Anasayfa
8 Mayıs 2021, 5:27
Diyanet
Yönetici

Vaaz ve Sohbet Konuları: Allah Sevgisi

Vaaz ve Sohbet Konuları: Allah Sevgisi

mumsema
ALLAH SEVGİSİ

Hiç şüphe yoktur ki, Allah sevgisi her sevginin üstünde yeralan bir sevgidir. Tereddütsüz her müslüman Allah’ı cc sevdiğini iddia eder. Fakat her iddia delile, ispata muhtaçtır. Kul sevgi alâmetleri taşımıyorsa; dil ile söylenen sözlerin pek bir anlamı yoktur. Allah kalplerden geçenleri dahi bilendir.
Şimdi dilerseniz Allah sevgisinin kul üzerinde görülen alâmetlerini saymaya çalışalım. Bakalım bu sayacağımız alâmetlerden kaç tanesi bizim üzerimizde var.
Allah sevgisinin alâmetlerinden bir tanesi; O’nu cennette müşahade etmeyi istemek ve sevmektir. Gönül sevdiğini görmek, O’na ulaşmak ister. Bunun için de ölümü sevip ondan kaçmamak gerekir. Zira seven bir insan için vatanından çıkıp, sevgilisine ulaşmak, onu görmek zor gelmez. Resul-i Ekrem sav Allah’a kavuşmayı seveni, Allah’ta sever buyurmuştur. Bunun sonucu olarak Allah’a kavuşmak isteyen bir kulun ölümden korkmaması gerekir. Allah teala sevginin gerçekliğinde Kendi yolunda ölmeyi şart koştu: Doğrusu Allah, kendi uğrunda kenetlenmiş bir duvar gibi savaşanları sever (Saff:4) buyuruyor. Tevbe suresi 11.ayette de Onlar, Allah yolunda savaşır, ölür ve öldürülürler. Buyurularak Allah yolunda ölümün değeri ifade edilir.
Sahabe öylesine Allah sevigisiyle doluydu ki, bu uğurda işkencelerin en dayanılmazına bile katlanmaya hazırdı. Uhud savaşında Abdullah b. Cahş, Ebu Vakkas’a: – Niçin Allah’a dua etmiyoruz? Dedi. Bir kenara çekildiler ve duaya başladılar. Savaş esnasında ne duası yapılır. Herhalde zafere ulaşmakla ilgili niyazda bulunulur. Ama bakın Abdullah b. Cahş nasıl dua ediyor: Yâ Rab, Senden yarın savaşa gittiğimde beni kuvvetli bir düşmanla karşı karşıya getirmeni, onunla senin rızan uğrunda alabildiğine savaşmamı, nihayet benim burnumu ve kulaklarımı kesmesini ve işkembelerimi orada dökmesini isterim. Yarın kıyamet günü burnun, kulağın ne oldu?diye benden sorduklarında, onları Senin ve sevgili habibinin yolunda feda ettim, demiş olayım. Ve senin de, evet doğru söylüyorsun, diyerek beni tadik etmeni istiyorum, diye dua ettim. Sa’d devamla diyor ki: ertesi gün akşama doğru Abdullah b. Cahş’ın burnu ile kulaklarını bir iple asılı olarak gördüm. İlk istediğini Allah teala kendisine verdi, sonunu da aynı şekilde getireceğini umarım, dedi.
Bir müslüman için Allah ve Resulünün sevgisi her şeyden ve herkesten üstün olmalıdır. Bakalım Allah nasıl buyuruyor: De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaretiniz, hoşlandığınız meskenler, size Allah’tan, Rasulünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ise; o halde Allah emrini getirinceye kadar gözetleyin. Allah yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez. (Tevbe:24) Bu ayet Mekke’den hicret etmeyenler ve yukarıda sayılan hususlarını bırakamayanlar için inmiş bir ilahi tehdittir. Bu gibi kimseler ahirette görecekleri ceza ile tehdit edilmişlerdir.
Süfyanı Sevri ile Bişr-i Hafi Ölümü ancak şüphede olan kişiler sevmez. Zira ne pahasına olursa olsun dost, dostuna ulaşmayı çirkin görmez, demişlerdir.
Cenab-ı Allah Bakara suresi 94.ayetinde Doğru sözlü iseniz ölümü dilesenize. Buyuruyor. Şayet ölümden hoşlanmamak malından, eşinden, çocuklarından ya da dünyadan ayrılmamak ise; bu kalpte, Allah sevgisi yerleşmemiş demektir. Ölümden hoşlanmamanın ikinci sebebi de kişinin Allah’a kavuşmaya gerektiği gibi hazırlanamamasındandır. Nasıl ki bir insan sevdiği birinin geleceğini haber alınca telaşa kapılır ve evine çeki düzen vermeye başlarsa; kulda her an sevdiğine kavuşmanın ümidiyle, kendine çeki düzen verip, salih ameller işlemeye devam etmelidir. Bu hususta şair ne hoş söylüyor:
Allah’a isyan ederken, O’nu sevdiğini açıklarsın,
Bu ne acaip bir iştir. Eğer sevgin doğru olsaydı,
O’na itaat ederdin; çünkü seven sevdiğine itaat eder, demiştir.
Peygamber sav ümmetini cennete çağırıyor ve onları cennet ve cemalullah ile müjdeliyordu. Peygamber sav’in gölgesinde yapılan bir savaş sırasında bu müjdeyi alan bir sahabi onun için atmıştı elindeki hurmaları: Demek ki benimle cennet arasında bu hurmalar ver diyerek. Sonra da savaşın en kızışmış yerine girerek çarpışmış ve şehid olarak cennete ve cemalullah’a kavuşmuştu. Çünkü o yüce sahabi biliyordu ki sevmek demek, sevdiğinin yolunda ölebilmek demekti. Aksi halde sevgide samimi olunmamış olunurdu ki, bunun adı riya, ya da nifaktı.

