Anasayfa
8 Mayıs 2021, 6:43
missa96
Abone

Hz Ömerin Hz Abbas İle Dua Da Yağmur Talebi Hadisin Tahrici

Hz Ömerin Hz Abbas İle Dua Da Yağmur Talebi Hadisin Tahrici

Kayıtsız Üye
Hz Ömerin Hz Abbas İle Dua Da Yağmur Talebi Hadisin Tahriçi


Cevap: Hz Ömerin Hz Abbas İle Dua Da Yağmur Talebi Hadisin Tahrici

Desert Rose
Hz. Ömer’in (RadıyAllahu Anh) Hz. Abbas (RadıyAllahu Anh) için: "Başınıza gelen bu (kuraklık) musibet için Hz. Abbas’ı Allah’a karşı vesile edin!” ifâdesi "ondan duâ isteyin” manasına gelmez. Çünkü Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh) bu cümleyi, Hz. Abbas (RadıyAllahu Anh)’dan duâ etmesini istedikten sonra halka söylemiştir.[23]

İbn Hacer ve İbn Ruşeyd, Hz. Abbas’ın "vesile edinin” ifâdesini duâ isteyin manasında olmadığını ifâde etmişlerdir.[24] Burada ancak şöyle bir itiraz gelebilir. Şu anda kıtlık musibeti dışında başınıza gelecek olan musibetlerde Hz. Abbas, duânızda vesile kılın, kastedildiği söylenebilir. Halbuki burda söylenen sözde "Fîmâ nezele aleyküm” geçmiş zaman bildirir. Gelecek zaman bildirmez.

Bundan da anlaşılıyor ki Hz. Ömer o an yağmur duâsında bulunan sahâbeye, "Siz de duâ edin duânızda Hz. Abbas’ı vesile kılın” demiştir. Eğer başınıza gelecek musibetler kast edilmiş olsaydı. "Fima yenzilü aleyküm” denmiş olmalıydı. Burada Hz. Abbas’ın zatıyla tevessül olduğu gibi duâsıyla da vesile kılınmıştır.

Şimdi Elbânî’nin bu hadisde duâ ile tevessül kastediliyor demesinin yanlış olduğunu, esas kastedilenin Hz. Ömer’in (RadıyAllahu Anh) dediği gibi bu iki yetimi babalarının salih olmasından dolayı korudun. Peygamber’in için onu gözet.

Zira onu vesile edinerek sana yaklaşıyoruz, sözü ayrıca Hz. Abbasın da bu insanlar Nebisine yakınlığımdan dolayı bana tevessülde bulunuyorlar” sözü. Ayrıca Hz. Ömer’in halka "Abbas (RadıyAllahu Anh) Allah (Celle Celalühü) karşı vesile edinin.” Sözlerinden dolayı bu hadiste Hz. Abbas’ın zatıyla tevessülün olduğu anlaşılır.

Okudunuz mu?  Kur'an kursu hocalığı için aranan şartlar nelerdir?

Kevserî, Hz. Ömerin (RadıyAllahu Anh) Rasullahın (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) zatıyla tevessülü terk edip Abbas’ın (RadıyAllahu Anh) zatıyla tevessülde bulunuşunu "Bu olay, daha faziletli biri mevcut olduğu halde ondan daha az faziletli biriyle tevessül etmenin câiz olduğunu gösterir.” demiştir.

Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh) in Hz. Abbas’a (RadıyAllahu Anh) le tevessülde bulunmasın sebeplerinden biri de Peygamberimizin Hz Abbasa (RadıyAllahu Anh) olan hürmetine kendisinin de riâyet etmesinden kaynaklanmıştır.

Bu rivâyeti, Zübeyr b. Bekkar yoluyla, Hâkim (ö.405/1014) de, Müstedrek’inde yapmıştır.

Hâkim, Ebû Zekeriyya Yahya b. Muhammed el-Anberi’den o, Hasan b. Ali b. Nasr’dan, o Zübeyr b. Bekkar’dan, o, Saide b. Ubeydillah el-Müzeni’den, o, Dâvûd b. Ata el Medeni’den, o, Zeyd b. Eslem’den, o, İbn Ömer’den rivâyet etti.

Hâkim bu rivâyeti yapar ve susar. Bir şey demez. Bu haberde geçen, İbn Abbas’ın duâsının sıfatını Zübeyr b. Bekkar açıkladı.

