Anasayfa
3 Ağustos 2021, 20:09
Hikayeler
Yönetici

Habil ile Kabil

Habil ile Kabil

intifada
Habil ile Kabil ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem’in oğullarıydılar. Habil yumuşak huylu, sevecen , cana yakın biriydi. Kabil ise , kardeşinin aksine, hırçın, sert tabiatlı ve sinirli bir insandı. Babaları Hz. Adem , onlara birer meslek kazandırmak istiyordu. Habil’e , hayvanların bakımını ve çobamlığı verdi. Çünkü hayvanlar şefkat isterdi. Sert davranışlar hayvanları incitebilirdi. Hz Adem, diğer oğlu Kabil’ide, bağ bahçe işleriyle görevlendirdi. Çünkü tarlalarda çalışacak insanın yumuşak huylu olmasına gerek yoktu. Böylece her iki kardeş kendilerine verilen işi yapmaya başladılar.

Bir süre sonra habilin sürü sürü koyunları oldu. Hepsini çok seviyor, minicik kuzuları çocuk gibi kucağında gezdiriyordu. Kardeşi kabilinde yüzlerce meyve ağacı ve dönümlerce tarlası oldu. O da bol bol sebze meyve yetiştiriyordu.

Bir gün babaları Hz Adem, oğullarını yanına çağırıp dediki ; "oğullarım, bunları size veren Allah’a şükretmelisiniz. Hadi, şimdi hayvanlarınızdan ve meyvelerinizden birer hediye seçin." Habil en güzel koyunlarından bir tanesini aldı, Allah için kurban edip babasına getirdi. Kabil’de gitti en kötü, en çürük meyveleri seçti ve bunları bir sepete doldurup getirdi.

Allah habilin hediyesini kabul etti. Çünkü Habil en sevdiği şeylerden bir tane getirmişti. Bu olay kabilin içinde büyük bir kine ve kıskançlığa sebep oldu. Kardeşine gitti ve şöyle dedi;" ben seni öldüreceğim!" Habil’de ona şu cevabı verdi; "ben Allah’tan korkarım. Sen bana elini kaldırırsan ben sana elimi kaldırmam."

Okudunuz mu?  Asi nehrinin hikayesi nedir?

En sonunda kabil kardeşi Habil’i öldürdü. Ama sonra çok büyük bir pişmanlık yaşadı. Kardeşinin cesedinin başında durup, onu ne yapacağını düşünürken, bir karga gördü. Karga, yanında ölü bir karga ile beraber gelmişti. karga, gagasıyla yeri eşeledi ve ölü kargayı gömdü. Kabil’de böylece , kardeşi Habil’i gömmeyi akıl etti.

Habil’in gömüldüğü yerin Suriye’deki kaysun tepesinin alt kısmının olduğu rivayet edilmektedir.

Kabil’in işlediği bu cinayet, yer yüzünde işlenen ilk cinayetti. Böyle kötü bir olayı başlattığı için , işlenen her cinayetten bir günahta Kabil’e yazılır. Bunun böyle olduğunu Peygamberimiz s.a.v. söylemiştir.


Cevap: ""Habil ile Kabil""

Ecir
Habil ile kabil ile ilgili yeni öğrendiğim bir mevzuyu belirteyim
bende çocukluktan bu yana bu şekilde biliyordum ama öğrendim ki devamıda varmış Kabil, Habil dışında kızları İklimya ve Lebüda varmış bunlar ikiz oldukları için çaprazlama evlenmelerine izin verilmiş ve bu cinayetin sebeblerinden biride kabilin iklimya ile evlenmek istemesiymiş…


Yanıt: ""Habil ile Kabil""

intifada
ya varya böyle bir tevafuk görülmemiş. ben dün bunu yazarken acaba kızları kaç taneydi ve kimlerdi diye düşündüm vede nasıl çoğaldılar diye düşündüm. düşün taşın bir çıkar yol bulamadım. sen bu konuda beni bilgilendirin ALLAH c.c. senden razı olsun merve_eee.

