Anasayfa
29 Mayıs 2021, 19:08
Tasavvuf
Yönetici

Gavs kime denir?

Gavs kime denir?

buhara.sofisi
Gavs kime denir?

Gavs kelimesi lugatta yardım etmek, imdada yetişmek manalarına gelmektedir. Tasavvuf terimi olarak ise gavs, zamanın en büyük velisine denir. Herhalde zorda kalana biiznillah yardım ettiği için ona bu isim verilmiştir. En doğruyu Allah bilir.

Gavslar tanınabilir mi?

Ehli indinde gavsların bazı alametleri mevcut olup bu alametler vasıtasıyla tanınması mümkündür. Fakat hakikatı bilen ancak Allah’tır (cc). Bu sebeple insanlar bir hüküm verirken ihtiyatlı olmalıdır.

Gavsları zamanın evliyaları tesbit eder, müritler değil. Maalesef günümüzde çoğu müritleri, kendi şeyhine gavs, mehdi gibi yakıştırmalar yapma çabasında görüyoruz. Oysa kimse kendi müritlerinin iddiasıyla bu makamı elde edemez. Yoksa herkes kendi şeyhini gavs ilan eder ve fitne zuhur eder. Sonunda tarikatın vakar ve heybeti kalmaz.

Bir veliye gavs diyebilmek için zamanın meşayih-i kiramı bu konuda fikir birliği etmeli dir. Gavs-ı Geylani, Gavs-ı Hizani ve Gavs-ı Kasrevi hz. hakkında bu ittifak mevcuttu.
Gavs-ı Kasrevi (Seyyid Abdülhakim Hüseyni) Hz’nin bir müridi o zamanki başka bir şeyhin teveccühüne katılmak istediğinde talimatı veren hoca onu teveccühe sokmak istememiş, sebebini sorduğunda ‘şeyhine gavs dediğini’ gerekçe göstermiş.

Sofi, teveccüh yapacak şeyh efendiye şikâyette bulunmuş ve şeyh efendi de hocaya şöyle demiş:
Onun şeyhine sadece o gavs demiyor. Ben de ona gavs diyorum. Teveccühe o girecek, ceza olarak sen girmeyeceksin. Ayrıca başka şeyhlerin müritleri yanında kendi şeyhini övmek veya bazı sıfatlar yakıştırmak da tarikat adabına aykırıdır. Başka müritlerin yanında şeyhinden gavs, kutup diye bahsetmek gibi.


Cevap: Gavs kime denir?

Kayıtsız Üye
Zamanın gavs u kimdir


Cevap: Gavs kime denir?

morueqq
Gavs diye bir terim İslamda yoktur. Gavs onlara göre dua edildiğinde duayı işitir ve Allah’a onun için dua eder çünkü mürid günahkardır makbul değildir duası (!). Ebu’l Hasan el Harakaninin kıssasını anlatırlar Allah’tan yardım isteyen soyulur gavstan isteyen kurtulur diyerek… halbuki duayı işitme sıfatı Allah’a mahsustur gavsa böylece semi sıfatını vermiş olurlar ki bu şirktir.


Cevap: Gavs kime denir?

Jıhad
cezakAllahu khayran kesira


ömerhattab
Bana dünyada Allahın veli kullarının insanlara yardım etmediğini idda edenlere soruyorum?Sizce Allah diledimi Allahın veli kulları insanlara yardım edemez mi?Kuranda hızırla musa a.s. kıssasını bir açıklarmısınız?


karadamlalar
haşa musa a.s “yetiş ya hızır” diye mi medet umdu ondan?medet Allah’tan istenir,Allah dilerse kulunu vesile eder yardımına,dilerse meleğini.ama sen tutup da o kula o meleğe kulluk etmez,ondan medet ummazsın.


