Anasayfa
8 Mayıs 2021, 2:49
Ahlak
Yönetici

Su-i Zan Hastalığı

Su-i Zan Hastalığı

rana
Su-i Zan Hastalığı

Hayatımızın her alanında bize rehberlik eden Kuran-ı Kerim sosyal hayatımızda, insan ilişkilerimizde bilerek veya bilmeyerek hataya düştüğümüz bir hastalık hususunda bizi uyarmış: su-i zan hastalığı. Evet, hastalık diyorum zira kalbimize virüs gibi yerleştiği zaman kurtulması zor bir müzmin hastalık haline dönüşüyor.
Yüce Mevla Kuran-ı Kerim’de

‘Ey inananlar! Zandan çok sakının. Zira zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerinizi araştırmayın, biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte bundan iğrendiniz. O halde Allah’tan korkun, şüphesiz Allah tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.(Hucurat:12)
Onların Çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan bir şeyin yerini tutmaz.’ (Yunus:36)

Kuran-ı Kerim kesinkes su-i zanna kapılmaktan biz müminleri men ediyor, uzak durun, Allah’tan korkun diyor. Bu virüsü taşıdığımız sürece mümin kardeşimizin etini yemiş olacağımızı ikazla, aman sakının uzak durun diyor. Peki ama bunca uyarıya rağmen, bizlere ne oluyor da ‘zandan çok sakının’ emr-i ilahisini dinlemiyor, kalbimiz hiç titremeden, vicdanlarımız hiç sızlamadan en yakınımızdan en uzağımızdaki mümin kardeşimize kadar pek çok kişi hakkında su-i zanda bulunuyor, gıybetini yapıyor, onu tanıyan veya tanımayan insanların o kardeşimiz hakkında yanlış intibalara kapılmasına sebebiyet veriyoruz? İçimizde ısrarla bu su-i zan virüsünü taşımamızın temelinde ne var öyleyse?
Temelinde kibir var, insanlara üstten bakma, kendini aşırı beğenme var. Psikolojik bir rahatsızlığın habercisi aslında su-i zan virüsü. Ben daha iyi bilirim, ben daha tecrübeliyim gibi ucub ve gurur kokan cümlelere dilini alıştıran mümin bir süre sonra bu sözlere öylesine inanıyor ki; kimseyi beğenmez oluyor.

Bu su-i zan virüsünün nasıl tedavi edileceğine gelince de, tedavisi gayet basit ve zahmetsiz: kalbimize, beynimize hüsn-i zan anti virüsü şırınga etmek, dilimizi de buna alıştırmak. Mümin bir kardeşim hakkında hep iyi sözler sarf edeceğim diye irademizi zorlamak.

İkinci olarak; Rasulullah Efendimizin (sav) çok değil bir-iki sözüne kulak vermek kafi ‘su-i zan’ dan uzaklaşmak için:

Bazı seferlerde ashabtan iki zatın yemeğini yapması için Rasulullah Efendimiz (sav), Selman Farisi’yi vazifelendirirdi. Bir gün Selman Farisi (ra) uyuya kaldığı için yemeği zamanında hazırlayamadı ve bu iki sahabe de Selman Farisi’yi Rasulullah’ın yemeğini hazırlayan Usame bin Zeyd’in yanına yemek alması için gönderdi. Selman Farisi (ra), Rasulullah (sav)’ ın evinde de yemek olmadığı için eli boş döndü ve bu iki sahabe Usame bin Zeyd’e su-i zanda bulunarak yemek olduğu halde vermedi gibi sözler sarf ettiler, Selman Farisi hakkında da ‘sulu kuyuya gitse susuz gelir’ dedi.
Sonra bu iki zat, Rasul-u Zişan’ın huzuruna gelince Rasulullah Efendimiz (sav) ‘bana ne oluyor da ağzınızda et parçası görüyorum’ dedi. Onlar da biz et yemedik deyince Rasulullah Efendimiz Selman’ı ve Usame’yi gıybet ettiniz, bir kimse mümin kardeşinin gıybetini ederse etini yemiş gibi olur dediler.

İbn Ömer (ra) rivayet ediyor. Rasulullah (sav) bir gün Kabe’yi tavaf ederken; ‘Ey Kabe! Sen ne güzelsin, kokun da ne hoştur! Sen ne ulusun, hürmetin de ne yücedir! Muhammed’in ruhunu elinde bulunduran Zat’a yemin ederim ki, bir müminin Allah katındaki hürmet ve kıymeti senin hürmetinden çok daha büyüktür. Mümin hakkında hayırdan başka zanda bulunmanın haramlığı da böyledir. Şüphesiz allah-u Teala sende bir şeyi haram kıldı; seni haram bölgesi yaptı. Fakat müminin üç şeyini haram kıldı; malını, kanını ve şerefini… Bir de Mümin hakkında kötü zan beslemeyi yasakladı.‘ (Ibn Mace)

Bir de madalyonun öbür yüzü var, ya biz su-i zanna maruz kaldıysak ne yapacağız? O zaman nasıl bir tavır içine gireceğiz? Sükuneti korumak, fevri bir çıkış yapmamak, tedbirli davranıp ileride pişman olacağımız sözler sarf etmemek lazım öncelikle. Ve şunu da unutmamak lazım ki; hakkında su-i zan yapılmayacak, iftiraya uğramaktan muaf tutulacak biri olsaydı bu iki cihan güneşi, efendiler efendisi Habibullah (sav) olurdu.

