Anasayfa
8 Mayıs 2021, 3:57
Tasavvuf
Yönetici

Tasavvufi kıssalar

Tasavvufi kıssalar

Abdussamet
Adamın birisi,her gece kalkıp namaz kılıyor,Allah’ı anıyor,Ona dua ediyor,
yalvarıp yakarıyordu.Şeytan ona bir gün vesvese verir: Ey ahmak kişi, her gece,
Allah demenin,Onu zikretmenin ne anlamı var ki? Sabaha kadar uykusuz kalıp
yalvarıyorsun,bütün kapılar yüzüne kapalıdır.Sana, Ne istiyorsun diyen var mı?
Şimdiye kadar bir kapı açıldı mı? Buyur eden oldu mu? İstenmeyen yere gidilir mi?
Allah senin bu yalvarıp yakarmana önem verseydi dileklerini kabul ederdi,bir cevap
verirdi.Boşuna kürek çekip durma.

Adam,kendine gelen bu düşünceyi doğru bulup gönlü kırıldı, başını yere koyup
zikretmeden hüzün içinde uyudu.Rüyasında ona, Neden Allah’ı zikretmeden uyudun bugün? dendi.Adam, Yalvarıp çağırmalarıma bir cevap gelmiyor ki… Kapıdan kovulduğumu anladığım için artık o kapıyı çalmıyorum dedi.Adama şöyle dendi:(Senin Allah demen, Onun kabul etmesi,Buyur demesi sayesindedir.Senin yalvarışın,Allah’ın senin ruhuna duyurmasındandır. Senin gayretlerin,Allah’ın seni kendine yaklaştırmasındandır. Senin korkun, sevgin, ümidin, Allah’ın lütfu iledir.Senin her Ya Rabbi demenin altında,Allah’ın Buyur kulum demesi vardır. Gafilin,cahilin gönlü bu duadan uzaktır.Gafiller dua edemez. Çünkü, Ya Rabbi demeye güç yetiremez.Onun ağzında da, dilinde de kilit vardır.Dert içinde iken de ağlayıp sızlayamaz. Allah ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermez.Verse de o doktor der, Allah diyemez.Artık anla ki, Allah’a dua etmeni,Onu çağırmanı sağlayan dert, dünya saltanatından daha iyidir.Dertsiz dua soğuktur.Dertliyken yapılan dua ise gönülden kopup gelir, makbuldür.)

Okudunuz mu?  Allahın dostlarına düşmanlık edenlere(vahhabilere) cevaptır :

Adam rüyadan uyanınca,sevinir ve yeniden dua etmeye başlar ve muradına kavuşur. Günahkâr müslümanın duası,kabule şayan değilse de,cenab-ı Hak, dua edenin elini boş çevirmez.Dua sebebiyle ya günahlar affolur,ya gelecek bir bela önlenir, ya mevcut bir bela kalkar,yahut ahirette büyük sevaba kavuşulur.

Senin affın elbet çoktur

Affet beni yüce Rabbim
Yalvarmaya yüzüm yoktur
Affet beni yüce Rabbim

İsyan ettim pek çok zaman
Perişanım halim yaman
Diliyorum senden aman
Affet beni yüce Rabbim

Hesap soran Kahhâr sensin
Ayıp örten Settâr sensin
Çok affeden Gaffâr sensin
Affet beni yüce Rabbim

Hak borcum çok, ödemedim
Gerçek kulluk edemedim
Emrin üzre gidemedim
Affet beni yüce Rabbim

Parçalandı yandı sine
Ağlasam da yüz bin sene
Ümit kesmem senden yine
Affet beni yüce Rabbim


Cevap: tasavvufi kıssalar

Abdussamet
Cennete Zahmetsiz Girilmez

Halife Ömer bin Abdülaziz Rahmetullahi aleyhin bir oğlu, devletin hazinesinden sorumlu idi. Bayram arefesine rastlayan bir gün, Ömer bin Abdülazizin kızları yanına gelerek;

"Baba, yarın bayram! Halkımızın kızları ve kadınları bizleri ayıplıyorlar ve ‘sizler, müminlerin emir’inin kızlarısınız, buna rağmen giyecek güzel bir elbiseniz yok. Siz şu beyazdan başka elbise giymezmisiniz?’ diyorlar” dediler ve ağlamaya başladılar. Ömer bin Abdülaziz’in bu durum karşısında göğsü daraldı, kalbi sıkıştı, hazineden sorumlu oğlunu çağırarak;

"Bana bir aylık maaş ver” dedi. Oğlu;

"Ey müminlerin emiri! Siz aylığınızı önceden aldınız, bir ay daha yaşayacağınızımı düşünüyorsunuz ki bir aylık maaş alıyorsunuz?” dedi. Ömer, oğlunun sözünü hem şaşkınlıkla karşıladı hem de takdir etti. Ona;

"Oğlum, ne güzel söyledin. Allah Celle celeluhu seni mübarek kılsın” dedi ve kızlarına dönerek;

"Arzularınızı içinizde tutun. Biraz sabırlı olun, çünkü Cennete hiç kimse zahmetsiz giremez” dedi.

