Anasayfa
8 Mayıs 2021, 4:47
Hadisler
Yönetici

Zekat Hakkındaki Hadisler

Zekat Hakkındaki Hadisler

LeoparGS
Zekat Hakkındaki Hadisler

İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hz. Muâz (radıyallâhu anh)’ı Yemen’e gönderdi. (Giderken) ona dedi ki: "Sen EhI-i Kitap bir kavme gidiyorsun. Onları davet edeceğin iIk şey AIIah’a ibâdet olsun. AIIah’ı tanıdılar mı, kendilerine AIIah’ın zekâtı farz kılmış olduğunu, zenginlerinden alınıp fakirlerine dağıtılacağını onlara haber ver. Onlar buna da ittaat ederlerse kendilerinden zekatı aI. Zekat alırken halkın (nazarlarında) kıymetli olan mallarından sakın. Mazlumun bedduasını almaktan kork. Zira AIIah’la bu beddua arasında perde mevcut değildir.

Hz. Ebü Hüreyre ve Hz. Câbir (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Deve, sığır veya davar sâhibi olup da, bunlardaki Allah’ın hakkını eda etmeyen herkese Kıyamet günü, bu mallar, olduğundan daha çok ve mümkün olduğunca iri ve şişman olarak geleceklerdir. Adam, onlar için, düz ve geniş bir yere oturtulacak, hayvanlar bacakları ve tabanlarıyla onun üzerinden geçecekler. Geçiş sırasında boynuzlarıyla tosluyacaklar ve ayaklarıyla ezecekler. İçlerinde boynuzsuz veya boynuzu kırık biri bulunmayacak. Bu şekilde sonuncusu da onun üzerinden geçince, birincisi aynı geçişe tekrar başlayacak. Mahlükatın hesabı tamamlanıp hüküm verilinceye kadar bu hâl devam edecek. Keza "kenz’‚ (hazine) sâhip olup da ondaki (AIIah’ın) hakkını ödemeyen herkese, Kıyamet günü hazinesi, dazlak başlı bir yılan olarak gelecek, ağzını açıp peşine düşecektir. Yılan yaklaştıkça adam ondan kaçacak. Sonunda yılan ona: "Gizlediğin hazineni aI! Ben ondan müstağniyim!" diye bağırır. Adam, neticede yılandan kaçma çaresinin olmadığını anlayınca, elini ağzına sokar. Yılan da onu, aygırın (alafı) kemirmesi gibi kemiriverecek."

Hz. Muâz (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim malının zekâtını sevab umarak verirse, ona sevap verilir. Kim de zekâtını vermezse biz zekâtı ve malın yarısını (cezâlı olarak, zorla) alırız. Bu, Rabbimizin kesin kararlarından biridir. Al-i Muhammed’e ondan bir hak yoktur."

Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) vefat edince, ondan sonra Hz. Ebü Bekir (radıyallâhu anh) halife seçildi. Bunun üzerine bedevilerden bir kısmı "irtidât" etti. (Hz. Ebü Bekir halife olarak onlarla savaşmaya karar verince) Hz. Ömer, "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm): "İnsanlar lâilaheillAllah deyinceye kadar onlarla savaşmaya emrolundum. Bunu söylediler mi, benden mallarını ve nefislerini korurlar. (İslâm’ın) hakkı hâriç artık hesapları da Allah’a kalmıştır!" demiş iken, sen nasıl insanlarla savaşırsın?" dedi. Hz. Ebü Bekir: "Allah’a yemin olsun, namazla zekâtın arasını ayıranlarla savaşacağım. Zira zekât, malın hakkıdır. VAllahi, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a vermekte oldukları bir oğlağı vermekten vazgeçseler, onu almak için onlarla savaşacağım" dedi. Hz. Ömer sonradan demiştir ki: "Allah’a yemin ederim, anladım ki, Hz. Ebü Bekir’in bu görüşü, Allah’ın savaş meselesinde ona ilhamından başka bir şey değildi. İyice anladım ki, bu karar hakmış."

Okudunuz mu?  Cünüp ve hayızlı vaziyette kuran okunur mu?

Hz. Ali (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:
"Hz. Abbâs (radıyallâhu anhüm ), Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a hayırda acele etmek maksadıyla daha senesi dolmadan, erken vakitte zekâtın verilmesi husüsunda sormuştu. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu hususta ona müsâade etti."


