Anasayfa
8 Mayıs 2021, 8:28
missa95
Abone

Fetret-i Vahiy

Fetret-i Vahiy

Kayıtsız Üye
Fetret-i Vahiy


Cevap: Fetret-i Vahiy

Hoca
Fetret-i Vahiy nedir?


FETRETU’L-VAHİY NE DEMEKTİR?

Vahyin kesildiği dönem, iki peygamber arasındaki zaman dilimi.
Fetret zamanı vahy ve semâvî hükümlerin kesintiye uğrayıp sükun bulduğu
zamandır. Bununla Peygamber Efendimiz ile Hz. İsa arasındaki zamanın
kasdedildiği görüşü daha çok yaygındır. O hâlde fetret zamanı insanları iki
peygamber arasında yaşamış olup, önceki peygamber kendilerine gönderilmemiş,
sonradan gelen peygambere de kendileri yetişememiş kimselerdir.

Hz. Musa ile Hz. İsa’nın peygamberlik dönemi arasında kalan
İsrailoğulları ve Hz. İsmail ile Peygamberimiz (s.a.s.) arasında yaşayan Araplar
fetret döneminde yaşamış kimseler kabul edilirler. Çünkü Hz. İsmail’den sonra
Peygamberimize kadar Hicaz bölgesinde yaşayan Araplara başka bir peygamber
gönderilmemiştir. İsrailoğullarına gönderilen peygamberler zamanında da yine
Araplar fetret dönemi insanı olarak kabul edilir. Zira İsrailoğullarının
peygamberleri onları Allah’a davet etmemiş veya başka bir tabirler onlara
gönderilmemişti.

Okudunuz mu?  Cenabetken yapılan işler

Fetret dönemini, peygamberler arasındaki bir boşluk olarak
kabul etmeyip o şekilde değerlendirmeyenler de vardır: İmam Kurtubî, İbn Sa’d
dan şu rivâyeti nakleder: "Hz. Musa ile Hz. İsa arasında bin yediyüz yıl geçmiş
olmasına rağmen fetret dönemi olarak kabul edilmemiştir. Çünkü bu zaman
içerisinde İsrailoğullarından yüz peygamber gönderilmiştir. Hz. İsa ile
Peygamberimiz (s.a.s.) arasında beşyüzaltmışdokuz yıl ve bu arada üç peygamber
gönderilmiştir. Kelbî’ye göre de bu arada gelen peygamber sayısı dört olup
onlardan biri de Arap olup, Abbasoğulları kabilesinden Hâlid b. Sinan’dır
(el-Kurtubî, el-Câmi’li Ahkâmi’l-Kur’an, 6/121-122).

Okudunuz mu?  Kuran olmasa ne olurdu ?

Buhâri’nin rivâyetine göre de Peygamber Efendimizle Hz. İsa
arasındaki zaman yaklaşık altıyüz yıldır. Bu süre içinde gelip geçen fetret
dönemi insanları üçe ayrılır:

1- Akıl ve basiretleriyle Allah’ın varlığını idrak edip O’nun
birliğini kabul edenler. Bu gruba Kus b. Saîde el-Eyalî vb. kimseler örnek
gösterilir.

Okudunuz mu?  İslam Dinini Yaşamaya Çalışarak İnzivaya Çekilmek Doğru mudur?

2- Allah’a iman etmeyip putlara tapmak suretiyle O’na ortak
koşanlar ve şerıâtleri değiştirip bir din icat edenler. Bu gruba da Hicaz’a
putperestliği getiren Amr b. Luhay vb. misal verilebilir.

3- Allah’a ne ortak koşup ne de O’nun birliğine iman edenler.
Yani iman ve küfürden tamamıyla gâfil olarak yaşayanlar.

Okudunuz mu?  Kız arkadaşım değil birlikte olduğu erkekten öğrendim bakire olmadığını

Bu üç gruptan birincisinin mümin ve cennetlik, ikincisinin
kâfir ve cehennem ehli oldukları ihtilafsız kâbul edilmiştir. Üçüncü grubun
cennetlik yâ da cehennemlik olmaları hususunda ilim adamları ayrı ayrı görüşler
belirtmişlerdir.

Mu’tezileye ve Ehl-i Sünnet imamlarından Ebu Mansur Mâtûridî ve
Irak’ın büyük âlimlerinden bir çoğuna göre, kendilerine bir peygamber’in daveti
ulaşmayan kimseler de Allâh’a iman ile mükelleftir. Allah’ı bilip O’na iman
etmek onlar için farzdır. Hatta böyleleri iman ve şirkten tamamıyla gâfil
olsalar bile yine ahirette azaba uğrayacaklardır.

