Anasayfa
7 Mayıs 2021, 6:04

Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek bu hadis sahih midir?

Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek bu hadis sahih midir?

Engin
"Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek"

Bu ifadenin hadis olduğuna dair kuvvetli deliller mevcuttur. (Kaynakları: Suyuti.el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu,el-havi lil Fetavi,Suyuti. 2 / 248,tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi.(Arapça) 4 / 262, Ahmed bin Hanbel.İlel.sh.89.)

İlk insan Hz. Adem’den bu yana ne kadar zaman geçmiştir? Ve bu hususta ileri sürülen yüz binler yıllık tarihler, ne derece doğrudur? Bugünkü kabule göre, dünya 5 milyar yıl önce sıcak ve yoğun bir gaz kümesi idi. 4 milyar yıl önce ise, koyu bir ateş topu halinde bulunuyordu. Hayat ise, tek hücrelilerin ortaya çıktığı 1 milyar yıl öncesine dayanıyor.

Bu tahmin, çağlar boyunca zamanın hep aynı aktığı ve sabit kaldığı düşünülerek yapılıyor. Halbuki zamanın değişken bir boyut olduğu ve onun, atomda, ışınlarda, olayların başında ve sonunda farklı bir seyir takip ettiği anlaşıldı. Bu durum, bir ırmağın yeryüzü şartlarına göre aynı hızlarda seyretmemesine benziyordu.

Zaman, mesela, ilk çağlarda genişleme gösterip durgun akabildiği gibi, asrımızdaki şekliyle de daha hızlı bir seyir takip edebiliyor. İlk çağlardaki iri hayvan ve bitkilerin, şimdikilere oranla on kat daha fazla yaşadıklarına bakılacak olursa, o çağlarda zamanın on kat daha yavaş aktığı söylenebilir. Bu durumda yaş hesaplamalarını, şimdiki zaman akışına göre yaklaşık (1/10) onda bir ölçüsünde küçültmek mantıklı olur.

Buna göre Güneş Sisteminin 4 milyar değil 400 milyon, hayat başlangıcının 1 milyar yıl değil 100 milyon yıl önce ortaya çıktığı ve 100 bin yıl olduğu farz edilen insanlık tarihinin 10 bin yıl olduğu sonucu ortaya çıkar.

Cisimler hızlandığında ve ışık hızına yaklaştığında, mutlak sandığımız değerlerin bir bir değiştiğini gözleriz. Mesela ışık hızına çok yaklaşan birinin zamandaki seyri, bize göre 14 defa daha yavaştır. Yani o kişi 1 yıl yaşadığında, biz 14 yaş almış oluruz. Bu hızda seyreden birinin sadece zamanı değil, boyu da değişikliğe uğrayarak yarıya iner. Ağırlığı ise üç misli artar. Diğer bir ifadeyle, ağırlığı 70 kg’dan 210 kg’a yükselen o kişinin elindeki metre yarı yarıya kısalmış, kolundaki saat ise yerdeki bir insana göre 14 defa daha yavaşlamıştır. O kişinin böyle bir saatle kainatın geçmişini ve insanlığın tarihini ölçmesi halinde ulaştığı sonuçlar doğru olabilir mi? Aynı şekilde yerdeki biri de, enerji dünyasını normal saat ve cetvelle ölçmeye teşebbüs ederse başarı elde edebilir mi? Maddi alemin çapını, kütle hesabını ve zamanını bu ölçülerle incelersek doğru sonuçlara ulaşamayız. Aynı hesaplamayı, enerji dünyasında yaşayan enerji-varlık cinlerden biri yapmaya kalkışsa, enerjinin ölçüleriyle maddi dünyayı ölçmeye çalışsa, doğru sonuçlar elde edemeyecektir.

Okudunuz mu?  Her doğan rızkı ile mi doğar?

