Anasayfa
8 Mayıs 2021, 9:02
missa93
Abone

Peygamberimizin sadakanın ömrü uzatması ile ilgili hadisi

Peygamberimizin sadakanın ömrü uzatması ile ilgili hadisi

Kayıtsız Üye
pey.asv.sadakının ömrü uzatması ile ilgili hikayeleri


Cevap: Peygamberimiz (s.a.v)in sadakanın ömrü uzatması ile ilgili hadisi

Desert Rose
Ecel birdir değişmez. Bazı kimseler Resul-i Ekrem (S.A.V.) Efendimizin: Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır, hadîs-i şerifini ileri sürerek, ömrün uzayabileceğini ve dolayısıyla da ecelin değişebileceğini iddia ederler. Evvelâ şunu belirtelim ki, sadakanın ömrü uzatmasının hakikati ne olursa olsun, neticede insanın ölümü sözkonusudur ve bu ise ezelî ilmiyle Allah’ın malûmudur. Bu noktadan, onun ölüm vakti ve dolayısıyla da ömür müddeti Allah tarafından takdir edilmiş olup bunun değişmesi mümkün değildir. Meselâ, bir kimsenin verdiği bir sadaka ile ömrünün iki yıl uzadığını farzedelim. Bu şahsın, ecel-i muallâk dediğimiz, şarta bağlı eceli, eğer sadakayı verirse ömrü elli sene, vermezse kırk sekiz sene, şeklinde olsun. Cenâb-ı Hak o şahsın sözkonusu sadakayı vereceğini bildiği için ömrünü elli sene olarak takdir etmiştir. İşte bu ecel değişmez.

Yukarıda takdim ettiğimiz hâdîs-i şerif ile Peygamber Efendimiz (S.A.V.) mü’minleri hayra teşvik etmekte ve aralarındaki sevgi bağlarını sadaka ile perçinlemektedir. Sadakanın belâyı def etmesi, Allahü Zülcelâl’in lütfü ve atâsıdır. Verdiğimiz sadakaların ne gibi belâların define vesile olduğu ise, bizim meçhûlümüzdür. Verdiğimiz sadakalarla ve yaptığımız hayırlı hizmetlerle başımıza gelecek birçok belâların define sebeb olmaktayız. Vücuda gelmediği için bilemediğimiz bu belâların defi, bizim için ayrı bir nimettir ve bu nimet menfî nimet şeklinde ifâde edilmektedir. Sadakanın müsbet nimet olması ciheti ise mü’minlere hayır ve hasenat kazandırmasıdır.

Okudunuz mu?  Adalet ile ilgili özdeyişler

Sadakanın ömrü uzatmasını kelâm ilminin büyük âlimlerinden Teftazânî Hazretleri, Şerh-i Akaid adlı eserinde çeşitli yönleriyle izah etmiştir.

Teftazânî Hazretleri’ne göre: Ömrün uzamasından maksat, ömrün bereketlenmesidir. Âhirete hayır ve hasenat için verilmiş bir sermaye olan insan ömrünün uzaması, bu sermaye ile daha çok kâr elde etmek manasınadır. Buna göre ömrün müddetinde bir değişme olmasa da, sadaka yoluyla mahsulünde bir artma olması ömrün uzaması demektir.
Bunu bir misâl ile açıklamaya çalışalım. Bir ağacın her baharda dört bin meyve verdiğini ve ömrünün on sene olduğunu farzediniz. Cenâb-ı Hakk’ın ağaca lütuf ve insanıyla baharlardan birinde dört bin yerine sekiz bin meyve verdirmesi halinde, ağacın ömrü manen bir yıl uzamış, demektir. İşte sadaka da insan ömrünün verimini artıran güzel bir vasıtasıdır. Ve bu mânâda ömrü uzatmaktadır.

Yukarıdaki hakikati Teftazânî Hazretleri şu şekilde ifâde etmiştir: Sadaka, ömürden maksûd-u ehem (en önemli gaye) olan şeyi ziyade ediyor (artırıyor). O da amel-i sâliha ile kemâle ermektir. Çünkü insanlar nefislerini kemâle ve iki dünya saadetine, salih ameller ile getirebilirler.

Sadakanın ömrü uzatmasının diğer bir mânâsı, rızıkta berekete ve ömrün huzur ve sürür ile geçmesine vesile olmasıdır.

