Anasayfa
8 Mayıs 2021, 22:38
missa04
Abone

İkinci evliliklerde üvey evlatlara nasıl davranılmalı?

İkinci evliliklerde üvey evlatlara nasıl davranılmalı?

Kayıtsız Üye
meraba benim size soracağım soru şu ben ikinci evlilik yapacağım onu seviyorum ama evleneceyım kişinin iki çocuğu var biri kız diyeri erkek benim çocuğum yok onların beni sevmesi için neyapmam gerekiyor lütven rica etsem bana yardım edermisiniz teşekkür ederim


Cevap: ikinci evliliklerde üvey evlatlara nasıl davranılmalı?

ebuturab
Bir gün anne ölür ya da evi terk eder. Ve yine bir gün eve yeni bir anne gelir: Üvey anne. O gün bütün eşyalar, o eşyalara dokunan el yüzünden soluklaşır. "Üvey" olan, "öz" olanı sildikçe, çocuk da silinmeyen izler bırakır.

Hala kim olduğunu bilmiyoruz üvey annenin. "Üvey" ve "anne" kelimelerinin zoraki yan yana gelip durmasından değil. Yeni çocukla, yeni anne arasında babanın aracılığıyla kurulan gergin ilişkiden de değil. Çocuğun, "öz" olandan kalma büyülü dokunuşların yerine başka bir dokunuşu koyamamasındandır bu. Bir de, kimsenin "öz" olan gibi dokunamamasından belki.

Birinci sınıfa giden bir çocuk yaptığı "aile" konulu resmi öğretmenine gösteriyordu. Öğretmen, resimdeki çocuklardan birisinin saç renginin ailenin diğer üyelerinden farklı olduğunu fark etti.Bunun nedenini sorunca, minik öğrencinin cevabı:
"Çünkü o üvey bir çocuk, tıpkı benim gibi!" şeklinde oldu.
"Peki üvey çocuk olmanın farkı nedir? diye sordu öğretmen. Aldığı cevapla çok şaşıracaktı:
"Üvey çocuk olmak, annenizin karnında değil kalbinde büyümek demektir."

Sevgili okurlar, bir kere üvey anne olgusu bilinçaltımıza zorla itilen bir şey. Üvey annesi olmamış, çevresinde de gözlemlememiş kişilere ‘Üvey anne nedir?’ diye sorduğunuz zaman, hain, kıskanç, cadı, riyakâr gibi kelimeler gelir. Hiç düşündünüz mü, üvey anne figürü, roman ve hikayelerimizde, filmlerimizde, masallarımızda neden "kötü”nün bütün karşılıklarıyla birlikte çizilir? Neden üvey anneler çocukları evden atmanın hesabını yaparlar? Neden hep bir yardakçıları vardır. Bu bazen bir avcı, bazen bir jigolo, bazen de Hansel ve Gratel’de olduğu gibi çocukların öz babası olur. Neden üvey çocuklar da hep çok güzel, çok masum, son derece kolay kandırılabilen tipler olarak verilir?
Peki neden toplumun üvey anneye bakışındaki önyargıları, üvey annenin içinde bulunduğu zorlukları, üvey çocuğun ve babanın hissedişlerini, akıl ve kalp gözümüzle anlamaya çalışmadık, durumu olduğu gibi kabul ettik, sorgulamadık?

İşte Çekirge ve Bakım’ın amaçları, kolektif bilinçaltına şırınga edilen "Üvey anne kötüdür” şablonunu tartışmak. Bakın içimizden birinin, bir üvey annenin başından ne geçmiş:

Bu kadın yakınlarının bütün karşı propagandasına rağmen 6–7 yaşlarındaki çocukla iyi bir diyalog yakalıyor. Bir sabah televizyon seyreden çocuğa üzerinde yağ–bal sürdüğü ekmeği uzatıyor. Ekranda Pamuk Prenses’e üvey annesinin elma uzattığını gören çocuk, bir anda kadının eline vurarak ekmeği masaya düşürüyor.

Görüyor musunuz, bilinçaltının gücü kadını nasıl ezmiş? Demek ki anne olarak son derece yüceltilen kadın üvey anne konumuna geçtiği anda, şüpheler üzerinde toplanmaya başlıyor.

Peki öz anne ve üvey anne mekanizması nasıl işliyor?

"Evlilik mutsuz gidiyor. Kadını biraz baba, biraz koca, biraz kayınvalide eziyor. Kadın sürekli tehdit altında. İntihar eğilimi, hayatın anlamsızlığı düşüncesi var; ama tek başına mücadele edemiyor. Yanına kimi çekebilir? Çocuklarını. Onlara bu depresif düşünceleri aktarıyor: "Bak ben ölürsem, yerime başkası gelir, seni çok ezer’ gibi laflarla aba altından sopa gösteriyor, çocuğu yanına çekmeye ve bu mesajı dolaylı olarak karşı tarafa vermeye çalışıyor.”

Bu, üvey anne gerçeğinin öz anneyle ilgili olan bölümü.
Açı değiştirelim: Kadın neden kötü bir üvey anne oluyor?

"Yüklendiği rol çok ağır. Bir taraftan geldiği yeni eve uyum sağlaması lazım. Kendine ait olmayan bir çocuk var. Kadın, birlikte yaşadıkları, hiç huyunu suyunu bilmediği bu çocuğu sevmek zorunda. Bu, çocuğa da görev olarak veriliyor. O da hiç tanımadığı bir kadını sevecek! Bu arada babanın da anıları var, o da uyum sürecinde. Herkes birbirine yabancı ve bir eve kapatılmışlar.”

Okudunuz mu?  Hatme duası nedir; kaç çeşit hatme vardır?

Çekirge ve Bakım uyarıyor: Aman çocukları anne demeye zorlamayın. Bu, zaman içinde aralarında bir alışveriş olursa kendiliğinden doğabilir. Taşların yerine oturması için en az dört–beş yıl gerekiyor.

Durumu ağırlaştıran başka faktörler de var: Üvey anne de çocukluğunda üvey olmuşsa ve bir travma yaşamışsa onu ileriki yıllarda kendi çocuğuna yansıtıyor. Her şeyde ön plana çıkmak istemek, paylaşma alışkanlığı bulunmamak gibi bir kişilik yapısı da durumu zorluyor tabii.

Peki babanın durumu ne?
"Bazen korkunç hatalar oluyor. Adam, ikinci eşini ön plana çıkartıyor. Her zaman onun haklı olduğunu söylüyor. Çocuğun yanındayken kadın yoksa, öz babayı oynuyor. Kadın varken hemen rol değişiyor ve adeta üvey baba kişiliğine bürünüyor. O yüzden çocuk travmatize oluyor. Çatışmalar başlıyor.”

