dedi. İnkâr eden o adam şaşırıp kaldı (söyleyecek söz bulamadı, dili tutuldu). Allah, zalim kimseleri doğru yola iletmez" (el-Bakara, 2/258).

İsrâiloğullarının, Musa (a.s)’ın sözünü dinlemeyerek buzağıya tapmalarının zulüm olduğu hususunda da, Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Musa ile kırk gece için sözleşmiştik, sonra siz onun ardından buzağıyı ilâh edinmiştiniz. (Kendinize böylece) zulmediyordunuz" (el-Bakara, 2/51).

Okudunuz mu?  Yardımlaşma nedir? İslamda yardımlaşma kavramı

"Andolsun Musa, size açık delillerle gelmişti. Sonra onun ardından tuttunuz buzağıya taptınız. Söz öyle zalimlersiniz işte!" (el-Bakara, 2/92).

Kur’ân’da, Allah’ın âyetlerini inkâr etmek ve Allah’ın daha önce indirdiği vahiyleri değiştirmek de zulüm olarak haber verilmiştir:

Ayetlerimizi yalanlayanlar ve kendilerine de zulmeden topluluğun durumu ne kötüdür!" (el-A’raf, 7/177).

"İçlerinden zulmedenler, (söylediğimiz) sözü, kendilerine söylenmeyen bir sözle değiştirdiler. Biz de haksızlık ettiklerinden dolayı üzerlerine gökten bir azab gönderdik" (el-A’raf, 7/162).

Âyetlerimiz hakkında (münasebetsizliğe) dalanları gördüğün zaman, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan yüz çevir. Eğer şeytan sana (bunu) unutturursa, hatırladıktan sonra (hemen kalk), zalimler topluluğuyla oturma!" (el-En’âm, 6/68).

Peygamberliğe ve peygamberlere inanmamak da zulümdür:

"Şüphesiz ki, onlara kendilerinden bir elçi geldi. Onu yalanladılar. Bunun üzerine onlar zulümlerine devam ederken, azab onları yakalayıverdi" (en-Nahl, 16/113).

"Biz onların, seni dinlerken ne sebeple dinlediklerini, kendi aralarında gizli konuşurlarken de o zalimlerin:

"Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz!" dediklerini gayet iyi biliyoruz" (el-İsrâ, 17/47).

"Nuh kavmini de peygamberleri yalanladıkları vakit- onları da boğduk ve onları insanlara bir ibret yaptık. Zalimlere acı bir azab hazırladık" (el Furkan, 25/37).

Allah’ın varlığına, birliğine, gerektiği gibi sıfatlarına ve diğer imân esaslarına inanma hususunda Allah’ın emirlerine ters hareket eden insanlarını zulüm içinde bulunduklarını, küfre girdiklerini gösteren daha çok âyet ve hadisler vardır.

Okudunuz mu?  Şecaat nedir? İslamda şecaat kavramı

2- İnsanlar arasındaki zulüm. Bu da, insanların kendi hemcinslerine karşı işledikleri suçlar, günahlar ve haksızlıklardır. Bilindiği gibi zulüm kavramı, Kur’ân’da çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. İnsanla insan arasındaki zulüm de, bu geniş alanda büyük bir yere sahip bulunmaktadır. Zaten zulüm denince ilk olarak akla insanların birbirlerine karşı olan hareketlerindeki yanlış, kötü ve zararlı davranışları zulüm olarak tanıtılmış, bunların işlenmemesi istenmiş ve işleyenler tenkid edilmiştir. Bu çirkin hareketlerden bazılarını ve onların olumsuzluğunu bildiren âyet meallerinden bir kısmı şöyledir:

Adam öldürmek: "Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurban kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden); "Ând olsun seni öldüreceğim" dedi. Diğeri de, Âllah ancak sakınanlardan kabul eder. Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile), ben sana öldürmek için el uzatacak değilim. Ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım. Ben istiyorum ki sen, hem benim günahımı, hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın. Zalimlerin cezası işte budur" dedi (el-Mâide, 5/27, 28, 29).

Hırsızlılık yapmak: "Onun (hırsızlık yapmanın) cezası, kayıp eşya, yükünde bulunan kimseye verilir. İşte ona el koymak, onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız, dediler" (Yûsuf, 12/75).

Okudunuz mu?  Yaratılış Gayesi Nedir?