Cevap: Zekat Hakkındaki Hadisler

LeoparGS
Zübeyr’in azadlısı Muhammed İbnu Ukbe’den yapılan rivâyete göre, Kâsım İbnu Muhammed’e, mukâtebe akdi yaptığı köle (sin)den aldığı para sebebiyle kendisine zekât düşüp düşmeyeceğini sormuştu. Kâsım, kendisine şu cevâbı verdi: "Hz. Ebü Bekir (radıyAllahu anh) üzerinden bir yıl geçmeyen maldan zekât almazdı." Kâsım ilâveten der ki: "Hz. Ebü Bekir (radıyallâhu anh), halk kendisine bağışlarda bulunurken onlardan her birine: "Sana zekâtı vâcib kılacak miktarda malın var mı?" diye sorardı. Adam: "Evet!" derse, onun getirdiği bağıştan, malına düşecek miktarda zekât alırdı. Adam: "Hayır!" diyecek olursa, bağışını adama teslim eder ve hiçbir şey almazdı."

Hz. Ebu Hureyre radıyAllahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Zekat verdiğiniz zaman: "Allahım! Bu zekatı büyük bir sevaba vesile kıl, (hak sahibine ödenip sevap beklenmeyen) bir borç kılma" demek suretiyle zekatın sevabını istemeyi unutmayın."

Bera İbnu Azib radıyAllahu anh’tan rivayet edildiğine göre, bu yüce sahabi "Ey iman edenler! Kazandığınız şeylerin) ve yerden sizin için çıkardığımız şeylerin temizlerinden infak ediniz ve malın kötüsünden infak etmeye kalkmayın!" (Bakara 267) mealindeki ayet-i kerime hakkında şöyle demiştir: "Bu ayet-i kerime Ensar radıyAllahu anhüm hakkında nazil oldu. Onlar, hurma toplama mevsimi gelince, kendi bahçelerinden taze hurma salkımlarını devşirip Resulullah’ın mescidinde sütunlar arasına gerilmiş iplere asarlardı. Bunlardan fakir muhacirler yerlerdi. Ensarilerden biri, bu kadar çok salkımın arasında bir tane adi hurmalı salkımın bulunmasını caiz sanarak adi hurmalar da bulunan bir salkım sokuşturmuştu. İşte bunu yapan zat hakkında buyrularak "Zekatınızı, bozuk ve kötü hurmadan vermeye kalkmayın" ihtarında bulunulmuştur. "Öyle kötü hurmalar ki, eğer size hediye edilmiş olsaydı işinize yaramayan bir şeyi size gönderdiği için hissedeceğiniz öfkeden dolayı, sahibinden utanç duyarak kabul edecektiniz" denmek istenmiştir. Hak Teala hazretleri, bizim sadakalarımıza muhtaç olmadığını belirterek, sadakayı kendi menfaatimiz için verdiğimizi, öyleyse iyi şeylerden vermemiz gerektiğini ihtar etmiştir."

Okudunuz mu?  Sebe Suresi ile ilgili hadisler

Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hasan İbnu Ali (radıyallâhu anhümâ) zekât hurmasından bir tanesini alıp, hemen ağzına attı. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Hişt, hişt at onu! Bilmiyor musun, biz zekât yemiyoruz!" -veya: "Bize zekât helâl değildir!-" diye müdâhale etti."

Yine Sahiheyn’de gelen bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ben bâzan evime dönüyor, yatağımda veya odamda yere düşmüş bir hurma buluyorum. Onu yemek üzere kaldırdığım vakit, "bu, sadaka hurması olmasın?" diye aklıma geliyor, korkup (tekrar yere) atıyorum."

Yine Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) efendimiz, kendisine bir yiyecek getirilince, mahiyeti hakkında sorardı. Eğer "hediye olduğu" söylenirse ondan yerdi, "sadaka olduğu" söylenirse yemeyip Ashabına, "Siz yiyin!" derdi."

(Peygamberimizin azadlısı) Ebü Râfi’ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm), Beni Mahzüm’dan bir adamı zekât toplamak üzere gönderdi. Adam bana: "Benimle sen de gel, zekâttan sana da bir pay düşsün" dedi. Kendisine "Hele Resülullah’a bir sorayım" cevabını verdim ve sordum. Efendimiz: "Bir kavmin âzadlısı o kavimden sayılır, bize sadaka helâl değildir" buyurdu."

Hadisin metni Ebü Dâvud ve Tirmizi’nin metnidir. İbnu’l-Esir der ki: "Bütün mezheplerce meşhur olan görüşe göre, Beni Hâşim ve Beni Muttalib’in âzadlılarına zekât haram değildir. Bu meselede Şâfi mezhebinde iki görüş mevcuttur: Birine göre, Beni Hâşim ve Beni Muttalib’e zekâtı haram kılan sebebin sona ermesi ve zekâta bedel pay aldıkları humus hissesinin ortadan kalkmış olmasından dolayı zekat haram olmaz. Diğerine göre, bu hadis sebebiyle haramdır. Ortadaki bu ihtilafın -yani sadaka Beni Hâşim ve Muttalib âzadlılarına haram değil diyen görüşle haram olduğunu söyleyen bu hadisin te’lifine gelince: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu sözü, Ebü Râfi’e, tenzihen ve kendilerine benzemeye ve sünnetine uymaya teşviken söylemiş olmalıdır (gerçek mânada haram etmek ve kesin bir hükümle yasaklamak maksadıyla değil.)"