Okudunuz mu?  Şükür Hakkında Güzel Bir Hikaye

Soru: ""Habil ile Kabil""

Ecir
Amin cümlemizden aslında daha uzunda ben kısalttım.


intifada
uzatsan daha çok sevinirdim çünkü benim kütüphanemdeki kitaplarda bu konuya teferruatlı deyinen kitap yok ve ben bu konuyu ince ayrıntılarına kadar öğrenmek istiyorum.


Ecir
Peki.

YER KÜREDEKİ
İLK EVLİLİK
Hazreti Âdem, eşi Havva, oğulları Kabil, Habil, kızları İklimya ve Lebüda… Dünyanın nüfusu altı kişiye ulaşmıştı. Zaman geçtikçe Hazreti Âdem ile Havva’nın çocukları çoğaldı, her doğumda ikiz çocuk dünyaya geldi. Doğan ikizlerin de biri erkek, diğeri kız oldu. Gelen haberlerde bu doğumlardan yirmi erkek, yirmi kızın dünyaya geldiği bildirilmiştir.
Dünya nüfusunun artması gerekmektedir, bunun için de erkek ve kadınların birbirleriyle evlenmeleri gerekmektedir. Bu konuda da ilâhî takdir gereği ve ilk insana has bir kural ortaya çıkar. O kural da şudur. Âdem Aleyhisselâm’ın çocukları arasındaki kardeşlik kavramı, bir batında doğanları kapsamaktadır. Bir başka ifade ile bir batında doğanlar kardeştirler. Cebrail Aleyhisselâm ilâhî emri getirmiştir: Bir batında doğan kız ile ondan sonraki batında dünyaya gelen erkek evlenecek. Her doğumda, ikiz çocuk dünyaya geldiği için, birinci doğumun erkeği ile ikinci doğumun kızı evlenecektir
.
Hazreti Âdem’in çocukları evlilik çağına geldiğinde; bu emir baba tarafından çocuklarına tebliğ edildi. Buna göre ilk batında doğan Kabil, ikinci batında doğan Lebüda ile evlenecektir. İlk batında doğan İklimya da ikinci batında doğan Habil ile evlenecektir.
İnsanoğlunun dünya macerası başladığından itibaren şeytan ve şeytanın soyu da aynı anda işbaşı yapmıştı. Âdem Aleyhisselâm’ın çocuklarına yaptığı bu öneriye Kabil itiraz eder.
"Ben bu ikizimi almaya, Habil de kendi ikizi olan kızı almaya daha müstahakız. Bu yapmak istediğin, Allah’ın bir emri olmayıp, kendi içtihadındır." (1)
Kabil ile aynı batında doğan İklimya çok güzel bir kızdı; Habil ile aynı batında doğan Lebüda ise ondan daha az bir güzelliğe sahipti. Kabil babasının emrine nefsanî duygularından dolayı karşı geliyordu. Âdem Aleyhisselâm bir peygamber olmakla birlikte, hiçbir insana nasip olmayan özellikleri de vardı. Bunlardan biri; Mevlâ’mızın büyük nimetine mazhar olmuş, cennet hayatını bizzat yaşamış olmasıdır. Cennet hayatını yaşadıktan sonra dünyaya gelmiştir. Böyle bir babanın sözünü ciddiye almayıp, reddetmek normal bir insanın işi değildir. Bu yapılan, olsa olsa, şeytana uyan ve şeytanın telkini ile hareket eden bir kişinin işi olabilir.
Âdem Aleyhisselâm’ın bütün telkinlerine karşı Kabil öneriyi kabul etmez. Âdem Aleyhisselâm başka bir öneride bulunur:
"Birer kurban sunun. Kimin kurbanı kabul olunur ise, kızla onu evlendireceğim." İklimya’ya iki talip vardı. Âdem Aleyhisselâm’ın önerdiği üzere kimin kurbanı Allah Celle Celâluhu tarafından kabul edilirse, İklimya ile o evlenecekti.
Bu öneriyi her ikisi de kabul etti. Her ikisi Allah Celle Celâluhu’na sunacakları kurbanları, yaptıkları işten (mesleklerinden) seçtiler. Kabil, ekincilik yapıyordu. Habil de hayvancılık yapıyordu, koyun sürüleri vardı. Kabil, kurban olarak ekinlerinden bir bağ yapmış, bu bağı Allah’a kurban vermek üzere getirmişti. Habil de sürüsünün en güzel koyununu kurban olarak getirmişti.