Günümüzde halkı sömüren bazı devlet adamlarına bakıp da, devletin başkanı fakir olurmu, çoluk çocuğu bayramlık elbise bulamazmı demeyin.
İslam dininde halife, devletin başkanıdır. Halife, halka Hak için hizmet eden insan demektir. Halife olmak için zenginlik değil, din, akıl, edep ve ehliyet lazımdır.
Kur’an daki manasıyla halife, yüce Allah’ın ahlakıyla yaşayan ve ahkâmını ayakta tutan kimsedir. Allah başımızdan böyle devlet adamlarını eksik etmesin.


Yanıt: tasavvufi kıssalar

Abdussamet
-Eyvah! Gitti ömrünün hepsi…Bir dil bilgini bindiği geminin kaptanına küçümseyen gözlerle bakarak,

-Sen, hiç gramer okudun mu? diye alaycı bir ifade ile sordu.
Kaptandan "Hayır” cevabını alan kendini beğenmiş adam:

– Eyvah! Gitti ömrünün yarısı, dedi.

Kaptan, bu kendini beğenmiş adama kızdı, alındı, gönlü kırıldı, fakat karşılık vermedi.

Yola çıktıktan bir süre sonra rüzgar gemiyi bir girdaba düşürdü.
Kaptan, kendini beğenmiş dil bilginine seslendi:

– Sen yüzme bilir misin?

Bilgin; telaşlı bir şekilde:
-Hayır! Bende yüzücülük arama, dedi.

O zaman kaptan:

-Eyvah! Gitti ömrünün hepsi… Çünkü gemi bu girdaptan kurtulamayacak, dedi.

Deniz suyu, ölüyü el üstünde tutar ama düşen adam diri olursa nasıl kurtulsun?
Sen de eğer benlik iddianı öldürürsen gerçeklik denizi seni el üstünde taşır.


Soru: tasavvufi kıssalar

Abdussamet
Takva boyutu …

Ebubekir Hazretleri çok zaman korkudan sesini kısar sessiz konuşurdu Efendimizle sallellahü aleyhi vesellem..
ne dedin ya ebabekr demese bazen dediğini anlayamazdı….
bunun sebebi hucurat suresindeki Rabbimizin tehtidi idi….

Okudunuz mu?  Zikrullah Marifetullah ve Üveysilik Yolu

bismillahirrahmanirrahim…
2 – Ey iman edenler!Seslerinizi Peygamber’in sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın. Öyle yaparsanız, siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider.

cenab-ı Hak cümlemize böyle bir takva nasip etsin…


Abdussamet
Bütün Hayırlar O’ndan

Bişr-i Hafi kuddise sirruh’un kız kardeşi Zübeyde şöyle anlatır;

Bir gece ağabeyim Bişr bizim eve geldi. Ayağının birisini giriş kapısından içeri attı, diğer ayağı dışarıda olduğu halde kapıya yaslanıp düşünmeye başladı. Onun değişik hâlleri vardı. Bazen manevi hallere girer, bir müddet o hâl içinde kalırdı. Bunu bildiğimiz için kendisine karışmadık. Bu şekilde şafak sökene kadar düşünmeye devam etti. Sabah olunca kendisine;

"Gece boyunca neyi düşünüp durdun?” diye sordum, şöyle dedi;

"Meclisten çıkıp eve gelirkeninsanların durumunu düşündüm. Bu beldede benim gibi ismi Bişr olan bir sürü Hıristiyan, Yahûdi ve ateşe tapan Mecûsi mevcut. Ben de Bişr onlarda Bişr. Ben de beşer onlarda beşer. Fakat tanıdığım o Bişr lerin hepsi sapık halde öldüler, tövbe edip Hak dinine giremediler. Bir de kendimi düşündüm. Kendi kendime;

"Ey Bişr, sen önceden ne yaptınki Allah seni kendisi için seçti, kalbine imanı koydu, seni Müslüman yaptı!” dedim. Sonra yice Rabbimin bana yaptığı ihsanları hatırladım;
Beni kendisine çekmesini, dostları arasına katmasını, bana iman ve takva elbisesini giydirmesini düşündüm. Gördümkü her şey O’ndan. İşte sabaha kadar bu nimetleri düşündüm durdum. Hayret ve sevincimden gözüme uyku girmedi.”

Bişr hazretlerinin halini hepimiz için aynıdır. Rahman olan Allah iman nurunu ikram ettiği her mümine özel rahmet etmiştir. Bu, ebediyen şükredilecek bir nimettir.