Okudunuz mu?  Peygamber Efendimizden (s.a.v) Bir Hadis

Abdullah İbnu Amr İbni’l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: "Sadaka, ne zengine ne de sakatlığı olmayan güçlüye helâl değildir."

Atâ İbnu Yesâr merhum anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sadaka şu beş kişi dışında zengine helâl değildir: 1- AIIah yolunda gazveye çıhan, 2- Sadakayı toplamak için çalışan 3- Borçlanan, 4- Sadaka malını kendi parasıyla satın alan, 5- Komşusu fakir olan kimse. Şöyle ki: Bu fakire sadaka verilir, o da bundan zengin komşusuna hediyede bulunur."



Yanıt: Zekat Hakkındaki Hadisler

suara
Allah razı olsun leopars Rabbim hakkiyla zekatini veren kullarindan eyleisn insAllah


Soru: Zekat Hakkındaki Hadisler

maximilian
sağolun paylaşım için Allah razı olsun


mumsema
ZEKAT HAKKINDA HADİSLER BÖLÜMÜ
(Arapça Türkçe Hadisler)

ALTIN VE GÜMÜŞÜN ZEKATI
ـ564 ـ6551 ـ1791 -حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ وَمَحَمّدُ بْنُ يَحْيَى. قَاَ ثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى. أَنْبَأَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ عَبْدِاللَّهِ بْنِ وَاقِدٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَ عَائِشَةَ؛ أَنَّ النَّبِيّ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَأخُذُ مِنْ كُلِّ عِشْرِينَ دِينَاراً، فَصَاعِداً، نِصْفَ دِينَارٍ وَمِنَ ا‘رْبَعِينَ دِينَاراً، دِينَاراً.فِي الزوائد: إسناد الحديث ضعيف، لضعف إِبْرَاهِيم بن إسْمَاعِيل.
564. (1791) (6551)- İbnu Ömer ve Hz. Aişe radıyAllahu anhümâ’nın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, her yirmi dinar ve daha fazlası için yarım dinar (zekât) alırdı, kırk dinar için de bir dinar (zekat) alırdı."
BİR YILLIK MALA ZEKÂT
ـ565 ـ6552 ـ1792 -حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيُّ. ثَنَا شُجَاعُ بْنُ الْوَلِيدِ. ثَنَا حَارِثَةُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ عَمْرَةَ عَنْ عَائِشَةَ؛ قَالَتْ: سَمِعْتُ رَسُولَ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: َ زَكَاةَ فِي مَالٍ، حَتَّى يَحُولَ عَلَيْهِ الْحَوْلُ.فِي الزوائد: إسناده ضعيف لضعف حارثة بن مُحَمَّد، وهو ابن أبي الرجال. والحديث رواه الترمذي من حديث ابْنِ عمر مرفوعا وموقوفااهـ.قَالَ السندي: قلت: لفظه من استفاد ما ف زكاة عَلَيْهِ حَتَّى يحول عَلَيْهِ الحول. رواه عن ابْنِ عمر مرفوعا بإسناد فِيهِ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بن زيد بن أسلم. و قَالَ: وهو ضعيف فِي الحديث كثير الغلط. ضعفه غير واحد. ورواه عنه موقوفا. و قَالَ: هَذَا أصح. ورواه غير واحد موقوفا.
565. (1792) (6552)- Hz. Aişe radıyAllahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın: "Üzerinden bir yıl geçmedikçe, bir malda zekat yoktur" dediğini işittim."
ZEKAT DÜŞEN MİKTAR
ـ566 ـ6553 ـ1794 -حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ. ثَنَا وَكِيعُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِاللَّهِ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: »لَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ ذَوْدٍ صَدقَةٌ. وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوْ سَاقٍ صَدَقَةٌ«.فِي الزوائد: إسناده حسن.
566. (1794) (6553)- Hz. Câbir İbnu Abdillah radıyAllahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Beş deveden aşağı mal için zekat yoktur. Beş okiyyeden az (gümüş için de) zekât yoktur. Beş vask miktarından az olan (hurma, üzüm ve hubûbat) için de zekat yoktur."
NOT 1: Zekatla ilgili teferruat, vask, okiyye, müdd, rıtl gibi değişik ölçeklerin bugünkü birimlere göre miktarları daha önce açıklandı, burada tekrar etmeyeceğiz.
NOT 2: Beş vask toprak mahsullerinde zekat için nisab kabul edilmiştir. Beş vasktan daha az mahsul için zekat verilmez. Bir vask, altmış sa’dır.
ZEKÂT VERİRKEN NE DENİR?
ـ567 ـ6554 ـ1797 -حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ. ثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنِ الْبَخْتَرِيِّ بْنِ عُبَيْدٍ عَنْ أبِيهِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: »إِذَا أعْطَيْتُمُ الزَّكَاةَ فََ تَنْسَوْا ثَوَابَهَا، أنْ تَقُولُوا: اللَّهُمَّ اجْعَلْهَا مَغْنَمَا وََ تَجْعَلْهَا مَغْرَمَا.فِي الزوائد: فِي إسناده الوليد بن مسلم الدمشقي، و كَانَ مدلسا. والبختريّ متفق عَلَى ضعفه. و قَالَ فِيهِ: له شاهد من حديث: إِذَا أتاه الرَّجُلُ بصدقة ماله صلى عَلَيْهِ.
567. (1797) (6554)- Hz. Ebu Hureyre radıyAllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Zekat verdiğiniz zaman: "Allahım! Bu zekatı büyük bir sevaba vesile kıl, (hak sahibine ödenip sevap beklenmeyen) bir borç kılma" demek suretiyle zekatın sevabını istemeyi unutmayın."
AÇIKLAMA:
Zekat bir ibadettir. Hadis, bu ibadetin de ibadet niyetine makrûn olması gereğini hatırlatmaktadır. Bütün mal ve mülkün gerçek sahibi, onların yaratıcısı Rabbülâlemîn olan Allah Teâla hazretleridir. Kişinin tasarrufuna emanet ettiği malından belli bir miktarı fukaraya ödemesi gereken bir borç kılmıştır. Bu borcu ödeyen kimseye mutlaka sevap şartı yoktur. Hadis, kişinin, niyetine bağlı olarak bu sevabı alabileceğini belirtmektedir. Böyle bir dua, mal sahibine kulluk edebi kazandırmada, malın hakiki sahibi olmadığı şuurunu vermektedir.
DEVELERİN ZEKÂTI

