Kimler Cehenneme Girecektir?

Kimler Cehenneme Girecektir:

safran
KİMLER CEHENNEME GİRECEKTİR:
1) Cehennem; kafirler,müşrikler,münafıklar,müstekbirler (büyüklenenler),imtihanı kaybeden günahkarlar ve fasıklar, Allah’ın ayetlerini gizleyenler,ayetlerle alay edenler vb. içindir. Konuyla ilgili
ayet numaraları: (2/81), (2/174), (3/131), (5/72), (9/68), (17/39), (40/60), (20/74)
2) Tartısı ağır veya eşit olanlar cennete; tartısı hafif olanlar (imtihanı kaybedenler) ise cehenneme girecektir.
O gün tartı tam hakkiyle yapılacaktır. Artık kimin tartıları ağır basarsa, işte onlar, arzularına ereceklerdir. Kimin de tartıları hafif gelirse, bunlar da ayetlerimize haksızlık etmeleri yüzünden, kendilerine yazık edenlerdir.(7/7-8)
3) Allah mahşer günü bütün insanları ve cinleri (şeytanları) cehennemin etrafında toplayacak. Onlar diz üstü çökmüş ve korku içinde cehennemi görecekler ve onun sesini, dehşetini hissedeceklerdir. Ama daha sonra Allah(c.c) takva sahibi (imtihanı kazanan mü’min) olan kullarını cehennemin etrafından alıp cennete koyacaktır. Diğerleri ise (imtihanı kaybetmiş olanlar) cehennemin etrafında kalacaklar ve cehenneme atılacaklardır. Dikkat edilirse anlatılan bu mahşer olayında, mü’minler cehennemi, içine girmeden görüyorlar ve dehşete, korkuya,azaba şahit oluyorlar.Böylece girecekleri cennetin kıymetini daha iyi anlamış oluyorlar. Şimdi konuyla ilgili ayetlere bakalım:
Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp (zuhziha) cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka bir şey değildir. (3/185)
Ayet-i kerimede geçen Zuhziha kelimesi, vurgusu, kelime yapısı ve kalıcı etkisiyle bizzat anlamını somutlaştırmaktadır. Sanki ateşin yaklaşanı yutacak ve girdabına alacak bir cazibesi varmış da onu azar azar bu azgın cazibeden çekip uzaklaştıracak birine ihtiyaç duymaktadır. Kim ateşin bu girdabından uzaklaştırma imkanına sahip olur, ateşin çekiciliğinden kurtarılıp Cennet’e sokulursa kuşkusuz o insan kurtulmuştur.(Fi zilali kur’an)
İki taraf arasında bir set ve bu setin tepelerinde her iki grubu simalarından tanıyan kimseler vardır. Cennete girememiş, fakat gireceklerini uman bu kimseler cennetliklere selâmun aleyküm diye seslenirler.Bunların bakışları, cehennemliklere doğru kaydırılınca da Ey Rabbimiz, bizi zalimler ile bir araya getirme derler.Bu tepelerdekiler, simalarından tanıdıkları bazı azılı kâfïrlere de şöyle seslenirler. Ne kalabalığınız ve ne de şımarmanıza yol açan güçleriniz size yarar sağlamadı. Allah onları hiçbir rahmete erdirmez diye haklarında, yemin ederek küçümsediğiniz kimseler bunlar mıydı? Bu arada Allah onlara ‘ `Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku söz konusu değil artık, hiç üzülmeyeceksiniz der. (7/46-49)
Araf suresindeki bu ayetlerde, tartısı eşit olanların yani günahı ve sevabı aynı olanların bile Allah’ın affediciliği sayesinde cehenneme girmeden cennete girdiği görülüyorken imtihanı kazanan günahkar mü’minlerin ise öncelikli olarak cehenneme girmeden cennete girmeye hak sahibi olmaları gerektiği anlaşılıyor.
Suçlular ateşi gördüler, artık içine düşeceklerini iyice anladılar, fakat ondan kaçacak bir yer bulamadılar. (18/53) Bütün ins ve cinler gibi suçlular da öncelikle cehennemi görüyorlar. Fakat takva sahibi olanlar kurtulurken bunlar kurtulamıyorlar.Çünkü başarısız bir imtihan geçirmişlerdir.
Rabb’inin yüceliği hakkı için, onları peşlerinden gittikleri şeytanları ile birlikte bir araya getireceğiz, sonra da diz üstü çöktürerek cehennemin çevresinde toplayacağız. Sonra her grubun,rahmeti bol olan Allah’a baş kaldıran en azılı ele başlarını ayıracağız.Sonra biz onların hangilerinin öncelikle cehenneme girmeleri gerektiğini, kuşkusuz, herkesten iyi biliriz. Aranızda cehenneme uğramayacak (görmeyecek) hiç kimse kalmayacaktır. Bu Rabbinin kesinleşmiş bir hükmüdür. Sonra sakınanları kurtararak zalimleri, diz üstü çökmüş durumda orada bırakırız. (19/68-72)
Bazı hadislere göre oraya (cehenneme) uğramak , cehenneme girmek anlamındadır. Fakat bu hadislerden hiçbiri sahih değildir. Öyle olsa bu yorum, gerçek müminlerin hiçbir şekilde cehenneme girmeyeceklerini açıkça ifade eden bir çok sahih hadise ve Kur’an’ın kendisine ters düşerdi. Sözlük anlamı olarak da vurûd (bir şeye arzedilmek, uğramak) duhul (girmek) ile eş anlamlı değildir. O halde doğru ifade şu olacaktır. Her insan cehenneme sunulacak, fakat bir sonra ki ayette de açıklandığı gibi dindar, salih insanlar kurtulacak, zalimler orada yüzüstü bırakılacaklardır.(Tefhimul Kur’an)
Cehennem her bakanın göreceği şekilde gösterilir. (79/36)
Andolsun ki, cehennemi mutlaka göreceksiniz! Sonra, yemin olsun ki, cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz. (102/6-7)
4) İmtihanı kazanan günahkar mü’minler cehennemi görseler de ,cehenneme girmeyecekler.
Çünkü Allah onların kötülüklerini; affedip iyiliklere çevirecektir ve azap etmeden cennete sokacaktır.
..Benim için hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, yolumda işkenceye uğrayanların, savaşanların ve bu uğurda öldürülenlerin suçlarını örteceğim. Onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağım… (3/195)
(İş), ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna göredir. Kötülük yapan, o yüzden cezalandırılır. O, kendisine Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir. Erkek veya kadından her kim de inanarak güzel işler yaparsa, işte öyle kimseler cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar. (4/123-124)
…. Allah’a gönülden ödünç verirseniz, kesinlikle günahlarınızı silerim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyarım… (5/12), (5/65)
İşte kendilerinden yaptıklarının en güzelini kabul buyuracağımız ve günahlarını sileceğimiz bu kimseler, cennetlikler arasında seçkin kişilerdir. …. (46/16), (48/5), (61/12), (64/9)
Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter,… (66/8)