Sevginin alâmetlerinden birisi de devamlı olarak kalp ve dili ile Alah’ı hatırlayıp, O’nun azametini düşünerek O’nu zikretmektir. Zira bir şeyi çok seven, onu çok anar. Demek oluyor ki, Allah’ı sevmenin alâmeti, O’nun zikrini sevmek, kelamı olan Kuranı sevmek, peygamberlerini ve O’na nispet edilen her şeyi sevmektir. Nitekim Allahu teala peygamberimize hitaben De ki Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin (Ali İmran:31) buyurmuştur. Resuli Ekrem sav’de Allah’ın size verdiği sayısız nimetlerden dolayı, Allah’ı sevin. Beni de Allah için, Allah beni sevdiği için seviniz buyurmuştur. İlahi aşka merdivenleri ağır ağır çıkarak ulaşılabilir ancak. Bu merdivenin ilk basamağı ise, tıpkı Mecnun’un Leyla’nın köyünün köpeğini sevdiği gibi, Halık’ın yarattığı her şeyi sevmekten ibarettir. Bunun içindir koca Yunus’un yaratılan her şeyi sevmesi. Öyle ya, değil mi ki O cc yarattı ve O cc abes iş yapmaz öyleyse her şey sevilmelidir, güzelliğine ve çirkinliğine bakılmaksızın.
Bu konuda bir başka alâmet ise, yalnızlıkta Allah ile ünsiyet edip O’na münacat etmek, Kuranı Kerim okumak, gecenin karanlığını ganimet bilerek huzur içinde ibadet etmektir.
Bir diğer alâmet; Allah’tan başka kaybettiği hiçbir şeye üzülmemek, Allah’ı zikretmeksizin ve ibadetle meşgul olmaksızın geçirdiği her dakikaya üzülmektir. Seven kimsenin vazifesi, bir an da olsa geçirdiği gafletinden dönmek istediği vakit, hemen sevgilisine yönelmek ve kendini kınayarak Allahım hangi kusurumdan sebep beni senden ayırdın ve huzurundan uzaklaştırdın da nefsime ve şeytana uymakla beni niçin terkettin? Demeli ve bunu samimiyetle ifade ederek kendini bağışlatmaya çalışmalıdır.
Malını ve hatta bedenini Allah yolunda harcayıp bitkin hale gelen bir Allah aşıkına Senin bu halin nedir? diye sorarlar. O da bir keresinde Aşık ile maşukun konuşmalarına şahid oldum. Seven, sevgilisine: Ben bütün kalbimle seni sevdiğim halde sen bütün varlığınla benden yüz çeviriyorsun dedi. Sevilen ise Beni sevdiğini ispat için bana ne veriyorsun? deyince, seven: Bütün mal ve mülkümü sana veriyorum, hatta canımı da sana teslim ediyorum dedi. Bunu dinleyince kendi kendime Şu manzara kulun kula, yaratığın yaratığa olan bir sevgi göstergesidir. Ya kulun yaratanına olan sevgisi nasıl olmalıdır?dedim.ve bende bütün mevcudiyetimi Allah sevgisi uğrunda feda ettim dedi.
Allah’ı sevmenin belirtilerinden biri de, Allah’a kulluk edenlere şefkatli ve merhametli olmak, düşmanlarına ve Allah rızasına uymayan hareketlerde bulunanlara karşı da şiddetli davranmaktır. Nitekim Allahu Teala: Kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler (Fetih:29) buyurmuştur. Nitekim konuyla ilgili bir hadis şöyledir: Amellerin en faziletlisi Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir. (Ebu Davud) Alimler derler ki Allah için sevmenin gereklerinden biri, Allah’ın evliyalarını sevmektir. Onları sevmenin şartlarından biri de onların bıraktığı sünnete uyup onlarla yetinmek, bidata yer vermemek ve onların tavsiyelerine uymaktır. Resuli Ekrem sav buyururlar ki: Üç şey vardır ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imanın tadını bulur:
1- Bir kimseye Allah ve Resulü başkalarından daha sevgili olmak.
2- bir kimse sevdiğini yalnız Allah için sevmek.
3- Bir kimseyi Allah küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmekten, ateşe atılmaktan tiksindiği gibi tiksinmek (Müslim)
Allahu Teala buyuruyor ki: De ki: eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah gafurdur, rahimdir. (Ali İmran:31) Bu ayetten açıkça anlaşılıyor ki, Allah’ı sevmenin bir başka alameti ise Peygamberine uymak. Bu da O’nun hayat tarzını kendimize rehber edinmekle mümkündür. Bidatlardan kaçınmak, peygambere uymanın başlıca belirtilerindendir. Gönül ehli zatların bildirdiğine göre, sevgi büyükten gelir. Nitekim bu hakikat Kuranda Allah kulunu severse, kulu da O Zatı kibriyayı sevebilir. (Maide:54) Buyuruluyor. Allah’ın kulunu sevebilmesi içinse, kulun peygamberler vasıtasıyla kendisine bildirilen ilahi emirler doğrultusunda bir hayat sürmesi gerekir. İşte kul böyle davranırsa, kudsi hadiste bildirildiğine göre, o kulunun gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olacak. Böyle bir kulun sırtı yere gelir mi?dersiniz. böyle bir kul güçsüzleşir ve zillete düşer mi dersiniz? Halık kulundan elbette vazgeçmez, yeter ki o kul olsun, kül değil. Nitekim kainatın efendisi sav Çocuğunu kaybettiği için önüne gelen çocuğa sarılan ve bağrına basan bir kadını ashabına göstererek soruyor: Ne dersiniz? Bu kadın çocuğunu bulsa ateşe atar mı? sahabiler bir ağızdan cevap verirler: Mümkün mü Ya ResulAllah, görmüyor musunuz, kadının çocuğuna olan hasreti aklını başından almış." İşte diyor, kainatın efendisi Halik’ı Zülcelal kulunu bu kadının çocuğunu sevdiğinden daha fazla sever ve ateşe atmak istemez.
İşte buraya kadar sıraladıklarımız Allah’ı seven bir kulda görülmesi gereken başlıca alâmetlerdir. Bu alâmetler kimde toplanmışsa sevgisi de kemalini bulmuş ve hâlis olmuştur. Ahirette içeceği şerbet hâlis ve tatlıdır.