Başka bir mânâ da, ömrün uzaması, ölümden sonra hayır ve hasenat defterinin kapanmamasıdır. Bilindiği gibi, sadaka mal yanında ilim ve irfan ile de olmaktadır. Mü’minlere faydalı bir eser neşreden bir âlimin sevap defteri ölümüyle kapanmaz. Bu ise onun ömrünün uzaması demektir. Zira, ömrü uzadıkça hayır ve hasenatına devam edecek olan o zât, aynı işi ölümden sonra da yapabildiğine göre manen hayattadır demektir.

Okudunuz mu?  Biri bize küfür ederse ne yapmalıyız

Cevap: Peygamberimiz (s.a.v)in sadakanın ömrü uzatması ile ilgili hadisi

Desert Rose
Sadaka, Allah rızası için fakirlere, muhtaç kimselere, karşılıksız olarak verilen şey; yapılan yardım, her türlü iyilik; Allah yolunda yapılan harcamadır.(1)

Yapılan herhangi bir yardım veya iyiliğin sadaka sayılabilmesi için şu üç özelliğin birlikte bulunması gerekmektedir.

1. Allah rızası için yapılmalıdır,

2. Özellikle fakir ve ihtiyacı olan kişilere yapılmalıdır,

3. Karşılıksız olarak yapılmalıdır.

Bu üç şart birlikte gerçekleşmezse verilen şey sadaka olarak değer kazanmaz.

Sadaka, Allah’ın buyruklarına uymanın açık bir işareti ve fiili bir şahididir.

Yüce Rabbimiz; Herhangi birinize ölüm gelip de, Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar ertelesen de, sadaka verip iyilerden olsam! demeden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın. (2)

Ey iman edenler! kazanlıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın… (3) buyurarak inananlara sadaka vermeyi emretmekte,

Gerçek müminleri ise; Kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar. (4)
Onlar bollukta, darlıkta Allah yolunda harcarlar. (5) diye tarif etmektedir.

Sadaka, Allah’ın rızasını kazanmanın, dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmenin yoludur.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de; Allah yolunda yapılan her iyi ve güzel davranışın karşılığını vereceğini belirterek şöyle buyurmaktadır:
Allah müminlerden mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) Cennet karşılığında satın almıştır. (6)

Kendiniz için yaptığınız iyiliği daha iyi ve daha büyük ecir olarak Allah katında bulursunuz. (7)

Okudunuz mu?  Doğum yapan kişinin gusletmesi gerekir mi gusletmeden çocuğunu emzirmesi günah mıdır ?

Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kalkmayan ve gönül incitmeyenlerin Rabbleri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. (8)

Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilmez. (9)

Sadaka veren erkeklerle, sadaka veren kadınlar….var ya, işte onlar için Allah bağışlama ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.(10)

Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa salih amel işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın. (11)

Sadaka, malı eksiltmez(12), malı çoğaltır ve bereketlendirir.

Bir kutsi hadiste: Ey Ademoğlu! İnfak et ki, Ben de sana infak edeyim. (13) buyrulmaktadır.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v), Hz. Ebu Bekir’in kızı Esma’ya şu tavsiyede bulunmuştur.

Ey Esma! Cimri olma ki, Allah da sana eksik vermesin. Saymadan ver ki, Allah da sana saymadan versin. Kesenin ağzını bağlama ki, Allah da sana nimetini eksik etmesin, kesenin ağzını bağlamasın. İnfak et ki Allah da sana infak etsin. (14)

Sadaka, Allah’ın verdiği nimetlere şükrün ifadesidir.

Yüce Rabbimiz; verdiği nimetlere şükretmemizi emretmekte, nankörlük etmememizi.(15) istemekte, Verdiği nimetlere şükrettiğimiz takdirde bize nimetlerini artıracağını, (16); Kıyamet gününde, bize verilen her türlü nimetten hesaba çekileceğimizi bildirmektedir. (17)

Sadaka, dünyada yoksulun, ahirette verenin yüzünü güldüren ve insanı Rabbine yaklaştıran bir bağıştır.