CEHENNEMİN ÖZELLİKLERİ
1) Cehennem sürekli (ebedi) dir:
Kur’an cehennemdeki azabın bitmeyen, sürekli devam eden bir azap olduğunu vurgular.
Sınırlı,bitebilecek bir azap Kur’anda bulunmaz.
Bir de dediler ki: Sayılı birkaç gün dışında bize ateş dokunmayacaktır. De ki: Allah’tan (bu hususta) bir söz mü aldınız. şâyet öyle ise Allâh verdiği sözden dönmez-yoksa Allâh hakkında bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz? Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar. (2/80-81), (2/39), (3/88), (7/36), (9/17), (25/65), (10/52), (42/45), (43/74), (47/15), (98/6) ayetlere bk.
Özellikle bu ayetlere dikkat ettiğimizde cehennemin – kabul edilen görüşün yani günahkarların cezasını çektikten sonra cehennemden çıkacağını söyleyenlerin aksine- sayılı/sınırlı olmadığı sürekli olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
… Allah: Sizin ikametgahınız, Allah’ın dilemesi müstesna, ebedi kalmak üzere ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir. (6/128)
Bu ayette geçen Allah’ın dilemesi müstesna, ebedi kalmak üzere ateştir. Hakkında E.H.Yazır şöyle der: O ateş, cehennem ateşi, oturacak yeriniz ikametgâhınız, yatağınızdır. Orada insan ve cin hepiniz ebedî olarak kalacaksınız, ancak Allah’ın dilediği müddet müstesna buyrulmayıp da, dilemesi müstesna buyrulmasından anlaşılır ki, cehennemde ebedî kalmaktan bu istisna bazı şahıslara değil, bazı zamanlara aittir. Ve beyan olunduğuna göre Allah’ın dilediği bazı zamanlar kâfirler, ateşten çıkarılıp soğuğa, çok soğuğa atılacak, sonra yine ateşe döndürüleceklerdir.
Orada çağlar boyu kalacaklardır. (78/23)
Burada aklımıza şöyle bir soru gelebilir: Kur’an’da cennetin ve cehennemin sonsuzluğu anlatılırken;cennet için genellikle ‘halidiyne fiyha ebeden’ ifadesi kullanılırken, cehennem için ise genellikle, sadece ‘halidiyne’ ifadesi kullanılmaktadır.Bu ifadelerden yola çıkarak; cennetin ebedi sonsuz, cehennemin ise sonsuz değil uzun bir müddet (sonlu) olduğu anlaşılamaz mı? Çünkü ‘halidiyne’ kelimesi ‘uzun bir müddet’ anlamına da gelmektedir. Yani Allah’ın cennet için ‘ebeden’ ziyadesini kullanmasının hikmeti ne olabilir?
Cevap olarak deriz ki: ‘halidiyne fiyha ebeden’ ifadesi Kur’an’da hem cennet için (64/9, 65/11, 98/8, 9/100, 9/22, 5/119, 4/122, 4/57 nolu ayetlere bkz.) hem de cehennem için (4/169, 33/65, 72/23 nolu ayetlere bkz.) kullanılmıştır. Aynı şekilde sadece ‘halidiyne’ ifadesi de hem cennet için (2/25, 5/85, 9/89, 18/108, 57/12 nolu ayetlere bkz.) hem de cehennem için kullanılmıştır. O halde ister ‘halidiyne fiyha ebeden’ ifadesi olsun, isterse de ‘halidiyne’ ifadesi olsun her ikiside ‘ebedi-sonsuz’ anlamına gelmektedir. ‘halidiyne’ ifadesine uzak ve şaz anlamı olan ‘uzun bir müddet’ anlamı vermek; kelimenin sık kullanılan yakın anlamına aykırı olduğundan cennet ve cehennemin sonsuzluğuna gölge düşürmektedir. Ki bu da düşünülemez, Kur’an’a aykırıdır.
2) Cehennemden Çıkış Yoktur :