ömerhattab
< haşa musa a.s “yetiş ya hızır” diye mi medet umdu ondan?medet Allah’tan istenir,Allah dilerse kulunu vesile eder yardımına,dilerse meleğini.ama sen tutup da o kula o meleğe kulluk etmez,ondan medet ummazsın. >
sizde anlama kıtlığı mı var ben nediyor siz ne diyorsunuz?hızır a.s kıssasında neden hızır a.s gemiyi batırdı?…hızır a.s çoçuğu neden öldürdü?….neden duvarı örmeye başladı?…..hızır a.s burda kimlere yardım etti?……


ömerhattab
karadamlalar size bir soru daha Allah kuranı kerimde şehitler ölü demeyiniz? diye buyuruyor?neden böyle buyuruyor anlatırmısınz?


karadamlalar
şehitler insanların derdine yetişir mi?hızır(as) dan onlar medet ummuşlar mı,yahut hızırı çağırmışlar mı?


karadamlalar
gösterdiğin şeylerin hiçbiri yine şehidlerin yahut velilerin çağrılmasına delil değildir.


aforizma
ömerhattap ilk sorun için, Allah ne dilerse yapar
peki sen Allahın, veli kullarının başkalarına yardım etmesini dilediğini mi idda ediyorsun ?

şehidler konusunda ki sorun için, yanıtı ayetin devamında açıkça bulacaksın,çünkü rızklandırılmaktadırlar. ölüler rızklandırılmaz.

hızırıda nereden çıkardın? musanın yoldaşı konusunda hiçbir bilgiye sahip değiliz, yaptıklarının hikmetini, gayb bilgisini nasıl elde ettiğini, ve sebebsiz cana kıyma ruhsatını Allahtan nasıl aldığını biz bilmiyoruz, sen biliyorsan lütfen bizi aydınlat


karadamlalar
israiliyat aforizma,bunların genellikle batıni tefsirlerinde israilliyat(tevrat ve incil) in yeri büyük Allahu alem.


aforizma
Allah razı olsun,katılmamak mümkün mü?


ömerhattab
< israiliyat aforizma,bunların genellikle batıni tefsirlerinde israilliyat(tevrat ve incil) in yeri büyük Allahu alem. >
kuranda geçen kıssayada israiliyat olarak değerlendirdin sana bir soru sorduk cevap verirmisin?Allah peygamberlere mücizeler vermiş veli kullarına keramet bahşetmemişmidir?

Okudunuz mu?  Tasavvuf ehlini inkar etmek

karadamlalar
kuranda geçen kıssaya laf eden mi oldu,laf cımbızlamaktan hoşlanıyorsunuz.mucize ve kerametler haktır,Allah bunu verir.peki hangi keramet Allahtan başkasından medet ummayı gerektirir,bi de Allah’a ortak koşmak keramet denen şeyle temizlenemez.Allah hiçbir zaman kendi gücünü-yetkisini paylaşmamıştır,kitabında da hep bunu söyler,yalnızca ona ibadet etmemiz gerektiğini söyler,müslüman olarak da böyle iman ederiz.


ömerhattab

sen sevdiğinin insanın dileğini yerine getirmek te tereddüt edermesin?kurana bak gürürsün hızrla musa kıssasını?anlatın da bilelim şehitler nasıl rızıklandırılıyor….?


Jıhad
gavs kime denir kısaca müşriğe denir.


aforizma
ömerhattab sana sorulanları pas geçerek ,soru sormaya devam edeceksen,işimiz iş, sınavdamıyız ?

musanın kıssasındaki yoldaşın hızır olduğunu nereden çıkardın? kuranda mı yazıyor? hızır kimdir?

evet, yüce Allah peygamberlerine mucize vermiştir, veli kullarına ne verdiği konusunda bilgili değilim, kerameti ise hiç bilmiyorum,sen anlatırmısın ?

sevdiğim insanın dileğini yerine getirmek gibi bir gücüm yok, sen bu tür güçlere sahip insanlar biliyormusun?

şehitlerin nasıl rızklandıkları konusunda bir bilgimde yok, ben ancak rabbimin kuranda bildirdiklerini biliyorum, sen ce nasıl rızklanıyorlar ?

bildiklerinden bizide yararlandır lutfen, cahilim kusuruma bakma


parasetemol
Tasavvuf dininin zırvaları işte,kendi uydurdukları din için kendi terimler sözlüğünü de imal etmeyi unutmamışlar…Aklı başında Dinini bilen Kişinin günaha girmesi için tasavvuf dinine mensup kişilere laf anlatmaya çalışmak yeterlidir.Ömerhattaba laf anlatmaya çalışan arkadaşlara tavsiyem,derince bir hendek kazın,bir adet deve bulun,ve o deveyi kazdığınız o hendekten atlatmaya çalışın,bakınız hangisi sizi daha az meşgul edip yoracaktır…Hangisi;”Deveye hendek atlatmak daha kolay değil mi”,evete aynen bende öyle tahmin etmiştim zaten:))