Herkes birbirine zaman tanımalı
Sevgili okurlarım, insan olmak, kendini ve başkalarını anlamak ne kadar zor değil mi? Adam–kadın ve çocuk… Hiçbiri daha önce bu rolü deneyimlemediler ki. Neden toplumsal bir eğitim verilmiyor? Tek çare taşların yerine oturması için herkesin birbirine zaman tanıması. Kimse kimseyi sevmek, kimse kimseyi kendi çocuğu veya öz annesi saymak zorunda değil. Herkes karşılıklı olarak birbirini dinleyecek. Kendilerini birbirlerinin yerine koyacak. Uzmanlarımızın uyarısı bu kadarla kalmıyor. Onlar özellikle çocuklara şöyle sesleniyor:

"Üvey anne ile iyi ilişki kurmanız, öz annenize ihanet değildir. Babanızın sevgisi azalmaya caktır. Anneniz ölmüş olsa bile seni seviyorlar. Sonuçta eve yeni gelen kadın da farklı bir insandır. Onun da olumlu özellikleri olabilir.”

Babanın psikolojik durumuna biraz daha yakından girersek, manzara şöyle:
Baba, çocuğa karşı anneyi kollamak zorunda hissediyor kendisini. Çünkü; erkeğin cinsel açıdan kadına daha fazla muhtaç, dolayısıyla daha zayıf bir yapısı var. Eğer eşinden ayrılmış veya kaybetmişse, o açlığı da kadın ve çocuk arasında bir tercihe yol açar. Zaten eski eşe karşı kendisini suçlu hissediyor. "Geçen sefer hanımımı yıprattım, böyle oldu. Eski hatalarımı şimdiki eşimde yapmayacağım.” diye yeni eşe karşı farklı bir tavır geliştirir. Erkek, çocuğunu her görüşünde eski eşini hatırlıyor. Bu yüzden onunla daha az konuşmaya, daha az karşılaşmaya çalışıyor. Ve hayatını farklı bir düzleme çekmeye çalışıyor. Bunun getirdiği bir iletişimsizlik, sorunları tetikliyor.

Görüldüğü gibi ilişkiler ağı çok karmaşık. Demek ki herkes herkesi anlamaya çalışacak, ilişkiye emek verecek.

Uzmanlarımızın üvey annelere seslenişi de şöyle:
"Üvey anne konumuna geçtiğiniz an büyük bir sorumluluk altına giriyorsunuz. En basitinden kendi çocuğunuza bağırsanız bu çok önemli olmuyor; ama üvey çocuğunuza bağırdığınız zaman şiddetli tepki oluyor. Kadınların, kendilerinden çok büyük bir beklenti ile çok güçlü hissetmeye çalışarak geliştirdikleri şişirilmiş davranışları ileride patlamaya mahkumdur. Eğer bu sorunun altından hemen kalkarım, çok iyi bir anne olurum, gibi çok fazla bir beklenti içine girerseniz, mutlaka ezileceksiniz. Kendinizi işin doğal akışına bıraksanız, siz ve aileniz derin hayal kırıklıklarına uğramaz.”

Çekirge ve Bakım’ın söyleyecekleri bu kadarla da bitmiyor. Televizyonda reyting rekorları kıran bazı dizilerdeki yanlış üvey baba–üvey anne örneklerine de dikkat çekiyorlar. Mesela Star’da gösterilen Üvey Baba adlı dizi. Son derece olumsuz, alkolik, her türlü kötülüğü yapabilecek, sadist bir üvey baba figürü, tersine çok sevgi yüklü bir üvey anne figürünün ekran başındaki çocukları travmatize edebileceğini söylüyorlar.

Okudunuz mu?  Sağ elle taharet almak günah mıdır

Günümüzde boşanmaların sayısı önemli ölçüde artmıştır ve boşanan kadın ve erkeklerin çoğu ilerleyen zamanlarda yeni evlilikler yapmaktadırlar. Bu da çok sayıda çocuğun üvey anne veya baba ile yaşaması anlamına gelmektedir. Üvey anne-baba kavramını çocuk açısından ele almakta fayda vardır. Çocuk üvey anne-babayı birdenbire ortaya çıkan ve çok sevdiği ebeveyninin yerine geçmeye çalışan bir insan olarak algılayabilir. Örneğin, gerçeklik duygusu henüz gelişmediği için beş yaşındaki bir çocuk olayları tam olarak algılayamaz ve hiç tanımadığı bir kadını sevmek zorunda bırakıldığını hisseder. Çocuk üvey anne-babasıyla ilişkiye girmeyi öz ebeveynine ihanet etmek gibi algılayabilir. Bu nedenle çocuğun üvey anne-babaya tepkili olmasını doğal karşılamak gerekmektedir.

Anne ya da babaya düşen önemli bir görev, ikinci evliliği yapmadan önce çocuğa durumu anlatıp onun fikrini almaktır. Çocuğa kendisinden üvey anne-babasını öz ebeveyninin yerine koymasının beklenmediğini, öz anne -babasıyla kendisinin arasına hiçbir şeyin giremeyeceğini, üvey anne-babayı kendisini sevecek ve yardım edecek bir yakını gibi kabul edebileceğini, bu evliliğin hayatını kolaylaştıracağını anlatmak çocuğun önyargılarından kurtulmasını sağlar. Çocuk, fikrinin alınmasını kendisine önem verildiği şeklinde algılar ve durumu kabullenmesi kolaylaşır. Anne-baba bu duruma alışmanın zaman alabileceğini, başta bazı sorunlar yaşayabileceklerini de ifade edip daha sorun yaşanmadan önce çocuğu zihinsel ve duygusal olarak hazırlarsa daha da iyi olur.

Üvey anne baba konusunda gerek filmlerde olsun, gerek masal ve hikâyelerde genellikle kötü imajlar sergilenmiştir. Üvey anne baba çocuğunu döver, aç bırakır, bütün işleri çocuğa yaptırır vb kötü davranışlar vs. Aslında toplumda tüm üvey anne babalar böyle değildir. Bu konudaki önyargıların ortadan kaldırılması ve olaylara gerçekçi manada bakılması yerinde olur. Çünkü öyle üvey anne babalar vardır ki, çocuklara öz anne babalarından daha iyi bakmaktadırlar.(Nar,2005)

Üvey anne-baba çocuğa olumlu ve yapıcı davrandıkları halde çocuk ilk zamanlarda tepki gösterebilir. Ebeveyn çocuk ilişkisinin anahtar kelimelerinden birisi sabırdır, çocuğa zaman tanımak gerekir. Çocuğa büyük bir insanmış gibi davranmamak onun tepkisinin çocukça olmasına izin vermek gerekir.

Çocuklar üvey anne-babayı test etme yöntemine de sıklıkla başvururlar. Çocuk üvey anne-babaya karşı öfkeliyse, onu kızdırmaya çalışıyorsa, kapris ve huysuzluk yapıyorsa büyük ihtimalle üvey anne-babasını test ediyordur. Onu kızdırıp, sinirlendirip "Beni seviyor mu, sevmiyor mu?” diye bakıyordur. Bu testlerde oyuna gelmemek gerekir. Böyle bir durumda çocuğa sert tepkilerle yaklaşmak da, üvey anne-babaya alışsın diye çocuğun her istediğini yapmak da doğru değildir.

