Anasayfa
8 Mayıs 2021, 5:38
Hikayeler
Yönetici

Kızımı kime vereyim? (Haram Lokma.. Köle ve Kadının kızı hikayesi… ibret almanız dileğiyle)

Kızımı kime vereyim? (Haram Lokma.. Köle ve Kadının kızı hikayesi… ibret almanız dileğiyle)

Hoca
Abdullah bin mubarek (rah.a)nın hayatını okurken rastlamadığım fakat daha önce duyduğum bir hikayeyi yazayım. (anlatanların yalancısıyım:))

Bir vali veya kadı varmış. Bağına gider ve köleden bir salkım üzüm ister. köle getirir ama köle daha olgunlaşmamış bir salkım getirmiştir.
ikinci üçüncü salkım derken hepsi eşki….
vali neden ekşi olan salkım getiriyorsun..?? bu kadar zaman bağda çalışıyorsun olgun olani bilmiyormusun?
köle:"efendim, benim görevim bağa bakmak yemek değil"
vali çok şaşırır ve bu boş biri değil der.
bir kaç denemeden sonra köleyi çok beğenir ve Allah’a dost biri olduğunun farkına varır.
çok isteyeni olduğu halde çok sevdiği güzel kızını bu köleye vermesi için ailesine danışır ve köle ile evlendirilmesine karar verirlir.
köle ile valini kızı evlenirler ama bir sorun yaşanıyor.
Kızın annesi, kıza halin sorar:
"kızım nasılsın hayatından memnun musun?" kız şu cevabı verir:
"çok memnunum anne.. kocam gider çalışır kazanır, yemeği pişirir ve yedirir bana ama bir aydır bana hiç dokumadı/ayrı yatıyoruz" der.
kadın bu haberi kocasına söyler. kocası olan vali köleyi/damadını çağırır ve kızının onun helali olduğunu söyler.
köle helal olduğunun farkındadır amma….:)
"efendim, siz bir makam sahibisiniz. size herkes tarafından hediyeler/hibe mallar geliyor. bilmedende olsa eşime haram bir lokma yedirmiş olabilirsiniz, haram lokmanın etkisi gitsin diye 40 gün beklemeyi uygun gördüm":(
vali köleye kızını verdiği için bir daha Allah’a şükreder.

köle ile valinin kızından kim doğdu biliyormusunuz?

Abdulllah bin Mubarek (rah.a)


Cevap: Haram Lokma.. Köle ve valini kızının hikayesi… ibret almanız dileğiyle

DZALBAY
mum hocam,orijinalini arz edeyim…

Okudunuz mu?  Asi nehrinin hikayesi nedir?

Merv şehri kâdısının bir kızı vardı. Ülkedeki, ileri gelen zengin, makam ve mevkı sâhibi kimseler bu kızı isteyince hiç birine vermedi. Bu zâtın Mübârek adlı, bağına-bahçesine bakan bir kölesi vardı. Aradan iki ay geçmiş meyveler olgunlaşmış bolluk bereket gelmişti. Efendisi, Mübârek’ten üzüm isteyince, toplayıp geldi. Getirdiği üzüm çok güzel olmasına rağmen henüz olmamıştı, başka üzüm istedi. O da ekşi çıktı. Efendisi; "Bahçede o kadar üzüm var, niçin böyle üzüm getiriyorsun?" demekten kendini alamadı. Mübârek; "Efendim! Ekşisini tatlısını bilmiyorum!" diye cevap verdi. Bağ sâhibi; "SübhanAllah iki aydır bağdasın, daha hangisinin ekşi, hangisinin tatlı olduğunu bilmiyorsun." diye çıkıştı. Mübârek onları yemekle değil korumakla vazîfeli olduğunu biliyordu. Efendisi; "Niçin onlardan yemedin?" deyince; "Siz benden bağınızdaki meyvelerin muhâfazasını istediniz. Yeyiniz demeyince alıp yemem uygun olur mu, emrinize karşı gelebilir miyim?" cevâbını verdi.