Radyoaktif elementler, yarı ömür denen sırlı bir olayla, belli bir zaman sonra, esrarını bilemediğimiz bir şekilde enerji denen mahiyete çevrilir. Mesela 1 kg. Uranyum, 1620 sene sonra yarım kiloya iner. Bu süre Uranyumun yarı ömrüdür. Maddenin bir şekli ve boyutu varken onun hamuru ve aslı olan enerjinin, boyutsuz ve zamansız dünyasının sırlarına henüz vakıf değiliz. Bildiğimiz bir şey, enerjinin ışık hızında olduğu ve maddeden tamamen farklı özellikler sergilediğidir. Radyoaktif elementlerin belli bir zaman sonra yarıya inmesi, canlıların özellikle yakın geçmişleri ile ilgili ipuçları vermektedir. Ne var ki, biz, hesaplamaları hep madde konusuyla ele alıyoruz. Bu hesabı enerjinin ölçülerine göre yaparsak: Yani neredeyse ışık hızı dediğimiz ışık hızının %99 küsuru ile ele alırsak (Elektron gibi birçok atomaltı ve kozmik parçacıklar bu hızda seyrederler. Tabii ki bu hızda parçacık değil ışın halindedirler), hesaplarımızda düzeltme yapmak zorunda kalır ve kainatın yaşının 16-20 milyar yıl değil, bunun on dörtte biri olduğu sonucuyla karşılaşırız. Dünyanın yaşı ise 4 milyar yıl yerine 300 milyon yıl bulunur. 100 bin yıl önce ortaya çıktığına inandığımız insanlık tarihi ise, aniden 7000 yıla iniverir.

Bu anlatılanları destekleyen meselenin bir başka yönü de, ivmeli bir artış gösteren dünyanın şu andaki nüfus miktarıdır. Eğer insanlık tarihinin 15 bin yıldan bu yana devam ettiği ve bu tarih boyunca ortalama ömrün hep 70 yıl olduğu kabul edilirse, dünya nüfusu yapılan hesaplamalara göre şimdi 1 trilyon civarında olmalıydı. Şu andaki teorik anlayışa göre yüz binler yıl olduğu ileri sürülen insanlık tarihinin 15 bin yıldan daha kısa olması gerekiyor. Bu da kafi gelmemekte, atalarımızın ilk zamanlar 600-1000 yıl gibi daha uzun ömürlü olduklarını kabul etmek durumundayız. 100 sene sonra dünya nüfusunun ne kadar olacağını tahmin edebileceğimiz gibi, aynı tahmini geriye doğru gittiğimizde, Hz. İsa döneminde dünya nüfusunun 250 milyon kadar olduğu hesaplanıyor (Miller, C.Tyler. Living In the Environment Kaliforniya A.B.D. 1975). Dünya nüfusuna tesir eden veba gibi salgınlar ve savaşlarda ölenlerin ancak nüfusun yüzde bir buçuğuna tekabül ettiği kabul ediliyor. Bu durumda insanlığın ömrünün yüz binler yıl olduğu iddiası da geçerliliğini kaybediyor. Sadece nüfus artış hızı bile insanlığın ömrünün 10 bin yılı geçemeyeceğini gösteriyor.

Okudunuz mu?  Dine inanmak istiyorum

Bugünkü tarih hesaplamalarında kullanılan metot, termodinamik soğuma gibi kaba bir metottur. Radyoaktif yarılanmaya dayanan hesaplama metodu ise, uzak zamanlar için doğru sonuçlar vermemektedir. Bu durumda en güvenilir ve doğru kaynak, Kur’an ve Hadislerin haberleri olmalıdır. Zaten ilmin doğru sonuçları ile Kur’an’a ait gerçekler birbiriyle her zaman mutabık kalmış, birbirini çürütmemiştir… Çünkü kainat ve Kur’an, Allah’ın iki ayrı kitabıdır. Yeter ki her iki kitabı da doğru anlayalım ve yorumlamayı bilelim. Bazen görülen yanlışlıklar, yorumlayanların yetersizliğinden ileri gelmektedir.

Peygamberimiz Ben insanlığın ikindi vaktinde geldim. buyuruyor. Diğer bir hadisinde ise Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek. buyurmuş. Günün dörtte ya da beşte biri olan ikindiden akşama kadar ki vakti 1500 yıl kabul ettiğimizde, insanlığın ömrünün 6000 – 7500 yıl arasında olduğu ortaya çıkar. Diğer bir meşhur hadis rivayetinde ise bu açıkça ortaya konmuştur: Adem’den kıyamete kadar insanlığın ömrü yedi bin senedir. Görüldüğü gibi bu üç hadis birbirini teyit etmekte ve tamamlamaktadır. Muhbir-i Sadık olan Peygamberimizin (s.a.v.) ahirzamanla ilgili verdiği haberler bir bir çıkmaktadır.
(Geniş bilgi için Bak. Bediüzzaman Said Nursi: Barla Lahikası, Sf: 324-326 Envar Neşriyat)

Okudunuz mu?  İstihare gelecekten haber verir mi ?