Allahu Teâlâ buyurur ki;
"Sana gelen bütün iyilikler Allah’tandır. Başına gelen bütün kötülükler ise nefsindendir.” (Nisa/78)

Resûlullah sallAllahu aleyhi ve selem buyurur ki;
"Şüphesiz Allahu Teâlâ mahlukatı karanlıklar içinde yarattı. Sonra onların üzerine nurdan bir parça attı. Bu nurun isabet ettiği kimseler hidayete erdi, nurun isabet etmediği kimseler ise sapıklık içinde kaldı. (Tirmizi iman 18)

Ateşin Yakmadığı Aşık

Okudunuz mu?  Rabıta nasıl yapılır

Abdussamet
ÇingenE Ali

Bir vakit, Bağdatta geçimini çalgıcılık yaparak sağlayan bir genç vardı, Adı çingen Aliydi. Çingendi, düğünlerde derneklerde, özel günlerde saz çalıp insanları eylendirir bu yolla para kazanırdı. ÇingenE Ali bir gün Bağdat sokaklarında aval aval gezerken bir kız gördü, Aman Allahım, ne güzeldi, bir bakışla içten yaralanmıştı, yıldırım aşkı derlerya, öylece Ali aşık oldu.

Hemen etrafındakilere sordu
-Hey bu kız kimdir tanıyan varmı, kimdir neyin nesidir bilen yokmu.?
Birisi.
-Tanımıyormusun.Padişahın kızı Selmadır.
Eyvahhh, Ali ne yaptın. Aşık olacak başka kızmı bulamadın, gittinde koskoca padişah kızına aşık oldun, bir duysalar, seni öldürürler çalgıcı sefil bir çingenesin…Ali bu düşüncelerle uzaklaştı oradan, artık derde giriftar olmuştu. O neşeli Ali çalgıcı Ali artık sazına dertli dertli vurmaya başladı. Yemeden içmeden kesildi.Aklında fikrinde Selma vardı. Ama kimselere diyemiyordu. Alinin bu haline arkadaşları acıdı yanına gittiler.
-Ali günlerdir yemiyor içmiyorsun, düğünlere de gitmiyorsun iyice sefalete düştün. Arkadaş derdini söyleki derman olalım
Ali -söylersem benimde başım sizinde başınız gider.dedi
Arkadaşları ısrar edince Ali padişahın kızına aşık olduğunu söyledi. Arkadaşları ürktü.
-Aman Ali padişah duysa seninde bizimde başımızı vurur. Başka kızmı yoktu sevdalanacak. Aman ha bundan sonra arkadaşın değiliz. Bizi arama sorma, ama bunca yılın hatırına sana bir iyilik, padişahın çok sevdiği bir Allah dostu varmış adı Ali Heyiti hazretleri. Kapısına giden derdine derman bulurmuş. Git derdini ona anlat ama sakın bir daha bizi arama sorma. Deyip Aliyi terketmişler.
Ali Bağdat sokaklarında kapı kapı gezmiş Ali Heyiti hazretlerini aramış, İllaki arayan bulacak.Sora sora Bağdat Bulunacak. Sonunda bulmuş. Kapıdan içeri edeplice girmiş. Karşısına geçmiş, Diz çöküp boyun bükmüş
-Derdim var efendim.
-Nedir derdin evladım?
-Aşık oldum efendim.
-Kime evladım?
-Selmaya Efendim.
-Selma kim evladım?
-Padişahın Kızı efendim!

-Aman evladım. Sen ne yaptın. Padişah duysa seninde benimde başımı keser. Asalet desem asaletin yok çingensin. Servet desem servetin yok çulsuzsun. Şu halinle padişaha ben gitsem benimde başımı vurur.
Ali iyice çaresiz boynunu büker, Ali Heyiti hazretleri onun bu durumuna dayanamaz. Aliye
-Madem bu kapıya geldin bizden yardım talep ettin. Bende sana yardım edeceğim. Ama bir şartla. Dediğimi yapacaksın. Ali öyle sevindiki, – söyleyin efendim yerleri yalayım, her dediğinizi yapayım, ne istersiniz efendim.
Aşktı bu, insana her şeyi yaptırırdı. Ali Heyiti hazretleri, – yok evladım bir seccade bul dediğim mağaraya git. Seccadeni ser, diz çök Allah de, Kimseyle konuşma bakma tek kelime etme, sen dediğimi yap, söz bende padişahı ayağına getireceğim…
Ali aşık Ali, çingen Ali, hemen koştu bir seccade buldu, denilen mağaraya gitti diz çöktü, oturdu Allah demeye başladı
-Allah Selma gelecek, Allah Selmaya kavuşacam, Ali coşmuştu…Ali Heyiti hazretleri geceleri gidiyor gizli gizli seccadede dalmış Allah diyen Aliye yemek veriyordu.
Günler böylece geçerken, artık Ali sabırsızlanıyor, Ali heyiti hazretleri geldiğinde
–Efendim hani kız nerde Selma nerde.Diyordu. Ali Heyiti hazretleride sabır evladım, Devam evladım az kaldı evladım, diyor ve geri dönüyordu.
Bir gün, mağaraya bir kervan uğradı, baktılar üstü başı toprak içinde bir adam Allah diyor, selam verdiler konuşmadı, dürttüler, bakmadı, şaşkınlık içinde terk edip şehre gittiler. Kulaktan kulağa abartarak yaydılar, Çocuğu olmayanın çocuğu oluyormuş, kısmeti kapalıların kısmeti açılıyormuş. Halk bu, bire bin kattılar. Bağdat halkı, akın akın Aliye gitmeye başlar, çabut bağlayanlar dua edenler. Ama Ali kimseyle konuşmuyor aklı Selmada.