Zübeyr b. Bekkar bunu yine Dâvûd yoluyla, Ata’dan, o, Zeyd b. Eslem’den, o, İbn Ömer’den rivâyet etti… Ömer onlara, "O’nu Allah’a vesile ediniz” dedi.

Et-takrib’de râvîlerden Dâvûd için "Zayıftır” denilmektedir, doğru.

Lakin, Alauddin Muğlatay, "İkmalü Tehzibi’l Kemal”de, "Dâvûd’un hadisini, Hâkim "şahid (rivâyet)ler”de, rivâyet etmektedir” demektedir.

Demek ki, Hâkim bu rivâyeti, bilmeden, kendi "sahihlik” şartıyla çelişerek, yapmadı. Aksine diğer sahih rivâyetleri pekiştirmek için yaptı.

Okudunuz mu?  İmam Gazali'nin İbni Sina ile Farabi'ye kafir dediği doğru mudur ?

Şahidlerde her zaman sıhhat şartı aranmaz. Nitekim Buhârî ve Müslim’de "şahid” olarak yapılan bir çok rivâyetin senedinde, kendinde "(şiddetli olmayan) zayıflık” bulunan râvîler vardır. Ancak her zayıf râvî şahid ve mutâbi’ olmağa elverişli değildir.[25]

Ve her zayıflıkla suçlanan râvî, hadisi zayıf yapmaz.

Zehebî, "Dâvûd terk edilen biridir” dediği yerde, başka şeyler de demişse de Elbânî, iddiasını zayıflatacağını düşünmüş olmalı ki Zehebî’nin sözünün başındaki kısmını yazmayıp sonundaki Dâvûd terk edilen biridir sözünü yazmıştır. Zehebî’nin şu sözünün başından makaslamıştır.

Zehebî şöyle diyordu: Bu (rivâyet) Banyasi’nin Cüz’ünde âlî (râvîleri daha az ve en az diğerinin râvîleri kadar değerli veya onlardan daha kıymetli bir isnadla mevcuddur. Benzeri bir rivâyet, İbn Abbas’dan sahih olarak gelmiştir. Dâvûd ise metrüktür (kendisinden rivâyet terk edilen birisidir).[26] Elbânî’nin bunu söylememesine ne demeli.

Elbânî, Zübeyr b. Bekkar ile Belazüri’nin senedlerindeki farklılığı, yerini göstermeden, sanki kendisi bulmuş gibi, Fethu’l Bari’den alıp hemen "çelişki” yani "ızdırab”ı gördü ve keşfediverdi ama İbn Hacer’in "Zeyd’in iki şeyhi olabilir” dediğini söylemedi!.

Belazüri, bunu Hişam b. Sa’d’dan yolundan, Zeyd b. Eslem’den, o, İbn Ömer yerine Babası (Eslem)’den rivâyet etti. Muhtemeldir ki, Zeyd (b. elsem) in iki şeyhi vardır (İbn Ömer ve babası Eslem).

Öyle ya, olabilir ki, önce babasından almıştır, sonra İbn Ömerden almak şerefine kavuşmuştur. Veya, aynı hadiseye şahid olan babasını ve İbn Ömer’i dinlemiştir. Engel ne hevânın esiri olmak mı?

Okudunuz mu?  Sığır Jelatini Nedir ?

Râvîyi veya senedi, "Sağlam” veya "zayıf” bulmak, büyük ölçüde ictihadla alakalı bir mesele olduğundan ve de, "zayıftır” diyenlere vahiy gelmediğine göre belki Dâvûd, Hâkim’e göre "sağlam”dır, ne bildiniz?

Kaldı ki, "teaddüdturuk (bir rivâyetin senedinin birden çok oluşu ile zayıf rivâyet, hasen mertebesine çıkar.” Yani, aynı meselede zayıflığı şiddetli olmayan, değişik zayıf isnadlarla gelen aynı haber, yolların birden fazla olmasıyla hasen mertebesine çıkar. "Hasen li ğeyrihi olur” ve söz birliği ile delil olur.

Burada yollar birden çok. Dolayısıyla, Hâkim’in bu rivâyetinin başka bir rivâyete "Şahid” olmadığını farzetsek bile, başlı başına delil olurdu.