Erkeklerin erkeklerle temasta bulunması (homoseksüellik) ve yol kesip kötülükte bulunmak: Lût’u da (gönderdik), kavmine dedi ki: "Siz, sizden önce âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı bir fuhşa gidiyorsunuz. Siz (kadınları bırakıp) erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz ve toplantılarınızda edepsizce şeyler yapıyorsunuz ha?" Kavminin cevabı, sadece; "Eğer doğrulardan isen, haydi Allah’ın azabını getir!.. " demeleri oldu. (Lût): "Rabb’im, şu bozguncu kavme karşı bana yardım et" dedi" (el-Ankebût, 29, 30).

Zina yapmak: "Yûsuf’un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden murad almak istedi ve kapıları kilitleyip Haydi gelsene. !" dedi. (Yusuf); Allah’a sığınırım. Efendim bana güzel baktı (Ben nasıl onun iyiliğine karşı hıyânet ederim.) Zalimler iflâh olmazlar, dedi" (Yusuf, 12/23).

Suçlu insanları bırakıp suçsuzları cezalandırmak: Dediler ki: "Ey vezir, onun büyük bir ihtiyar babası var! (Onun alıkonduğuna çok üzülür). Onun yerine (bizden) birimizi al. Zira biz seni iyilik edenlerden görüyoruz" (vezir): "Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını almaktan Allah’a sığınırız. Yoksa biz zulmedenlerden oluruz dedi" (Yûsuf, 12/78, 79).

Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmemek: "Ve kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte zalimler onlardır" (el-Mâide, 5/45).

Bundan önceki âyette de Yüce Allah, Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenlerin kâfirler olduğunu bildirmiştir: Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte kâfirler onlardır" (el-Mâide, 5/44).

Hz. Muhammed (s.a.s) de, insanın insana zulmetmesini yasaklamış ve İslâm dininde zulmün yerinin olmadığım belirtmiştir. Mazlumun duasından sakınınız. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur" (Buharî, Cihâd, 180) diyerek, zulmün ne kadar kötü ve zararlı bir şey olduğuna işaret etmiştir. Rasûlüllah (s.a.s) veda hutbesinde sık sık zulümden sakınmayı emretmiştir (Ahmed Zeki Safve, Cemheretu Hutebi’l-Arab, Mısır 1962, I, 155 vd).

Okudunuz mu?  Şefkat Allah'ın yarattığı canlılara karşı insanda varolan acıma, merhamet etme duygusu

Diğer bir hadiste de; Müslüman, diğer müslümanların onun elinden ve dilinden emin oldukları kimsedir" (Buharî, İmân, 4, 5; Rikâk, 26; Müslim, İmân, 64, 65; Ebû Dâvud, Cihâd, 3; Tirmizî, Kıyâme, 53, İmân,13) diyerek zulmün nasıl bir afet olduğunu ifade etmiştir.

Zulmün âhiretteki azabını bildiren bir hadis de şöyledir:

"Zulümden sakınınız. Zira zulüm, kıyâmet günü (sahibini saran) karanlıklar (olacak)dır" (Buhârî, Mezâlim, 8; Tirmizi, Birr, 83).

Ebû Musa (r.a)’dan nakledildiğine göre, Hz. Muhammed (s.a.s); Âllah, zalime (bir müddet) mühlet verir. Onu bir defa yakaladığı vakit de, felâh vermez" Ondan sonra da: "İşte Rabb’in, zulmeden şehirlerin (halkını) yakaladığı zaman, böyle yakalar. Çünkü O’nun yakalaması çok acı ve çok çetindir" (Hud,11/102) (meâlindeki) âyeti okunmuştur (Buhârî, Tefsir sre 11, 5; Müslim, Birr, 62; İbn Mâce, Fiten, 22).

Bir de Rasûlüllah (s.a.s) dünya hayatında insanlara zulmetmenin, ahirette, zulmeden kişiyi iflasa götüreceğini bildirmiştir. Ebû Hureyre (r.a)’ın naklettiğine göre, (bir gün); Müflis kimdir, biliyor musunuz?" diye sormuştur. (Hazır bulunan) ashâb: "Müflis bizim aramızda, parası olmayan ve malı bulunmayandır" deyince, o şöyle devam etmiştir: "Ümmetimden müflis, kıyâmet günü namaz, oruç ve zekât sevabı ile, (ve amel defterine) şuna sövdü, buna zina iftirası yaptı, şunun malını yedi, bunun kanını döktü, şunu dövdü (diye yazılmış olarak) gelen kimsedir. Onun hasenatının sevâbından (hak sahibi olan) şuna, buna verilir. Eğer üzerindeki borç ödenmeden önce ibâdet ve iyiliklerinin sevabı tükenirse, alacaklıların günahlarından alınıp onun üzerine yüklenir. Sonra (onların günahları ile birlikte) cehenneme atılır" (Müslim, Birr, 60; Ahmed b. Hanbel, II, 303, 324, 372).