Okudunuz mu?  İftarda acele etmek ile ilgili hadisler

DAVARIN ZEKATI
ـ569 ـ6556 ـ1806 -حَدَّثَنَا أَبُو بَدْرٍ، عَبَّادُ بْنُ الْوَلِيدِ. ثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْفَضْلِ. ثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أبِيهِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: تُؤْخَذُ صَدَقَاتُ الْمُسْلِمِينَ عَلَى مِيَاهِهِمْ.فِي الزوائد: اتفقوا عَلَى ضعف أسامة بن زيد. قيل هو أسامة بن زيد بن أسلم.
569. (1806) (6556)- İbnu Ömer radıyAllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Müslümanların zekatları (sürülerini suladıkları) su başlarında alınır. (Zekat memurları oralara gider, halk, zekatını vermek için, zekat memurlarının ayağına gelmez)."
SADAKA TOPLAYANLAR
ـ570 ـ6557 ـ1810 -حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ سَوَّادٍ الْمِصْرِيُّ. ثَنَا ابْنُ وَهْبٍ. أخْبَرَنِي عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ؛ أَنَّ مُوسَى بْنَ جُبَيْرٍ حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَاللَّهِ ابْنَ أنَيْسٍ حَدَّثَهُ أنَّهُ تَذَاكَرَ هُوَ وَعُمَرُ بْنُ الْخَطَّابُ، يَوْماً الصَّدَقَةَ. فَقَالَ عُمَرُ: ألَمْ تَسْمَعْ رَسُولَ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حِينَيَذْكُرُ غُلُولَ الْصَّدَقَةِ أنَّهُ مَنْ غَلَّ مِنْهَا بَعِيراً أوْ شَاةً أُتِيَ بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَحْمِلُهُ؟قَالَ: فَقَالَ عَبْدُاللَّهِ ابْنُ أُنَيْسٍ: بَلىَفِي الزوائد: فِي إسناده مقال. ‘ن مُوسَى بن جبير ذكره ابْنِ حبان فِي الثقات. وقال: إنه يخطي. وقَالَ الذهبيّ فِي الكاشف: ثقة. ولم أر لغيرهما فِيهِ كما. و عَبْدُ اللَّه بن عَبْدُ الرَّحْمَنِ ذكره ابْنِ حبان فِي الثقات. وباقي رِجَالُهُ ثقات.
570. (1810) (6557)- Abdullah İbnu Üneys radıyAllahu anh’ın anlattığına göre: "Kendisi Hz. Ömer radıyAllahu anh’la birlikte bir gün zekat hakkında müzakerede bulunmuşlardır.
Hz. Ömer: "Sen, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın sadakada yapılan hırsızlık hakkında: "Kim sadaka malından bir deve veya koyun çalacak olsa, Kıyamet günü o çaldığı şeyi sırtına yüklenmiş olarak gelir!" buyurduğunu işitmedin mi?" demiş, Abdullah İbnu Üneys de: "Evet işittim" diye cevap vermiştir."
ZEKÂT GEREKTİREN MALLAR
ـ571 ـ6558 ـ1815 -حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ. ثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عُبَيْدِاللَّهِ، عَنْ عَمْرِو ابْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أبِيهِ عَنْ جَدِّهِ؛ قَالَ: إنَّمَا سَنَّ رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الزَّكَاَة فِي هذِهِ الْخَمْسَةِ: فِي الْحِنْطَةِ، وَالشَّعِيرِ، وَالتَّمْرِ، وَالزَّبِيبِ، وَالذُّرَةِ.فِي الزوائد: إسناده ضعيف. ‘ن مُحَمَّد بن عَبْدُ اللَّه هو الخزرجي. قَالَ ا"مام أحمد: ترك الناس حديثه وقال الحالم: متروك الحديث ب خف بين أئمة النقل فِيهِ. وقَالَ الساجى: أجمع أهل النقل عَلَى ترك حديثه، وعنده مناكبر.
571. (1815) (6558)- Amr İbnu Şu’ayb an ebihi an ceddihi radıyAllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, (yerden çıkan mahsullerden) şu beş şeyden zekat verilmesini teşri buyurdu: "Buğday, arpa, hurma, üzüm ve darı."