……………………….
Saydığımız bu sevgi alâmetlerini elde edebilmek için dünya dertlerini kesmek ve Allah’tan başkasının sevgisini gönlümüzden atmamız gerekir. Zira kalp boş bir bardağa benzer. İçine su konulursa su olur. Suyu çıkarmadan sirkeyi koyamazsınız. O halde kalbimizden dünya ve ona ait her türlü sevgiyi çıkarmadan Allah sevgisini kalbimize tam olarak yerleştiremeyiz. Dünya sevgisinden ne kadar uzaksak; Allah sevgisine o kadar yakınız, demektir. Nasıl ki içinde su dolu olan bir bardağa ancak boş kısım kadar sirke koyabilirsek. Dünya ve diğer sevgilerle dolu olan bir kalbe de ancak boş olan miktar kadar Allah sevgisini koyabiliriz. Kişi dünya ile ünsiyet kurduğu oranda Allah’a olan bağlılığı azalır. Dünya ve ahiret birbirlerinin kumasıdırlar. Kumalardan birinin gönlünü hoş ettiğimiz nispette diğerinin gönlünü kırarız.
Kalbimizin sahte sevgilerden boşalttıktan sonra temizlenmiş olan kalbe Allah sevgisini yerleştirmek kolay olur. Allah sevgisi yerleştikten sonra kişi devamlı zikir ve salih amellerle sevginin doruklarına ulaşır.
Görülüyor ki dünyadan uzaklaştıkça, Allah’a yakınlaşılıyor. Diyebilirsiniz ki hocam, içinde yaşadığımız şu dünyada parayı, kadını, malı mülkü sevmeyen bunları elde etmek için uğraşmayan mı var. Evet, doğru söylersiniz insanoğlu tüm bunları sever. Fakat kalbi Allah sevgisiyle dolu olan bir kul, tüm bunları Allah için sever. Allah aşığı parayı sever, ama bununla avret mahallini kapatabildiği, aile efradını kimseye muhtaç etmeden geçindirebildiği, zenginse fakirlere yardımcı olabildiği için sever. Kul içinde bulunduğu durumu Allah yolunda değerlendirmeye çalışırsa, amacı O’nun rızasına ulaşmak olursa ve bu uğurdada çaba sarfederse, bu haliyle Allah sevgisinden bir şey azalmaz. Aksi halde Bakara suresi 165.ayette bildirilen müşriklerin durumuna düşer. Allah cc buyuruyor: Onlar ki, onları, Allah’ı sever gibi severler