Üvey anneler nelere dikkat etmelidir?

Masallarda, romanlarda, dizilerde, "üvey anne” denince insanların aklına sinirli, kıskanç, çocukla rekabet içinde, kötü, ondan kurtulmaya çalışan, merhametsiz, üvey çocuğa eziyet eden bir kişi gibi olumsuz, yanlış bir imaj çizilmiştir. Bu imaj, hem çocuk hem de üvey anne için önyargılar oluşturur. Temel anlamda, üvey anne olmak demek, babanın bundan sonraki yaşamını paylaşmak istediği kişinin, çocuklara göre oluşan konumudur. Bu konumda, kendine ait olmayan çocuklara iyi davranan, olumlu ilişkiler içinde olan üvey anne modelleri de az değildir.

Üvey anneye yüklenen imaj, üvey annenin psikolojisini de etkiler. Bu imajı değiştirme çabası içinde; sınırlarını koyma, duygularını bastırma, disiplinli davranma konularında kararsızlıklar yaşayabilir. Her biyolojik anne, çocuğuna zaman zaman çeşitli olumlu, olumsuz tepkiler verir. Üvey annenin olumsuz tepkisi daha olumsuz, olumlu tepkisi de küçümseyici, sahte olarak görülebilir. Üvey anne, çocuğun onaylamadığı bir davranışı görmezden gelmek, kendine yapılan saygısızlığı koşulsuz kabullenmek, babayla olan keyfi ya da keyifsizliği gizlemeyi istemek, çocuğa onu kabul etmesi için maddi hediyeler almak, aşırı özverili davranmak gibi davranışlara girebilir. Bu psikoloji; kendini anne rolü oynamaya mecbur hissetme, eşiyle çocuk arasında dengeler kurma çabası, hata yapmama isteği, iyi olanı koruma adına daha çok çaba sarf etme ve sorumluluk almaktır.

Okudunuz mu?  Dinimize Göre Kötü Alışkanlıklar Ve Ilgili Hadisler

Bir kişi üvey anne rolünü üstleneceği bir evliliğe adım atmadan önce kendisini çok iyi tanımalı ve durumu çok iyi analiz etmelidir.

Çünkü evlilikle beraber üvey çocuğun ruhsal sorumluluğunu da üzerine alacak ve büyük bir ihtimalle üvey çocuğuna kendi öz çocuğuna davrandığı gibi rahat davranamayacaktır. Üveyliği hissetmeden ve hissettirmeden davranma psikolojisine girebilen anneler vardır; ama bu vericilik ve ciddi bir sorumluluk isteyen bir şeydir.

Diyelim ki evlendiniz ve 12-13 yaşlarında bir çocuk sizin sorumluluğunuza girdi. Bu durumda yapılacak en büyük hatalardan biri çocuğa kendinize "anne” dedirtme konusunda baskı yapmaktır. Bu duygusal bir alış veriştir ve zaman içinde oluşur. Çocuk ilk başta üvey anneye karşı önyargılı olabilir, bu onun yaşadıklarından ötürü verdiği ani bir tepkidir. Bu noktada çocuğu anlamalıyız. Çocuğun üvey annesini kabul etmesi zaman alabilir, uzun bir süre beklemek gerekebilir. Annenin bu süreçte çocuğa saygı göstermesi gerekir.

Anne çocuk ilişkisinde iki sözden biri sevgidir fakat sevgi tek başına yetmez. Saygı sevgiden önce gelmelidir. Çocuğun üvey anneye saygı duyabilmesi için kendisine saygı duyulduğunu, kendisinin önemsendiğini hissetmesi, evde işlerin adil bir şekilde yürüdüğünü görmesi gerekir. Kendisine saygı duyulduğunu hisseden çocuk bir süre sonra aynı davranışı örnek almaya başlar ve sağlıklı bir ortam yaratılabilir.

Üvey anne çocuk ilişkisinde babanın rolü ne olmalıdır?

Bu gün pek çok aklı başında, eğitimli, kültürlü dediğimiz öz babalar, ayrıldıkları eşlerinin evlilikleri söz konusu olduğunda, çocuklarının, üvey baba ile aynı ortamda bulunmasını onaylamadıklarını söylüyor. Bunu, velayetlerini anneden alma tehdidi olarak kullananlar bile var. üvey baba ortamı, sanki güvensiz, tehditkar, tacizkar olarak algılanıyor onlar tarafından. Evlilikler, boşanma ile sonuçlansa bile, eşlerin birbirlerine verdikleri bir zaman ve emek vardır. Tartışan, kavga eden çiftler bile bir iletişim içindedir aslında. Boşanma, bunları kaybetmek gibi bir hayal kırıklığı yaratır. Birbirine verilen, verilmesi gereken, verildiği zannedilen değerin yitirilmesidir. Sonraki evlilikler, bu durumu tetiklediğinden baba, eski eşinin evliliğine çocuk kanalıyla engel koyabilir, çocuğu karşısında kendi durumunu riske atmak istemez, çünkü üvey baba, onu kendisinden daha çok görecektir, "Ya üvey baba onunla çok iyi anlaşırsa.” gibi düşüncelere girebilir. üvey baba, bu baskı ve yaklaşımın muhatabı olarak, eşini çocuğuyla birlikte kabul edecek, aile sorumluluğunu üstlenmeyi isteyecek kişidir.

Üvey anne psikolojisine benzer duygu ve davranışlar üvey baba psikolojisi için de geçerlidir. Babanın kendi çocuğu varsa ve velayeti annedeyse, kendi çocuğuna karşı bir eksiklik hissedebilir; onu yeterince göremediği ve onunla ilgilenemediği için, vicdan azabı gibi duygular yaşayabilir. Bazen bu duygular o kadar yoğundur ki, çocuğu yokmuş gibi davranarak, onunla hiç ilgilenmeme, maddi manevi sorumluluk almama gibi bir durumla da karşılaşabilir, bu boşluğu, üvey çocuğunda telafi etme yoluna gidebilirler. Eğer kendi çocuğu yoksa ve eşinin çocuğuna üvey baba olduysa, tanımadığı, hiç yaşamadığı bir duygu ve sorumluluğun içinde hissedebilir kendini. Böyle bir durumda, kafasında oluşturduğu ya da gözlemlediği bir baba modelini uygulayabilir.