…………KAYNAK . SELEFİLER VE TASAVVUFÇULARIN GÖRÜŞLERİ

——————————————————————————–

[1] Buhârî İstiska, 3, No: 964, 1/342.

[2] Fethu-l Bari’de (3/150) İbn Hacer el-Askalani

[3] Elbânî, Tevessül.


Yanıt: Hz Ömerin Hz Abbas İle Dua Da Yağmur Talebi Hadisin Tahrici

Desert Rose
Doğrudan zat ile (yani onun Allah nezdindeki mertebesiyle tevessülü kabul edenlerin görüşünü destekler mahiyettedir. Ayrıca, İbn Abdilberr’e göre birçok tarikten gelen şu rivâyet de bu noktada aydınlatıcı rol oynamaktadır.

Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh) istiskada bulunmak üzere Hz. Abbas(RadıyAllahu Anh)’ı da yanına alarak (musallaya) çıktı ve şöyle dedi:

"Allah’ım! Biz, Peygamberimizin amcası ile sana yaklaşıyor (tekarrub) ve onun şefaâtçi olmasını diliyoruz (istişfa). Peygamber’in için onu gözet! Nitekim sen, ana babasının iyilik ve salahı yüzünden iki (yetim) çocuğu gözetmiştin.[15]

Okudunuz mu?  Hz. Muhammedin Son Peygamber olduğuna dair Kuranda ayet var mı?

(Cabir bin Abdullah (radıyAllahu anh)tan rivâyetle Rasullüllah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur.

"Muhakkak Allah, salih bir adamın salihliğinden dolayı çocuğunu ve çocuğunun çocuğunu, beldesini ve çevresindeki beldeleri de salaha erdirir. Ve o aralarında bulunduğu sürece onları muhafaza eder.[16]

İbn Ömer (radıyAllahu anh)’den naklen Rasulüllah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

"Muhakkak ki Allah, bir Salih kul vesilesiyle komşularından yüz evden musibet ve belâyı def eder.”)

Biz, istiğfar ve istişfa’ ederek sana geldik!”. Sonra Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh) insanlara yönelerek şöyle seslendi: "Rabbinizden mağfiret dileyin. Çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki) üzerinize bol bol yağmur indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın!” (Nuh 71/10-12)

Sonra da Hz. Abbas (RadıyAllahu Anh) ayağa kalkarak duâ etti. Hz. Abbas’ın gözleri pınar gibi yaş akıtıyordu. (Bu vesileyle Allah’ın yağmur ihsan etmesinden sonra) halk, "Seni tebrik ediyoruz, ey Harameyn sakisi!” diyerek Hz. Abbas(RadıyAllahu Anh)’a dokunmaya başladı.[17]

Netice itibariyle Hz. Ömer’in (RadıyAllahu Anh), dilimizde "Peygamberimizin amcası hürmetine” diye duâ etmek şeklinde ifâdesini bulan Hz. Abbas (RadıyAllahu Anh) ile tevessülünün, öncelikle onun zatı yani, Peygamber’e (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) olan yakınlığı sebebiyle Allah katındaki mertebesi; değer ve konumu ile tevessül manasına geldiği anlaşılmaktadır.[18]

Birden fazla vuku bulan[19] söz konusu vaka’dan, Hz. Abbas (RadıyAllahu Anh)’ın fazileti, Hz. Ömer’in (RadıyAllahu Anh) tevazu ahlakı, ehl-i beyt ve salih zatlarla istiska ve istişfa’ın müstehap oluşu[20] gibi hükümler çıkarılmış bulunmaktadır.[21]

Okudunuz mu?  Kulya suresini bilmeyen yerine ne okumalıdır?

Başka bir rivâyette Rasulüllah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) bir çocuğun babasını sevdiği gibi amcası Hz. Abbası sever ve ona hürmet gösterir ve onun yeminini kendi yemini sayardı. Ey insanlar! Amcası Hz. Abbas (RadıyAllahu Anh) hakkında Rasulüllah’ın(SallAllahu Aleyhi ve Sellem) gösterdiği bu saygı ve hürmete sizde riâyet edin. Onu başınıza gelen her türlü musibette Allah’a (duâlarınızda) vesile edinin.[22]

Salih zatların Allah (Celle Celalühü) nezdindeki mertebesiyle tevessülde bulunmanın câiz olduğunu savunanlardan Muhammed Zahid Kevseri bu hadisin görüşlerini desteklediğini ileri sürerek şöyle demektedir. Hz. Ömer’in (RadıyAllahu Anh) bu uygulaması, Rasulüllah’ın (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) hayatta olan hısım ve akrabasıyla tevessülde bulunmanın cevazına delil teşkil etmektedir.