Makalemizin asıl konusuna gelmiş bulunuyoruz. Bu güne kadar İslam dünyasının genelinde –ister kitaplarda ister de halk arasında-; günahkar mü’minlerin cehenneme girip cezalarını çekeceklerine ve cezası bitenin cennete gireceğine hatta öyle ki kalbinde zerre kadar iman bulunan bir kimsenin bile cehennemde ebediyyen kalmayıp oradan çıkacağına dair görüş hakim olmuştur.Tabiki bu görüşü ileri sürenlerin Kur’an dışında bir çok akli ve nakli delilleri olmuştur.Mesela bir çok hadiste bu konu işlenmiştir.Hadislerden yola çıkan ve Kur’an’ı gözardı eden bir çok insanda nedense Kur’an’a aykırı olan kalbinde zerre kadar iman bulunan bir kimsenin bile cehennemde ebediyyen kalmayıp oradan çıkacağına dair görüşü benimsemişlerdir. Fakat Allah’ın kitabında cehennemden çıkmaya dair –bırakalım bir,iki ayeti- en ufak bir ip ucu bile yoktur.
…. ve onlar artık ateşten çıkamazlar. (2/167), (22/22), (23/106-108), (25/22), (40/49-50), (90/19-20), (43/74-77) ayetlere bk.
Cehennem ateşinden çıkmak isterler. Ama oradan çıkacak değillerdir. … (5/37)
… ve deve, iğne deliğinden geçinceye kadar onlar cennete giremeyeceklerdir! …. (7/40)
… Ne zaman oradan çıkmak isteseler, yine oraya geri çevrilirler ve … (32/20)
….. O halde azabı tadın. Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur. (denir). (35/37)
… Artık bugün onlar, ateşten çıkarılmayacaklar ve kendilerinden özür dilemeleri de kabul edilmeyecektir. (45/35)
Ya üzerine azab kelimesi hak olmuş kimse de mi (böyledir)? Artık o ateşteki kimseyi sen mi çıkaracaksın? (39/19)
Yani ‘Ey insanlar! Yorumlarınız, te’villeriniz, ictihadlarınız,vs. ile ateşteki kimseyi çıkarmaya gücünüz yetmez.Buna ancak Allah’ın gücü yeter ki Allah ise vaadinden (cehennemden çıkılamayacağına dair sözünden) dönmez.
…..Allah: Sizin ikametgahınız, Allah’ın dilemesi müstesna, ebedi kalmak üzere ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir. (6/128) ayetini bu bağlamda anlamak gerekir.
Ayetlerde gayet açıktır ki; cehennemden çıkış imkansızdır.Fakat geleneğimizdeki bu yanlış inanışın, biraz İslam tarihi karıştırıldığında Kur’an’dan değil de siyasi ve itikadi fırkalaşma sonucunda ortaya çıktığına şahit olursunuz.Bakın bu konuda M.Ebu Zehra Mezhepler tarihi s.130-133 de söylediklerinden; müslüman alimlerimiz bu konuda Kur’an’a göre değil de sapık mürcie mezhebinden etkilendiği ve hatta onların yolunu takip ettikleri anlaşılıyor.Yani sırf bir gurup, büyük günah işlemiş müslümanı kurtaralım derken Kur’an dışı bir inanışa sebep olmuşlardır.Bu inanç, aynı zamanda da ucuz cennet mantığına yol açmıştır. Nasıl olsa eni sonunda cezamı çekip cennete gideceğim, kalbinde zerre kadar imanı olan cehennemde ebediyen kalmayacakmış,şimdilik günah işleyeyim de sonra cezamı çeker cennette keyfimi sürerim. Mantığıyla hareket etmeye sebep olmaktadır.
Burada şöyle bir soru akla gelebilir: Bu durumda 20.yy. Müslümanları; önceki alimlerin görüşleri doğrultusunda mı yoksa Kur’an bütünlüğü içerisinde mi bu konuya inanacaklardır? Bu sorunun cevabı elbette ki Kur’an doğrultusunda olmalıdır. Çünkü; şüphesiz, yanılmaz, değişmez tek kaynağımız Kur’an, bu konuda gereken en doğru bilgiyi vermiş ve buna inanmamızı istemiştir.