Babalık duygusu, annelik gibi içgüdüsel değildir. Anneler, biyolojik yapılarıyla, beyin ve üreme organlarıyla anneliğe hazır olurlar. Annelerin koruyuculuğu, hassasiyeti, kolaycılığı buradan gelir. Babaların ise, çocuklarına sevgi ve bakım verdikçe beyinlerindeki yapısal endişe noktaları harekete geçer. Üvey babaların işi biraz daha zordur. Genellikle çocuklarıyla birlikte yaşayan bir kadınla evlendikleri için, sürekli çocuklarla yaşamak durumundadırlar. Üvey baba, çocukları seveceği ve onlara ebeveynlik yapmaya istek duyabileceği gibi, onlardan sorumlu olmadığını da düşünebilir.

Okudunuz mu?  Kocamla aram iyi değil

Üvey anne ile çocuk arasında sağlıklı bir ilişki kurulması için babanın da bu meselede etkin rol alması gerekir. Bir problem yaşandığında, baba olayı iki tarafı da dinleyerek nesnel bir şekilde değerlendirdiğini çocuğa hissettirmelidir. Babanın yaklaşımı önemlidir, çocuk babasını bir avukat gibi değil, bir hakim gibi görmelidir. Çocuk "Ben ne yaparsam yapayım babam benim yanımda” dememeli ama doğru davrandığı takdirde babasının yanında olacağından da emin olmalıdır. "Ne yaparsam yapayım, babam benim yanımda” imajının oluşması çocuğun kişiliğinin gelişmesi açısından doğru değildir. "Babam haksızlık yapmaz. Doğru davrandığım zaman benim arkamdadır” imajı zihnine yerleşmelidir ki kafasında doğru hak duygusu oluşsun. Doğru hak duygusunun kabul gördüğü evde kavga olmaz, işler iyi yürür.

İkinci evliliklerini yapan babaların şöyle bir hatası da oluyor: Çocukla konuşurken ona hak verdiklerini söylüyor, çocuğu okşuyorlar ama üvey anne odaya girince gayri ihtiyari farklı davranmaya başlıyorlar. Çocuk bu durumda "İşte bak, üvey anne geldiği zaman farklı davranıyor, o olmadığı zaman farklı. Demek ki üvey anne benim babamla ilişkimi bozuyor” diye düşünür. Babanın farkında olmadan değişen yüz ifadesi bile çocuğun bu düşüncesini destekler.

Babalar ikinci evliliklerinde yaptıkları başka bir hata da şudur: İlk evliliklerinde yaşadıkları sıkıntıları, yaptıkları hataları tekrarlamamak için ikinci eşlerine fazla iyi davranabilirler. Çocuk bunu fark eder ve kendi kendine "Demek ki bu kadını benim annemden daha çok seviyor” der. Babanın neden böyle davrandığını büyük bir insana anlatır gibi çocukla paylaşması gerekir. "Sev, değer ver, paylaş” diye bir söz vardır. Bu yapıldığı zaman çocuk rahatlıkla annenin babanın istediği şekle girer.(Tarhan,2004)

Çocuk üvey anneye tepki gösterirse ne yapılmalıdır?

Üvey anne ve baba çocuğa olumlu ve yapıcı davrandıkları halde çocuk ilk zamanlarda üvey anneye tepki gösterebilir. Ebeveyn çocuk ilişkisinin anahtar kelimelerinden birisi sabırdır, çocuğa zaman tanımak gerekir. Çocuğa büyük bir insanmış gibi davranmak ama onun tepkisinin çocukça olmasına izin vermek gerekir.

Üvey anne çocuğa çeşitli sevgi dilleri ile yaklaşabilir; güzel bir şey yaptığı zaman takdir etmek, hediye vermek, dokunmak gibi. Mesela gece yatarken üzerini örtmek sevgiyi anlatan bir hizmet davranışıdır. Çeşitli sevgi dilleri ile çocuğa yaklaşılarak ona zaman tanınmalıdır. Bu şekilde davranılırsa çocuk bir müddet sonra kendisini üvey annesinin yanında güvende hissetmeye başlar.

Çocuklar üvey anneyi test etme yöntemine de sıklıkla başvururlar. Çocuk üvey anneye karşı öfkeliyse, üvey anneyi kızdırmaya çalışıyorsa, kapris ve huysuzluk yapıyorsa büyük ihtimalle üvey annesini test ediyordur. Onu kızdırıp, sinirlendirip "Bu kadın beni seviyor mu, sevmiyor mu?” diye bakıyordur. Bu testlerde oyuna gelmemek gerekir. Böyle bir durumda çocuğa sert tepkilerle yaklaşmak da, üvey anneye alışsın diye çocuğun her istediğini yapmak da doğru değildir.

Üvey Kardeş

Üvey annenin de bir çocuğu varsa çocuk, bir de üvey kardeş kavramıyla tanışmak zorunda kalır. Farklı ortamlarda yetişmiş iki çocuğun kişilik özellikleri de ruhsal yapıları da farklıdır. Çocuklar içgüdüsel eğilimlerinden ötürü genellikle benmerkezci olurlar ve paylaşmayı sevmezler. Çocukları zorla bir araya getirmek yerine onlara verme duygusunu, paylaşmayı, iyilik yapmayı, yardım etmeyi, uzlaşmacı olabilmeyi öğretmek gerekir.

İletişim adına adımlar atılarak çocuklar ortak bir noktada buluşturulabilir. Çocuklara "Sizin yaşlarınız birbirine yakın, arkadaş olabilirsiniz. Kişilikleriniz farklı olabilir ama kader sizi buluşturdu. Önemli olan her konuda aynı şeyi düşünmeniz değil, birbirinize saygı duyabilmenizdir. Ancak böyle mutlu olabilirsiniz” şeklinde yaklaşmak, birbirlerini hemen sevemeseler de saygılı davranmaları gerektiğini hatırlatmak faydalı olacaktır.

Okudunuz mu?  Yaranın içindeki şeyler gusle engel mi

Ayrıca çocuklara "Şunu beraber yapın, bunu beraber yapın” diyerek onları birtakım şeylere zorlamak ters tepebilir. Bunun yerine onlara biraz zaman tanıyarak birbirlerini merak etmeleri sağlanabilir. İki kardeş zamanla bir ilişki başlatacaktır. Onları bir anda yakınlaştırmaya çalışmak, birbirlerine karşı daha çok önyargılı olmalarına neden olabilir.

Çocuk doğal olarak üvey annesinin kendi çocuğunu daha çok sevdiğini düşünüp kendisinin dışlandığını hissedebilir. Üvey anne her iki çocuğa da eşit davranma kaygısını her zaman taşımalı, iki çocuk arasında farklılık yaratmamalıdır. Çocuğun "Üvey annem beni değil, kendi çocuğunu seviyor” diye bir kaygısı olduğu hisseden üvey annenin, çocuğa "Sen haklısın, hata yapmış olabilirim. Babanla beraber oturup konuşalım, karar verelim” şeklinde yaklaşması hem çocuğun kendisini aileye ait hissetmesine hem de sorunun ortaya konma ve çözüm süreçlerine katılmasına katkıda bulunacaktır.