Sahabe-i Kiramın sevgili Peygamberimiz (sav)’e, "Ya ResulAllah! Allah yolunda ne infak edelim?" Diye sormaları üzerine, Yüce Rabbimiz: (Ya Muhammed!) Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: ihtiyaçtan arta kalanı. (18) (harcayın) buyurmuştur. Biz hayır olarak ne verirsek, şüphesiz Allah onu bilmektedir. (19) Allah harcadığımız her şeyin karşılığını verecektir. (20) Zerre ağırlınca bir hayır işleyen onun karşılığını görecektir. (21)

Okudunuz mu?  Fatih Sultan Mehmet'in yaptığı savaşlar nelerdir, fethettiği yerler

Peygamber Efendimiz (s.a.v.): (İyilik yapmak ve) iyiliği tavsiye etmek sadaka olduğu gibi kötülükten sakınmak ve başkalarını da sakındırmak sadakadır. (22)

"Sadaka vermede acele ediniz, zira bela sadakanın önüne geçemez. (23)

Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, Allah Teala yedi insanı Arşın gölgesinde barındıracaktır. (Bunlardan biri de), sağ elinin verdiğini, sol elinin bilmeyeceği kadar sadakayı gizli veren kimsedir. buyurmuşlardır.(24)

Ömer b. Abdülaziz: Namaz seni yolun yarısına, oruç da Melik’in kapısına, sadaka ise Melik’in huzuruna iletir. demiştir.

Nitekim Yüce Rabbimiz Kullarım, Beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki) gerçekten Ben (onlara) çok yakınım. (25) buyurmaktadır. İki kutsi hadiste ise bu gerçek şöyle ifade edilmektedir.

Ben kulumun zannına (inancına) göreyim. Kulum Beni zikrettiğinde, Ben onunlayım. (Rahmetim, tevfik ve yardımım onunla beraberdir). O Beni kalbinde gizlice zikrederse, Ben de onu bu şekilde anarım. Beni bir toplum içinde zikrederse, Ben de kulumu o toplumdan daha hayırlı bir toplum içinde (Rahmetimle) anarım. (26)

Kulum bana bir karış yaklaştığı zaman, Ben ona bir arşın yaklaşırım; O Bana bir arşın yaklaşınca, Ben ona bir kulaç yaklaşırım; O bana yürüyerek geldiği zaman, Ben ona koşarak varırım. (27)

Sensin bize bizden yakın, / Görünmezsin hicap nedir? (28)

Dizeleriyle Yunusumuz bu gerçeği ne güzel ifade etmiştir.

Sadaka, belayı önler, ömrü uzatır, hataları yok eder ve insanı cehennem ateşinden korur.

Okudunuz mu?  Cennette su damlası tam isim olarak karşılı nedir

Sevgili Peygamberimiz: Az da olsa gücünüz yettiği kadar sadaka veriniz. (29)

Yarım hurma ile de olsa; kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz, o kadarını da bulamayanlar güzel bir sözle bile olsa kendilerini korusunlar. (30) güzel bir söz;(31) her meşru ve güzel bir iş sadakadır.(32)

Bir hurma da olsa sadaka verin, çünkü o bir hurma açlığı giderir. Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da hataları yok eder. (33)

Sadaka Allah’ın öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder. (34)

Sadaka, belayı önler ve ömrü uzatır. (35); Suyun ateşi söndürdüğü gibi günahların azabını söndürür. (36) buyurmuşlardır.

İbni Ebi Ca’d: Sadaka yetmiş kötülük kapısını kapatır. diyor

Hz. Lokman, oğluna: Oğlum! Bir hata işlediğinde hemen arkasından sadaka ver. (37) tavsiyesinde bulunmuştur.

Şunu iyi bilmeliyiz ki; Az sadaka çok belayı defeder.

Sadaka, en kıymetli, en iyi, en temiz, en güzel ve en sevimli malı Allah rızası için infak etmektir. Zira, Allah Teala temizdir. Ancak temiz olanı kabul eder.(38)

Hz. Peygamber: Helaldan kazandığı malını infak edenlere müjdeler olsun. (39) buyurmuştur.

Servetinin iyisini kendisine bırakıp, kötüsünü Allah yolunda infak etmek insan için uygun bir davranış değildir. İnanan insan malının kötüsünü değil, iyisini Allah yolunda infak eder.

Yüce Allah: Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye layıktır. (40) buyurmaktadır.

Bir Hadis-i Şerifte; Kim helal kazancından bir sadaka verirse Allah onu kabul eder. (41) Diğer bir hadis-i Şerifte ise: Sadakanın en değerlisi; fakirin gücü nispetinde gizlice başka bir fakire verdiği sadakadır. (42) buyurulmuştur.