Okudunuz mu?  Nifak / Munafıklarla ilgili hadisler

ZEKAT İYİ MALDAN VERİLMELİ
ـ572 ـ6519 ـ1822 -حَدَّثَنَا أحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ القَطَّانِ. ثَنَا عُمْرُو بْنُ مُحَمَّدِ الْعَنْقَزِيُّ. ثَنَا أسْبَاطُ بْنُ نَصْرٍ، عَنِ السُّدِّيِّ عَنْ عَدِيِّ بْنِ ثَابِتٍ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ فِي قَوْلِهِ سُبْحَانَهُ: وَمِمَّا أخْرَ جْنَا لَكُمْ مِنَ ا‘رْضِ وََ تَيَمَّمُوا الْخَبِيثَ مَنْهُ تُنْفِقُونَ. قَالَ: نَزَلَتْ فِي ا‘نْصَارِ. كَانَتِ ا‘نْصَارُ تُخْرِجُ، إِذَا كَانَ جِدَادُ النَّخْلِ مِنْ حِيطَانِهَا أقْنَاءَ الْبُسْرِ. فَيُعَلِّقُونَهُ عَلَى حَبْلٍ بَيْنَ أسْطُوانَتَيْنِ فِي مَسْجِدِ رَسُولِ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَيَأكُلُمِنْهُ فُقَرَاءُ الْمُهَاجِرِينَ. فَيَعْمِدُ أحَدُهُمْ فَيَدْخِلُ قِنْواً فِيهِ الْحَشَفَ. يَظُنُّ أنَّهُ جَائِزٌ فِي كَثْرَةِ مَا يُوضَعُ مِنَ ا‘قْنَاءِ. فَنَزَلَ فِيمَنْ فَعَلَ ذلِكَ: وََ تَيَمَّمُوا الْخَبِيثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ. يَقُولُ: َ تَعْمِدُوا لِلْحَشَفِ مِنْهُ تُنْفِقُونَ. وَلَسْتُمْ بِآخِذِيهِ إَِّ أَنْ تُغْمِضُوا فِيهِ يَقُولُ: لَوْ أُهْدِيَ لَكُمْ مَا قَبِلْتُمُوهُ إَّ عَلَى اسْتِحْيَاءٍ مِنْ صَاحِبِهِ، غَيْظاً أنَّهُ بَعَثَ إلَيْكُمْ مَالَمْ يَكُنْ لَكُمْ فيهِ حَاجَةٌ. وَاعْلَمُوا أنَّ اللَّهَ غَنِيُّ عَنْ صَدَقَاتِكُمْ.فِي الزوائد: إسناده صحيح. ‘ن أحمد بن مُحَمَّد بن يَحْيَى قَالَ فِيهِ ابْنِ أَبِي حاتم والذهبي: صدوق. و قَالَ ابْنِ حبان: من الثقات. و كَانَ منعتا. وباقي رجال ا"سناد عَلَى شرط مسلم.
572. (1822) (6559)- Berâ İbnu Âzib radıyAllahu anh’tan rivayet edildiğine göre, bu yüce sahabi "[Ey iman edenler! Kazandığınız şeylerin] ve yerden sizin için çıkardığımız şeylerin temizlerinden infak ediniz ve malın kötüsünden infak etmeye kalkmayın!" (Bakara 267) meâlindeki ayet-i kerime hakkında şöyle demiştir: "Bu ayet-i kerime Ensar radıyAllahu anhüma hakkında nazil oldu. Onlar, hurma toplama mevsimi gelince, kendi bahçelerinden taze hurma salkımlarını devşirip, Resûlullah’ın mescidinde sütunlar arasına gerilmiş iplere asarlardı. Bunlardan fakir muhacirler yerlerdi. Ensarilerden biri, bu kadar çok salkımın arasında bir tane adi hurmalı salkımın bulunmasını caiz sanarak adi hurmalar da bulunan bir salkım sokuşturmuştu. İşte bunu yapan hakkında
وََ تَيَمّمُوا الْخَبِيثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ
buyrularak "Zekatınızı, bozuk ve kötü hurmadan vermeye kalkmayın" ihtarında bulunulmuştur.
وَلَسْتُمْ بِآخِذِيهِ إّ اَنْ تُغْمِضُوا فِيهِ
İbaresiyle de "Öyle kötü hurmalar ki, eğer size hediye edilmiş olsaydı işinize yaramayan bir şeyi size gönderdiği için hissedeceğiniz öfkeden dolayı, sahibinden utanç duyarak kabul edecektiniz" denmek istenmiştir.
وَاعْلَمُوا اَنّ اللَّهَ غَنِيّ عَنْ صَدَقَاتِكُمْ . ..
ibaresiyle Hak Teâla hazretleri, bizim sadakalarımıza muhtaç olmadığını belirterek, sadakayı kendi menfaatimiz için verdiğimizi, öyleyse iyi şeylerden vermemiz gerektiğini ihtar etmiştir."
AÇIKLAMA:
Bu hadis, Allah rızası için verilen sadakaların, hoşumuza gitmeyen, işe yaramayan, başkasından bize geldiği taktirde haysiyeten rencide olacağımız nev’den olmamasına dikkat etmemiz gereğine Kur’ânî bir delil sunmaktadır. Ehemmiyetine binaen bu mevzuda başka nasslar da gelmiştir.
BALIN ZEKATI