Bizden önceki alimler gerek isabet ederek gerekse yanılarak bir çok konuda devirlerinin şartlarına göre görüşlerini bildirdiler.İster isabet ettikleri ister de yanıldıkları görüşleri birer ictihattır, kabul de edilebilir, red de edilebilir.Bu içtihatları ise, ona inanları bağlar ve mutlak doğru demek değildir.Mutlak doğru ancak Allah’ın ayetleridir. Allah beni–falan müctehide göre değil- Kur’an’dan hesaba çekecektir.
Kısacası; Geleneğimizdeki konuyla ilgili içtihadlar, görüşler doğru da yanlış da olabileceğinden; inançta şüpheye yer olmayacağına inandığım için şüphesiz delil olan Kur’an’a göre inanıyorum. Biz önceki alimler kadar bilemeyiz gibi tutucu, karamsar,donuk,gerici bir görüşe de aldırmayarak Allah Kur’an’ı bana indirmiş,beni onunla imtihan edecek, onu anlayıp yaşamak ve inancımı O’na göre düzeltmek zorundayım ki imtihanı başarayım.Zaten Peygamberim (s.) de böyle yapıyordu ve Kur’an’ı yaşayarak bize bunu emrediyordu:
İnsanlar tek bir ümmetti. Ayrılmaları üzerine Allah, rahmetinin müjdecileri ve azabının habercileri olmak üzere peygamberler gönderdi ve beraberlerinde hak ile ilgili kitap indirdi ki, insanların, aralarında ihtilaf ettikleri şeyler hakkında hakem olsun. Bunda da sırf o kitap verilenler, kendilerine bunca deliller geldikten sonra tuttular, aralarındaki hırs ve kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah kendi izniyle, iman edenleri, onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka, ulaştırdı. Allah, dilediğini doğru yola iletir. (2/213)
Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. Halbuki onlar, dini sadece Allah’a tahsis ederek, Allah’ı birleyerek, ancak Allah’a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur. (98/4-5)
Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardır ki, siz onu kitaptan sanasınız diye, dillerini kitaba doğru eğip bükerler. Halbuki o, kitaptan değildir. Bu, Allah katındandır. derler; oysa o, Allah katından değildir. Allah’a karşı, kendileri bilip dururken, yalan söylerler. İnsanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra, kalkıp insanlara: Allah’ı bırakıp bana kul olun. demesi yakışmaz. Fakat onun: Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabb’e halis kullar olun (demesi uygundur).Ve O size: Melekleri ve peygamberleri tanrılar edinin. diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size hiç inkârı emreder mi? (3/78-80)
Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. (66/1) Konuyla ilgili : 3/161.164 , 5/67, 7158, 8/64,66/1 nolu ayetlere bakılabilir.
Bu ayetlerden anlaşılan net bir sonuç şudur: Peygamberimiz kesinlikle Kur’an’a aykırı,Kur’an’da olmayan, Kur’an’a rağmen bir inanç-din yaşamamış,anlatmamıştır.Peygamberimiz(s) Kur’an’da ne varsa onu yaşarak göstermiştir (İşte bu hikmet veya sünnettir).Kur’an’ın helalini haram,haramını helal yapmamıştır.Kur’an’daki İnanç esaslarına ekleme ve çıkarma yapmamıştır.Aksi halde (Kur’an’a aykırı, hadis zannedilen sözlerde olduğu gibi inanmış ve yaşamış olsaydı) haşa!! Apaçık olan bu ayetlere aykırı davranmış ve Kur’an’dan farklı bir din tebliğ etmiş olurdu. Ki bu Allah’ın şerefli peygamberi hakkında düşünülemeyecek ( aptalca ) bir şey olurdu.
SONUÇ :