karadamlalar
“Tasavvufta, evrenin manevi yönetiminden sorumlu veliler hükümetinin başkanı”

başlar başlamaz verdiğin konuda,yine aynı sapıklıklar…


ömerhattab

Rasulullah (sav): “Herhangi bir kimse, din kardeşine “Ey kafir!” derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner” buyurdular (Müslim 1/319)Tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner, ifadesinin manası tekfiri kendine döner, kendisi kafir olur, demektir Zira eğer kafir diyen sözünde sadıksa(doğruysa) muhatabı kafir olurDin kardeşine kafir demek akibet kendini küfre götürebilir Çünkü “Günahlar küfrün postasıdır” derler Bu sözü diline dolayanın akıbeti küfür olacağından korkulur Bu nedenle hiç bir mümine kafir dememek gerekirYukardaki hadiste Zira eğer kafir diyen sözünde sadıksa(doğruysa) muhatabı kafir olur Değilse söz tekfir edene döner


aforizma
ömerhattab hala bilgilerinden yararlanmayı bekliyorum
şu sorularını açıklasanda öğrensek


karadamlalar
“…din kardeşine”

attığın yazı müslümanı tekfir etmek hakkında,gavsın şirk koştuğuna dair deliller varken gavslar bizim din kardeşimiz falan değildir.


ömerhattab
< “…din kardeşine” attığın yazı müslümanı tekfir etmek hakkında,gavsın şirk koştuğuna dair deliller varken gavslar bizim din kardeşimiz falan değildir. >
Rasulullah (sav): “Herhangi bir kimse, din kardeşine “Ey kafir!” derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner” buyurdular (Müslim 1/319)Yukardaki hadiste Zira eğer kafir diyen sözünde sadıksa(doğruysa) muhatabı kafir olur Değilse söz tekfir edene döner


İnanc
< Gavs kime denir?

Gavs kelimesi lugatta yardım etmek, imdada yetişmek manalarına gelmektedir. >

Fâtiha Sûresinin 5 . Ayetinde

( Allahım ! ) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.


karadamlalar
“( Allahım ! ) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz”

bu ayete göre,gavsınız müşrik oluyor ve tekfir de bana dönmüyor,gavs-kutub olaylarının şirk olduğu forumda zaten hep açıklandı,kişinin tekfir edilmesi işin diğer bir ayrıntısıdır,fakat önemlidir.


Jıhad
ALLAHUEKBER! hergün fatiha suresini kaç defa okuyoruz bir düşünün “( Allahım ! ) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz” ama ne kadar az anlıyoruz


ömerhattab
< ALLAHUEKBER! hergün fatiha suresini kaç defa okuyoruz bir düşünün “( Allahım ! ) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz” ama ne kadar az anlıyoruz >
bunu hergün okuyan biri sizin idda ediğiniz yalanları yapabilir mi?sana soru hastalanınca sen doktora gitmiyormusun?

Okudunuz mu?  Seyr-u Sülük Nedir?

parasetemol
ömerhattab;sana cevap vermeyecektim ama,deve fiyatlarınında yanına yanaşılmıyor ne yapalım,kimse de abi bir hendek atlatıp gelecem deyince de inanıp devesini vermiyor,o yüzden mecbur yine iş başa düştü…
< bunu hergün okuyan biri sizin idda ediğiniz yalanları yapabilir mi?sana soru hastalanınca sen doktora gitmiyormusun? >
(Umarım alıntı yapmayı becerebilmişimdir.)
şimdi bak ömerhattab,evvela bu rumuz ismi kullanırken,işin iki defa sakata giriyor,zira savunmasını yaptığın sapkın görüşleri uyduranları Mübarek Halife Ömer olsaydı çoktan kılıcından geçirirdi bilmiş ol,bir de boşu boşuna ahirette Mübarek Halife yi karşına alma derim.İkinci olarak,zaten sen ve senin gibi,dinini anlatılanlarla dinlemiş,acaba bu Kur’an bana ne diyor ?diye açıp iki satır okumamış,Peygamberinin hayatını milli eğitimin din kültürü ve ahlak bilgisi kitaplarından ya da Çağrı filminden görmüş ve dinini yaşamak için illede birisinin kuyruğuna yapışmamız lazım görüşünün diretildiği ve kabul gördüğü kimselerin,genellikle Tasavvuf mevzuulu konularda
köşeye sıkışınca,gayet cahilce sorduğu soruların başında da bu soru gelir;
SEN HASTALANINCA DOKTORA GİTMİYOR MUSUN? Ya da
ELEKTRİK LAMBAYA DİREKT OLARAK MI GELİYOR YOKSA,ÖNCE TRAFO SONRA BİLMEM NERDEN,SONRA BİLMEM NERDEN GEÇEREK Mİ GELİYOR?Ya da
BİR KAMU KURULUŞUNA GİTTİĞİNDE MÜDÜRDEN ÖNCE KİMİNLE (SEKRETERLE)GÖRÜŞMÜYOR MUSUN?