Selam ve dua ile…


Cevap: "Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek" bu hadis sahih midir?

@mir
uydurma bir hadis birilerinin kitabında geçiyor
birileri de
"buna uydurma dersek bunu kitaplarına alan alimlere hakaret olur"
telaşı içinde
binbir dereden su getirerek onun hadis olduğunu savunuyor
fakat bunu yaparken Resulullah’a iftira attıklarının farkında olmuyorlar
halbuki kıyametin vaktinin Resulullah tarafından dahi bilinmediğini
bunun sebebinin de evvelki insanlar "kıyamete daha çok varmış" diyerek gevşemesin
ya da tarih verilirse verilen tarihe yakın zamanda yaşayan insanların "kıyamet yakınlaştı" diyerek
daha fazla amel edip öncekilerden daha avantajlı olmasın diye olduğunu biliyoruz

şimdi ümmetin ömrü 1500 sene ise geriye 50 sene kaldı ki
bu benim çocuklarımı ve torunlarımı benden bile daha avantajlı yapar
zira ben 50 sene yaşayamayacağımı tahmin ettiğim için
nasıl olsa kıyamet benim zamanımda kopmayacak diye gevşek davranırım
çocuklarım ve torunlarım ise "kıyamet yakında kopacak" diye dine daha sıkı sarılır
ve benden daha avantajlı olurlar

üstelik Resulullah ümmetinin ömrünün ne kadar olacağını bilmediğinden
her kara bulut görüşünde korku namazı kılarmış
ashab da ibni Sayyad’ı deccal sanmışlar
deccal kıyametten hemen önce görüleceğine göre
ibni Sayyad’ı deccal sanmaları demek
kıyametin yaklaştığını sanmaları demektir ki
bu da onların kıyametin vaktini bilmedikleri gibi
yukarda hadis diye zikredilen uydurmayı da bilmediklerini gösterir
Allahu Alem

ayrıca bakınız:
< " Benim Ümmetimin Ömrü 1500 Seneyi Pek Geçmeyecektir" Sözü
Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi ; Said Nursi Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 46; Kastamonu Lahikası, s. 33)

UYDURMADIR

Said Nursinin talebelerinden Ahmet Feyzi Kul’un ümmetin ömrü ile ilgili zikrettiği hadisi inceleyelim:

Suyutî, dünyanın ömrünün yedi bin yıl olduguna dair bir çok hadis rivayet etmistir. O, bu ümmetin ömrünün bin yıldan fazla olacagını ve bu fazlalıgın da beş yüz yıla
ulaşmayacağını zikreder.

Suyutî, buna delil olarak el-Kesf an Mucavezeti hazihe’l-Ümmeti’l-Elf adını verdigi risalesinde yer verdiği hadisleri gösterir.
( Mahmud Ebu Reyye, Adva alâ es-Sünneti’l-Muhammediyye: Muhammedî Sünnetin Aydınlatılması, çev. [NOT: Bu adam Suriyenin yaşar nurisidir. itibar edilmez. @mir]
Muharrem Tan, Yöneliş Yayınları, İstanbul 1988, 257.
Çeviride "O, bu ümmetin ömrünün bin yıldan fazla olmayacagını (…)" seklindedir ki, dogrusu "olacagı"dır.)