Okudunuz mu?  Ey Sadaka Sen Nelere Kadirsin...! (Sadaka hakkında hikaye)

Efendisi böyle bir hâdiseyle ilk defâ karşılaşmıştı. Mübârek’in bu hâline hayran kaldı. Güvenebileceği birini bulmuştu. Gerçekten onu ve hâlini çok sevmişti. Kölesine dönerek; "Sana bir şey soracağım." diye söze başladı. Sonra; "Benim bir kızım var, malı makamı yüksek pekçok kimse onu ister. Hangisine vereceğimi ne yapacağımı bilemiyorum. Bu hususda bir fikrin olur mu? Sen ne dersin?" diye sordu. Mübârek, bu söze karşı şöyle dedi:

"Efendim!.. İnsanlar, dâmâd için; câhiliyye devrinde soya sopa; yahûdîler ve hıristiyanlar güzelliğe, Resûlullah sallAllahü aleyhi ve sellem zamânında dindârlığa, Allahü teâlâdan korkup, haramlardan sakınmaya bakarlardı. Zamânımızda ise, mala ve makama bakılıyor. Artık bunlardan dilediğini seç."

Bunun üzerine efendisi:

"Ben dindarlığı ve takvâyı seçiyorum ve kızımı seninle evlendirmek istiyorum. Çünkü sende haramlardan kaçma, dînine bağlılık, iyi hal, emânet ve güvenilirlik gördüm ve bunları sende buldum." dedi.

O ise kendisinin köle olduğunu, parayla satıldığını, böyle olunca evlenmelerinin garib karşılanacağını, hem kızın buna râzı olmayacağını bir bir anlattı. Akıl da öyle diyordu. Ancak kâdı kararlı idi. "Kalk eve gidelim." dedi. Eve varınca hanımına; "Bu sâlih, dindâr, takvâ sâhibi bir köledir. Kızımızı onunla evlendirmek istiyorum, senin fikrin ne?" deyince, hanımı; "Sen bilirsin, fakat bir de kıza soralım." cevabını verdi. Anne durumu kıza açıp babasının niyetini söyleyince, kızı da bu hususta her şeyi anne ve babasına bıraktığını bildirdi. Kadın kızın râzı olduğunu babasına anlatınca nikahları kıyıldı. Fakat Mübârek, kızın yanına gitmiyordu. Bu hâl kırk gün sürdü. Bir vesîle ile anne durumdan haberdâr olunca dayanamadı; "Kızımızı kölene verdin, aradan bunca zaman geçtiği halde dönüp yüzüne bile bakmadı, bu yaptığı nedir? Bu nasıl iş?" diye şikâyet ve sitemde bulundu. Bunun üzerine kâdı; "Ey Mübârek! Kızıma nâz mı ediyorsun? Niçin yanına gitmiyorsun?" demekten kendini alamadı. Buna karşılık dâmâd:

"Ey müslümanların kâdısı! Ey efendim! Bu nasıl söz? Sizin kerîmenize nâz etmek ne haddime. Lâkin kâdısınız. Ola ki kızınız şüpheli bir şey yemiştir. Şüpheden uzak olmak için bu zamâna kadar bekledim ve ona helâl yemek yedirdim. Belki Allahü teâlâ bize sâlih bir evlâd verir. Bundan başka bir düşüncem yoktur." dedi.

Kırk gün geçtikten sonra ehline yaklaştı. Haram ve helâle bu derece dikkat ettiği için Allahü teâlâ ona Abdullah isminde bir çocuk verdi(Abdullah bin Mübarek).


