Ecir
Malik bin dinar Basralıdır, gençliğinde mal mülk sahibiydi sonra Hasan basri nin öğrencisi oldu ve tüm parasını bu yolda harcadı, sonraları hattatlık yaparak ekmeğini kazandı. Kerametlere haiz bir alimdir
İnsan, kendisi sâlih olmadığı halde sâlihlerin şeref ve haysiyetine dil uzatacak olursa, başka günahı olmasa bile bu ona yeter
Her kim güzel bir ameli halk görmesin diye terk ederse riyadır; halk görsün diye işlerse şirktir; ikisini de terk eder ise ihlâstır
Basra’nın kuru veya yaş hurmasından yemezdi. Hurma mevsimi geçince; "Ey Basralılar! Benim hâlimi görüyorsunuz. Hurma yememekle bir şeyim eksilmedi. Sizin de hurma yemekle bir şeyiniz artmış değil." buyurarak nefsini, ibâdeti özler ve yapar hâle getirdi.
Bir gün Basra vâlisi, Mâlik bin Dînâr’a; "Ey Mâlik, bize bu kadar ağır konuşabilmen için sana cesâret veren ve bizi karşı koymaktan âciz bırakan şey nedir biliyor musun? Çünkü sen, dünyâya hiç kıymet, değer vermiyor ve bizden bir şey beklemiyorsun." demiştir.
Yanına bir köpek gelip oturduğu zaman ona bir şey yapmaz ve kovalamazdı. "Neden kovalamazsın?" denildikte, o; "Bu köpek, kötü arkadaştan daha iyidir; kişinin iyi insanları yanında bulup da doğru yola gitmemesi, kötülük olarak kendisine yetişir." buyurdu.
Bir gün kendisine; "Dünyâda en güzel kazanç nedir?" dediler. Cevap olarak; "Şu üç şey dünyâda en güzel kazançtır. 1) Allahü teâlânın sevgili kullarının sohbetinde bulunmak ve din kardeşleri ile sohbet etmek, 2) Geceleri teheccüd namazı kılmak ve doya doya Kur’ân-ı kerîm okumak, 3) Allahü teâlâyı hiç unutmayıp, O’nu zikretmek, anmak." buyurdu.
"Bedbahtlığın alâmeti nedir?" dediklerinde, o; "Şu beş şey bedbahtlığın alâmetidir: 1) Gözün yaşarmaması, 2) Kalbin katı olması, 3) Hayâsızlık, 4) Dünyâya düşkün olmak, 5) Dünyâ için canından endişe etmek. Mümin kimse, Allahü teâlâdan korkar. Başka sözlerden dilini korur." buyurdu.
Mâlik bin Dînâr hazretleri, Kur’ân-ı kerîmde meâlen; "Şehirde dokuz kişi vardı. İyilik etmez, durmadan fesat çıkarırlardı." (Neml sûresi: 48) buyrulan Semûd kavmi ile ilgili âyet-i kerîmeyi okur, sonra da; "Şimdi her şehirde durmadan fesat çıkaran nice dokuzlar var ki, hiçbir iyi iş gördükleri de yoktur." derdi.
Kimin gözü ve gönlü, şu fânî hayattan ebedî hayat için iyi bir ders almamış ise, onun kalbi perdeli ve ameli azdır.
Mâlik bin Dînâr hazretlerine; "Yağmur duâsına siz de bizimle çıksanız." dediler. Bunun üzerine o; "Korkarım ki benim yüzümden başınıza taş yağar." buyurdu.
Çok ibâdet eder ve ağlardı. Mugîre bin Habîb anlatır: "Bir gece Mâlik bin Dînâr hazretleri ile berâberdik. Hemen ibâdete başladı. Daha sonra eliyle sakalını tutup içli iniltilerle sabaha kadar ağladı ve; "Yâ Rabbî! Mâlik’in bu hâline acı." diye yalvardı."
Evinde hasır, Mushaf-ı şerîf ve ibrikten başka bir şey bulunmazdı. Bir gün bir tanıdığı ona yeni bir ibrik hediye etmişti. Sabah olunca Mâlik hazretleri ibriği arkadaşlarından birine vererek; "Kardeşim al şu ibriği. Çünkü o, akşamdan beri; "Acabâ birisi çalmasın." diye kalbimi meşgûl etti." buyurdu.
Mâlik bin Dînâr hazretleri evinin içinde bir kabir kazdırmıştı. Her gece kabre iner, sabaha kadar orada ibâdet eder ve; "Halîfelik görevi, müminlerin emîri hazret-i Ömer’e verildiğinde o, ne gece ne de gündüzleri uyurdu. Biraz uyuyup istirahat etseniz, denildikte o; "Eğer geceleri uyumuş olsam, kendimi kaybetmiş olurum. Gündüzleri uyusam mesul olduğum şu insanları kaybederim." buyurmuştur." dedi.
Bir gün Mâlik bin Dînâr hazretlerine; "Nasıl sabahladınız?" diye soruldu. O; "Âkıbetin Cennet’e mi, yoksa Cehennem’e mi olduğunu bilmediğim halde sabahladım." diye cevap verdi.