Bırak bu savsataları da,oku bak kardeş,Hadisler ne diyor,ne anlatıyor sana,bana,bizlere;
Kaynak: Tirmizi, Da’avat 149, (3607, 3608)
Ravi (r.a.): Enes
Hadis: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin.”


karadamlalar
Ya Rabbi,bizleri başka aracılara muhtaç hissettirme,biz yalnız senin kulunuz!


parasetemol
Özür dilerim,kaynak aldığım sitenin kopyala yapıştırı biraz tuhaf çıktı,o yüzden üstteki konu yarım kaldı,buradan devam edeyim inşaAllah:
Kaynak:Tirmizi Da’avat 149,(3607,3608)
Ravi: Enes(R.a.)
Hadis:Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:”Sizden herkes,ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin,hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin.
Kayıt no:1784

Kaynak:Tirmizi Da’avat 3,(3370),İbnu Mace Dua 1,(3827)
Ravi:Ebu hureyre (R.a.)
Hadis:Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki;”Allah Teala Hazretleri kendisinden istemeyene gadap eder”
Kayıt no:1785

Kaynak:Tirmizi Da’avat 126,(3666)
Ravi:İbnu Mesud (R.a.)
Hadis:Resulullah (s.a.v.)buyurdular ki:”Allah’u Teala Hazretlerinin Fazlından(Lütfundan,Üstünlüğünden) isteyin,Zira Allah kendisinden istenmesini sever…
Kayıt no:1786

Şimdi benim güzel kardeşim,sen yine hastalanınca doktora gitmeyi ve sonrasında sana doktorun yazdığı ilaçları da eczaneden almayı sakın ihmal etme,ama doktor sana bakıp muayene etti,eczacı da bir kutu ilaç verdi diye sakın ha onların peşinden gitmeyesin tamamı canım benim…Hadi geçmiş olsun…


karadamlalar
doktor tıp ilmindeki bilgisiyle yardımcı olur,Allah’ın yardımına vesile olur.bu gavslar ne ilmiyle yardımcı oluyorlar,gayb ilmi falan mı,veya geleceği yönetme,kullara çağrılınca uzaktan gitme… Allah’ın sıfatlarını bir bir paylaştırmışsınız gavslara haberiniz yok.


ömerhattab
< doktor tıp ilmindeki bilgisiyle yardımcı olur,Allah’ın yardımına vesile olur.bu gavslar ne ilmiyle yardımcı oluyorlar,gayb ilmi falan mı,veya geleceği yönetme,kullara çağrılınca uzaktan gitme… Allah’ın sıfatlarını bir bir paylaştırmışsınız gavslara haberiniz yok. >
Batıdan aldığınız psikoliji ne işe yarıyor…Ruh hastaları neden piskoloğa gider bir açıklarmısın?


ömerhattab
< doktor tıp ilmindeki bilgisiyle yardımcı olur,Allah’ın yardımına vesile olur.bu gavslar ne ilmiyle yardımcı oluyorlar,gayb ilmi falan mı,veya geleceği yönetme,kullara çağrılınca uzaktan gitme… Allah’ın sıfatlarını bir bir paylaştırmışsınız gavslara haberiniz yok. >
Dokturdan medet umamlara laf yok mu şimdi?Gavslarda Allahın yardımanına vesile olurlar senin deyiminle….manevi ilim MARİFETULLAH İLMİ öğretilir insanlara….allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki: Eğer bilmiyorsanız dini müşküllerinizi ehl-i zikirden sual ediniz. (Nahl: 43)Ehl-i zikirden murad evliyaullah hazeratıdır.