Sadaka: Bir nevi Allah’a ödünç vermedir. Verilen bu sadakanın karşılığını Allah kat kat verecektir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın kullarına) yardım ederseniz, Allah da size yardım eder."(43)

Okudunuz mu?  Rüveyda ismi ne anlama gelir caiz mi?

Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz Allah onu size kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halim’dir (hemen cezalandırmaz, mühret verir) (44) buyrulmaktadır.

Sevgili Peygamberimiz: Hangi Müslüman çıplaklığından dolayı bir Müslümana elbise giydirirse, Allah da ona cennet elbiselerinden giydirir. Bir müslüman açlığından dolayı bir müslümanı doyurursa, Allah da onu kıyamet günü cennet meyvelerinden doyurur. Hangi müslüman susuzluğundan dolayı bir müslümana su içirirse, Allah Teala da Onu kıyamet gününde Rahik-i mahtum’dan içirir. (45)

Yapılan her türlü yardım ve iyilik sadakadır. İyilik ve mutluluğa ulaşmanın yolu sadakadan geçmektedir. Yüce Rabbimiz: Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça iyiliğe ulaşamasınız (46) buyurmaktadır.

İyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanmak, (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcamak, namaz kılmak, zekat vermek, anlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirmek, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabretmektir. Kuran-ı Kerim’in beyanına göre :

İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz (den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgisine rağmen onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, anlaşmaları yaptıklarında sözlerin yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zaman (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. (47)

Okudunuz mu?  Dinde araf nedir?

İyilikte bulunan kulların özellikleri ve karşılaşacakları mükafatlar ise şöyle tarif edilmektedir.

İyiler ise, katkısı kafur olan içecekler dolu bir kadehten içerler.

Bu Allah’ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır. Bir pınar ki, Allah’ın kulları ondan içer, O’nu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar. O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı kuşatmış bir günden korkarlar. Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. (yedirdikleri kimselere şöyle derler:) Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir teşekkür ve karşılık beklemiyoruz. (48)

Rivayete göre bu Ayet-i Kerimeler: Ehli Beyt hakkında nazil olmuştur.

Sevgili Peygamberimizin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hastalanırlar. Hz. Ali ve Hz. Fatıma üzüntü içindedirler. Sahabe-i Kiramdan bazıları Hz. Fatma ve Hz. Ali’ye çocuklarının hastalıktan kurtulmaları için Allah yolunda adak yapmalarını önerirler. Hz. Ali ve Fatıma çocukları hastalıktan kurtuldukları takdirde üç gün oruç tutmayı adak yaparlar. Hz. Hasan ile Hüseyin sağlıklarına kavuşurlar. Hz. Ali ile Fatıma adak oruçlarını tutmaya başlarlar. İlk günün akşamında iftar vaktinde kapıya bir miskin gelerek yardım talebinde bulunur. Hz. Ali ve Fatıma iftar için hazırladıkları tüm yiyeceklerini miskine ikram ederler, kendileri oruçlarını su ile açarak yetinirler ve ertesi günün orucuna niyet ederler. İkinci gün akşamı iftar esnasında kapıya bir yetim gelerek Hz. Fatıma ve Ali’den yardım talebinde bulunur. Hz. Ali ve Fatıma hazırladıkları yiyecekleri yetime ikram ederler, kendileri su ile oruçlarını açıp, ertesi gün için oruçlarına niyet ederler. Üçüncü günü iftar vaktinde kapıya bir esir gelir, Hz. Ali ve Fatıma’dan yardım talebinde bulunur. Hz. Ali ve Fatıma hazırladıkları yiyeceklerini kapıya gelen esire verirler ve arkasından şöyle derler, biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz, sizden bir teşekkür ve karşılık beklemiyoruz, derler. Oruçlarını su ile açarak yetinirler. …

Okudunuz mu?  Birisinin ölümüne sebep olmak

Sadakanın en üstünü, kişinin ilim öğrenip sonra da onu bir müslüman kardeşine öğretmesi(49) ve hayrı devam eden bir yardımda bulunmasıdır ki, biz buna sadaka-i Cariye diyoruz. Müslümanın hayatta iken yaptırdığı cami, okul, hastane, çeşme, köprü v.b. sosyal hizmetler Sadaka-i Cariyedir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu hususta şöyle buyurmuşlardır. İnsanoğlu öldüğü zaman amel defteri kapanır. Üç şey onun amel defterinin açık kalmasını sağlar:

1. Sadaka-i Cariye, (hayrı devam eden iyilikler)

2. Yararlanılan ilim.

3. Kendisine dua eden hayırlı evlat"(50)

İnanan kişinin hayatta iken öğrenip neşrettiği ilim, geride bıraktığı salih bir evlat, miras bıraktığı bir Mushaf (Kur’an-ı Kerim), inşa ettiği bir mescit, yolcular için yaptırdığı bina (misafirhane), yaptırdığı bir çeşme hayatta ve sağlıklı iken verdiği her şey sadakadır."(51)

Her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlil (la ilahe illAllah demek) bir sadaka, her tekbir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır… (52)

Bir Müslüman bir ağaç diker de, onun meyvesinden bir insan yahut bir hayvan yerse, muhakkak o ağaç sahibi için sadakadır. (53)

Okudunuz mu?  Evli erkek dul kadına kendisi nikah kıyabilir mi?

Müslüman kişi, ailesinin nafakası için harcar ve bundan sevap umarsa, bu ona sadaka olur. Hatta Müslümanın Müslüman kardeşine güler bir yüz göstermesi de sadakadır. (54)

Sadakaları gizli ve aşikar vermek mümkündür. Fakat gizli olarak vermek daha güzeldir.

Eğer sadakaları (zekat ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne güzel! Fakat gizleyerek fakirlere verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve günahların bir kısmına da kefaret olur. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (55)

Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcayan var ya, onların Rabblerin katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun da olacak değillerdir. (56)

Bu Ayeti Kerime Hz. Ebu Bekir hakkında nazil olmuştur.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), Sahabe-i Kiramdan, Tebük seferine çıkan orduya yardım etmelerini istemiş, bunun üzerine Hz. Ali elinde bulunan dört dinardan birini gece, birini gündüz, birini gizli, birini açıktan infak etmiştir.

Hz. Ömer malının yarısını infak ederek, bu konuda herkesi geçtiğini zannetmiştir. Fakat Hz. Ebu Bekir, tüm malını Allah yolunda infak etmiştir.

Bunun üzerine, Peygamber Efendimiz (s.a.v.); Çoluk çocuğuna ne bıraktın, ya Eba Bekir?" diye sormuş, Hz. Ebu Bekir de, Allah ve Resulünü bıraktım Ya ResulAllah! diye cevap verir. Bu olaydan sonra Hz. Ebu Bekir evine dönerek, abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra; Ya Rabbi! her şeyimi Senin rızan için infak ettim. Şimdi bir dileğim daha var, o da şudur. Kıyamet gününde benim bu nazik vücudumu o kadar büyüt ki, vücudum cehennem ateşi üzerini kaplasın, müminlerden cehenneme gireceklerinin yerine beni yak, Ya Rabbi! diye dua eder. Yukarıda geçen Bakara Suresinin 274. Ayeti Kerimesi nazil olunca, Hz. Peygamber (s.a.v.); Çok mal biriktirenler sefildir. buyurmuşlardır. Sahabe-i Kiramdan biri bunun hiçbir istisnası yok mu? Ya ResulAllah! diye üç defa sormuş, Peygamber Efendimiz (sav) mübarek elleriyle işaret ederek, malıyla sağından ve solundan şöyle ve şöyle, arka ve önünden şöyle ve şöyle infak edenler bunun dışındadır buyurmuşlardır. Diğer bir Ayeti Kerimede, Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz dane bulunan bir tohum gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah lütfü geniş olandır, hakkıyla bilendir. (57) buyrulmaktadır. Bu Ayeti Kerime nazil olunca, Sevgili Peygamberimiz, üç defa Ya Rabbi! ümmetime daha da artır. diye dua etmiş ve arkasından; Muhakkak sabredenlere, mükafatları hesapsız ödenecektir (58)müjdesi gelmiştir.

Mehmet Emin BAYAR, Din Hizmetleri Müşaviri

Okudunuz mu?  Hacca giden hacılara hangi sorular sorulur

sadaka ile ilgili hikayeler, peygamberimizin sadaka ile ilgili hadisleri, ömrün uzaması ile ilgili hadisler

Bu kategoride yer alan Adak kurbanı kurban bayramında kesilirmi başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Peygamberimizin sadakanın ömrü uzatması ile ilgili hadisi Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.