……………………………

Şimdi de hangi amellerimizin Allah katında daha sevimli olduğuna kısaca bir değinelim.
Allahu Taala buyuruyor ki; sizin dostunuz, ancak Allah, O’nun elçisi ve namazlarını kılan, zekatlarını veren ve rukua varan müminlerdir. (Maide:55) Müminler olarak günlük yaşantımızda, bize maddi çıkar temin eden, makam ve mevki veren, bize iltifat eden, bizi öven kimseleri mi yoksa namazlarını kılan, zekatlarını veren karşılaştığımızda bize Allah’ı hatırlatan müminleri mi dost ediniyoruz?
Bakın Hz. Peygamber bu konuda nasıl buyuruyor : Allah Tebareke ve Teala hazretleri şöyle hükmetti : Benim rızam için birbirlerini sevenlere, Benim için biraraya gelenlere, Benim için biribirlerini ziyaret edenlere ve Benim için birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmuştur (Muvatta) Alimlerimizin beyanlarına göre hadisteki benim için biraraya gelenlerden maksat; Allah’ı zikretmek ve Allah’ın rızasına vesile olacak bir maksadla biraraya gelmek demektir. Birbirlerine harcayan tabiri ile; nefislerini, mallarını, düşmanla cihadda harcayan, Allah’ın rızasını kazanma yoluna koyan, başka rivayetlere göre ise; arkadaşının ciddi olan her meselesi için malını ve nefsini harcayanların herbirine işaret edilmektedir. Allah rızası için bu işleri yapanlar kalplerini sadece O’nunla meşgul etmiş, başka şeyleri kalplarinden çıkarmış oldukları ve tevhide bağlamış bulundukları için hadiste vaad edilen mükafata hak kazanırlar. Dünya menfaati için birbirini sevenin ömrü kısadır. Menfaat bitince sevgi de biter. Oysa Allah için sevgi dünya da başlar ahirette de devam eder.
Bir adam Resulullah’a geldi ve: Ey Allah’ın Resulü bana öyle bir amel tarif et ki, onu işlediğim zaman beni hem Allah hem de insanlar sevsin! Allah’ın Resulü ona şöyle buyurdu: Dünyada zahid ol Allah seni sevsin. İnsanların elinde olandan rağbetini kes ki, insanlar seni sevsin! (Müslim) Soruyu görüyor musunuz? Adam kooperatiften, kârdan, kazanma yollarından, sigortadan, çekten, senetten sormuyor. Endişe çok önemlidir. Kafamızda dert edindiğimiz şeyler çok önemlidir. Kişinin meyli daha çok neye ise aradığı odur. Hadise geri dönersek; Allah’ın bizleri sevmesi için bizden istediği şey, zühd. Peki zühd nedir? Züht değer vermemek, varlık veya yokluğundan etkilenmemektir. Başımıza bir bela geldi yahut gelmedi, maaşımız kesildi, yahut kesilmedi, tayinimiz çıktı, çıkmadı, evimiz yandı, yanmadı her iki halde de eşit olmaktır. Nasıl Çin’deki bir adamın başı ağrıyınca bizim başımız ağrımyorsa, bizimde Dünya ile aramız o kadar uzak olmalı ki bizi etkilemesin. İnsanlardan rağbeti kesmeye gelince; bu da onlardan fazla bir şey istememekle olur. İnsanlardan isteyeceğimiz şeyler, onların bir kul olarak zaten yapmaları gereken şeyler olmalı. Mesela hanımımın, çocuklarımın kulluk icabı yapmaları gereken şeyleri onlardan isteyebilirim. Onların kulluk alanının dışına giren şeyleri onlardan istememeliyim. İnsanlardan zaruri haller dışında bir şeyler istememeliyim.
Dünyada iken işleyeceğimiz salih ameller neticesinde Allah’ın dostluğunu elde edebilen salih kullara bakın Allah cc neler vaadediyor: Rableri katında esenlik yurdu onlarındır. Yaptıkları güzel işlerden dolayı O, onların dostudur. (Enam:127) Şu kısa dünya hayatında bize zorda gelse, Allah’ın emirlerine uymanın mükafatı cennet, hepsinden güzeli ise Allah’ın dostluğudur.alıntı