Ekonomik sorunlar, eşlerin sosyal kültürel yapı farklılıkları, cinsel sorunlar, iletişim bozukluğu, eşlerden birinin ihaneti, aile içi şiddet gibi nedenlerle, çekirdek aile birliği bozulabilir. Psikolog Şeyda özdalga: "Boşanmanın gerçekleşmesi, ailenin bölünmesine ya da tamamen dağılmasına yol açan, tüm aile üyelerini, aile büyüklerini ve yakın çevredekileri etkileyen bir durumdur.” diyor.

Evliliğini bitiren yetişkinlerin çoğu, bir ile üç yıl içinde, yeni hayatlarına alışırlar ve duygusal dengelerini düzeltmiş olurlar. Boşanmış kadınların üçte ikisi, erkeklerin de dörtte üçü, tekrar evlenirler. Görüldüğü gibi boşanma, yetişkinlerin evlilik kurumuna verdiği değeri değiştirmediği gibi ikinci evliliklerin başarısı da çoğu zaman üvey anne, üvey baba ve çocuk ilişkisinin başarısına bağlıdır.

Üvey anne babaya ortak önerilerimiz şunlar olacaktır.

Çekirdek aileden farklı olduğunuzu kabul edin

Çekirdek ailelerle, karışık ailenin birbirinden farklı olduğunu kabul etmeniz ve bu iki aile yapısı arasındaki farkları bilmeniz önem taşır. Öncelikle üvey anne/babaların en büyük hatası yeni aileyi tıpkı çekirdek aile gibi yapmaya çalışmak olmaktadır, oysa her iki aile yapası da farklıdır.

Önce yeni ailenizi tanıyın

Yapılan diğer hata da üvey anne ve babanın yeni ailenin nasıl olması gerektiği konusunda önceden oluşturduğu şablon doğrultusunda aileyi şekillendirmeye çalışması ve aileyi belli bir kalıba sokmaya zorlaması olmakta ve bu çabada da çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bu nedenle önceden ailenin şekillenmesi konusunda fikirler ve planlar oluşturmak yerine önce yeni ailesini tanımayı, zaman içinde şarlara ve aile üyelerinin bireysel özelliklerine uygun yöntemler geliştirmeyi hedeflemelisiniz.

Acele etmeyin

Çoğunlukla yavaş ve istikrarlı davranmak başarı ve mutluluğu getirmektedir. Bu nedenle hızla birçok konuya el atmaktansa, yavaş yavaş ilerlemeyi tercih etmeliyiz. Üvey anne/babaların hızla ve geniş kapsamlı müdahalelerinin huzursuzluk yaratma olasılığı da yüksek olduğundan çocukların yetiştirilmesine aşamalı olarak dahil olmaları, başarılı bir üvey anne/baba olma şanslarını arttırmaktadır.

Disiplini önce biyolojik ebeveyne bırakın

Disiplin konusunda ise üvey anne/babaların yaptıkları en büyük hata disiplin görevini üstlerine almaktır. Bu konuda liderliği biyolojik ebeveynlere bırakmalı, çocuğa geçmişten beri uygulananlara uyum göstermeli, biyolojik ebeveyni desteklemeli ve onun ortamda bulunmadığı zamanlarda sorumlu bir yetişkin olarak davranmalısınız

Biyolojik ebeveynler arasında taraf tutmayın

Üvey anne ve babaların kaçınması gereken önemli bir durumda üvey çocuğun biyolojik ebeveynleri arasında taraf tutmaktır. Çocuğun diğer ebeveynleri hakkında olumsuz eleştiri, konuşma tarzı, Çocuğun yabancılaşmasına ve diğer ebeveylerine sadakatsizlik edildiği hissine kapılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle üvey anne ve babalar çocuğa her iki ebeveyni arasında tarafsız bir tutum benimsemeli ve yine her iki ebeveyni çocukla ilişki içinde olma hakkının bulunduğunu vurgulamanız gerekir.

Okudunuz mu?  Kader İle İlgili Sorular

Dinimizin üvey çocuk konusuna bakışı ise şu şekildedir.

Dul bir kadın yeniden evlenirse bu kadının önceki kocasından olan çocukları, ikinci kocanın "üvey çocuğu" olur. İkinci kocanın başka kadından olma çocukları da sonradan evlendiği kadının üvey çocuğu olur. Bu gibi çocuklara Türkçe’de "üvey evlât" denir.

İslâm’da birden fazla kadınla evlenmek caiz görüldüğü için (bk. en-Nisâ; 4/3) aile yuvası içinde babalan bir anneleri ayrı olan çocukların bulunması her zaman söz konusu olabilir. Diğer yandan eşinden ayrılan veya eşi vefat eden erkek ya da kadının ikinci eşle evlenmesi halinde de önceki eşten olan çocuklar yeni eşe göre "üvey çocuk" adını alır. İslâm bir aile yuvası içinde yaşamak zarûretinde olan bu gibi çocuklarla üvey baba veya üvey anne arasında uygulanacak esasları belirlemiştir.

Erginlik çağına gelen üvey çocukla üvey anne veya baba arasında tesettür problemi diğer yakın mahrem hısımlarla aynı esasa bağlanmıştır. Âyette şöyle buyurulur: "(Ey Muhammed!) Mü’min kadınlara söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını ve namuslarını korusunlar, görünmesi zaruri olanlar dışında, ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yanlarına sarkıtsınlar. Ziynetlerini kendi kocalarından veya babalarından veya kocalarının babalarından veya kendi oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kendi kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından… başkasına göstermesinler" (en-Nûr, 24/31). Burada, kadın esas alınarak, yabancı erkeğin yanında örtülmesi gereken yerlerin "kocalarının oğullarının" yanında örtmelerinin gerekmediği belirtilmektedir. Üvey kızın, üvey baba yanındaki örtünme sınırı da öz kız gibidir.

Kısaca, üvey anne üvey oğlunun yanında, üvey kız da üvey babasının yanında kan hısımlarında olduğu gibi yüz, el- ve ayaklarla iş ve hizmet sırasında açılan başını, saçını, kulaklarını, boynunu, kollarını ve inciklerini açabilir. Onların da bu yerlere bakmaları helâldir. Çünkü bunların yakınlıkları bir arada yaşamalarını gerektirir. Ancak bu örtünme serbestliği bir fitne korkusu bulunmaması şartına bağlıdır. Eğer üvey baba veya üvey çocuk ahlâk bakımından düşük olursa kadının tesettüre dikkat etmesi gerekir (bk. el-Kurtubî, el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, Beyrut 1%5-1966, VI, 222 vd.; Mevdûdî, Tefhîmü’l Kur’ân, Terceme, Heyet, İstanbul 1986, III, 468-479).