Okudunuz mu?  Sabır ile ilgili öyküler kıssalar hikayeler

ATEŞ GELİP
KURBANI ALIR
O devirde kurban olarak sunulan şeyler hep birlikte bir yere konulur, sonra gökten bir ateş iner ve kabul olunan kurbanı yakardı. Her şey hazırdı. Âdem Aleyhisselâm’ın hakemliğinde beklenmeye başlandı. Biraz sonra gökten bir ateş geldi ve Habil’in kurbanı olan koyunu yakıp yok etti.
Habil’in kurbanı kabul olunmuş, dolayısıyla da İklimya ile Habil evlenecekti. Bu hâdise Habil’i her ne kadar mutlu etmişse de Kabil’i öfkelendirmişti. Görünüşte her ne kadar bu kararı kabul etmiş gözükse de, iç dünyasında hiç de güzel duygular beslemiyordu.
Geçmiş büyüklerden bir zat şöyle haber vermiştir:
"Hazreti Âdem’in iki oğlu kurban sunmakla emrolunduklarında, birisi koyun sahibiydi. Sürüsü içerisinde oldukça semiz bir koyunu vardı ki, onu çok severdi. Hatta geceleri onu beraberinde taşırdı. Öyle ki, ondan daha sevimli hiçbir malı olmamıştı. Kurban takdim etmekle emrolununca Allah Azze ve Celle’ye bu en sevdiği kurbanı sunmuştu. Ve Allah da onu kabul etti. Bu kurban cennette yayılıp gezinmektedir. Ta ki İbrahim Aleyhisselâm’a fidye olarak gönderildi."
Âdem Aleyhisselâm, oğlu Kabil’e dönerek dedi ki:
"Ey Kabil! Yazıklar olsun sana. Senin kurbanın yerinde bırakıldı." Babasının bu sözü üzerine Kabil:
"Sen onu sevdin, kurbanı için dua ettin, onun kurbanı kabul edildi, benim ki bırakıldı." dedi.(2)
O günden sonra Kabil için dünyada tek bir düşman vardı, o da Habil’di. Dünyada yaşamasının tek bir gayesi vardı, o da İklimya ve İklimya’yı elde etmekti.
Kabil ile Habil’ın kıssası Kur’an–ı Kerim’de şöyle haber verilmektedir.
"Onlara Âdem’in iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat. Hani ikisi birer kurban sunmuşlardı da; birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. O: Andolsun seni öldüreceğim, deyince, (kardeşi:) Allah ancak muttakilerden kabul eder, demişti."(3)
Kabil kararını vermişti: Habil’i öldürecekti. Habil hayatta olduğu sürece kendisine rahat yoktu. Habil ile her karşılaşmalarında onu tehdit etti ve kendisini muhakkak öldüreceğini söyledi. Habil ise, ona hiçbir şekilde karşılık vermedi. Bu durum Kur’an’da şöyle haber verilmektedir:
"Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmam. Muhakkak ki ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım."(4)
Âdem Aleyhisselâm’ın kıssasında ilkler yaşanıyor demiştik. Bu hâdise de ilklerdendir. Birisi birini ölümle tehdit ettiğinde, tehdit edilenin kendini müdafaa için karşı tarafa aynı dille mukabelede bulunması doğru değildir. "Tefsir–i Kebir"de şöyle denilmiştir:
"İnsan kendisini müdafaa ederken, önce en ehveni ile işe başlayıp derece derece ilerlemesi gerekir. Kişinin, kendisini müdafaa için ilk planda karşısındakini öldürmeye niyetlenme hakkı yoktur. Aksine onun hakkı, kendisini müdafaa etmektir. Nihayet insan, kendisini ancak karşısındakini öldürerek kurtarabileceği kanaatine varır ise, ancak o zaman onu öldürmesi caizdir."(5)

