Kayıtsız Üye
İnsan, aklına gelen ve kendini çok rahatsız eden veveselerle kişi imtihan olur mu?
Desert Rose
Vesvese, tabîatımızın ve yaratılışımızın bir parçasıdır. İrâdemiz
dışı ve ansızın gelir; bazen bizi rahatsız eder, bazen uyandırır, îkaz eder. Bazen
inanç ve itikat meselelerinde gelir o; ve içimize şüpheler atar. Bizi araştırmaya ve
doğruları bulmaya sevk eder. Bazen namazın içinde, namazla ilgisi olmayan bir
hatıranın tahriki şeklinde gelir; namazdaki huzurumuzu ve huşûumuzu bozar.
Bazen yine namazla ilgili, namazda bir yerlerin eksik kaldığı tarzında gelir; ve
namazımızda bir eksikliğin var olduğu zehâbına kapılırız. Bazen, abdest alırken
gelir ve abdest âzâlarımızda kuru bir yer var olduğunu zannederiz ve uzuvlarımızı
ıkadıkça yıkarız. Bazen temizlik üzerinde ifrata varan bir titizlik şeklinde gelir;
ve üstümüzü-başımızı, oturup kalktığımız yerleri durmadan inceler dururuz.
Misalleri arttırmak mümkün. Fakat bir konuda müsterih olalım ki,
insan vesvesesiz olmaz; vesvese insansız olmaz. Çünkü melek değiliz!
İmtihan dünyasındayız. Başımız şeytanla dertte.
Olmadık şeylerden kuşku duymak ve bunu bir hastalık haline getirmek vesvesenin
ifrat, yani aşırı duyarlılık halidir. Bu haldeki aşırı vesveseye imkân ve fırsat tanımayalım;
yüz vermeyelim. Vesvesenin aşırı olanı tam bir hastalıktır. Ancak bu hastalığın tedavisi
mümkündür. Hattâ bir bakıma tedavisi kendi elimizde, kendi performansımızın içindedir.
Böyle ifrat derecedeki vesvesenin nasıl tedavi edilebileceğini Üstad Bedîüzzaman Hazretleri
Yirmi Birinci Söz’de îzah eder. Bu derecedeki vesvese için Bedîüzzaman
Hazretleri tek cümleyle der ki:
"(Vesvese) Ehemmiyet verdikçe şişer; ehemmiyet vermezsen söner.
Ona büyük nazarıyla baksan büyür; küçük görsen, küçülür."1
Demek, ifrat derecedeki vesvesenin tedâvîsi kendi elimizde, kendi yaklaşımımızda
gizlidir. Bu durumda, vesvese fazla rahatsız ettiğinde dînimizin temel ölçülerini
yeterli görüp, vesvesemizi susturacağız. Meselâ lavaboya girerken üzerimizi toplayıp,
söz gelişi paçamızı, kollarımızı sıvayıp, sıçratmamaya özen göstererek suyu
kullandığımızda artık kalbimiz buna kanaat etmeli, bunu yeterli görmeli. Yeterli
görmüyorsa, daha fazla titizlik istiyorsa, biz de buna kulak asmayalım,
önemsemeyelim. Ehemmiyet vermeyelim ki, şişmesin. Büyütmeyelim ki,
büyümesin.
Namaz kılarken de böyle. Namazın rek’atleri konusunda bazen içimize şüpheler
düşer, vesveseler girer. Tam selâm vereceğimiz esnâda içimizde bir şüphe: Dört rek’at
mi kıldım, üç rek’at mi kıldım? Eyvah! Namazım fâsit mi oldu, sahih mi oldu? Oysa aslında
-genelde- namazımız tamdır. Bu durumda da, eğer böyle vesveselerle çok sık
karşılaşıyor isek; buna hiç itibar etmemeli, selâmı vermeli ve tam kıldığımızı kabul
ederek namazdan çıkmalıyız. Yani bu vesvesenin hastalık haline gelmesine izin
vermemeliyiz. Eğer ilk defa veya çok nadir olarak böyle bir vesvese ile karşılaşmışsak,
düşünürüz, karar veremezsek üç kıldığımızı kabul ederek -çünkü üçte kesinlik vardır
kalkıp bir rek’at daha kılar ve sehiv secdesi yaparız.
İnsanın aklına ve kalbine gelen vesveselerden dolayı hesaba çekilmez ve bir mesuliyeti
de yoktur. Ne zamanki bu vesvese inanç ve amele menfi etki ederse
o takdirde zararı olur.
Dipnotlar:
1. Bedîüzzaman, Sözler, s. 248.
SİE
İnsan, aklına gelen ve kendini çok rahatsız eden veveselerle kişi imtihan olur mu? Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.