Allah’ın kitabı Kur’an’ı Kerim’de ve Peygamberimiz (s)’in sünnetinde Cehennemden Çıkışın olmadığı ; geleneğimizde ki, cehennemden çıkışa dair yanlış inancın ise sapık mürcie mezhebi nin etkisiyle yayıldığı ve ehlisünnet denilen görüşü bile derinden etkilediği, fakat bu inancın Kur’an ve Sünnet’e aykırı olduğu görülmüştür.


Cevap: Kimler Cehenneme Girecektir:

şaf_ak
< KİMLER CEHENNEME GİRECEKTİR:
1) Cehennem; kafirler,müşrikler,münafıklar,müstekbirler (büyüklenenler),imtihanı kaybeden günahkarlar ve fasıklar, Allah’ın ayetlerini gizleyenler,ayetlerle alay edenler vb. içindir. Konuyla ilgili
ayet numaraları: (2/81), (2/174), (3/131), (5/72), (9/68), (17/39), (40/60), (20/74)
2) Tartısı ağır veya eşit olanlar cennete; tartısı hafif olanlar (imtihanı kaybedenler) ise cehenneme girecektir. >

ALLAH ayağımızı kaydırmasın dininde sabit kılsın inşAllah..
ALLAH razı olsun


Cevap: Kimler Cehenneme Girecektir:

musab.b.umeyr
< "…..Allah: "Sizin ikametgahınız, Allah’ın dilemesi müstesna, ebedi kalmak üzere ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.”(6/128) ayetini bu bağlamda anlamak gerekir. >
Öncelikle verilen bilgiler için Allah CC razı olsun.
Benim aklıma takılan bişey var.Şimdi ayette belirtildiği üzere ”Sizin ikametgahınız, Allah’ın dilemesi müstesna, ebedi kalmak üzere ateştir.”Acaba şöyle bişeymi belirtilmiş:Ebedi olarak ateşe atılacaksınız fakat ben dilersem çıkabilirsiniz(Allah’ın dilemesi müstesna) diye bir anlam verilebilir mi buna.Yoksa farklı birşeymi aktarılmak isteniyor bize.Bir önceki veya bir sonraki ayetlere göre anlam değişikliği yaşayabiliriz aynı benimde yaşadığım gibi.
Nedir? Ne değildir? bir tartışmak lazım.

Allah bizi ve yakınlarımızı cennete girenlerden eylesin.Amin.


Cevap: Kimler Cehenneme Girecektir:

fatihbarut
Merhaba,
Fikrinize katılmıyorum.
Cehennemin kafirler için sonsuz olduğu cehennemle ilgili ayetlerden ikinsinde geçen – "Allah’ın dilemesi müstesna" orada sürekli kalacaklar – ifadesinden dolayı tartışılır olsun veya olmasın
Müminlerin ve müslümanların da cehenneme gireceğini Allah tarafından affedilmeye layık bulunmayan zulümleri kadar burada yanacaklarını bildiren ayetler mevcuttur.

daha önce yazdığım ve aşağıda paylaştığım makalemi okumanızı öneririm.

Kaza Namazı, Kılınır!