Üçüncü olarak ta, dünya hayatımızda son nefesimize kadar imtihan olunacağımızı hatırdan çıkarmamak ve böyle bir durumla karşılaşırsak – ki nazargah-ı ilahi olan gönüllerin hiç pahasına yıkıldığı bir dünyada bu gibi durumlara hemen hergün rastlıyoruz- Ya İlahi! Her işte Faili Mutlak SEN’sin deyip O’ndan medet ummak.

Dördüncü olarak ta; duyduğumuz bir sözün ya da haberin doğruluğunu araştırmak; zira bu konuda Cenab-ı Mevla :

Ey iman edenler! Bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. (Hucurat:6)

İkaz-ı ilahisiyle bizlere nasıl bir tavır içinde olmamız gerektiğini bildiriyor.

Velhasıl kelam; bu su-i zan hastalığından kurtulmak ya da böyle bir hastalığımız yoksa bile bu virüse karşı tedbir almak için hüsn-i zan etmeyi hayatımızda bir disiplin haline getirmeli , irademizi zorlayarak bu şuuru içimize yerleştirmeliyiz. Güzel düşündüğümüz ve güzel sözler sarf ettiğimiz zaman hayatımız daha da güzelleşecek, Rahman’a yürüdüğümüz bu yolda daha fazla mesafe katedeceğiz.

Su-i zan etmekten ve hakkımızda edilmesinden Rabbımıza sığınıyoruz.
Allahummehfazna min şerri lisanina ve kulubina!

Elif KAPICI – ALTINOLUK


Cevap: Su-i Zan Hastalığı

Hoca
Allah kalp ile gıybetten/zandan korusun amin. Allah razı olsun

Okudunuz mu?  Vesvese ve kalbe gelen düşünceler

Yanıt: Su-i Zan Hastalığı

rana
< Allah kalp ile gıybetten/zandan korusun amin. Allah razı olsun >
amin Rabbim senden de razı olsun mum


Soru: Su-i Zan Hastalığı

Yusuf
‘Ey inananlar! Zandan çok sakının. Zira zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerinizi araştırmayın, biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte bundan iğrendiniz. O halde Allah’tan korkun, şüphesiz Allah tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.(Hucurat:12)
Onların Çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan bir şeyin yerini tutmaz.’ (Yunus:36)

Okudunuz mu?  Harama Bakmanın Bize Kaybettirdikleri

Allah razı olsun azra

< Allah kalp ile gıybetten/zandan korusun amin. Allah razı olsun >
kalp ile gıybet 🙁 korkunç ya


rana
< Allah razı olsun azra

kalp ile gıybet 🙁 korkunç ya >

evet çok korkunc Allah korusun

amin Rabbim senden de razı olsun


Sedanur
Allah cc razı olsun rana Rabbim cümlemizi zandan korusun…

Okudunuz mu?  Yalan ve Yalan söylemenin caiz olduğu yerler

Hoca
SÛIZAN (SÛ-IZAN)
Kötü zann, fena tahmin, şüphe "Sû" "fenalık, kötülük" demektir.

"Sû-i hareket (kötü davranış)", "sûi ahlâk (kötü ahlâk)", "sû-i niyet (kötü niyet)" vb. gibi, "sû-izan" da, "kötü zan" anlamındadır. "Sû" kelimesi, verilen örnekler ve benzerlerinde, daima, "sıfat" anlamını ifade eder.

Okudunuz mu?  Harama Bakmak Ve Zararları

"Zan" kelimesi ise, "sanma; farz ve tahmin etme; ihtimâle göre hükmetme" demek olduğu gibi, "şek, şüphe, tereddüd, vehim, hayâl" gibi anlamlara da gelir.

"Sû-i zann"ın zıddı (karşıtı), "Hüsnüzan (hüsn-i zan)"dır. "Hüsn", "güzellik, iyilik, hoşluk, olgunluk, mükemmellik" demektir. "Hüsn-i ahlâk (iyi – güzel ahlâk)", "hüsn-i hat (güzel yazı)", "hüsn-i niyet (iyi niyet)"… gibi, "hüsn-i zan"da, "iyi-güzel zan; bir kimse veyâ bir olayın iyıliği hakkında vicdânî kanâat" demektir.