Dünyanın ömrünü yedi bin yılla tahdit eden ve Hz. Peygamber’in altıncı bin yılın sonunda geldiğini bildiren haberlerden sadece birisi merfu olarak rivayet edilmis, ancak
ibnu’l-Cevzî ve diğer hadis uzman ve sarrafları bunun da uydurma olduğuna hükmetmislerdir.
Madem bu haberlerin herhangi bir kıymeti yoktur, öyleyse hadislere dil uzatmak için bize bir sebep teskil edemez. Bunlardan bazıları mevkuf olarak sahabeden ve tâbiundan rivayet edilmistir. Sabit oldukları kabul edilse dahi, husn-u niyetle Müslüman olan ehl-i kitaptan aldıkları, batıl israiliyattan oldukları muhakkaktır. MaazAllah merfu olmaları mümkün degildir.
Dünyanın ömrünü 7000 yılla tahdit etmek; Allah’a, yaratıklara ve ilme iftara eden Yahudilerin cehaletindendir.
(…) İmam Suyutî’nin içtihadı, onu bu israilî haberlerin bir kısmını kabul etmeye götürmüsse, bu süphesiz bir hatadır.
İsmet sıfatını haiz olmayan hangi insan hata etmez ki?
İsmet sadece Allah’a ve Rasulune aittir.

İmam Suyutî bu haberlere güvenmişse, öte yandan onun dışında bir çok hadis imamı, onları tenkit etmiş ve batıl olduklarını ortaya çıkarmıştır.

Dünyanın ömrünün bu haberlerde belirtilenden kat kat fazla oldugu kat’î delillerle ortaya çıkmıştır ki, bu da rivayetlerin batıl olduklarını kesinleştirmistir.
( Ebû Sehbe, Sünnet Müdafaası, 1/329-330.
Çeviride "Dünyanın ömrünü yedi bin yılla tahdit eden ve Hz. Peygamber’inaltıncı yüzyılın (…)" ve "Dünyanın ömrünü 700 yılla tahdit etmek (…)" seklindedir ki, dogrusu "altıncı bin yıl" ve "7000 yıl"dır.)

Okudunuz mu?  Ahirete inanmanın insana kazandırdıkları

Uydurma hadisi tanıma yollarından biri de hadisin Kur’an’ın sarahatine muhalefetidir;
tıpkı dünyanın ömrünün yedi bin sene olup, bizim de bu yedinci bin (yılın) içinde bulunduğumuz hakkındaki hadis gibi. Bu, çok açık bir yalandır. Çünkü, bu hadis doğruysa,
kıyamete 251 sene vaktimiz kaldıgını herkes bilir. Allah Tealâ ise söyle buyurmustur:
"Sana kıyametin ne zaman gerçeklesecegini soruyorlar. De ki: ‘Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır.’ (…)" (A’râf, 187.)
( Aliyyu’l-Karî, Esrâru’l-Merfû’a, 431; ibn Kayyım, Menâru’l-Munîf, 79 )

Şevkânî, "Nebi (s.a.v.)’nin vefatından sonra kıyamet gününe kadar bin sene geçmeyecegi" hadisi hakkında İmam Nevevî‘nin, "Batıldır, aslı yoktur." dediğini
zikreder. ( Şevkânî, Fevâidu’l-Mecmû’a, 509.)

Okudunuz mu?  Çocuklara Allah'ı Anlatmak

Reşid Rıza da söyle demektedir:
Bazıları da, "Hz. Âdem (a.s.)’den Peygamberimize gelinceye kadar 5500 sene geçtigini, dünyanın ömrü 7000 yıl olduğundan, bu ümmetin ömrü de 1500 senedir"
demişlerdir.
Dünyanın ömrünün 7000 yıl olduğuna dair nakledilen haberler İsrailiyattan başka bir şey değildir; israiloğullarının bu kabil haber ve kıssalarına itimat edilemez. Bu mevzuda güvenilecek bilgi kaynagı jeolojik araştırmaların vardığı neticelerdir ki, bu da milyonlarca sene ile ifade edilmektedir. (Rızâ, Muslih ve Mukallid, 58 )

Hadis olduğu ileri sürülen haberlerin, Kur’an’a ve sahih Sünnete muhalefeti sebebiyle kolayca tanınması mümkündür.
Dünyanın ömrünü tayin eden bir uydurmada Hz. Peygamber’in, "Dünyanın ömrü yedi bin senedir. Biz yedinci binin içinde bulunmaktayız." dediği iddia edilmektedir.
Rasul-u Ekrem (s.a.v.)’in vefatından bu yana bin dört küsur sene geçmis olmasına rağmen, dünyanın hâlâ ayakta durması, her şeyden önce bu sözüyalanlamaktadır. Kaldı ki, bu söz, hem ayetlere, hem de sahih hadise muhaliftir.