ـ573 ـ6560 ـ1823 -حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ. قَاَ: ثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ سَعِيدِ ابْنِ عَبْدُ الْعَزِيزِ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى عَنْ أَبِي سَيَّارَةَ الْمُتَّقِيِّ. قَالَ،-قُلْتُ: يَا رَسُولَ للَّهِ! إنْ لي نَحًْ. قَالَ: أدِّ الْعُشْرَ قُلْتُ: يَا رَسُولَ للَّهِ! احْمِهَا لِي. فَحَمَاحَاها لِي.فِي الزوائد: فِي إسناده قَالَ ابْنِ أَبِي حاتم عن أبيه: لم يلق سليمان بن مُوسَى أبا سيارة. والحديث مرسل. وحكى الترمذي فِي العلل عن البخاري، عقب هَذَا الحديث، أنه مرسل. ثم قَالَ: لم يدرك سليمان أحدا من الصحابة هـ.وأبو سيارة ليس له عند ابْنِ ماجة سوى هَذَا الحديث الواحد، وليس له شئ »فِي ا‘صول« الخمسة.
573. (1823) (6560)- Ebu Seyyâre el-Müte’î anlatıyor: "Ey Allah’ın Resûlü, benim bal arılarım var (zekat düşer mi?)" dedim.
"Evet! Öşrünü ver!" buyurdu.
"Ey Allah’ın Resûlü! Arıları benim için muhafaza buyur!" dedim, o da onları benim için muhafaza buyurdu."
ÖŞÜR VE HARAÇ
ـ574 ـ6561 ـ1831 -حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ جُيَيْدٍ الدَّامَغَانِيُّ. ثَنَا عَتَّابُ بْنُ زِيَادٍ الْمَرْوَزِيُّ. ثَنَا أَبُو حَمْزَةَ؛ قَالَ: سَمِعْتُ مُغِيرَةَ ا‘زْدِيِّ يُحَدِّثُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ زَيْدٍ، عَنْ حَيَّانَ ا‘عْرَجِ، عَنِ الْعََءِ بْنِ الْحَضْرَمِي؛ قَالَ: بَعَثَنِي رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى الْبَحْرَيْنِ أوْ إلَى هَجَرَ. فَكُنْتُ آتِي الْحَائِطَ يَكُونُ بَيْنَ ا"خْوَةِ. يُسْلِمُ أحَدُهُمْ. فَآخُذُ مِنَ الْمُسْلِمِ الْعُشْرَ، وَمِنَ الْمُشْرِكِ الْخَرَاجَ.فِي الزوائد: إسناده ضعيف. ‘ن مغيرة ا‘زدي و مُحَمَّد بن زيد مجهون. وحيان ا‘عرج، وإن وثقه ابْنِ معين، وعده ابْنِ حبان فِي الثتات، فإن روايته عن العء مرسلة. تبميه المزيّ فِي التهذيب.
574. (1831) (6561)- Alâ İbnu’l-Hadramî radıyAllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm beni Bahreyn’e -veya Hecer’e- gönderdi. Ben orada kardeşler arasında müşterek olan bir bağdan vergi almak üzere giderdim. Kardeşin biri müslüman ise, müslümanın payına düşenden öşür, müşrikten de haraç alırdım."
VASK, ALTMIŞ SA’DIR
ـ575 ـ6562 ـ1833 -حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ الْمُنْذِرِ. ثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فَضَيْلٍ. ثَنَا مُحَمَّدْ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ عَطَاءِ ابْنِ أَبِي رَبَاحٍ وَ أَبِي الزُبَيْرِ، عَنِ جَابِرِ بْنِ عَبْدِاللَّهِ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: »الْوَسْقُ سِتُّونَ صَاعاً«.فِي الزوائد: إسناد حديث جَابِر ضعيف. تفاقهم عَلَى ترك حديث مُحَمَّد بن عليد اللَّه العرزمي. قَالَ: ورواه أصحاب السنن، خ الترمذ، من حديث أَبِي سَعِيدِ.
575. (1833) (6562)- Hz. Câbir İbnu Abdillah radıyAllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Bir vask altmış sa’dır."
YAKINLARA ZEKAT
ـ576 ـ6563 ـ1835 -حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثَنَا يَحْيَى بْنِ آدَمَ. ثَنَا خَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ، عَنْ هِشَامِ بْن عُرْوَةَ، عَنْ أبِيهِ، عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أُمِّ سَلَمَةَ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ؛ قَالَتْ: أمَرَنَا رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِالصَّدَقَةِ. فَقَالَتْ زَيْنَبُ امْرَأةُ عَبْدِاللَّهِ: أيُجْزِينِى مِنَ الصَّدَقَةِ أنْ أتَصَدَّقَ عَلى زَوْجِي وَهُوَ فَقِيرٌ، وَبَنِي أخٍ لِي، أيْتَامٍ. وَأنَا أُنْفِقُ عَلَيْهِمْ هكذَا و هَكَذَا، وَعَلَى كُلِّ حَالٍ؟ قَالَ، قَالَ: نَعَمْ.قَالَ: وَكَانَتْ صَنَاعَ الْيَدَيْنِ.فِي الزوائد: هَذَا إسناد صحيح. وله شاهد صحيح رواه أصحاب الكتب الستة، خ أبا دَاوُد، من حديث زينب امرأة عَبْدُ اللَّه بن مسعود.