Hz. Ayşe validemizden aktarılıyor. "Peygamber hastalık veya yorgunluk sebebiyle gece namazı kılamazsa kuşluk namazı olarak (güneş doğduktan sonra) kaza ederdi"

Teheccüd namazı İsra 79 ile Peygamber efendimizin şahsına farz kılınan bir namazdır. Peygamber, şahsına farz kılınmış bu namazı bugün bizlerin sıklıkla başına geldiği gibi yorgunluk sebebiyle kılamazsa en azından Rabbine eli boş gitmemek için kaza ediyordu.

Öyleyse yorgunluk sebebiyle sabah namazını kılamayan bir müslümanın kuşluk vaktinde kaza etmesini engelleyen nedir?
Korkarım müslümanlardan, önce namazın vaktini kaçırıp ardından "nasıl olsa kaza da yok" diyerek nefsinin dizginlerini kaçıranlar da vardır.

Peki bütün bu kazaya kalmış namaz yükü nerde sorun olur? Anlatayım.

Belki de şükretmeliyiz çekirge salgınları bizim zamanımızda yaşanmadı. Ama televizyona şükür bulut veya kum fırtınası gibi yaklaşan ve kimisi 12 trilyon aç çekirgeyi barındıran sürüleri biliyoruz. Discovery’ye şükür çekirgelerin yere sıra sıra gömülü yumurtalarından nasıl çıktığını da…

Yerden çekirgeler gibi (Kamer 7) çıkan milyarlarca insan , dağı ovası vadisi bulunmayan (Kehf 47) karanlık bir dünyanın uçsuz bucaksız yüzeyinde toplanır (1). Allah ve Melekleri Mahşer Meydanına gelir (Nebe 38, Fecr 22). Görevli melekler ışıktan hızlı (Mearic 4) hareket ederek insanların kitaplarını dağıtırlar. İnanmış iyi insanların kitaplarını kendilerine takdim eden Melekler önlerinden görünerek kitablarını sağ ellerine uzatırlar (Hakka 19). Yüzü sevinçle parlayan (Abese 38, Gâşiye 8, Kıyâme 22) bu insanlar bu sevinci paylaşmak için "bakın, kitabımı okuyun!" (Hakka 19) der. Kafir ve kötü insanlarsa sollarından ve arkalarından uzanan simsiyah bir kolun onlara uzattığı kitabı alırlar (inşikak 10), Yüzleri pişmanlık (2), ümitsizlik(3) ve çaresizlikle(4) kararan (5) bu insanlar "Eyvahlar olsun, küçük büyük demeden hepsini kaydetmiş (Kehf 49) diyerek, o an yok olmayı dilerler (inşikak 11).

Sonra tüm insanların görebileceği şekilde Allah’ın elçilerinin hesaba çekilişi başlar (Nisa 41). Bunlardan Hz. İsa’nın hesabına Kuran’da dikkat çekilir. Allah’ın "Ey İsa! beni ve anamı -Hz. Meryem- Allah’tan başka iki ilah olarak edinip tapının" diye sen mi söyledin? (Maide 116) sorusuna Hz. İsa "Haşa! ben ancak bana söylediğini, Benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a tapmalarını söyledim." şeklinde cevap verir. Ardından da her peygamber gibi ümmetine acıyarak şefaat etmeye koyulur "Eğer onlara (bu sebeple) azab edeceksen onlar senin kullarındır (kaçacak yerleri yok) ancak onları affedersen şüphesiz sen Yüce Hükümran’sın." (Maide 117)

Sonra insan ile diğer insanlar ve diğer canlılar arasındaki hak alışverişleri başlar, Adalet terazileri kurulur (Enbiya 47) ve Allah dünya’dayken görüş ayrılığına düşüp tartışmadan, öldürmeye kadar birbirine girmiş insanları yüzleştirerek, aralarında kesin bir hükme varır (Zümer 46, Casiye 17), hardal tanesi kadar da hak geçmez (Enbiya 47).

Ve insan kendisi hakkında son kararı vermek üzere Allah ile yüzleşir (Kaf 21-28). Allah, kullarını değerlendirirken iyilik yapana bunun 10 katı mükafat verirken (Enam 160), kötülük yapanın kötülük kefesine sadece bunun konacağını müjdeler (Enam 160). Buna rağmen insanlardan bir kısmı Allah’ın "Atın bu inatçı nankörü cehenneme(Kaf 24)" şeklindeki korkunç hükmüne düçar olur. Bu hükme düçar olanlar zincirlere vurularak cehenneme sevk edilir ( İbrahim 49, Mü’min 71, Hâkka 32, İnsan 4 ).