Kur’an-ı Kerim’de: "Senden kıyametin ne zaman vukua gelecegini sorarlar. De ki: ‘Onun ne zaman gelecegini Rabbim bilir.’ (A’râf, 186)

"Kıyametin ne zaman gelecegini bilmek Allah’a mahsustur." (Lukmân, 34) buyurulmakta,

Hz. Peygamber diliyle de "ben gaybı bilmem" (En’âm, 50) denmektedir.

Yine, "Cibril Hadisi" diye meşhur olan hadis-i serifte ise Hz. Peygamber, kıyametten bahisle:
"bu meselede kendisine sorulan, sorandan daha fazla bir bilgiye sahip degildir" (Buhârî, İman 1; Muslim, İman 1) buyurarak kıyametin ne zaman vuku bulacağını bilmediğini söylemektedir.
Şu hâle göre, yukarıdaki haber hem Kitaba, hem de sahih Sünnete muhalifoldugu için uydurmadır. ( Kandemir, Mevzû Hadisler, 181-182. )

Uydurma haberleri kitaplarına alıp, bu rivayetlerin gerçeklige de uygunolduğunu (!) kanıtlamak amacıyla zorlama yorumlarla milletin imanınıkurtardığını sanan ve bununla da iftihar eden bu zihniyet (Nurcu); gerçekte bu suretle, bilimsel bulgulardan haberdar olanları imanlarındaşüpheye düşürmektedir.
Sapkın itikatlerini Allah’a ve Rasulune rağmen muhalefet edercesine fikir yürütenleri Allahın kitabına davet ediyoum:

Allah ve Rasulu bir işe hükmettiği zaman, gerek mumin bir erkek ve gerekse mumin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Rasulune âsi olursa açık bir sapıklık etmiş olur. Ahzab 36 >

Okudunuz mu?  Allahsız ne demek

Cevap: "Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek" bu hadis sahih midir?

islamyolu
kesinlikle bu hadis degildir. İmam suyutinin kitaplarında yoktur. Yalnız o zamanda bir adam durmadan bir alimden duydugu lafı yani o alim 1000 yılında kıyamet kopacak demiş. ve gelip kıyamet tarihini İmam suyutiye sorunca. İmam suyutide bu ümmetin ömrü 1500 yılı geçmez demiştir. yani Asıl olarak. benim ümmetimin sözüde yoktur. bu ümmetin ömrü diye geçer. İmam Suyutinin bizzat kendi sözüdür. buna hadisi şerif demek Allah rasulune iftiradır. imam suyutinin bizzat kendi hesaplamalarıdır ve bu hesaplamadada yanılmıştır.

şuan bile Hz Mehdi çıksa Kıyametin tarihi 1500 yılı çok geçecektir. güneş batıdan doğdugunda bile kıyamete 120 sene var. yani hadisi şeriflerle çelişir.


Cevap: "Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek" bu hadis sahih midir?

metzer
@mir ve islamyolu bilgiler için sizden Allah(cc) razı olsun.


islamyolu
Allah senden de Razı olsun. Bazı kişiler ben mehdiyim diye çıkmak için. böyle sözleri Hadisi şerif diye Peygambere iftira atıyorlar. Yani durum benim anlattığım gibidir. İmam suyutinin bizzat kendi sözüdür. Ve benim ümmetim diye de demiyor bu ümmetin diyor. İmam suyuti Hazretleri hesaplamasında yanılmıştır. veya o durmadan bu asırda kıyamet kopacak diyen adamı başından salmak için bunu söylemişte olabilir.

Okudunuz mu?  Babam annemi üzüyor

Kayıtsız Üye
bu kiyamet vaktini bildirmemektir, sadece ummetin sonu 1500 senedir, yani son musluman. Yani 1500 sene sonra kiyametin kopacagini bildirmiyor.


imam
"ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek" hadisi çok güzel açıklanmış


Kayıtsız Üye
7000 yil meselesi tevrat bilgisidir. Bu konuda sahih hadis yoktur. Rüya, keşif yolu ile elde edilse bile kıymeti yoktur. Bunu kabul ederseniz Nuh as tufaninin Gılgamış destanindan sonra oldugunu kabul edersiniz. Bu destan Nuh as ve Tufanindan da bilgi verir ki; mukaddes bütün kitaplarin bunu kopyeledigi kabul etmis olursunuz. Duydugu herseyi yazan kütübü sitte sonrasi muhaddislerini yüceltmenin bir manasi yok. Rakamlar Kur’an ile bile çeliskili. Kaldı ki; kime lazım.


