Bir daha iman etmek geçerli mi?

Bir daha iman etmek geçerli mi?

birol
Selamün aleyküm nolur bana yardım edin benden sürekli pis kokular geliyor kendimi münafık gibi hissediyorum , eskiden ergenliğimde İslama inanmayı Allah’a iman , peygamberine iman , meleklere iman ve kadere inanmakla biliyordum fakat bu şüphesiz ve tasdik ederek olması gerekiyormuş.ergenlik yaşlarımda çok şüpheye düştüm ya öyle değilse Ya böyleyse şeklinde Avrupa’da yaşıyorum annem babam namaz ehli değil ama beni küçükken kuran kursuna götürmüşlerdi şimdi araştırmalarıma göre "bildirildiği" gibi inanılması lazımmış yani şüphesiz kalbinle tasdik ederek ve artık bu bana çok zor geliyor ben Avrupa’da yaşıyorum gençliğim kötü geçti Hep isyanın içerisindeydim fakat arada cuma namazlarına gidiyordum ama kafama göre yaşıyordum , Allah’a tövbe etme hikayemde Bataklığın içindeydim defalarca uyarıldım Allah tarafından bu yolla girme diye cocain bağımlısıydım Günahların içerisindeydim bir gün günah işlerken korkunç bir çığlık sesi işittim ve 3 gün sonra Tövbe ettim ben bunu Allah’u tealanın bir lütfü zannediyordum kendimi namaza ; zikre kaptırmıştım İnsanlar yüzünde nur var derlerdi sevdiğim bir abim seni görünce Allah aklıma geliyor derdi fakat aylar sonra kuranı kerim okurken bir ayetle karşılaştım azap geldikten sonra imanları kendilerine fayda vermedi diyor. o günden sonra bende ümitsizliğe düştüm Kendimi Cehennemlik zannedip daha çok günahlar işledim ya bu ayet benim içinde geçerliyse diye sonra yine tevbe ettim Allahü tealanın rahmetinden ümit kesilmez diye . Şimdi yine şüpheler içindeyim Hocam Ya ben bir münafık idisem bu çığlık sesini işitmeden önce ama arada cuma namazlarına giderdim veya kötü yolda olan arkadaşlarıma üzülürdüm bu da imanımın olduğunun göstergesi değil mi ? hocam bu kadar olaydan sonra İman etmemin bir faydası olabilir mi ? bu kadar olaydan sonra artık İman edip Salih ameller işlesem Rabbim beni affeder mi ? Benim için kurtulma ümidi olabilir mi ? şunu da belirteyim günah işlerken hala kalbim ağrıyor veya rabbime karşı bir edepsizlikte bulunursam kalbim hala titriyor veya güzel amel işlersem güzel koku duyuyorum ve namaz kılıyorum ve namaz kılarken hep aklıma tövbe et eski günahlarına düşüncesi geliyor . ama ya imanım daha geçerli değilse Düşüncesinden de kurtulamıyorum. günahlarıma pişmanım diyorum fakat kalbimde hissetmiyorum ibadete de bir sevgim bir saygım kalmadı gibi hissediyorum Hocam Ne olur yardımcı olabilir misiniz Benim gibi kalbi kararmış birine daha tövbe nasip olur mu Veya İman etmem Allah katında daha kabul Görür mü ?

Yorum: Bir daha iman etmek geçerli mi?

seyit gazi
yaradılışın her hangi bir kanununu dahi esnetemiyorken. kul olduğumuzdan ve acizliğinden daha duru bir gerçek var mı ?

birisinin bunu inkar etmeleri, bu gerçekten bir şey eksiltir mi ?

bugüne kadar ilk duyduğunuzda veya ilk gördüğünüzde, hangi şey ilk aklınıza geldiği gibi oldu. daha sonra işin aslını o işi bilenlerin açıklamalarını dinlediğiniz zaman: a bak bu böylemiymiş diye az mı dediniz. hz ömer abdullah ibni abbası danışma meclisine aldığı zaman, yaşı küçük olduğu düşünülmesin diye danışma heyetindeki sahabelere nasr suresini sorduğunda, bir de abdullah ibni abbasa sormuş. abdullah ibni abbasda bu surenin Allah rasulünün vefadını haber verdiğini söylemişti. keza hz ebubekirde bu sure indiği zaman içinde zafer anlatılmasına rağmen artık rasulullahın aralarından ayrılacağını anlamıştı. bir işi bilenine sormak uygun değil midir ? tabi ki aklınızdaki bütün soruların bir cevabı var ancak kur an ı kerim basit bir kitab değil açık bir kitabdır. bazen 2 + 2 eşit 4 basit bir işlem iken, bazen bir quantum profesörünün iki tahta süren bir çözümü de basit değil ancak açık bir işlemdir. ancak hayatla ve insanla ilgili bölümler gayet basit ve gayet açıktır.