Bu yazdıklarım burada yazdığım kadar hızlı olsa da(Âl-i İmrân 199, Mâide 4, Nûr 39), yazıldığı kadar kolay değildir (Müddessir 9)

Kurtulmayı hak edenlere "işte size vaad edilen Cennet, fazla uzak da değil (Kaf 31), haydi bakalım girin denilir". Ancak anlaşılacağı gibi bu, helikopterle bırakma tarzında bir giriş değildir. Bilakis cehennemden geçmeyi de içeren yeni bir yolculuğun başlangıcıdır (Meryem 71). (Bu yolculuğun uzun süreceği, öyleki Cennet ve Cehennem arasında insanlar bulunacağı, cehennem çukurundan çıkmayı başararak Cennet ve Cehennem arasındaki duvarı da tırmanıp duvarın burçlarına gelenlerin buradan Cennete bakacakları buradaki herkesin simasının mutlu olduğunu görünce sonunda cennete vardıklarını anlayarak onlara gıpta ile bakarken uzaktan belki de sevinçle el sallayarak "Heey biz de buradayız kurtulduk" şeklinde bağıracakları , aynı noktadan cehennemi de gördüklerinden bazen de arkalarına bakarak cehennemdekileri görüp onlar gibi Cehenneme düşmekten Allah’a sığınacakları Araf 46-48 arasında anlatılmaktadır)

İnsanlar kendilerine vaad edilen cennete doğru büyük bir şevkle gitmeye başlarlar ancak hızları birbirinden çok farklıdır (6), (bu farklılık peygamber efendimiz tarafından şimşek, rüzgar, kuş, atlı, yaya hatta emekleyen şeklinde sembolize edilerek tarif edilmiştir).

İnsanın dünyadayken verdiği her doğru karar, Allah’a yakınlaşmak niyetiyle yaptığı her ibadet ve malından esirgeyerek verdiği her kuruş sadaka onun kanatlarını büyütüp güçlendirirken, hayvani ve şeytani dürtülerine esir olarak harcayıp tükettiği her nimet (zaman ve para) onun ruhunun ağırlığını arttırmaktadır. İşte bu noktada dikkat çeken şey şudur. Bazı insanların şimşek yani ışık hızı ile ulaştığı mesafede bulunan Cennet’e, yürüyerek gidenler ne kadar zamanda varır? Dini kaynaklarımızda sırat olarak geçen ve insanın Cennete doğru gidişi sırasında uğrayacağı Cehennemden geçişini sembolize eden bu süre ne kadar olacaktır?

Daha da önemlisi her insanın kendisi için hazırlanmış cehennemden geçeceği göz önünde bulundurulursa orada bizi bekleyen, Allah’ın günahlarımız sebebiyle bizim için hissettiği ve iyilik ve itaatimizin söndürmeye (Hud 114) yetmediği, ateş şeklinde tecelli etmiş gazabı hangi düzeydedir? Benim anladığım ise can yakacak düzeydedir.

Örneğin müslümanlara hitab eden "Zulmedene eğilirseniz ateş size dokunur (Hud 113)" bunu göstermektedir ve aramızda "nasıl olsa ucu bana dokunmuyor diyerek mücadele etmeye güç yetirirken zulme uğrayanları görmezden gelmeyen" bir kimse yoktur.

Namaz kılmamanın cehenneme girme sebebi olduğu da açıkça beyan edilmektedir (Meryem 59, Müdessir 43)

İşte bu noktada Allah’ın namaz emrine asi olmamız sebebiyle bizim için hissettiği ve diğer iyiliklerimizin söndürmeye yetmediği, ve eğer affına nail olmazsak cehennemde bizi bekleyen gazabı, beni kaza namazı kılmaya yönlendiren endişemdir.

Vesselam.

Kaynakça (uzun olan veya tek kelimelik metinlerin okuma akışını bozacak kaynaklar aşağıda verilmiştir)

1- Bakara 203, Âl-i İmrân 158, En’âm 51, Enfâl 24, Mü’minûn 79, Vâkı’a 50, Mülk 24.
2- Bakara 167, Furkan 27
3- Rum 12
4- Enam 27
5- Ali İmran 106
6- Buhari 6472, 7312, Müslim 182, 183


Hoca
safran adlı Peygamber düşmanı, yolladığı yazı gerçeklerle hiç bir alakası yoktur.
Kim Kur’anı kafasına göre yorumlar ve sünnete aykırı iş yaparsa o sapıktır cehennemliktir.


islamyolu
< safran adlı Peygamber düşmanı, yolladığı yazı gerçeklerle hiç bir alakası yoktur.
Kim Kur’anı kafasına göre yorumlar ve sünnete aykırı iş yaparsa o sapıktır cehennemliktir. >

işte bu kadar Hocam doğru demiş.