Okudunuz mu?  Şirk ile küfür arasında ne gibi fark vardır?

3- Zulmün bir çeşidi de, insanın kendi kendine zulmetmesidir. Bu hususta da çeşitli âyetler vardır. Bu âyetlerden bazılarının meâli şöyledir:

"Biz hiç bir peygamberi, Allah’ın izniyle itâat edilmekten başka bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler, Allah’tan günahlarını bağışlamasını isteseler ve Rasûl de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah’ı affedici, merhametli bulurlardı" (en-Nisâ, 4/64).

"(İnkâr edenler), ille kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabb’inin (azab) emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı" (en-Nahl, 16/33).

"Sonra Kitabı kullarımız arasında seçtiklerimize miras verdik. Onlardan kimi nefsine zulmedendir, kimi orta gidendir, kimi de Allah’ın izniyle hayırda öne geçendir. İşte büyük lütuf budur" (Fâtır, 35/32).

Okudunuz mu?  Ayıp Araştırmak Nedir? Hakkında Ansiklopedik Bilgi

Yukarıda sayılan çeşitlerden hangisi olursa olsun, zulüm, yaratılış düzeninde bozukluk ve sapmalara sebep olmaktadır. İnsanın dışındaki bütün varlıklar, yaratılış düzenini bozmamakta, nasıl yaratılmışlarsa, öyle hareket etmektedirler. Allah’ın emir ve yasaklarım dinlemeyen, zulüm yollarına düşen insanlar ise, insanın yaratılış gayesinin dışına çıkmaktadırlar. Bu halleriyle de, varlıklar arasında en büyük zalimlerden olma durumuna düşmektedirler. Onun için Allah ve Râsulü genel olarak zulmü yasaklamışlardır. Bir de, bütün peygamberler insanları Allah’a inanmaya ve O’nun emir ve yasaklarına uygun hareket etmeye çağırmışlardır. Bu davete kulak vererek imâna gelen ve ibadete sarılanlar huzur, saadet, mutluluk ve başarı elde etmişlerdir. Bu davete kulak vermeyerek peygamberlerin yoluna muhâlefet edenler ise, zalimlerden olmuşlar ve başlarına büyük musibetler gelmiştir. Kur’ân’da, peygamberlerin emrini dinlemeyen nice toplulukların başına gelen felâket ve musibetler haber vermiştir. Bu bilgiler, zulüm işleyen zalimlerin sonu açısından son derece ibret vericidir.

Nureddin TURGAY


Cevap: Zulüm [hak yemek, eziyet, işkence ve baskı kullanmak, adaletsizlik yapmak, hadda aşmak]

Fetva Meclisi
Dinî anlamdaki manası ise, hak yemek, eziyet, işkence ve baskı kullanmak, adaletsizlik yapmak, hadda aşmak söz ve fiilde aşın gitmek demektir

Allah cc razı olsun


Cevap: Zulüm nedir? İslamda zulüm kavramı

@hmet

ZULÜM ne demek? kısaca bilgi

(الظلم)

Ahlâk, siyaset, hukuk ve kelâm ilminde kullanılan geniş kapsamlı bir terim.

Okudunuz mu?  Tevbe Sözcük anlamı, dönmek, vazgeçmek, yönelmek

Sözlükte bir şeyi ona ait olmayan yere koymak anlamındaki zulüm (zulm) din, ahlâk, hukuk gibi alanlarda terim olarak belirlenmiş sınırları çiğneme, haktan bâtıla sapma, kendi hak alanının dışına çıkıp başkasını zarara sokma, rızasını almadan birinin mülkü üzerinde tasarrufta bulunma, zorbalık , özellikle de güç ve otorite sahiplerinin sergilediği haksız ve adaletsiz uygulama gibi anlamlarda kullanılır. Aynı kökten mazlime (çoğulu mezâlim) zalimin elinde bulunan başkasına ait nesne demektir. Zulümden şikâyetçi olmaya tazallüm, zulme katlanmaya inzılâm denir (Lisânü’l-ǾArab, žlm md.; et-TaǾrîfât, Žulm md.; Tehânevî, Keşşâf, II, 938; EI² [Fr.], XI, 612-613). Adl/adâlet, kıst ve insaf kavramları zulmün karşıtı, cevr, bağy, tuğyân, fısk, udvân/taaddî/i’tidâ kavramları da zulmün eş anlamlısı veya yakın anlamlısı olarak kullanılır. Zulmün kök anlamı bakımından özellikle insan ilişkilerindeki haksızlıkları ifade ettiği, bu sebeple cevre göre daha dar anlamlı olduğu belirtilirse de (Ebû Hayyân et-Tevhîdî, s. 84-85) literatürde zulmün eş anlamlısı olarak en çok cevr geçer.