siz avrupada yaşıyormuşsunuz daha iyi bilirsiniz, insana ve hayata anlam atfetme hususunda az mı takla atıyorlar. tıpta bir insanın bilincini ölçmek için sorular, kimsin neredesin ve hangi zamandayız sorularıdır. islam bu sorulara somut olarak cevap veren tek sistemdir. nereden geldiğimiz, ne için yaşadığımız, nerede yaşadığımız, kim olduğumuz, nereye gittiğimiz açıkca ortaya konmuştur. salih niyetinizi bozmadığınız ve haddinizi bildiğiniz (yargılamak değil işin aslını öğrenmek maksadıyla sorduğunuz) sürece her soruya cevap bulabileceksinizdir ancak bunların kimisine hemen bulamayabilirsiniz. kimisinin de Allah imtihan vesilesi olması için cevabını açık bırakmış olabilir. insanın kendisini haşa ilah pozisyonuna yükseltmesi ise bir kişilik yanlışlığıdır. böyle sorulan sorular ise karşılığını bulabilecek olsada, bu ve benzer kişilik yanlışlıklarının sonuçlarının kendilerini göstermesi muhtemeldir. gayet açık… aciziz ve kuluz haddinizi bilen her soru sorabilir herşeyi araştırabilirsiniz.

sahabelere görenler: kaç tane sahabe gördüysem nifak hususunda kendilerinden şüphe ediyorlardı demişlerdi. onlarda bir sıkıntı yok. onlar kendilerini, imhtihanın zorluğunu ve inceliğini biliyorlarmış. halleri ortada cahil cühela ortalıkta gezinen, kendinden emin olan bizleriz. insanın kendinden ve akıbetinden emin olmaması ve insanın muhasebe içinde olması gerekir.

açıkcası psikiyatri de insanın gerçeği reddetme mekanizmaları ile küfür sebebleri ve çeşitleri birebir örtüşmektedir. küfür bir kişilik zaafiyetidir. insanın gerçeği reddetmesidir. insanın kendisiyle, öğrene geldikleriyle, yapa gedikleriyle, aklındakilerle ve çevresindekilerle yüzleşememesidir. insanın bunlarla yüzleşmesi zordur. avrupalıların kıta yerlilerine dönüp: bunca vakit biz sizi boşuna sömürmüşüz, bunlar gasbettiğimiz haklarınız, bunlarda zekatlarımız demelerini mi bekliyorsun ? onun yerine bu doğanın kanunuydu, gelişmiş milletler gelişmesini tamamlayamamış olanlara, üstün insan diğerlerine, homosaphiens evrimini tamamlayamamış olanlara dilediğini yapar, onları dilediği gibi kullanır, üstelik bunu onların iyiliği için yapar demeleri, üzerine bir de teşekkür beklemeleri daha kolaylarına geliyor. veya ateistler ne yapacaklar ? namaz mı kılacaklar, zalimlere çıkıp hayır bu zulmünüze biz razı değiliz deyip cihad mı edecekler ? adamlar ilah aramıyorlar ilah istemiyorlar, adamların ilahı haşa kendileri.kaçabildikleri kadar kaçıyorlar bakalım nereye kaçacaklar. adamlar kendilerini sorgulamak istemiyorlar, akıllarına ve yaptıklarına dokundurtmuyorlar. halbuki bir aklın sınırlarını bilmesi bile ayrıca akıl işi değil midir ? kozmik bilgiden girsek, evrenden çıksak ne cevap verecekler ? cevap basit boyun eğmek istemiyorlar.

evet okuduğumuz her ayet bizi anlatıyor. karunu okurken açıkcası; çalışıp para kazanıp yığmış birisine kendisine bunları verenin Allah olduğu hatırlatıldığı zaman ne yazık ki: ne var ben dişimi tırnağıma kattım çalıştım, en iyi üniversitelerde okudum, bu kazandıklarımın hepsini tek tek kendim kazandım demeyecek fazla kimse tanımıyorum. evet kuran ı kerim bizi uyarıyor, oturup firavun bunları yaptı, karun bunları yaptı görüyor musun bak haketmişler tabi dememizi değil, bizimde firavunlaşmamamızı karunlaşmamamızı istiyor.