Diğer yandan bir erkeğin evli bulunduğu karısıyla cinsel ilişkide bulunduktan sonra, artık bu kadının önceki kocasından olan kızıyla yani üvey çocuğu ile ebedî olarak evlenmesi caiz değildir. Âyette şöyle buyurulur: "Size… cinsel temasta bulunduğunuz karılarınızdan olan ve evinizde bulunan üvey kızlarınızla evlenmek haram kılındı. Eğer anneleri ile cinsel ilişkide bulunmamış iseniz onlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur" (en-Nisâ, 4/23). Kısaca, üvey kızın annesi ile mücerred nikâh akdi yapılması, cinsel ilişki olmadıkça üvey kızla bu erkek (üvey baba) arasında bir haramlık doğurmamaktadır.

Üvey çocukla üvey anne veya baba arasında nafaka ve miras hükümleri cereyan etmez. Çünkü nafaka veya miras ya evlilik akdi ya da nesep hısımı olmakla hak olarak ortaya çıkar. Önceki evlilikten doğan bir çocukla, annesinin sonradan evlendiği ikinci koca arasında ise bir aile yuvası içinde yaşama zarûreti, bayram ve cemiyetler dolayısıyla ziyaretleşme gibi âdâb-ı muâşeret ve insanî yardımlaşmalar dışında kan hısımlığı ile ortaya çıkan malî haklar söz konusu olmaz. Böyle bir çocuk belki kendi öz annesiyle ilgilenmesi gerektiği zamanlârda, dolaylı yoldan üvey babası ile de ilgilenmesi İslâm ahlâkının gereğidir.

Yazımız bir masalla bitiriyoruz ve diliyoruz ki üvey çocukların ilişkisi hep böyle olsun…

Okudunuz mu?  Kürtçe Türkçe Arapça nikah duası

Bir varmış bir yokmuş. Çok önceleri bir kral varmış. Bu kralın dünyalar güzeli, iyi huylu bir de karısı varmış. Bir gün kraliçe, krala bir çocuğu olacağını müjdelemiş. Kral bu habere çok hem de çok sevinmiş. Kral, o günü bayram ilan etmiş. Kırk gün kırk gece eğlenmişler. Ve zaman hızla geçiyor, doğum günü yaklaşıyormuş. Güneş ve ay birbirini kovalamış. Ve nihayet beklenen gün gelmiş.

Kral, kraliçeden daha heyecanlaymış. Bir aşağı bir yukarı gitmiş. O sırada bir kadın koşarak gelmiş. Müjde kralım bir oğlun oldu demiş. Kral sevinçten havalara uçmuş.

Ama sevinci çok sürmemiş. Çünkü başka bir kadın krala, matem haberini getirmiş. Üzüntülü bir şekilde;

— Kralım, kraliçe kraliçemiz öldü, gül yüzlü prensi doğururken demiş.

Kral bu haber karşısında, kırk gün yas ilan etmiş. Sarayda herkes karalar giyinmiş. Zaman rüzgârı hızla esiyormuş. Prens büyümüş, koşacak yaşa gelmiş. Annesizlik çok acıymış. Bunun için kral yeniden evlenmiş. Umut prensini sevgiyle büyütecek, bir annesi olsun istemiş.

Üvey anne, prensi çok seviyormuş. Ona annesizliğini unutturmak için, çok nazik davranıyormuş. Çocuk ilk önceleri alışamamış. Yeni annesine karşı çok hırçınmış. Ama yüreğinde sevgi rüzgârları esen, bu güzel insan Umut’un hırçın tavırlarına sabırla katlanmış.

Bir gün, Prense avlanmayı öğretmek için beraberce ava gitmişler. O sırada karşılarına bir kaplan çıkmış. Askerler korkudan kaçmışlar. Prensi yalnız bırakmışlar. Ama anne orada dimdik duruyor, prense kalkan oluyormuş. Kaplan tam üzerlerine atlayacakmış ki, anne, prensi tutup yere atlamış. Onun üzerine kapanarak korumuş. Kaplan bu sevgiyi görünce, çocuğu anneye bağışlamış. Kendi yavrularını hatırlayıp, oradan uzaklaşıvermiş.

Bu olaydan sonra prens, üvey annesini çok sevmiş. Çünkü canını feda edecek kadar, kendisini sevdiğini anlamış. Babasına da bu olayı anlatmış. Kral çocuğu yanına almış. Oturtmuş dizlerine ve ona;
—Bak sevgili umudum, demiş. Üvey anneler de insandır. Onların hepsi kötü insan olmaz. Yüreğinde sevgi güneşi doğan, bütün insanlar güzeldir. Yeter ki bizler, birbirimize anlayışlı olalım. Göreceksin o zaman hayat, ne kadar güzel ve yaşanmaya değerdir, diye sözlerini bitirmiş.

Prens umut bu sözlerden sonra annesinin yanına gitmiş. Topladığı bir demet kır çiçeğini, yüzünde güller açan annesine sunmuş. Seni çok seviyorum benim güzel annem, demiş. İnan önceleri çok korkmuştum. Üvey olduğun için beni sevemeyeceğini sanıyordum. Ama gördüm ki sevmesini bilen, sevilmeye değecek kadar iyiymiş. Bana bir masal anlatır mısın? Uykum geldi anneciğim. Senin şefkatli kollarında uyumak, yarınlara umutla bakmak istiyorum, demiş.

Anne, "sevgi güneşi” diye bir masalı anlatmaya başlamış. Güneşin sıcaklığına dayanacak, hiçbir buz surat yokmuş diye, devam etmiş masalını anlatmaya. Prens bu masalda kendisini bulmuş. Ve dalmış rüya âlemine.

Gökten üç elma düşmüş. Birisi sevenlere, diğeri sevilenlere, üçüncüsü de bu masalı okuyanlara olsun.

KAYNAKÇA LİSTESİ
1.Prof. Dr. Nevzat Tarhan Makul Çözüm, Mart 2004, Timaş Yayınları


bence iyilik yap onlara

hana montana
bence sevmesi için onlara hep iyilik yapmalısın annelik yapmalısın benim diyeceğim budur.


Cevap: ikinci evliliklerde üvey evlatlara nasıl davranılmalı?

Kayıtsız Üye
Hic bir sekilde sevmiyorlar. Esimin 4 yasinda bir oglu var. Hic bir sekilde baski yapmadim, 1 kere kotu soz soylemedim, dovmedim. Bir çok esyama bile isteye zarar verdigi halde 1 kere kotu soz bile soylemedim. Oz babasinin almadigi oyuncaklari ben aldim, gezdirdim eglendirdim.. Buna ragmen cocuga maddi olarak bir şey lazim olmadikca selam dahi vermiyor. Konu acilali çok olmus ama insAllah evlenmemissindir. Evlendiysende suanda ayni duygulari paylasiyoruzdur muhtemelen.

Okudunuz mu?  Hz. Şit Kuranı kerimde hangi ayette geçiyor?