Okudunuz mu?  Tasavvuf ehlini inkar etmek

Derken Sarayda konuşulur. Padişahın huzurunda
-Efendim Bağdat Kenarında bir mağaraya bir Allah dostu gelmiş halk akın akın oraya gidiyor.
Padişah – biz bu işlerden anlamayız çağırın Ali Heyiti hazretlerine soralım.
Padişah Ali Heyiti hazretlerine sorar.
-Mağarada bir adam varmış, devamlı Allah dermiş, gerçekten Allah dostu olabilirmi.??
Ali Heyiti Hazretleri her şeyi baştan sona bilmekte.
-Evet gerçekten Allah Dostu Olabilir Efendim!!
Padişah
-O halde hazırlıklar yapılsın Ziyaretine gidelim elini öpelim der, Sarayda hazırlık yapılırken Ali Heyiti hazretleri hemen Alinin yanına koşar..
-Ali Ali, ali dalmış Allah Allah Allah
-Ali Ali, Ali kendine gelir, -efendim hani Selma ,
-Sabret evladım 40. günün sonu padişah ve saray ahalisi buraya geliyor, Padişahlar gittikleri yerde makam verirler, mevki para pul verirler ne verirse versin hayır de. Ne zamanki kızının nikahını verdi o zaman evet de. Der ve gider…Ali daha bir Aşkla Allah demeye başlar,Artık Selmaya kavuşmak üzeredir.
Ve Kırkıncı gün. Padişah, saray ahalisi ve Bağdat halkı mağarada Ali Allah diyor.
Padişah yaklaşır ve Alinin önüne kese kese altınlar atar. Eskiden bir tanesine saatlerce çalgı çalan ali, kese kese altınları görünce –HAYIRRR der ve atar, Padişah eğilir,- beyimiz olun efendim, Ali –HAYIRRRR, Padişah Şaşkın – Vezirim olun efendim, Ali –HAYIRRR, Padişah baş vezirim olun lütfen efendim der, Ali –HAYIRRR
Padişah şaşkın Ali Heyiti hazretlerine gider
-Efendim ne versekte memnun etsek şehrimizi terk etmese burada kalsa der.
Ali Heyiti hazretleri her şeyi bilmekte olduğundan.
-Efendim belki kızınız Selmanın Nikahını verirseniz burada kalabilir der. Ve padişah düşünür ve o an bir karar verir
-KIZIM SELMAYI İNKAH VE TEZVİÇ ETTİM..
Ali Allah demeyi bırakır, ortalık buz gibi sessiz…Ali boynu bükük
Ellerini açar
"Ya Rabbi bir kız için kırk gün Allah dedim. Padişahları Ayağıma getirdin.Bir kız için kırk gün adını söyledim asalet verdin beylik verdin, Bir kız için kırk gün adını söyledim, makam verdin şan verdin para verdin, Ya Rabbi bir kız için kırk gün adını söyledim, bir kız için ya Rabbi……..Kızda sizin olsun Selmada sizin olsun, ben Seni istiyorum Ya Rabbb” der ve olduğu yerde can verir. Tarihe Aşk şehidi olarak geçer.
Bugün Kabri Bağdat’ta Amerikan silahlarıyla delik deşik hala orada meftun Rabbiyle birliktedir.

Okudunuz mu?  Tasavvuf Dönemi ve İlk Mutasavvıflar

Kayıtsız Üye
merhaba …

çok güzel hikaye Serdar Tuncer’in anlatımından dinlemenizi öneririm.


tasavvufi kıssalar, tasavvuf kıssaları, tasavvuf ile ilgili kıssalar

Bu kategoride yer alan Gavs-i Sani Seyyid Abdülbaki Hz Hakkında Bilgiler başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Tasavvufi kıssalar Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.