Yanıt: Haram Lokma.. Köle ve valini kızının hikayesi… ibret almanız dileğiyle

Hoca
Allah (cc), sana en az köledeki takvayı nasip etsin DZALBAY
dinlediğim buydu doğrusu ama zamanla hafızamda tutamamışım tahrif olmuş:)

Okudunuz mu?  Peygamber Efendimiz (sav)'in Uhud'da kırılan dişi

Soru: Haram Lokma.. Köle ve valini kızının hikayesi… ibret almanız dileğiyle

ravzanur
böyle dualar alabilmek ümidiyle…
Allah razı olsun,(her ikinizden de inşaAllah)zaman zaman hatırladığımız bir hikaye idi…


lamelif
Merv şehri kâdısının bir kızı vardı. Ülkedeki, ileri gelen zengin, makam ve mevkı sâhibi kimseler bu kızı isteyince hiç birine vermedi. Bu zâtın Mübârek adlı, bağına-bahçesine bakan bir kölesi vardı. Aradan iki ay geçmiş meyveler olgunlaşmış bolluk bereket gelmişti. Efendisi, Mübârek’ten üzüm isteyince, toplayıp geldi. Getirdiği üzüm çok güzel olmasına rağmen henüz olmamıştı, başka üzüm istedi. O da ekşi çıktı. Efendisi; "Bahçede o kadar üzüm var, niçin böyle üzüm getiriyorsun?" demekten kendini alamadı. Mübârek; "Efendim! Ekşisini tatlısını bilmiyorum!" diye cevap verdi. Bağ sâhibi; "SübhanAllah iki aydır bağdasın, daha hangisinin ekşi, hangisinin tatlı olduğunu bilmiyorsun." diye çıkıştı. Mübârek onları yemekle değil korumakla vazîfeli olduğunu biliyordu. Efendisi; "Niçin onlardan yemedin?" deyince; "Siz benden bağınızdaki meyvelerin muhâfazasını istediniz. Yeyiniz demeyince alıp yemem uygun olur mu, emrinize karşı gelebilir miyim?" cevâbını verdi.

Efendisi böyle bir hâdiseyle ilk defâ karşılaşmıştı. Mübârek’in bu hâline hayran kaldı. Güvenebileceği birini bulmuştu. Gerçekten onu ve hâlini çok sevmişti. Kölesine dönerek; "Sana bir şey soracağım." diye söze başladı. Sonra; "Benim bir kızım var, malı makamı yüksek pekçok kimse onu ister. Hangisine vereceğimi ne yapacağımı bilemiyorum. Bu hususda bir fikrin olur mu? Sen ne dersin?" diye sordu. Mübârek, bu söze karşı şöyle dedi:

"Efendim!.. İnsanlar, dâmâd için; câhiliyye devrinde soya sopa; yahûdîler ve hıristiyanlar güzelliğe, Resûlullah sallAllahü aleyhi ve sellem zamânında dindârlığa, Allahü teâlâdan korkup, haramlardan sakınmaya bakarlardı. Zamânımızda ise, mala ve makama bakılıyor. Artık bunlardan dilediğini seç."

Bunun üzerine efendisi:

"Ben dindarlığı ve takvâyı seçiyorum ve kızımı seninle evlendirmek istiyorum. Çünkü sende haramlardan kaçma, dînine bağlılık, iyi hal, emânet ve güvenilirlik gördüm ve bunları sende buldum." dedi.

O ise kendisinin köle olduğunu, parayla satıldığını, böyle olunca evlenmelerinin garib karşılanacağını, hem kızın buna râzı olmayacağını bir bir anlattı. Akıl da öyle diyordu. Ancak kâdı kararlı idi. "Kalk eve gidelim." dedi. Eve varınca hanımına; "Bu sâlih, dindâr, takvâ sâhibi bir köledir. Kızımızı onunla evlendirmek istiyorum, senin fikrin ne?" deyince, hanımı; "Sen bilirsin, fakat bir de kıza soralım." cevabını verdi. Anne durumu kıza açıp babasının niyetini söyleyince, kızı da bu hususta her şeyi anne ve babasına bıraktığını bildirdi. Kadın kızın râzı olduğunu babasına anlatınca nikahları kıyıldı. Fakat Mübârek, kızın yanına gitmiyordu. Bu hâl kırk gün sürdü. Bir vesîle ile anne durumdan haberdâr olunca dayanamadı; "Kızımızı kölene verdin, aradan bunca zaman geçtiği halde dönüp yüzüne bile bakmadı, bu yaptığı nedir? Bu nasıl iş?" diye şikâyet ve sitemde bulundu. Bunun üzerine kâdı; "Ey Mübârek! Kızıma nâz mı ediyorsun? Niçin yanına gitmiyorsun?" demekten kendini alamadı. Buna karşılık dâmâd:

"Ey müslümanların kâdısı! Ey efendim! Bu nasıl söz? Sizin kerîmenize nâz etmek ne haddime. Lâkin kâdısınız. Ola ki kızınız şüpheli bir şey yemiştir. Şüpheden uzak olmak için bu zamâna kadar bekledim ve ona helâl yemek yedirdim. Belki Allahü teâlâ bize sâlih bir evlâd verir. Bundan başka bir düşüncem yoktur." dedi.

Kırk gün geçtikten sonra ehline yaklaştı. Haram ve helâle bu derece dikkat ettiği için Allahü teâlâ ona Abdullah isminde bir çocuk verdi. (2)

Kaynak:
1) Yeni Aile İlmihali, Ahmed Şahin, Cihan Yayınları
2) Evliyalar Ansiklopedisi, İhlas


DZALBAY
< Allah (cc), sana en az köledeki takvayı nasip etsin DZALBAY >
Yaa ben hiç böyle güzel dua almamıştım galiba…mum,Rabbim cc sana da aynısını versin…Amin.Hatta ravzanur kardeşimize de…Amin.Sonra da tüm mümin kardeşlerimize…

Okudunuz mu?  Kıssadan Hisse Tevekkül Takva Korku Sadakat Emanet

cananım
maşaAllah rabbim haram lokmalardan sakınan insanlardan eylesin Allah hepinizden razı olsun ….selametle…………


imamhatipli42
Helal lokma çok çok önemli kardeşler. Bir insanın duasının makbulu için de gerekli helal lokma ama maalesef günümüzde dünya malına olan hırs insanları haram yemeye sürüklüyor tabi sonucu hüsran oluyor.

Okudunuz mu?  İyilik ve kötülük hadis

Haram yemek için illaki faize bulaşmak gerekmiyor. Birçok kişi sadece faizin haram olduğunu söylüyor yada öylesi işine geliyor 🙁
Ticaret yapıyorsun anlaştığın vadede senin paranı ödemiyor yada anlaştığın zamanda malını teslim etmiyor bu da haram yemekten başka bir şey değildir.
Artık bu gibi durumlar çok hafife alınıyor:(

Okudunuz mu?  Cömertlik ve Merhamet (dini hikaye)

Tam hatırlayamıyorum bir sohbette dinlemiştim bu hadisi şerifi :

Allah (cc) kuluma birçok mal veririm zengin ederim ama harama bulaşırsa kulum geçim sıkıntısından kurtulamaz buyuruyor.

İnsanların neden geçinemiyoruz dediklerini ve çok zengin olan insanların bile akşam ödemeyle çekle parayla uyudaklarını daha iyi anlıyorum 🙁

Okudunuz mu?  Ademin Yaratılışıyla İlgili Hadisler

Rabbim bizi haram lokma yemekten muhafaza etsin (amin)


konya442
Amin amin amin amin


melle
hikaye güzel
bu güzel hikayelerin devamını dilerim


@hmet
haramdan sakınmak ile ilgili hikayelere en güzel ornek hikaye öykü
Haram lokma zehir gibidir


haram lokma ile ilgili hikayeler, kadın köle hikayeleri, haram hikayesi

Bu kategoride yer alan Sevgi ve kardeşliğe dair bir öykü / derviş kaşığı başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Kızımı kime vereyim? (Haram Lokma.. Köle ve Kadının kızı hikayesi… ibret almanız dileğiyle) Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.