@hmet
Kadavra ‘caiz’dir
Kadavra üzerinde çalışmak ve araştırma hastanelerine kadavra bağışı yapmak dinen caizdir. İnsan hayatı kurtarmak en büyük ibadetlerdendir. Bazı din adamlarının fetva verir gibi düzensiz, keyfi kanaatlar sergilemesi doğru değildir.
DİYANET İşleri Başkanlığı, araştırma hastanelerinin kadavra sıkıntısının giderilmesi taleplerine fetva desteği vererek katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Hürriyet’e, "Kadavra üzerinde çalışmak ve araştırma hastanelerine kadavra bağışı yapmak dinen caizdir" dedi. Bardakoğlu, organ bağışını engelleyici yönde fetva verenleri de üstü kapalı bir şekilde eleştirerek, "Organ bağışı yaparak bir insanın hayatını kurtarmak, yapılabilecek en büyük ibadetlerden biridir. Hal böyleyken, elbette insanların, konuşmasını önleyemeyiz, ancak bazı din adamlarının fetva verir gibi bu ve buna benzer konularda düzensiz, keyfi kanaatlar sergilemesi doğru değildir" değerlendirmesinde bulundu. Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
TIP İLERLESİN
Dinen tıbbın gelişmesi için, tıp öğrencilerinin kadavra üzerinde çalışmasına imkan vermek gerekir. Bu, eski çağlardan itibaren bir gerekliliktir zaten. İnsan üzerinde çalışılması, tıbbın gelişmesi lazım ki yaşayana hayat verebilelim. Yaşayana hayat verebilmek için de kadavra üzerinde çalışma şarttır zorunluluktur. İslam alimleri açısından da bir tereddüt yoktur.
İNSANLIK YARARINA
Kadavra bağışı dinen caizdir, uygundur; dinen hiçbir sakıncası yoktur. Dileyen, kadavra olarak bedenini bağışlayabilir. İnsanlığın büyük ortak yaraları sözkonusu olunca, kişisel kaygıları çekinceleri göğüslemeyi bileceğiz.
SAYGISIZLIK DEĞİL
Herkes ister ki cenazesi, bedeninin hiç bir yerine dokunulmadan defnedilsin. Bu duyguyu anlıyorum ve anlayışla karşılıyorum. Kadavra üzerinde çalışmak, ölüye saygısızlık değildir. Kadavraya, insanlığın ve mensubu olduğu dinin gereği azami saygı gösterilmesi şartıyla kadavra olarak bedenlerin bağışlamasında hiçbir sakınca yoktur.
İBADET DERECESİNDE
İnsan tedavisinde atılan her adımı olumlu, gerekli, hatta ibadet derecesinde bir adım olarak görüyoruz. Buna "Hayır" demek, bizim için geride kalmış bir konudur. İnsan tedavisini ibadet sayan bir toplumuz. Organ bağışı gibi konularda dış ülkelerde kuyruğa girilmesi mahçubiyet nedenidir. Bazı şahıslar, kaygıya dayanan kanaatlerini öne çıkartarak insanların beyinlerini sulandırılıyorlar.
ZİHİN BULANDIRMA
Doksan dokuz kişinin, "Sevaptır, dinen uygundur" dediği bir konu hakkında bir kişinin, "Ayıptır, günahtır" demesi, toplum tarafından kendisinin daha dindar biri olarak algılanmasına neden oluyor. Halbuki öyle değil. Onun için biz insanların bireysel hareket etmesini ve fetva vererek zihinleri bulandırmasını doğru bulmuyoruz. Bu ülkede Din İşleri Yüksek Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı var.
Hoca
< Doksan dokuz kişinin, "Sevaptır, dinen uygundur" dediği bir konu hakkında bir kişinin, "Ayıptır, günahtır" demesi, toplum tarafından kendisinin daha dindar biri olarak algılanmasına neden oluyor. Halbuki öyle değil. Onun için biz insanların bireysel hareket etmesini ve fetva vererek zihinleri bulandırmasını doğru bulmuyoruz. Bu ülkede Din İşleri Yüksek Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı var. >
ey vAllah………. kadavra konusunda diyanetin noktayı koyması iyi oldu
Fetva Meclisi
Yaratılmışlar içinde insan en mükerrem varlıktır. Onun canlı hali saygın ve muhterem olduğu gibi, cesedi de öyledir. Bu yüzden Müslümanlarca savaşta öldülürülen gayri müslim askerlerin cesedlerine bile dokunulamaz. Onlar için bile müsle, (yani cansız bedeni kesip parçalamak, insanın kulak, burun, göz ve benzeri organlarını kesmek ve iç organlarını çıkarmak) yasaktır. Müsle (işkence), Uhud savaşı sonrası yasaklanmıştır.
– Zamanımızda eğer mümkünse, kadavra yerine plastik taklidlerini kullanmak tercih edilmelidir. Yani her olur olmaz durumda insan cesediyle oynamak doğru değildir. İnsanın dirisi gibi ölüsüne de değer verilmelidir. Çünkü bir tek insan diğer canlıların bir nevi / türü gibidir. Bir türü yok etmek büyük bir suç olduğu gibi, önemsememek de doğru değildir. Bu yüzden insan öldürmek de büyük bir günahtır.
– Teşrih (disseksiyon) bilgisi (bir cesedi kesip parçalara ayırarak incelemek), Eski Hint, Mısır ve Yunan kanalıyla İslam Alemine geçmiştir. Osmanlılarda, anatomi ve teşrih (disseksiyon) çalışmaları XIX. yüzyıl başlarında başladı. 1841’de zamanın padişahı bir ferman (hüküm) yayınlayarak insan kadavrası üzerinde çalışmaya, devlet tarafından resmi izni vermiş oldu. Osmanlı tıbbının önceleri, daha çok at kadavrası üzerinde araştırma yaptığı rivayet edilmektedir. Batıda insan kadavrası üzerinde ilk çalışmalar, XII. asırda başlamıştı.
– İslamda "Zaruretler haramları mubah kılar = ez- zarûrât tübîhu’l- mahzûrât" kaidesi vardır ve Mecelle’de de yer almıştır. Bu yüzden, susuzluktan ölmek üzere olan bir kimse su bulamıyorsa, haram içkiden ölmeyecek kadar içebilir. Açlıktan ölecek bir kimse de, helal yiyecek bulamıyorsa, hayatını tehlikeden kurtarmak için haram bir yiyecek yiyebilir. Bu noktadan, insan hayatı için kadavra üzerinde çalışmak "zaruret" ise (burada zarureti İslam hukuk terminolojisi olarak kullanıyoruz) bu yapılabilir. Çünkü İslamiyet malı, canı, dini vb. korumaya çok önem verir.
– Ceset üzerindeki çalışmalar esnasında ya da çalışmalar bittikten sonra insana olan saygının devamına özen gösterilmeli ve cesetler usulüne uygun olarak defnedilmelidir.
kadavra olmak caiz mi, kadavranın dini hükmü, kadavra bağışı caiz mi
Diyanet kadavra fetvası verdi: Kadavra caizdir Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.