Okudunuz mu?  İslamda Yalan

Görüldüğü gibi, iki türlü "zan" vardır. Zan, "tahmin" ve "ihtimâl"e dayandığına göre, bu konuda alınacak tavır ne olmalıdır. Kur’ân ve Hadis, bu hususla ilgili davranışın nasıl olması gerektiğine açıklık getirmektedir: Kur’ân-ı Kerim’de: "Ey inanan (mü’min)ler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü bazı zan (vardır ki) günahtır… " buyurulmuştur (el-Hucurât, 49/12). Âyette, "zanların birçoğundan kaçınınız" denilmekte; sebep olarak da, "bazılarının günah olduğu ifade edilmektedir. Demek ki, zannın hepsi günah değildir; hattâ Allah’a ve mü’min (inanan)lere hüsn-i zanda bulunmak gereklidır. Nûr Süresi’nde: "Onu işittiğiniz vakit erkek mü’minlerle kadın mü’minlerin, kendi vicdanları (önünde) iyi bir zann’da bulunup da…" buyurulduğu gibi (en-Nûr, 24/12), bir Kudsî Hadis’de de:

Okudunuz mu?  Fesadın psikolojisi

"Ben, kulumun, bana zannı gibiyim " diye vârid olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s) de: "Her biriniz, Allah’a, hüsnüzan ederek ölsün"buyurmuş ve bir başka hadisinde de: "Hüznüzan, imândandır" demiştir.

Keşşâf ve benzeri büyük Kur’ân müfessirleri, "doğruyu ve yanlışı, açık belirtileriyle seçmeden, iyice gözleyip düşünmeden zanda bulunulmamasını" önemle tavsiye etmekte, "açıkta bir sebebi ve doğru belirtisi bulunmayan zannın harâm olduğunu, kaçınılması gerektiğini" belirtmektedirler. Ihtimal üzerine hüküm olan zanlar, gerçeğe uymadığından, başkasına bühtan ve iftira olacağından, zanda bulunanı vebâl altına sokacaktır.

Okudunuz mu?  İçkinin Kötülüğü

Bütün bunlardan, zan konusunda çok dikkatli olmak gerektiği ve "Sû-i zann"ın ise, kesinlikle yasak olduğu, açıkça anlaşılmaktadır. Sû-i zann’ın harâm olmayanı, yalnızca fısk ve fucûr (günahkârlık) ile tanınan kimselere karşı yapılanıdır. Durumu kesin olarak bilinmeyen birine hüsnüzan gerekmese bile, Sû-i zan da câiz değildir.

Okudunuz mu?  Gıybet Hakkında Ayet Hadis ve Bazı tavsiyeler

Sû-i zan’dan kaynaklanan "tecessüs" hakkında da, daha önce verilen Hucurât Süresi’ndeki âyette, "tecessüs de etmeyin" buyurulmaktadır. Tecessüs, "Onun-bunun durumlarını araştırmak, eksik (kusur)lerini öğrenme isteği"dir. Allah tarafından yasaklanan bu davranışla ilgili olarak Hz. Peygamber (s.a.s)’de:

"Müslümanların eksiklerini, ayıplarını araştırmayın. Zira herkim müslümanların ayıplarını araştırırsa, Allah Teâlâ’da onun ayıb (kusur)ını tâkip eder, nihayet evinin içinde bile onu rezil ve rüsvây eder" buyurmuştur (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, Istanbul 1960, VI, 4471-4473; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Islâm Ilmihâli, Istanbul 1957, 633-634).

Okudunuz mu?  Kötü Ahlâk Hastalıkları Ve Kurtuluş Yolları

rana
Allah c.c. cümlemizden razı olsun


Estağfurullah
selamunaleykum,

siteye yeni üye oldum,üye olmadan evvel dışarıdan biraz gözettim,forumda gruplaşmalar olmuş,sonradan gelen (benim gibi mesela) bir konuya kendi öğrendiği şekilde cvp yazıyor,ve o gruplar yorum baskısı ile kendi doğrularını empoze etmeye çalışıyorlar.
tabi onların baskılarını kabul etmeyınce,doğruları söylemeye devam ettikce bu açılan konu göz önune geliyor.
çünkü ; onları doğru kabul etmeyınce,sen haricisin,sen murtezisin,sen inkarcısın,sen mealcisin vs.vs gibi ifadeler kullanıp soğutmaya çalışıyorlar.

Okudunuz mu?  Koğuculuk veya söz taşımak

bu konuyu görünce sanki yıllardır göremediğim bir dostumu görmüş gibi oldum,çok güzel çok yerınde bir konu olmuş.konuyu açan ve konuya destek olan tüm ümmete teşekkür ederım.Allah c.c gönlünüze göre versin,ilminizi arttırsın.

Ey iman edenler! Bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. (Hucurat:6)

konudan alıntı yaptıgım bir ayeti öne cıkarmak istedim bu kişiler için.

hayırlı gunler.


suizan, su-i zan, sui zan

Bu kategoride yer alan Suizan Nasıl Anlaşılır ? başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Su-i Zan Hastalığı Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.