Okudunuz mu?  Kızımı kime vereyim? (Haram Lokma.. Köle ve Kadının kızı hikayesi... ibret almanız dileğiyle)

ÖLDÜREN DEĞİL
ÖLDÜRÜLEN OL
Bu hâdisede insanoğluna büyük dersler vardır. Efendimiz bir hadis–i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
"Kolunu yüzüne tut (kedere boyun eğ). Allah’ın öldürülen kulu ol; fakat öldüren kulu olma." Osman RadıyAllahu Anh, bu hadis–i şerifin gereğini yerine getirmiştir. Evini basan eşkıyaya karşı koymamış, okuduğu Kur’an’dan sadece başını kaldırıp bakmış ve hiçbir fiilî karşı harekette bulunmamış, şehit edilmiştir.
Habil de bu mânada hareket etmiş, Kabil’in sürekli saldırmasına, tecavüzüne karşı Rabbine sığınmaktan başka hiçbir fiilî hareket yapmamıştır. Kur’an–ı Kerim’de Habil’in şöyle dediği haber verilmiştir:
"Dilerim ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olursun. Zalimlerin cezası da budur."(6)
Kabil kesin kararını vermişti. Habil öldürülecekti. Kabil, Habil’i takip etmeye başladı, uygun bir fırsat kollanmaktaydı. Fakat bugüne kadar ölüm hâdisesi olmadığı için bu işi nasıl yapacağını bilmemekteydi. Rivayet edilir ki, Kabil, Habil’i ortadan nasıl kaldıracağını düşünürken, İblis olaya müdahale etti. İblis eline bir kuş alarak, Kabil’in karşısına geçti. Eline de bir taş alıp, taşı kuşun başına vurarak, kuşun başını ezdi ve kuş öldü. (7)
Kabil bu hâdiseden, kardeşini nasıl ortadan kaldıracağını öğrendi.
Derken Kabil aradığı fırsatı buldu. Habil uyku hâlindeydi. Kabil eline aldığı bir taşla, Habil’in kafasına vurdu, Habil’in kafası parça parça oldu. Bu insanlık tarihinin, ilk kanıdır. Bu insanlık tarihinin ilk zulmüdür. Bu insanlık tarihinin ilk cinayetidir. Bu insanın ilk ölümüdür. Yerküre üzerinde kanı ilk akıtılan ve ölen Habil’dir. İlk kan, mazlum kanıdır, ilk ölen de mazlumdur. Yani insanlık tarihinin ilk vefat edeni, şehit olarak ruhunu teslim etmiştir.
Bu hâdiseyi detaylı incelediğimizde karşımıza şu hususlar çıkmaktadır:
"Şehitler sayfasının başında Habil’in ismi yazmaktadır."
"Caniler, zalimler sayfasının başında Kabil’in ismi yazmaktadır."
İnsanoğlunun tarihî seyri, onların açtığı yolda devam etmiş ve kıyamete kadar da devam edecektir. Kabil’in durumunu Kur’an–ı Kerim şöyle haber verir:
"Bunun üzerine kardeşini öldürmekte nefsine uydu ve onu öldürdü de, hüsrana uğrayanlardan oldu."(8)
Öyle bir hüsrana uğradı ki, ondan sonra gelecek bütün cani ve zalimlerin vebalinden bir miktarda onun sırtına yüklenmiştir. Kâinatın Efendisi buyurdular ki:
"Haksız yere öldürülen her insandan bir hisse de, Âdem’in ilk oğluna düşmektedir."(9)
Kabil, isteğini gerçekleştirmişti, bundan sonra ne yapacaktı? Habil’in cansız bedeni yerde yatmaktaydı. Şimdi de ceset, başına dert olmuştu. Daha önce yaşanmış bir olay değildi ki, geçmişte ne yapılmışsa, şimdi de onu yapsın.