Kalpte Allah Sevgisi ve korkusu dengesi

Şema
Kalpte Allah Sevgisi ve korkusu dengesi İslâma göre, kul, Allah’ı hem sevmeli hem de Ondan korkmalıdır.

Okudunuz mu?  Cuma Hutbesi: Komşu ve komşu hakları hakkında

Cenab-ı Hakk, insan ruhunda korku ve sevgi denilen iki mühim his yaratmıştır. İnsan bu hisleri yaratılış gayesine uygun kullandığı takdirde dünya ve ahiret saadetine nail olur. Cenab-ı Hakk’ın Cemal ve Rahmeti muhabbeti icap ettiği gibi, Celal ve Azameti de korkuyu iktiza eder.

Okudunuz mu?  İzmir Müftülüğü Cuma Hutbeleri

Kul, Cenab-ı Hakk’ı sevmekle rahmetine mazhar olduğu gibi Ondan korkmakla da azabından kurtulur.

Allah’ı sevmenin ölçüsü emirlerine riayet etmek, korkunun ölçüsü ise yasaklarından sakınmaktır. Bunların her ikisi de insanın saadet ve necatına vesile olurlar. Böylece insan ne Allah’ın rahmetinden ümit keser, ne de azabından emin olur.

Okudunuz mu?  Vaaz Konusu: Ölüm Ve Hatırlattıkları

İnsan Allah’ı sevmekle kalben tatmin olur ve vicdanen huzur bulur. Muhabbetin en önemli üç kaynağı "kemal, cemal ve ihsandır”. Cenab-ı Hakk’ın bütün sıfatları hem sonsuz kemalde, hem de nihayet derecede güzeldir; ihsan ve keremi ise sonsuzdur. Buna göre, aklen ve vicdanen, insan muhabbetini ancak Allah’a hasretmelidir. Onun yarattığı mahlukatı sevmek ise Onun namına olduğu takdirde Allah katında makbuldür.

Okudunuz mu?  Ahde vefa ile ilgili cuma hutbesi

İnsan, korku hissini de ancak Allah’a hasretmelidir. Çünkü Allah nihayetsiz celal, azamet ve kudret sahibidir. Öyle ise Allah’tan korkmak da hem aklın, hem de vicdanın gereğidir. Bir insanın kalbinde, Allah korkusu kemaliyle hakim olunca başka türlü korkulara mahal kalmaz. Zira Allah’tan korkan bir adam, hiçbir zaman başkasının hukukuna tecavüz etmez, hiç kimsenin canına, malına namusuna dokunmaz.