Soru: Hz Ömerin Hz Abbas İle Dua Da Yağmur Talebi Hadisin Tahrici

Desert Rose
Hz. Enes ibn Mâlik’ten (RadıyAllahu Anh) rivâyet edildiğine göre ikinci Halife döneminde, müslümanlar kuraklık yüzünden kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya geldikleri zaman, halife Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh) Abbas bin Abdulmuttalib’i (RadıyAllahu Anh) vesile kılarak Allah’tan (Celle Celalühü) yağmur talebinde bulunur ve şöyle der:

"Allah’ım! bizler daha önce Peygamberimizi vesile edinerek sana niyazda bulunurduk. Sen de bize yağmur verirdin. Şimdi ise Peygamberimizin amcasını vesile kılıyor ve senden taleb ediyoruz, bize yağmur ihsan et. Enes ibn Mâlik (RadıyAllahu Anh) Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh) bu duâlarından sonra kendilerine yağmur ihsan edildiğini belirtir.[1]

Okudunuz mu?  Radyestezi'nin İslam'daki Yeri

Her iki tarafında sahih kabul ettiği bu hadiste Hz. Ömer’in ve Hz. Abbas’ın duâ ediş şekli açıklanmıyor. Bunu Zübeyr b. Bekkar’ın açıklamalarından öğreniyoruz.

İbn Hacer şöyle diyor: Zübeyr b. Bekkâr, "el-Ensâb” isimli eserinde Abbas’ın (RadıyAllahu Anh) duâ ediş şeklini ve vaktini açıklamıştır. Hadisin isnadını zikrederken belirttiği üzere, Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh) Hz. Abbas (RadıyAllahu Anh) ile tevessül edince,

Hz. Abbas şöyle duâ etti: "Allah’ım! Hiçbir belâ olmasın ki günahtan dolayı gelmesin, bu belâlar da ancak tövbeyle kaldırılır. Bu insanlar, senin nebine yakınlığımdan dolayı bana tevessülde bulunup sana yöneldiler.

Günahkar ellerimizi sana uzatıyor ve alınlarımızı senin için secdeye koyuyoruz, bize yağmur gönder! Sonra devamla "göklerden yağmur dağlar gibi indi.”[2]

Duâ ile Tevessül diyenlerin görüşleri:

Elbânî tevessül adlı eserinde Enes ibn Mâlik’in rivâyet ettiği bu hadis için ya Peygamberimizin (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) amcasının makamıyla ya da Peygamberimizin (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) amcasının duâsıyla tevessül olduğunu söylüyor. Hangisinin doğru olduğuna bir bakalım.

Sahâbe, Peygamberimiz zamanında duâlarında "Allah’ım Nebin Muhammed ve onun hürmeti ve senin katında olan değeri için bize yağmur ver!” mi diyorlardı. Yoksa Resûlullah’a (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) gidip ondan dileklerinin kabul edilmesi için Allah (Celle Celalühü) tealaya tazarru ile yalvarmasını mı istiyorlardı?

Birinci durumda ne sünnetten ne de sahâbeden Rasulüllah’ın adını zikredip Allah (Celle Celalühü)’tan onun hakkı ve kadri için dilekte bulundukları şeklinde olduğunun isbatına dair bir tek delil getiremezler.

Okudunuz mu?  İslamın kul hakkına verdiği önem nedir?

Aksine sahâbe ihtiyaçlarının giderilmesi için Rasulüllah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) doğrudan doğruya kendileri için Allah (Celle Celalühü)’a duâ etmesini istemişlerdir.

Ayrıca eğer Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh)’ın tevessülü Hz. Abbas (RadıyAllahu Anh)’ın zatı ile veya Onun Allah (Celle Celalühü) katındaki makamından dolayı olsaydı niçin Rasulüllah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem)’e tevessülü terk etsinki? Sahâbe aşağı olanı alıp yüce ve şerefli olanı terk edecek kimseler değillerdir.