Kayıtsız Üye
Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek hadisi sahih midir?Hicri 1500-1600 yılları arasında kıyamet mi kopacak?Tamam lıyaöetin kopuş tarihini sadece Allah bilir ama bu hadis de eğer sahihse yine tam yıl belli değil ki 1500-1600 yılları arası diyor yine kesn değil ki?


Omer Faruk
Rasulullah (A.S) bile direk vahiy alırken, çektiği meşakkatini hiç okumadınız mı? Açlığını, savaşta yaralanışını, şehit olan sahabeleri… Yani Mehdi gelince Rasulullah (A.S)ın yapmadığını mı yapacak. Şunu bilin ki, Mehdi ne sihirbazdır ne de beklediğiniz yardımı getirecek. Kıyameti merak etmek yerine ise O gün gelirse halinizi merak ediniz.

İranlı Şiiler şimdi Mehdi gelecek diye, Mehdiye otel hazırlıyorlar. Öbür yandan da yüzbinlerce müslümanın katledilmesi için Esed kafirine yardım ediyorlar. Mehdi gelse bunlar Mehdinin mi peşine düşer yoksa, Deccalin mi?


Kayıtsız Üye
Anlıyorum da bu hadis sahih mi değil mi?kimileri sahih kimileri uydurma diyor?hangisi doğru?mehdi deccal Hz.isa ranhgelecek mi?sahih mi uydurma mı bilen birileri kesin ve net şekilde Allah rızası için kesin delillerle açıklasın sorularımı


mum
Sözün kaynağı var lakin hadis mi? hadis ise sıhhat açısından değeri nedir bilmiyorum. Nureddin yıldız hocaya soruldu böyle bir hadis bilmiyorum demişti.

…أولاً الذي دلت عليه الآثار أن مدة هذه الأمة تزيد على ألف سنة ولا تبلغ الزيادة عليها خمسمائة سنة

Okudunuz mu?  Ölüm nedir? Ölüm anında ve sonrasında ne olur?

Öncelikle bu rivayetler, bu ümmetin ömrünün bin yılı aşacağına; ancak bin beş yüz yılı geçmeyeceğine delalet eder. (Bkz: Suyûtî, el-Hâvî li’l-Fetvâ, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2000, c: 2, s: 82)


Omer Faruk
Mum kardeşimize ek olsun:

Hadis kaynaklarında bu şekilde bir hadis yoktur. Bu rivayet, İmam Suyûtî (v. 911/1505)’nin el-Hâvî adlı kitabında kıyamet ve dünyanın ömrüne ilişkin – hadis âlimlerince çoğu uydurma ve zayıf olduğu belirtilen- çeşitli rivayetlere yer verdikten sonra kendi değerlendirmesi ve çıkarımı olarak yer almaktadır. Suyûtî’nin ifadesi şöyledir:
…أولاً الذي دلت عليه الآثار أن مدة هذه الأمة تزيد على ألف سنة ولا تبلغ الزيادة عليها خمسمائة سنة

Öncelikle bu rivayetler, bu ümmetin ömrünün bin yılı aşacağına; ancak bin beş yüz yılı geçmeyeceğine delalet eder. (Bkz: Suyûtî, el-Hâvî li’l-Fetvâ, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2000, c: 2, s: 82)

Bu ifadeler, kıyametin vaktini bilme iddiasını taşımaktadır. Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurur:

Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O’ndan başkası açıklayamaz. O göklere de yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah’ın katındadır; ama insanların çoğu bilmezler. (A’râf, 7/187)

Sana kıyameti sorarlar: Gelip çatması ne zamandır? Sen onu nereden bilip bildireceksin! Onun ilmi yalnız Rabbine aittir. (Nâziât, 79/42-44)

İnsanlar sana kıyametin zamanını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır. (Ahzâb, 33/63)

Görüldüğü üzere Allah Teâlâ, kıyametin vaktinin kendisinden başka hiç kimse tarafından bilinemeyeceğini açıkça belirtmektedir.