Kayıtsız Üye
Cok uzun zaman olmuş soralı ama bende dul 2 cocuklu (ikiz 6 yaşında)biri ile evlendim bende cocuk yok eşimi çok sevmeme ragmen evlendiğime pişmanım sakın evlenme arkana bakmadan kaç hayattan sogutuyorlar birde öz cocuklarına kötü davranan kişilerin üvey cocuklarını aşırı sevmeni bekleme gibi bir mahalle baskısı var


Kayıtsız Üye
Ben de çok pişmanım,eşimi çok sevdiğim halde..ne yaparsam yapayım beni sevmediler,evde hep fazlalık gördüler..


Kayıtsız Üye
Eşimi çok seviyorum ama 9 yasindaki oglu beni kiskaniyo naparsam yapaym bana inat olumsuz hareketler yapyo piskolojim bozuldu doğru bildgi seyelri bilerek yanls yapyo sözümü dinlemiyo çok pişmanım kaldramiym artk yetiştirildgi yerde yanlış yapsa bile onaylanms bizden ayni seyleri bekliyo bilmiym napacam


Kayıtsız Üye
Benim esiminde 17 yasinda bir oglu var..7 yildir evliyim..ama bu cocuk yuzunden çok pismanim..hayattan sogudum psikolojim bozuldu.hicbir seyden memnun olmayan mutsuz bir cocuk ne yaptiysam daha fazlasini istiyor esimle ayrilma derecesine geldik su an eşim bendende oglundanda vazgecmiyor.. Tavsiyelerinizi bekliyorum


Kayıtsız Üye
2008.de evlendim benim cocuk yoktu iki kizi vardi esimin bir sen sonra benim oglum oldu.Adiniz uvey anne olmaya gorsun iftiralar atiyorlar yalan soyluyorlar cocugumu dovuyorlar beni tehdit ediyorlar uvey oldugumu basima kalkip duruyorlar esimde bosandi bende eşim asiri beni seviyor kiskanmasinlar diye bazen esimden ayri ve soguk davraniyorum devamli annelerini sevdiyini soyluyorlar anneleri istememis bile sinir hastasi oldum onlarin yuzunden.ayrilmaya bile kalktim sen gidersen ben intahar ederim diyor eşim ne yapacagimi bilmiyorum çok nankorler vesselam.


Kayıtsız Üye
Benim eşiminde 10 yaşında ilk eşinden bir oğlu var şuan bir yıldır evliyiz oğluşuyla bir problemin olmadı ama eşim bana çok baskı kuruyor benim ona ablalık değilde annelik yapmamı istiyor halbuki annesi zaten var şuan kız çocuğuna hamileyim ve artık git gide tedirgin olmaya başlıyorum Oğlusuna karşı hiç bir art niyetim yok ama eşim baskı kurdukca zorlanmaya gelemiyorum ve o çocuğa karşı soğukluk hissetmeye başlıyorum benim korkum kızım doğdunda olaylar daha da büyümesi ve sabrımın tükenmesi böyle üstüme gelmeyi devam ederse boşanmaya kadar yol alacak gibi


Kayıtsız Üye
Bir kadını bilemem ama bir erkek asla çocuklu bir kadınla evlenmek gibi bir hataya düşmesin heleki erkek hiç evlenmemişse.çünkü bunu peydahlayan adam ehli keyf gezerken siz bir dünya saçma sapan sorunla oğraşıyorsunuz özel diye bir durumunuz kalmıyor hayatınız tam bir rezilliğe dönüşüyor çünkü ben bu durumdayım ve aklımdaki tek şey bu kadını boşamalıyım çünkü bu çocukla ömür geçirmek istemiyorum


Kayıtsız Üye
Çok ama çok düşünmelisin, Ben hiç kime bu zor hayatı tavsiye etmem. Psikolojik olarak çok zor, ben çok pişmanım. Canımı feda ediyorum,( iki çocuk: kız 8 ve oğlan 11 yaşında) gene da memnun deyğiller. O yüzden bin kere düşün.
Kendim’da zaten çok düşünüyorum: ne yapsam diye. Çünkü zaman uçuyor, 13-16 yaşları gelince daha değişirler.
Allahtan eşim iyi insan, eşim destek yapmasaydı çoktan çekip giderdim.


Kayıtsız Üye
Benimde eşimin ilk evliliğinden 5 yaşında bir oğlu var. Ben 23 yaşındayım eşim 37. Bu evliliği karşıma çıkan bu yaralı adamı çok sevdiğim ve mantığım kalbime yattığı için yaptım. Eşimle mutluyum. Cici annelik yaptigim çocuklara mutluyum. Ama sadece kendi evimizde başbaşa kaldığımızda. Eşimin ailesinin yanında yani babaannenin dedesinin yanında benimle ilgilenmez adımı bile söylemez ama kendi evimizde sefkata ihtiyacı olan minicik bir kuş gibi göğsüme kafasını koyar beni öper. Adımı söyler ve arkasına anne kelimesini eklemesi 3 ayı mi aldı. Annesi de güzel uyarılarda bulunmuş ima yapıyorum tabiki de önce anneyi babayı sonra "Onu" seveceksin demiş. Çocuğu almaya gittiğimiz de ben önde otururken arabada çocuğu zorla arka koltuğa oturtmaya çalışırdı bende birkaç defa buna tepki olarak ve benim mahrem alanım olan arabamın içine karışmaması gerektiğini yani haddini bildirmek için arabadan indim çocuğun çantasını elinden aldım ve çocuğu arabada istediğim yere öne oturttum gıkı bile çıkmadı deyim yerindeyse. Ahhhh ahh daha neler neler çekilse dert değil aslında. Benim çocukluk tarafıma denk gelmiş kolay olacağını düşünmüştüm. Bir çocuğu olan ve 2. Evliliğini yapacak bir adamla hayatı paylaşmayı düşünüyorsanız iyi kadar vermeniz gerekiyor. Sonuçta eşimin ilk karısı gibi ben evliliğimi keyfi sebeplerle yıkmayı düşünen bir kadın değilim bir ömür evliliklere inanırım.
Velhasıl zor iş Allah yardımcımız olsun..
Bazen bu konularda kimse beni anlamıyor sanki ve insanın çevresinde o kadar dedikodu meraklısı insanlar oluyor ki kiminle dertleşsen bilemiyorsun . Bir çok sebbeten dolayı strese girdiğim içinde gebe kalamiyorum . Bebek istiyor ve anne olmak istiyorum kocam ben ve ortak çocuğumuz olsun istiyorum bende aile olmak istiyorum. Kısacası hayat çok zor.
Çok konuştum k bakmayın.

Okudunuz mu?  Genç beyin dergisi nedir sahibi kimdir?