aforizma
bak evladım hadis uydurmanızı geçtik,zayıf ve uydurma hadisleri kullanmanızı geçtik, evliya dediğiniz kişilere atfettiğiniz hikayeleri geçtik

Okudunuz mu?  İbni Teymiyye Uydurma Hadislerle Amel Etmesi ve Sahıh Hadise Uydurma Demesi

ama artık biraz izan yahu, ayetin yarısını kesip,böyle garip meal vermeyede mi başladınız?


karadamlalar
yav o manevi ilim dediğin şeylerin hepsini saydık ve şirk olduğunu söyledik işte,bu gavsların sizin iddia ettiğiniz ilimleri bilidğini ve yaptığını söylemek şirktir,Allah’ın zatına özel sıfatlarını kullarına dağıtmışsınız işte inkar etmeyin


ömerhattab
< yav o manevi ilim dediğin şeylerin hepsini saydık ve şirk olduğunu söyledik işte,bu gavsların sizin iddia ettiğiniz ilimleri bilidğini ve yaptığını söylemek şirktir,Allah’ın zatına özel sıfatlarını kullarına dağıtmışsınız işte inkar etmeyin >
MARİFETULLAH İLMİ öğrenmek şirkmiş?Dağıtmış olan sizlersiniz ….


Parasetenol
ömerhattab oku bak ayet ne diyor:?

ŞÛRÂ SURESİ

9. Yoksa onlar Allah’tan başka dostlar(veliler,evliyalar) mı edindiler? Halbuki gerçek dost Allah’tır. O, ölüleri diriltir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
10. Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah’a aittir. İşte bu, Rabbim Allah’tır. Yalnız O’na tevekkül ettim ve ancak O’na yöneliyorum.
;
Bak neymiş,hakkında ayrılığa düştüğümüz herhangi bir konu da hüküm; mezhep imamlarına mı,şeyhlere mi,alimlere mi aitmiş.

HASBİNALLAHİ VE NİMEL VEKİL…


Parasetenol
Verilen ceza nedense hoşuma gitti,kendi davamda haklı olduğuma bir kez daha iman ettim,haksızların da haksızlıklarına karşın cezalı duruma düşürüp susturmaktan başka yazıyla mücadele gibi bir çözümleri olmadığını görmekte tuhaf doğrusu…