576. (1835) (6563)- Ümmü Seleme radıyAllahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bize sadaka vermemizi emretmişti. Abdullah İbnu Mes’ud’un hanımı Zeyneb radıyAllahu anhüma: "Kardeşimin yetim çocukları ile fakir olan kocama versem bu, beni sadaka mükellefiyetinden kurtarır mı? Ben onlara şöyle şöyle infak ediyorum!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: "Evet!" buyurdular. Râvi der ki: "Zeyneb sanatkar bir kadındı, el işi yapardı."
VASK, ALTMIŞ SA’DIR
ـ575 ـ6562 ـ1833 -حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ الْمُنْذِرِ. ثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فَضَيْلٍ. ثَنَا مُحَمَّدْ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ عَطَاءِ ابْنِ أَبِي رَبَاحٍ وَ أَبِي الزُبَيْرِ، عَنِ جَابِرِ بْنِ عَبْدِاللَّهِ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: »الْوَسْقُ سِتُّونَ صَاعاً«.فِي الزوائد: إسناد حديث جَابِر ضعيف. تفاقهم عَلَى ترك حديث مُحَمَّد بن عليد اللَّه العرزمي. قَالَ: ورواه أصحاب السنن، خ الترمذ، من حديث أَبِي سَعِيدِ.
575. (1833) (6562)- Hz. Câbir İbnu Abdillah radıyAllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Bir vask altmış sa’dır."
YAKINLARA ZEKAT
ـ576 ـ6563 ـ1835 -حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثَنَا يَحْيَى بْنِ آدَمَ. ثَنَا خَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ، عَنْ هِشَامِ بْن عُرْوَةَ، عَنْ أبِيهِ، عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أُمِّ سَلَمَةَ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ؛ قَالَتْ: أمَرَنَا رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِالصَّدَقَةِ. فَقَالَتْ زَيْنَبُ امْرَأةُ عَبْدِاللَّهِ: أيُجْزِينِى مِنَ الصَّدَقَةِ أنْ أتَصَدَّقَ عَلى زَوْجِي وَهُوَ فَقِيرٌ، وَبَنِي أخٍ لِي، أيْتَامٍ. وَأنَا أُنْفِقُ عَلَيْهِمْ هكذَا و هَكَذَا، وَعَلَى كُلِّ حَالٍ؟ قَالَ، قَالَ: نَعَمْ.قَالَ: وَكَانَتْ صَنَاعَ الْيَدَيْنِ.فِي الزوائد: هَذَا إسناد صحيح. وله شاهد صحيح رواه أصحاب الكتب الستة، خ أبا دَاوُد، من حديث زينب امرأة عَبْدُ اللَّه بن مسعود.
576. (1835) (6563)- Ümmü Seleme radıyAllahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bize sadaka vermemizi emretmişti. Abdullah İbnu Mes’ud’un hanımı Zeyneb radıyAllahu anhüma: "Kardeşimin yetim çocukları ile fakir olan kocama versem bu, beni sadaka mükellefiyetinden kurtarır mı? Ben onlara şöyle şöyle infak ediyorum!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: "Evet!" buyurdular. Râvi der ki: "Zeyneb sanatkar bir kadındı, el işi yapardı."
AÇIKLAMA:
Burada zikri geçen sadakanın nafile sadaka olması muhtemeldir. Hasan Basri, Sevrî, Ebu Hanîfe, İmam Mâlik -bir rivayette Ahmed ve Hanbelî alimlerden Ebu Bekr bu kanaattedirler. Bunlara göre, kadın farz olan zekatını kocasına veremez.
Ebu Yusuf ve İmam Muhammed bu meselede Ebu Hânife’ye muhalefet ederler. Onlara göre kadın zekatını kocasına verebilir. Kişinin zekatını usul ve fürûuna veremeyeceği, kocanın da karısına zekat veremeyeceği hususunda Hanefîler ittifak ederler, ihtilaf sadece kadının kocasına zekat verip veremeyeceği hususundadır.
İmam Şâfi’î, -bir rivayette Ahmed, Ebu Sevr, Ebu Ubeyd, Mâlikîlerden Eşheb, Hanefilerden İmam Muhammed, Ebu Yusuf ve Zahiriye alimlerine göre, hadisteki sadakadan maksat farz olan zekattır. Bunlara göre, kadın kocasına zekat verebilir.