Kurabiye
Evet eş iyi olunca dayanma gücü artıyor insanın
Allah kolaylık sabır versin


Kayıtsız Üye
Evlendigimizde eşimin 3yasinda bir oğlu vardı. Öz annesi 1 yaşında terkedip gitmiş babaanne büyütmüş. Bendeki evlat aşkını o ondaki anne ozlemini ben söndürdük. Şimdi oğlum 9 yaşında ve öz anne ortaya çıktı yari yıl tatilinde bazı şartlarla götürdü. Şimdi bana anne bile demiyor telefonda çok üzülüyorum sizce ne yapmam gerekiyor bana acil aklı verin lütfen.. Teşekkürler…


Kayıtsız Üye
Herkese katılıyorum.benim çocuk sorunum yok emekli olduktan sonra 2 ci kez evlendim.eşimin görüştüğü bir oğlu var evli.onları el üstünde tutuyor
Maddi durumları iyi olduğu halde, benim de eşimden 3 kat fazla gelirim ve evlerim olduğu için benden gizli onlara her türlü yardımı yapıyor.beni ne seviyor nede sayıyor ne de evlerine gidince herhangi bir ikramda bulunuyorlar..Ben onları çok iyi ağırlayıp,annelerinin yapmadıkları yaptığım halde.bu konuyla eşimle tartışmalar yaşayıp sürekli ayrılma noktasına geliyoruz.çok pişmanım.çoğu zaman keşke evlenmeseydim diyorum.


Kayıtsız Üye
Bende hiç çocuğum yokken bir oğlu olan biri ile evliyim gerçekten ilk bu kararı verirken
ne kadar büyük bir sorumluluk ve yükün altına girdigini düşünmüyorsun.eşim sağolsun çok iyi lakin öyle annesi babası varki geldiğimde iki yaşında olan ve beni çok seven oğlum gitti şuan on yasinda üç yıldır babaanne dede ve oğlum beni hayata küstürdüler o çocuk on yaşında kafasının arkası hile ve hinlikle dolu malesef birde kızım var abisini herşeyden çok seven lakin onda babaanne abi sevgisiz. Bencede böyle evliliğe girmeden çok yattın hatta yapmayın derim size ayrı evlendiğin adama ayrı ama en çokta kendi doğduğuna yazık


Kayıtsız Üye
Yaptığım 2. Evlilikte 10 yasında bir erkek çocuk var. Kendi çocuğum gibi sahiplenmek istememe ve güzel alışkanlıklar öğretmeme rağmen yine de anlaşamıyorsunuz. Babası diyor ki.. oğluma ısrarla bir şey öğretmeye çalışma annesinde nasıl yetişiyorsa öyle devam etsin..
.


Kayıtsız Üye
Sakin yapma başta böyle iyi tatlı olan insanlar sonra çılgına dönüyor yazık etme o çocuğun hayatına derim git kendi dengin biriyle evlen çocuklu insan evlenmemeli o baştaki gibi toz pembe değil evlendikten sonra o çocuğun kakası çişi yeri gelir sen yıkayacaksın kusacak ve benzeri yapabilecek misin her gün sınırlı olduğunda mutsuz olduğunda her zaman devam erebilecek misin annelik yapmaya

Okudunuz mu?  Camide müezzinin görevleri nelerdir

Kayıtsız Üye
Merhabalar ben bir kadınım bir oğlum var 7 yasında yeni bir evlilik yaptım 1.5 yıl önce eşim hiç evlenmemiş bekar bir erkek kabul etti evlendik her şey çok güzeldi ta ki 3. Hafta ailesinin yanına gelip aynı semte yerleşene kadar eşinin ablası babası eniştesi eşimi sürekli gizlice çekip yada ablasının evine götürüp dolduruyorlardı beni evde tek bırakıp beraber gidiyorlardı dul çocuklu kadın aldın sen bunların derdini çekme sen yine evlenirsin boşa bu kadını ve yaşımda 24 bu arada gencim güzelim elhamdülillah evladım çok yakışıklı çok nazik terbiyeli ben lan bile demeyen biriyim evladım da aynı şekilde velhasıl eşim ailesinin bu dondurmalarına beni sattı onların tarafına geçip ben seni istemiyorum al bu 600 tl yi git dedi ve daha 2 3 aylık evliyiz düşünün her şey o ablasının başının altından çıkıyor zamanında eşime kredi çektirmiş 35 milyar yemiş ödememiş şuan icralık hala daha sanki ablası çok masummuş gibi lanse ediyor icrası olduğunu evlenirken söylemedi bile neyse işte oğlumu dışlamaya başladı bende görebileceğiniz en merhametli insanlardan biriyim benim çocuğum olsun olmasın sokakta bir çocuk bağırışı duysam koşarım hemen işimi gücümü bırakırım ne oldu diye komşunun çocuklarını tanımadığım çocukları bile kendi evladım gibi görür yanar tutuşurum bir ağlamalarında elhamdülillah Allah içime çok güzel bir çocuk sevgisi merhameti vermiş hamdolsun eşimle hep tartıştım oğlumu savundum ve benim oğlum hiç babasını tanımadığı için içinde bir ön yargı yada dışlama yoktu eşime karşı ona koşarak geldi koşarak istedi evlenmemizi başta çok mutluydu eşim çok değişti evlendikten sonra oğlum odaya girince o odadan çıkıyor oğlum koltuğa otursa o başka koltuğa geçiyor o derece ben artık canıma tak etti hazırladım bir boşanma protokolü boşanacağız dedim oda tamam dedi imzaladı neyse sonra vazgeçti üstüne bide bu korona virüs çıktı adliyeler kapandı şuan can atıyoruz açılsın da boşanalım diye dünyanın en büyük hatalarından biri bence bu bir daha asla ALLAH nasip etmesin evliliği evladım bana yeter böyle adam gibi görünen aslında içlerinde şeytanın çocuklarıyla gezen insanlardan Allah uzak etsin masum günahsız yavrulara da böyle şeytanlık yapıyorlar ya ahirette iki elim yakasında bu gibi insanların sakin ola ki çocuklu biri evlenmeyi düşünmesin bekar biride çocuklu biriyle evlenmeyi düşünmesin sunuda ekleyeyim ben evladıma kendim bakıyorum kadınım evdeyim düşünüyorum birde ben erkek o kadın olsaydı evde neler yapardı evladıma Allah korumuş gerçekten Allah babalara yardım etsin bence boşanırken çocuğu anneden almayın bir çocuğa en güzel annesi bakar psikolojisini mutluluğunu almayın elinden hiç bir çocuğun çocuklu adam da bir zahmet evlenmesin bir aşk meşk yaşayacağız diye bir çocuğun hayatını zindan edemeyiz evlat bu ALLAH soracak hesabını inşAllah hayırlı günler


Kayıtsız Üye
sizi çok iyi anlıyorum Allah yardımcınız olsun


üvey çocuğa nasıl davranmalı, islamda üvey baba olmak, üvey anne nasıl davranmalı

Bu kategoride yer alan Yunus emrenin kişilik özellikleri nelerdir başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

İkinci evliliklerde üvey evlatlara nasıl davranılmalı? Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.