Zübeyr b. Bekkar rivâyetinin sıhhatli olduğu gerçek değildir. Zira bu rivâyet, Medineli Dâvûd b. Ata’dan gelmektedir. "et-Takrib”de belirtildiği gibi, o, zayıftır.

Zübeyr b. Bekkar’ın O’ndan rivâyetini, Hâkim (3/334) nakleder ve hakkında konuşmaz, susar.

Zehebî ise buna bir açıklama getirerek, "Dâvûd metruktür”, der.

Ayrıca rivâyet’in senedinde çelişki (ıztırab) vardır. Bildiğimiz gibi, bunu Hişam b. Sa’d, Zeyd b. Eslem’den rivâyet etmiştir. Rivâyetinde, "İbn Ömer” yerine "babasından” demiştir. Fakat Hişam, Dâvûd’dan daha güvenilirdir.[3]

Duâ ve Zât ile Tevessül diyenlerin görüşü:[4]

a) Buhârî’de Hz. Enes b. Mâlik’ten (radiyAllahu anh) rivayet edilen hadis, her iki tarafa göre sahihtir. Gerek metin gerekse isnad bakımından sıhhati tartışma konusu yapılmamıştır.

Ancak vefatından sonra zat ile tevessülü kabul etmeyenler, hadisi tevile tabi tutmuşlardır. Ve Peygamberimizin (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) amcasının duâsıyla tevessül olduğunu söylemişlerdir.

İbn Abdülberr (ö.463/1071), Hz. Ömer’in (RadıyAllahu Anh) Abbas (RadıyAllahu Anh) ile istiskada bulunmasının sebebini açıklarken şöyle demektedir: "Yeryüzü, Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh) devrinde, hicretin onyedinci senesinde şiddetli bir kuraklığa maruz kalmış ve kıtlık olmuştur. Bunun üzerine Ka’b,

Okudunuz mu?  Allah'ın varlığı ile ilgili hadisler

"Ey Mü’minlerin Emiri! İsrailoğullarının başına böyle bir musibet geldiğinde, Peygamberlerin yakını (Asabe: Baba tarafından yakınlar) ile istiskada bulunurlardı” dedi.

Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh) de, "İşte Rasulüllah’ın amcası, babasının benzeri/ kardeşi[5] ve Haşimoğullarının seyyidi!” diyerek Abbas’a gitti ve halkın içinde bulunduğu kıtlıktan ona yakındı.”[6]

Bu hâdise açıkça göstermektedir ki, Hz. Ömer’in (RadıyAllahu Anh) Abbas (RadıyAllahu Anh) ile istiskası, Rasuli Ekrem’in hiçbir nidayı işitmeyen meyyit olmasından ve Allah nezdinde onun itibarının; mevki ve makamının (cah) olmamasından kaynaklanmış değildir.

Haşa böyle bir anlayış, apaçık bir iftira olmuş olur.”[7]

Hz. Ömer’in (RadıyAllahu Anh) Abbas ile istiskasının zat ile tevessül olduğunu söyleyen Kevseri, metinde bir muzaf takdir ederek, rivâyetin duâ nitelikli tevessül çeşidi olduğunu ileri sürenlerin görüşünü de şöyle değerlendirmektedir:

"Peygamberimizin amcası ile tevessül ediyoruz/ بعم نبينا” cümlesinde Peygamberimizin amcasının duâsıyla بدعاء عم نبينا şeklinde mahzuf bir muzaf olduğunu iddia etmek, herhangi bir delile dayanmaksızın konuşmak ve

hakikati örtbas etmek demektir. "Peygamberimizin amcası ile” tarzındaki tevessül, Abbas’ın Peygamber Efendimize (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) olan yakınlığı ve onun yanındaki konumuyla tevessül manasına gelir.