Okudunuz mu?  Müslüman Erkek ve Kadınların Saçlarını Boyama yasağı

123o123
süper olmuş
Teşekkürler 🙂


Hoca
Zekat hakkında hadis
(Arapça Türkçe)

عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّهُ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
حَصِّنوُا أَمْوَالَكُمْ بِالزَّكَاةِ
وَدَاوَوْا مَرْضَاكُمْ بِالصَّدَقَةِ
وَأَعِدُّوا لِلْبَلاَءِ اَلدُّعَاءَ

Sâbıkûn-u Evvelûn’dan (Sahabe-i Kiram’ın ilklerinden)
Hz. Abdullah b. Mesud (radıyAllahu anh),
İki Cihan Güneşi Peygamber Efendimiz
(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in
şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
Zekatını vermek suretiyle mallarınızı
koruyup takviye edin..
hastalarınızın tedavisinde sadakanın
belaları defediciliğini değerlendirin..
bela ve musibetlere karşı da her zaman
Allah’a duaya yönelin!.
(Mecmeu`z-Zevâid, 3,63; Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir, 10,128)

Okudunuz mu?  Cuma günü yıkanmak;Cuma namazı ve hutbesi;Cumanın fazîleti

zekat hadisleri, zekat ile hadisler, zekat hadis

Bu kategoride yer alan Akıl Baliğ Olmayan Çocuk İmam Olabilir Mi? başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Zekat Hakkındaki Hadisler Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.