ömerhattab

Veli’nin çoğulu Evliya’dır. Evliya; Allah’ı bilen, Allah’ın dostu, sevgili kulu ve yakınıdır. Allah’a itaatta ve muhabbette çok ileri derece de olup Hz. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’in sünnetini yerine getirme de çok titiz davranan kimsedir. allah-u Zülcelal bu kimseler hakkında ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:”iyi bilin ki, Allah ‘in veli kulları için hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar, iman edip takvaya ermiş olanlardır. Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjdeler vardır. Allah ‘ın sözlerinde asla değişme yoktur. Bu en büyük mutluluğun ta kendisidir. ” (Yunus; 62-64)Görüldüğü gibi bu ayet-i kerimede veliler için korku ve üzülme olmadığı, onların vasıflarının iman ve takva olduğu belirtilmiştir. Hz. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’de Allah’ın veli kullarını anlatırken şöyle buyurmuştur:”Onlar öyle kimselerdir ki, görüldükleri zaman Allah’ı hatırlatırlar. ” (îbn-iMace, İbn-iEbi’d-Dünya)Gerçekte velileri görmek derhal ahireti hatırlatır. Zira onlarda haşyet ve tevazu vardır. Sanki nübüvvetten bir nur parlamaktadır. Çünkü allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:”Allah, iman edenlerin velisidir (dostudur, yardımcısıdır), onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.” (Bakara; 257)Allah’ın velileri, Allah’a iman ve taat yönünden yakın olanlardır. Çünkü iman, bütün batıl ve yanlış inançlardan sıyrılarak gerçeğe, hakka ulaşmış olmanın ifadesidir. İşte Allah dostları, iman ve marifetullah’a ve takva ile de üstün ahlaka ulaşmış olduklarından, Yunus suresi 62. ayette de buyrulduğu gibi, her türlü korkudan kederden ve yeisten kurtulmuşlardır. Çünkü onlar en üstün kudret olan allah-u Zülcelal’in dostluğunu ve himayesini kazanmışlardır.Veli bir kula düşmanlık göstermenin akıbetini şu hadis-i kudsi şöyle beyan etmektedir:”Her kim beni tanıyan ve ihlas ile bana ibadet eden birkuluma düşmanlık ederse, bende ona harb ilan ederim…” (Buhari)Veli, Allah’ın emir ve rızasından ayrılmayan bir kul olduğuna göre, ona düşmanlık eden kimsenin haklı bir sebebi olamaz. Burada allah-u Zülcelal’in harbi; onu ya günahlara daldırması ya da küfür bataklığına saplamasıdır. Ehl-i sünnet ve’l-cemaate göre, geçmiş ümmetlerde olduğu gibi, Hz. Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’in ümmetinde de Allah’ın veli kulları vardır. Velilere inanmak haktır. Evliyaları kabul etmemek, Kur’an ayetlerini inkar olup, bu ise sapıklık ve küfürdür.allah-u Zülcelal’in veli kullarını haktır ve veli kullara inanmak şarttır. Velilerde allah-u Zülcelal’in kullarıdır. Onlarda herkes gibi insandırlar. Onlar nefis ve şeytanın peşinden gitmez, allah-u Zülcelal’in emirlerine göre hareket ederler. Sur’un son nefhasına kadar Allah’ın veli kulları bulunacak ve eksik olmayacaktır. Kıyamet günü evliyaullah için ne mahsun olmak, ne kederlenmek ve ne de korku vardır. allah-u Zülcelal’in veli kulları, allah-u Zülcelal’e olan sevgilerinin fazlalığından, kendilerine tabi olan kimseleri dünya sevgisinden koparıp allah-u Zülcelal’in doğru yoluna bağlarlar.Allah dostlarını seven besledikleri muhabbetten dolayı, allah-u Zülcelal’i de sevmiş olurlar ve böylelikle allah-u Zülcelal’in dostluğunu kazanırlar. Çünkü Allah için Allah dostlarına muhabbet allah-u Zülcelal’i sevmek demektir. Allah dostlarının münkirliğini yapanların ekseriyatının küfürle gittiği görülmüştür. Allah dostlarına yakın olmanın faydası çoktur. Bu dünyada evliyalara yakın olan kimse, aynı yakınlığı ahirette de muhafaza eder. allah-u Zülcelal bir insana dost olursa, herkes ona itaat etmek mecburiyetinde kalır.