Okudunuz mu?  Paylaşmak Hikaye

Dipnotlar:
1– Fahruddin er–Râzî, "Tefsir–i Kebir – Mefatihu’l–Gayb", terc. Suat Yıldırım, Lütfullah Cebeci, Sadık Kılıç, Sadık Doğru, Akçağ Basın Yayın, Ankara 1990, c.9, s.28
2– İbn Kesir, "Hadislerle Kur’an–ı Kerim Tefsiri", terc. Bekir Karlığa, Bedrettin Çetiner, Çağrı Yayınları, İstanbul 1993, c.5, s.2202,
3– Mâide, 28
4– Mâide, 28
5– Fahruddin er–Râzî, "Tefsir–i Kebir – Mefatihu’l–Gayb", terc. Suat Yıldırım, Lütfullah Cebeci, Sadık Kılıç, Sadık Doğru, Akçağ Basın Yayın, Ankara 1990, c.9, s.32
6– Mâide, 29
7– Fahruddin er–Râzî, "Tefsir–i Kebir – Mefatihu’l–Gayb", terc. Suat Yıldırım, Lütfullah Cebeci, Sadık Kılıç, Sadık Doğru, Akçağ Basın Yayın, Ankara 1990, c. 9, s.34
8– Mâide, 30
9– Buhâarî, Cenâiz 33; Müslim, Kasâme 27 (3104)

Okudunuz mu?  Geceleri 4 şeyi okumadan uyuma: 1- üç ihlas bir fatiha, 2-Salavat, 3-Müminlere af dileme 4- tesbih

beyan dergisinden alıntıdır.


intifada
ALLAH c.c. senden razı olsun merve-eee. çok makbule geçti.
teşekkürler…


Ecir
Allah senden de razı olsun intifada.


Ecir
HABİL VE KABİL KELİMESİ İLE İLGİLİ AYETLER
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

  • Onlara Adem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah’a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: "Seni mutlaka öldüreceğim." (Öbürü de:) "Allah, ancak korkup-sakınanlardan kabul eder." (MAİDE SURESİ / 27)
  • "Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım." (MAİDE SURESİ / 28)
  • "Şüphesiz kendi günahını ve benim günahımı yüklenmeni ve böylelikle ateşin halkından olmanı isterim. Zulmedenlerin cezası budur." (MAİDE SURESİ / 29)
  • Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi (tahrik edip zevkli göstererek) kolaylaştırdı; böylece onu öldürdü, bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu. (MAİDE SURESİ / 30 )

Kayıtsız Üye
Bugun bana sorugeldi islamda kardesle even me yasak Allah baska insan yaratabilirdi ikizleri ileevlendi niye


Kayıtsız Üye
Biz de kuran kursunda tiyatro yapacağız hz ademin hayatını anlatan bende kabilin evlenmek istediği ama habilin evlendiği kız olacağım adını öğrenmek için buraya geldim


arifselim
Bu konuda kesin bir bilgi yoktur. İsrailiyyat denilen kaynaklarda geçen çok çeşitli isimler bildirilmiştir ama hiç birisi kesin değildir bir çoğunun uydurma olduğu anlaşılmaktadır. Bir kaynakta Habil ile Kabil’in kızkardeşlerinin isimleri şöyle geçmektedir:

Kabil ile Luva, Hâbil ile de Aklejane dünyaya gelmiştir. (Süleyman Hayri Bolay, Âdem , Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 1, s: 363)


habil ile kabil olayı, habil kabil olayı, habil ve kabil olayı

Bu kategoride yer alan Hz. Eyüpün Duası başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Habil ile Kabil Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.