Kayıtsız Üye
gaybı elbette sadece ALLAH(cc) bilir ve bu ilimden istediği kulna istediği kadarını bildirir buna itirazı olan varmı?
bazı hak dostu evliyaların da (izin verildiği kadarıyla) insanlara aktaranlar da var, peki buna itiraz eden varmı?
herşeyi delilli kaynaklı arayanlar korkarım hadisleri de yakında inkar edip "kur-an yeter"cilere katılı ve bundan sonraki adım da belkide değistlik olur ve salman ruşti gibi sapıtıkları da bu guruptan türerse hiç şaşırmayın!
selametle…

Okudunuz mu?  Meşrû olan rukye nedir?

Omer Faruk
< gaybı elbette sadece ALLAH(cc) bilir ve bu ilimden istediği kulna istediği kadarını bildirir buna itirazı olan varmı? >
Buna biz değil ama Kur’an’ın onlarca ayeti itiraz ediyor. Allah’ın Rasulü’nün de kendisinin gaybı bilemeyeceğine dair onlarca hadisi var.

En’am Suresi, 50. ayet: De ki: "Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"

En’am Suresi, 59. ayet: Gaybın anahtarları O’nun Katındadır, O’ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır.

Araf Suresi, 188. ayet: De ki: "Allah’ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim."

Yunus Suresi, 20. ayet: Bir de derler ki: "Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!.." De ki: "Gayb yalnızca Allah’ındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

Hud Suresi, 31. ayet: "Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu söylemiyorum ve gözlerinizin aşağılık gördüklerine, Allah kesin olarak bir hayır vermez de demiyorum. Nefislerinde olanı Allah daha iyi bilir. Bu durumda (bunun aksini yaparsam) gerçekten o zaman zalimlerdenim (demek)dir."

Yusuf Suresi, 102. ayet: Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf’un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin.

De ki: Peygamber olarak gelen ilk insan ben değilim ki! (Sanki peygamber olduğunu söyleyen ilk insan benmişim gibi nedir bu kadar tepkiniz?) (Dünya hayatında) benim ve sizin başınıza neler geleceğini bilemem. Ben sadece bana ne vahyediliyorsa ona uyarım. Çünkü ben açıkça uyaran bir elçiden başka bir şey değilim. (Ahkaf, 46/9)

Okudunuz mu?  Ya Allah ya Muhammed ya Ali ne demek

İmam El-Buhari Sahihinde Abdullah b. Ömer (r.a.) Resulullahın şöyle dediğini rivayet eder: Gaybın anahtarları beştir. Onları Allah’tan başkası bilmez. : Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah’ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.

Sahih bir hadiste şöyle geçer: Ümmü’l-Alâ el-Ensariyye -Hz. Peygambere beyat edenlerdendi- şunu haber verdi: Ensar, Muhacirler için mesken konusunda kurra çekerken Osman b. Mazun’ı çıkmıştı. Ummu’l-Ala dedi ki: Osman (r.a.) bizde hastalandı ona baktım. Öldüğünde elbiselerine sardım. Bunun üzerine bize Rasulullah geldi. Ben dedim ki: Ebu’s-Saib Allah’ın rahmeti senin üzerine oldu. Şahadet ederim ki, Allah sana ikram etmiştir. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allah’ın ona ikram ettiğini nereden bildin? Anam babam sana feda olsun! Ya RasulAllah! Bilmiyorum. Kim bilir? O şu anda yakini bilgi kendisine geldi ve biliyor. VAllahi ben ona hayır diliyorum. Ben Rasulullah olarak -vAllahi- bana ne olacağını bilmiyorum.

Son olarak, Rasulullah dışında kimseye de gayb bilgisi verilmez. Buna dair ne Rasulullah’tan ne de Kur’an’dan en ufak bir delil yoktur.


benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek, ümmetimin ömrü 1500 seneyi geçmeyecek , ümmetimin ömrü 1500 seneyi geçmez

Bu kategoride yer alan Ölüler için namaz kılınır mı başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek bu hadis sahih midir? Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.