Okudunuz mu?  Vaaz ve Sohbet Konuları: Cennet Ehlinin Özellikleri Ve Cennet Hayatının Güzellikleri

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bu konuda şöyle buyururlar: "Hikmetin başı Allah korkusudur.” (El-Münâvî, Feyzü’l-Kadir-3:574)

Toplum hayatının nizam ve ahengi Allah korkusuyla kaimdir ve onunla devam eder. Hak ve hukuk tanımamanın cezası, dünyada zillet ve ahirette İlâhî azaptır.


Yanıt: Allah Sevgİsİ

hasret
< "De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaretiniz, hoşlandığınız meskenler, size Allah’tan, Rasulünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ise; o halde Allah emrini getirinceye kadar gözetleyin. Allah yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez.”(Tevbe:24) >

Sevgi isbat ister,seven itaat eder…

Okudunuz mu?  Camilerde Toplanan Paralar Nereye Gidiyor?

Allah razı olsun , konu çok güzel işlenmiş …


Soru: Allah Sevgİsİ

rana
paylasimlar için Allah c.c. razı olsun:)

ALLAH SEVGİSİ

Allah, bize görmek için gözler, işitmek için kulaklar, konuşan dil, çeşitli işler yapabilen eller ve yürüyen ayaklar vermiş; vücudumuzu akıl ve zekâ ile donatarak bizi varlıklar arasında çok üstün bir durumda yaratmıştır.

Sağlık ve mutluluk içinde yaşayabilmemiz için yeryüzünü çeşitli nimetlerle donatmış, teneffüs ettiğimiz havadan içtiğimiz suya kadar her türlü ihtiyacımız karşılanmıştır. Kısa bir süre havasız kalan, soluk alıp veremeyen insan yaşayamaz, hayatını kaybeder. Her an muhtaç olduğumuz bu nimeti düşünürsek Allah’ın bize olan iyiliklerinin ne kadar çok olduğunu anlarız.

Yüce Allah şöyle buyuruyor:

"Allah’ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz." (İbrahim sûresi, 34)

İnsan, kendisine iyilik edenleri sever. Öyle ise, en çok sevmemiz gereken varlık, Allah’tır. Çünkü O’nun bize olan iyilikleri sayılamayacak kadar çoktur. Biz de Allah’ımızı çok sevmeliyiz. Sevgi, sadece sözle olmaz. İnsan, sevdiğine saygı gösterir, sevdiğinin hoşlanmayacağı bir şeyi yapmaz. Allah sevgisi, O’nun mübarek adını saygı ile anmak, bize emrettiği ibadet görevlerini seve seve yapmak ve yasak ettiği şeylerden sakınmakla olur.

Eğer böyle yapar, O’nu sevdiğimizi gerçekten ispat edersek, Allah da bizi sevecek ve dünyadaki nimetlerden çok daha fazlasını bize ahirette verecektir.

Bir insan için en büyük mutluluk, Allah’ın sevdiği kişilerden olmaktır


Hoca
"Bir insan için en büyük mutluluk, Allah’ın sevdiği kişilerden olmaktır"

Okudunuz mu?  Namazın Hikmetleri, Namaz İle İlgili Hutbe - İstanbul Müftülüğü

hiç şüphesiz:) Allah razı olsun


mkddsgc
bugünkü sohbetimi bu yazıdan yaptım.Allah razı olsun paylaşım için


mum
Sayin sevgi tarafindan gönderilmistir.

——————————–

ESSELAMUALEYKUM

Sayin Site Yetkilileri,

Vaaz ve sohbet adli linkinizde, ALLAHI TANIMAK basligi altinda yazilmis olunan konu ile alakali farkettigim
bir hata yi size yazmak istedim.Oda su: Allah gökleri ve yeri hak ile yarattı (39-Zuhruf/5) Allah her şeyin yaratıcısıdır (39-Zuhruf/62) Buradaki sure ismi yanlis 39. Sure " ZUHRUF" değil " ZÜMER" suresidir.

Okudunuz mu?  Çabuk ezberliyorum çabuk unutuyorum

Bilgilerinize arz ederim.


Allah sevgisi vaaz, sohbet konuları Allah sevgisi, Allah sevgisi ile ilgili vaaz

Bu kategoride yer alan Hutbe: İyiliği Emredip Kötülükten Sakınmak başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Vaaz ve Sohbet Konuları: Allah Sevgisi Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.