Okudunuz mu?  Vaaza Başlama Duası ve Anlamı

Ebu Mansur Mâtûridî’ye göre akaid (inanç esasları) bütün
peygamberler arasında müşterek olduğundan, o konuda fetret yoktur. Fetret yalnız
ameli hükümlerdedir. Bunun içindir ki, fetret zamanında yaşayıp da aklı ile
Allah’ın varlığını ve birliğini düşünüp O’na iman etmemiş olanlar mümin
değillerdir.

İmam Gazalı: "Peygamberimizin gönderilmesinden sonraki insanlar
üç sınıfa ayrılırlar" der, şöyle ki:

Okudunuz mu?  Ezan makamlarının isimleri nelerdir?

1- Peygamberimizin gönderildiğini, insanları Allah’ın din ve
şerîâtına davet ettiğini bilmeyenler. Bunların cennetlik olduklarında şüphe
yoktur.

2- Peygamberimizin davetini, getirdiği kitabı, açık
mucizelerini, yüce yaşayış ve ahlâkını duydukları ve bildikleri halde O’na iman
etmeyenler. Bunların da cehennem ehlinden oldukları şüphesizdir.

3- Peygamberimizin davetini ve O’na ait bazı haberleri duymuş,
fakat bu haberleri tahkik ve derinlemesine araştırma imkânı bulamamış olanlar.
Bunlarında affedilip kurtuluşa ereceklerini ümit ediyoruz. Çünkü onlar
kendilerini imana teşvik eden ve ısındıran bir sözü işitmemişlerdir.

Okudunuz mu?  Tevbe istiğfar duası arapça ve türkçe metniyle birlikte

"Duha" suresinin nüzûl sebebi olarak gösterilen, Hz. Peygamber
(s.a.s.)’e hıra mağarasında ilk gelen vahiy olan, sonra
vahyin gecikmesi olayına da fetretü’l-vahiy, yahut
fetret zamanı denir (Taberî, Camiu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kur’an, XXX, 148; M.
Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, VII, 5885).

Resulullah (s.a.s.)’ın Kur’an-ı Kerîmi kendiliğinden
söylemediğini isbat eden ve O’nu daha sonraki yıllarda yapacağı çetin
mücadelelere rûhen hazırlayan fetret-i vahiy, Müddesir
suresinin ilk beş ayetinin nüzulü ile sona ermiştir. Fetret-i vahyin
sona ermesini bizzat Resulullah (s.a.s.) şöyle anlatmıştır: "Ben bir gün
yürürken birdenbire gökyüzü tarafından bir ses işittim. Başımı kaldırdım. Bir de
baktım ki Hıra’da bana gelen melek (Cebrail) semâ ile arz arasında bir kürsü
üzerinde oturmuş. Çok korktum. Evime dönüp beni örtün, beni örtün dedim. Bunun
üzerine Allah Teâlâ Hazretleri, "Ey örtüsüne bürünmüş, kalk (ve insanlara
gelebilecek azapla) korkut. Rabbinin ismini yücelt, elbiseni tertemiz et.
Kötülüğün her çeşidinden çekin (el-Müddesir, 74/1-5) ayeti kerimelerini indirdi.
Artık o günden sonrâ vahyin ardı arkası kesilmedi" (Buhâri, Bedü’l-vahiy, 3).

Okudunuz mu?  Size hakkını helal etmeyen birine ve helallik isteyemediğiniz birisine bol bol dua edin

Fetret-i vahyin süresi gerek hadislerde, gerekse İslâm tarihi
kaynaklarında kesin olarak zikredilmemektedir. Kaynaklarda verilen bilgilerde bu
müddet farklı olup, rivâyetlerde bildirilen en uzun süre üç yıldır. Son devir
müelliflerinden Muhammed Ebû Zehra, bu konudaki rivâyetleri değerlendirdikten
sonra fetret-i vahyin müddetini üç yıl olarak bildiren rivâyetleri:
"Allah’ın seçtiği kulu bu kadar uzun süre sıkıntıda bırakmayacağını" ileri
sürerek reddeder ve bu müddetin ancak beş ay civarında olabileceği kanaatini
belirtir (Muhammed Ebu Zehra, Hâtemü’n-nebiyyin, I, 311-313).

Okudunuz mu?  Kumar oynamak ile ilgili hadisler

İsmail Lütfi ÇAKAN

Dursun Ali TÜRKMEN


fetreti vahiy nedir, fetret i vahiy nedir, fetret-i vahiy nedir

Bu kategoride yer alan Bayram tebrik kartı hazırlama başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Fetret-i Vahiy Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.