Kulun lüzumsuz ve boş sözlerle vakit geçirmesi, kalbi karartır, bedeni zayıflatır, geçim sebeplerini de zorlaştırır
Din bakımından faydalanmadığın kimse ile dostluğu terket. Amellerin en güzeli ihlâsla yapılan ameldir
Âlim, bildiği ile amel etmediği zaman, yağmur damlasının yalçın kayadan kayması gibi, vâz ve nasîhatı gönüllerden silinir gider
Bahar yağmurları yeryüzünü yeşillendirdiği gibi, Kur’ân-ı kerîm de kalbin yağmurudur ve onu canlandırır
Üç şey gönlü öldürür: Çok yemek, çok uyumak, çok konuşma
Doğruluk ile yalancılık kalpte şiddetli bir kavgaya tutuşurlar. Birisi diğerini kalpten kovuncaya kadar kavgaları devam eder
Beş şey bedbahtlık nişanıdır: Gönül katılığı; göz yaşarmazlığı; hayasızlık; dünya sevgisi; dünya için uzun endişe
İki şey ahmaklığa dalâlet eder: Hiç bir sebep yokken gülmek; sormadan haber vermek
Bedenin hastalığı iyice arttığı zaman yiyip içmenin bir faydası olmadığı gibi, dünya sevgisiyle dolu olan bir kalbe de vaaz ve nasihat fayda vermez
Dünya sevgisi, insanın kalbinden imanın tadını çıkarır
Şu zamanda insanların kardeşliği, aşçının çorbasına benzedi. Kokusu güzel, fakat tadı yok
Malik bin Dinar hazretleri hasta yatağında yatmaktadır..Hastalığı oldukça ağırdır.Dostları onu ziyarete geliyorlardı.Onu ziyarette gelenler gördükleri manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlardı.Kumlara gömülmüş bir yaygının üzerinde yatıyordu.Başının altına da bir kaç parça eski giyecek ve bır de sepet koymuştu. O gün ziyaretçiler arasında Selam bin Miskin de vardı.Malik bin Dinar sepetin içinden bir kaç parça ekmek parçası çıkardı,ekmekleri yanında bulunan su kabının içine attı.Biraz zaman sonra su kabının içine attığı ekmekleri çıkardı,Selam bin Miskin:
-Şu duvarda asılı duran torbayı bana ver.
Duvarda asılıbulunan torbayı ona verdiler.Torbadan tuz çıkardı,bir yandan ıslanmış ekmek ,diğer yanda tuz.
Malik bin Dinar:
-buyrun yemeğe.
Selam bin Miskin:
-Şu anda yiyecek durumda değilim, karnım tok.
Malik bin Dinar:
-Yazık! Hem de çok yazık, demek ki sende tatlı suya kananlardansın. Tuzlu su size göre değil
Mâlik bin Dînâr Mısıra doğru yola çıktı ve bir deniz kenarına ulaştı. Gemiye bindi. Gemi sâhibi taşıma ücreti ve eşyalar için kişi başına bir altın alıyordu. Mâlik hazretleri bir köşede ibâdet ve tefekkürle meşgûlken, gemici ücret istedi. Mâlik bin Dînâr hazretleri; "Henüz param hazır değildir. İskeleye vardığımızda hazır olur inşâAllah." dedi. Gemici malik bin dinarı çalışanlarına dövdürttü ve onu denize atmak üzere iken binlerce balık su yüzüne çıktı. Balıkların her birinin ağzında birer altın vardı. Mâlik bin Dînâr hazretleri birinin ağzından parayı alıp gemi sâhibine verdi. Sonra da gemiden deryâ üzerine indi ve yürüyerek deniz kıyısına çıktı. Bu hâdise ile ona Mâlik-i Dînâr (Dînâr Sâhibi) denildi.
Leyli Rana
Allah razı olsun Ecir çok güzel sözler
Hoca
Her kim kendisini kıymetli bilirse onun tevâzûdan nasibi yoktur. (Mâlik b. Dinar)
Allah razı olsun Ecir
halil akyaz
< İnsan, kendisi sâlih olmadığı halde sâlihlerin şeref ve haysiyetine dil uzatacak olursa, başka günahı olmasa bile bu ona yeter >
< Şu zamanda insanların kardeşliği, aşçının çorbasına benzedi. Kokusu güzel, fakat tadı yok >
bu gün maydanozluğum üstümde her halde ama ne yapayım güzel ve yararlı konular. dahil olmasam olmaz saygılarımı sunuyorum
DZALBAY
Rabbim cc razı olsun…Çok derin sözler…
meryemgül1
< Kulun lüzumsuz ve boş sözlerle vakit geçirmesi, kalbi karartır, bedeni zayıflatır, geçim sebeplerini de zorlaştırır
Din bakımından faydalanmadığın kimse ile dostluğu terket. Amellerin en güzeli ihlâsla yapılan ameldir
Âlim, bildiği ile amel etmediği zaman, yağmur damlasının yalçın kayadan kayması gibi, vâz ve nasîhatı gönüllerden silinir gider
>
Anlamlı ve çok güzel sözler Allah c.c.razı olsun
ecir kardeşim emeğne sağlık
Ecrinim
< Doğruluk ile yalancılık kalpte şiddetli bir kavgaya tutuşurlar. Birisi diğerini kalpten kovuncaya kadar kavgaları devam eder >
< Şu zamanda insanların kardeşliği, aşçının çorbasına benzedi. Kokusu güzel, fakat tadı yok >
Allah c.c. razı olsun çok isabetli bir konu işlenmiş,istifade etmeyi nasip eylesin Rabbim..
Kayıtsız Üye
Allah razı olsun, Allah şefaatlerine nail eylesin inşAllah.
malik bin dinar sözleri, malik bin dinar hz sözleri, malik bin dinar
Malik bin Dinar’dan Sözler Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.