Böylelikle bu tevessül, aynı zamanda Peygamber (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) ile tevessül demek olur.” [8]

İbnü Ömer (RadıyAllahu Anhümâ), Ebû Talib’in, Nebi sallAllahu aleyhi ve sellem’i öven şu şiirini terennüm eder ve şöyle derdi:

Okudunuz mu?  Şeytanın Kötülüğünden Korunmak için Hadisler

(Ve hiçbir kavim), yüzüyle (veya zatıyla) bulutlardan (insanlar tarafından Allah’ın) yağmur (yağdırması) istenen hiçbir beyaz (zat)’ı (geriye bırakmadı.[9])[10]

يستسقى الغمام بوجهه (Yüsteskâl-ğamemu bir vechihi) deki وجه (vech) yüz, Arab dilinde, (zat)’tan kinaye olarakta kullanılır. Buna göre, (zatıyla bulutlardan yardım istenen her bakımdan ak ve pak bir insan)dan söz ediliyor.

İsteyen tevile gitmeyip, "zatıyla değil, yüzü iledir" de diyebilir.

"Mü’min olmayan Ebû Talib’in şu sözü mü’minleri nasıl bağlar? diyebilecek akıldâneler çıkabilir. Burada mühim olan nokta, İbnü Ömer’in onu terennüm etmesi ve İmâm Buhârî’nin onu sahihine almasıdır. Üstelik Rasulüllah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem)’in duâsıyla değil zatıyla tevessül etmek sûretiyle yağmur istemek vardır.

Şevkânî’de şöyle demektedir: "Gerçekten Peygamber (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) ile hayatında tevessül sabit olmuştur. Ayrıca vefatından sonra ondan başkasıyla da sahâbenin sukuti icmaı ile tevessül sabit olmuştur.

Çünkü sahâbeden hiçbiri, Hz. Ömer’in Abbas (RadıyAllahu Anh) ile tevessülünü yadırgamamıştır. Bana göre, İzzüddin b. Abdüsselâm’ın iddia ettiği gibi tevessülün cevazını yalnız Peygamber’e (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) tahsis etmenin, şu iki sebepten dolayı bir manası yoktur;

Birincisi, söylediğim gibi sahâbe icmaı vardır. İkincisi ise, ilim ve fazilet sahibi bir zat ile tevessül, gerçekte onun salih amelleriyle ve üstün meziyyetleriyle tevessül demektir. Çünkü fazilet sahibi olan kişi, ancak amelleriyle faziletli olur.

Bu durumda, "Allah’ım! fülan âlim ile ben sana tevessül ediyorum” diyen kimse, onun sahip olduğu ilim ve amel ile tevessül etmiş olmaktadır.”[11]

Okudunuz mu?  Sosyal dayanışma nedir?

"Peygamberimizin amcası ile” şeklindeki izafet terkibinde, muzaf olarak duâ lafzını takdir etmek, isabetli gözükmemektedir. Görebildiğimiz kadarıyla, bu konuda İbn Teymiyye ve Elbânî gibi âlimlerin ısrarlı tutum ve davranışları, zat ile tevessülü kabul edenleri pek de ikna edemememektedir.

Çünkü Hz. Ömer, (RadıyAllahu Anh) Hz. Abbas’ı (RadıyAllahu Anh) yanına alıp onunla tevessül ve teveccühte bulunduktan sonra, "Allah’ım! Bulut da, su da senin katındadır, bulutu gönder ve bize yağmur indir…”[12] diyerek, uzun bir duâ yapmıştır.

Gözyaşları içinde ve duygu yüklü bir iklimde gerçekleşen bu uzun duâdan sonra Hz. Ömer (RadıyAllahu Anh)’ın, "VAllahi bu, (Abbas) Allah(Celle Celalühü)’a vesiledir[13] ve O’nun nezdindeki yeridir/itibarıdır!” Hasan bin Sabit’te bunun üzerine şu şiiri söylemiştir:

Reisimiz Ömer duâ etti kıtlıkta

Bulutlar yağmur verdi Abbas’ın hürmetine

O Peygamber amcası ve baba yarısıdır

İşte bu yüzden o vesile edildi sadece

Allah onun hürmetine diriltti her tarafı

Yemyeşil oldu her yer, o umutsuzluktan sonra

İbn Abdilberr, "İstiâb” adlı eserinde Hz.Abbas’ın tercüme-i hâlini verirken bu kıssayı aynen nakletmiştir. [14]


hz omer yagmur duası ravisi

Bu kategoride yer alan Namazımı kıldıktan sonra nasıl dua etmeliyim başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Hz Ömerin Hz Abbas İle Dua Da Yağmur Talebi Hadisin Tahrici Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.