insan günah işledikce kalbinde siyah noktalar iz tutar, işledikce büyürler büyürler ve kalbi katılaşıtırırlar. yapılması gereken bunlardan tevbe edip kalbi beyazlatmaktır. hele bu günahları bir daha işlemezsen halini düzeltirsen eski günahlarını hayır olarak yazdırmak bile mümkündür. bunun içinde günahların yollarını kapatmamız gerekir. belli durur her seferinde o açık kapıdan girip duruyor, onu kapatmak gerekir ama herşeye rağmen günah işlemeye de tevbe etmeye de devam edeceğiz ama haftada bir cuma namazıyla olmaz bu iş. inanmayan birisiyle konuşuyorum yanlış bir algıdan konu açıldı: öyle din mi olur sadece namazla niyazla o iş olmaz, din dediğin insanın hayatını düzenler diyor. ne güzel söylüyorsun dedim, başka bir başlıkta konuşsak namaz kılıyorsunuz ya size yeter dersin, kırk takla atsam sağıra yatarsın halbuki bak domuz gibi biliyonuz neyin ne olduğunu dedim. yeryüzündeki herkes neyin ne olduğunu domuz gibi biliyor. önce kul olduğunu biliyor, sonra bir yaratıcının olduğunu biliyor, sonra bu yaratıcının onu başıboş bırakmadığını biliyor, sonra kitablar peygamberler gönderdiğini biliyor, baktığın zaman bunun da son indirileni islam. bu dinin tastamam olduğunu da görüyor, tastamam insanın hayatını düzenlediğini de biliyor, namazsız niyazsız cihadsız tesettürsüz bu işin olmayacağını da biliyor, bunun da aslında olması gereken işler olduğunu o kadar da zor olmadığını da biliyor. yeter ki tartışmıyor ol. dilleri, kalblerini ve zihinlerini yansıtmıyor. hırsıza bile sorsan kendini bir anlatır, acırsın haline hak verirsin. bunlarda böyle, herkesinde mayasına göre, kişilik zaafiyetine göre etiketi ismi değişiyor

onun için kendi kendine boş kuruntular edinme, tabi günah işledikce tevbe edeceğiz. günahların geldiği belli duran kapıları kapatmazsak ta kendimizi uğraştırdığımızla kendimize zulmettiğimizle kalırız ama yine tevbe edip yola devam ederiz ve her ne yaparsak yapalım nifağa mı düştüm münafık mı oldum gibi boş kuruntulara düşmeyip tevbe edip yolumuza devam edeceğiz. ufak ufakda başlayacağız bir yerlerden en ufağından başla gerisi gelir . evet Allah ım çok güzel bir din göndermişsin seni tebrik ederim diyecek halimiz yok ufak ufak adımlar atacaz. yav zaten bir şeyi yok islamdan gayrısı nankörlük kula kulluk soytarılık maskaralık zulüm fahişelik deyyusluk. şöyle ki nankörlük insan rabbini inkar edebilir mi soytarılık kula kullukdan fayda gören olmuş mu bir Allah a kul olmayınca cümle aleme kul oluyor insan hak hukuk bilmiyeceksin zulüm yine insan haddi aşacak helal haram bilmeyecek fuhşiyata dalacak bir insan bir karıyla gezipde insanlara beğendirmediği zaman ağrına gidiyor helal kardeş iyi karı ayarlamışsın demeleri lazım. temiz yemek, temiz içmek, helal haram gözetmek, hakkın olmayana göz dikmemek, rabbini tanımak, ona kulluk etmek zulüm mü oluyor ? vAllahi var ya hiç namaz kılma ihtimalini kendinde görmeyen birisi diyor ki: namaz dediğin ne hepsini toplasan yirmi dakika etmez diyor, doğru söylüyor. çünkü şeytan onu bu hususda kandırmıyor. namazı gayet basit, doğal olması gereken bir şey gibi görüyor. halbuki namaza başlamaya niyetlense şeytan aklına ölesiye kadar kılacağı namazları bir bir getirir.

biraz uzunca yazdım bazen özneleri karışmış olabilir saygısız veya suçlayıcı olabilecekleri üzerine almanı isteme. muhasebeye devam günaha devam tevbeye devam günahların yollarını birbir kapamaya devam yapabildiklerimizden ufak ufak adımlar atmaya devam edeceğiz. Allah bizden yapamayacağımız hiç bir şey istemez yeter ki ufak bir düzelme olsun, bir iyiye gidiş olsun. hata yaptıkca da takılmadan iyiye gitmeye devam edeceğiz. ne yapacağız hata işledikce bizden bir yol olmaz deyip Allah a kulluğu mu öğretecez ? Allah bize öğretiyor sen işledikce bana geleceksin diyor. ama samimiyeti de kesinlikle elimizden bırakmamamız gerekiyor. ne pislikler var onlardan kurtulduğuna, Allah ın kapısının öylece durduğuna şükretmiyor musun ?