Hoca
< işte bu kadar Hocam doğru demiş. >
bu yazı sanırım safrana ait değil belki bilinçsizce paylaşılmış.
araştırdım asıl yazar sanırım ali umuc diye biri..
Kur’an islamını yani Peygambersiz islamı savunan biri!

Rasulullahın yüzüne nasıl bakacaklar bunlar:(


islamyolu
< bu yazı sanırım safrana ait değil belki bilinçsizce paylaşılmış.
araştırdım asıl yazar sanırım ali umuc diye biri..
Kur’an islamını yani Peygambersiz islamı savunan biri!

Rasulullahın yüzüne nasıl bakacaklar bunlar:(
>
evet hocam. çok doğru diyorsun.

Ama hocam Sizde biliyorsunuz. bu sitede çok sevinen hocalardan yahudi hıristiyanlar cennete girecek diye kitabını doldurmuş. Peygambere gerek yok diye kitabını doldurmuş. Kur’an Meal in Ayetlerin tefsiri için hep Tevrattan örnekler getirmiş. Diyalog çalışmalarının başında yer alıyor. neden ona karşı bir tavır gelmiyor Hatta hep koruma altına alınıyor çözemiyorum. ismini vermek istemiyorum. H.K diyeyim yeter 🙂


Launch
Kimlerin cehenneme gireceğine jüri karar vermiyor arkadaşlar. Cenab-ı Hakk veriyor, o nedenle aranızda tartışmayın bence.


Kayıtsız Üye
Bunun cevabı Allah katındadır. Mü’min olarak görevimizi yerine getirelim gerisini Allah’a bırakalım. Allah hepimize cennette yer edinmeyi nasip eylesin. Amin.


Kayıtsız Üye
Eger bunlara inanmmiyorsan guvenmiyorsan bu bilgilere kur’an-I kerim okuda biraz turkcesiyle birlikte o zamn bbelki inanirsn. OKEYY


Kayıtsız Üye
safran isimli üyenin yazısına katılmıyorum .. Tüm kaynaklarda, ebedi azabın , kafirler için olduğu belirtilmektedir .. Ehli sünnet denilen … şeklinde zikredilen cümleden de , bu yazıyı hazırlayanın ehli sünnet olmadığı anlaşılıyor .. Ben de , cehennem azabının , günahkar müminler için geçici olduğunu düşünüyorum .. Yalnız şu kafamı karıştırıyor .. Tartısında günahları ağır gelenler için yazılan şey … İşte o beni düşündürüyor biraz .. Bu konunun gerçeğini bilen yok mu arkadaşlar ? İmanıyla vefat edenlerimiz, günahları sebebiyle cehenneme atılsalar bile , er geç cehennemden çıkacaklar mıdır ? Yoksa günahları fazla gelen , sonsuza dek ebedi cehennem ateşinde mi yanacaktır ? Bu bana pek hitap eden bir düşünce değil açıkçası.. Allah peygamber aşkıyla ağla, namaz kıl , güzel ameller işle .:Allah ı ve resulünü zikret ömür boyu.. ve imanınla öl .. ama gel gelelim, günahları fazla diye ebedi azaba atıl .. Bu bana hitap etmese de, işin doğrusu nedir ???


Kayıtsız Üye
Bence bu kadar teferruat zihinleri bulandırıyor. İmanlı olmanın asgari ölçüsü Amentü’de bulunan esaslara kayıtsız şartsız kalben inanmaktır. İmansız olarak ölen de Cennete giremez. İslamiyet’i hak din bilmedikten sonra, ne yaparsa yapsın faydası olmaz. Bir kimse, diğer bütün dinleri bâtıl, İslamiyet’i de tek hak din olarak bilmezse, Muhammed aleyhisselamı kendi peygamberi olarak kabul etmezse, Cennete giremez.


Kayıtsız Üye
Bir müslüman olarak Cehenneme girmek istemiyorsanız, sevaplarınızın günahlarızdan fazla olması için çalışın. Yoksa günahları sevaplarından fazla olanlar cehenneme girecekler ve cehennemden çıkış da yok.


cehenneme kimler girecek, kimler cehenneme girecek, kimler cehenneme gider

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();