Cevap: Zulüm nedir? İslamda zulüm kavramı

haci

bir not;medine vesikası maddelerinden biride mazlumun yanında zalimin karşısında durmak.


Kayıtsız Üye
Iyi akşamlar yıllardır amcaoğlum ve annesi bıkmadan usanmadan benimle ve ailemle uğraşıyor çocukluk yillarimdan beri ben kotuluk bilmiyorum sadece beddua ediyorum onlara başlarına gelmeyen kalmadı ama hala vazgeçmiyor türlü türlü oyun oynadılar ve hala oynuyorlar rabbim ne zaman dur diyecek bitmiyecekmi bu zlum pesime erkek takıyor beni herkese kötü anlatıyor bunların hiç Allah korkusu kalmamış dua istiyorum bitsin artık bu zlum

Okudunuz mu?  Sadakat Doğruluk ve dürüstlük

Kayıtsız Üye
Sevgili kardeşim,kardeşim diyorum eğer Müslüman isen din kardeşiyiz,beddua ediyorum diyorsun,etme,peygamber efendimizin amcası ebu leheb;ebu leheb’in elleri kurusun:bu beddua değil.ALLAH’ın bir emridir.TEBBET Suresini oku.O SANA YETER.ALLAH’A EMANET OL.


Vasat
Benim bir yengem var. Her yaptığımız onun için yanlış. Sıra kendisine geldiğinde ise o o şeyi yaparsa doğru oluyor. Yaptığımız iyiliklerde hep bir art niyet aranıyor. Bizim damda kuzuları varmış. Ninem üşümesin kuzular diye kapıyı kapatmış. Yengem kuzuların yanına geldiğinde kapıyı da kapatıyorlar diye kendi kendine söylenmiş. Bu yaşadığımız şeylerden sadece birisi. Takip ediyorum sürekli böyle. Devenin üstünde kuduz dalamak deyiminin karşılığı bu olsa gerek. Böyle bir durumda ne yapılmalı?


misafir1
insana akıl sır erer mi, insanla uğraşılır mı. sayenizde bir deyim daha öğrendik. oturduğu yerden dert icad edene denirmiş herhalde. sen çıkarsan aradan kalır seni yaradan denmiş. insan kendiyle çok uğraşıyor ortada bir mesele yok halbuki, onun için kimseyle uğraşmadan güzel bir örneklik yapmak en iyisi galiba. aslında birazda insanlar birbirlerini beğenmez olunca kendilerine pek nazar edilmiyor, birbirini beğenmeyen insanlar pek iflah olmuyorlar herhalde. söyledikleriniz gıybete girmez gerçi ama bahsettiğiniz kimseyle ilgili bu olumsuz düşünceler, onunla ilgili bütün işlerinizinde bereketsiz ve sevimsiz olmasına neden olabilir. kendinizi kullandırmanızı, haklarınızı savunmamanızı veya haksızlığa sessiz kalmanızı kastetmiyorum, kendi haklarınızı çiğnetmezseniz ki bunun için basit bir duruş yeterli olur birazda duymayın görmeyin uğraşmayın, salih niyet beslemeye güzel geçinmeye bakın. yoksa insanın diğer insanlarla ilişkilerindeki çoğu bereketsizlik ve sevimsizlik, en başında düşündüğü basit bir olumsuz düşünceden kaynaklanabiliyor ve insan bunun farkında bile olamayabiliyor.

Okudunuz mu?  Taziye (Musibetle karşılasan kişiyi teselli etme)

Vasat
Sen çıkınca aradan kalır seni yaradan işte bu söz benim tesellim. Kalkıp hesap sorunca işler daha da büyüyecek. Kendi haline bırakınca da Hak dilerse düzelecek. Ben kimsenin hakkında kötü düşünmek istemem. Ama bir değil iki değil. Onun için yapılan bir iyiliği çekip başka yere götürmek.. Kendime de kızıyorum böyle şeyleri kafaya taktığım için. Yapacak oldupunu yap bırak Allah’a diyorum.Ama huzursuzum işte. Biz onun iyiliğini isterken onun sürekli bu tavırda olması… Devenin üstünde kuduz dalamak, bu deyimi biz hiç bir işe karışmasan da bela gelir seni yine de bulur anlamında kullanırız.


hak yemek, zulüm ne demek, hak yemekle ilgili sözler

Bu kategoride yer alan Yaratılış Gayesi Nedir? başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Zulüm nedir? İslamda zulüm kavramı Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.