Okudunuz mu?  Tevbe Aldıktan sonra Mastürnbasyon nolur bakın

Parasetebol
< Evliya; Allah’ı bilen, Allah’ın dostu, sevgili kulu ve yakınıdır >
Öncelikle bu cümlede bulunan yanlışı ama söylesem de anlamayacağınız durumu izah etmeye çalışayım tüm cahilliğimle müsaade ederseniz;
Peygamberimizin ”Ben Abdullah oğlu Muhammed’im,benim için Allah’ın kulu ve elçisi deyiniz,ve olduğumdan yüksek derecelerle yüceltmeyiniz” hadisi şerifini kaynak olarak alacak olursak,üstteki cümlede geçen ”…yakınıdır…” bitişini neremize koyabiliriz doğrusu anlamak zor.Devamında şu bir gerçekliktir ki,Yüce Rabbimiz’in emir ve yasaklarına doğru bir şekilde Kur’an ve Sünneti baz alarak riayet eden her
canlı Bahsettiğiniz ”Evliya” rütbesine hak kazanır.Yani sizinde aslında çok net anladığınız gibi bu sıfat kimsenin sakal sarık ve cübbesi baz alınarak kimseye verilmez.Bakın burası çok açık ve nettir;Namazını vaktinde kılıyor musun,orucunu dilin elin ve midenle tutuyor musun,imkanın ölçüsünde zekat ve Hac ibadetini layıkıyla yerine getiriebiliyor musun???İşte sen de bir evliya olmaya hak kazandın demektir.Yani sen bunları yapıyorsan ben sana evliya dediğimde bana gülenler zarardadır ben doğruyu söylemiş olurum.Ve bu amellerin sende mevcut iken hiçde bir kimsenin peşine takılıp al benimde günahlarımın bağışlanmasında yardımcı ol,tut elimden beni de cennete götür,tevbe vermek istiyorum,şeyhim bana bir dua,himmet şeyhim gibi dinden çıkarıcı günahlara da bulaşmana gerek kalmaz.
< Evliyaları kabul etmemek, Kur’an ayetlerini inkar olup, bu ise sapıklık ve küfürdür >
sonrasında bu cümlede ki ufak bir noktaya parmak basmakta yarar görüyorum.Çevrenizde rastlamış olduğunuz ;gerçekten evliyadır,velidir,bana ne bunlardan,bunlarla benim işim olmaz diyen günah bataklığında kimseler ile,”evet Evliya haktır ve gerçektir,ama kardeşim ,herkeste ben evliyayım diye ortalıkta geziyor,sonrasında evliya zannedilen insanların foyası ortaya çıkıyor,iğrenç ilişkileri meydana dökülüyor,kime evliya diyeceğimizi şaşırdık” diyen,gerçekten de şaşırmakta haklı olan kimseleri birbirinden ayırmak gerekmektedir.ikinci sebebi kendisine mazaret olarak gördüğü için işini garantiye alıp yanlış bir evliyanın peline düşüp ahiretini batırmamak için ”herhengi bir kimseye bağlanamam,herkesin hesabı kendine” diyen kişileri de haklı görüp normal karşılamak gerekir.
[QUOTE][Kıyamet günü evliyaullah için ne mahsun olmak, ne kederlenmek ve ne de korku vardır /QUOTE] İşte bu durumun böyle olmadığını,geçmiş ppeygamberlerin bile,hayattayken yaşamış oldukları bir takım durumların korkusuyla kendi ümmetleri için bile bir şey yapamayacaklarının anlatıldığı,Peygamberimiz (s.a.v.)’İn hanımı Aişe ve kızı Fatıma için yapmış olduğu öğütlerin(ahirette bana güvenmeyin) anlatıldığı Hadisleri duymayanınız okumayanınız kalmamıştır.Onlar ki takva bakımından evliyalığın en üst mertebelerinde ki insanlar değiller midir?Onların içine bu ahiret korkusunu Peygamberimizin ekmesindeki muradı anlayamamışsanız şayet yapılacak fazla bir şey kalmamıştır sizler için.
< Allah dostlarının münkirliğini yapanların ekseriyatının küfürle gittiği görülmüştür >
Bu sözünü de yine tarikatin önde giden tanınan isimlerinden birisi olan ve şu anda fuhuş suçlamasıyla içerde gün sayan Cübbeli’den bizzat yanında sohbetinde kulaklarımla duyduğum bir olayı burada yazarak çürütmeye çalışacağım;
Hoca Ahmet Yesevi’den bahsediyordu Cübbeli,ve onun hayat hikayesinde çok enteresan bir olaydan bahsetti,Ahmet Yesevi daha önce ders aldığı üç hocasının da son nefeslerinde küfürle gittiklerine şahit olmuş,bu sebepten dolayı genç yaşta kendi sonunun endişesine düştüğü için saçları beyazlamış.Derslerine devam ettiği dördüncü hocasının sekerat anında Ahmet Yesevi de yanındaymış.Ve dua halindeymiş bu hocası da küfürle göçmesin diye.Son nefeslerinde hocası:”Ahmet O kitabı getir bana”diyerek,Kur’an’ı istemiş.Ahmet birden sevinmiş;”Çok şükür hocam Kur’an okuyarak iman ile göçecek” diye.Kur’an’ı Kerim’i eline alan hocası birden Kitabı fırlatıp atmış ve ”Yıllarca bir yalanın arkasında ömür çürütmüşüz meğer hepsi boşmuş” demiş ve kafir olarak hayata veda etmiiiiş.
Bu anlatılanlar hususunda cübbelinin yalancısıyım,zira Allah’ı şahit tutarım kendim bunu anlatırken o sohbetindeydim.Şayet doğru ise senin yukarda alıntı yaptığın sözünün bir kıymeti kalmıyor,şayet yalan ise,cübbeli bu tip yalanlarla insanları kandırmış olur ki,kendisinde bir evliya olduğuna inan kimselerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla…
İşte bu yüzdendir ki sevgili kardeşim,sen sen ol,kendi evliyan ol.kendi hesabını düşün,kendini yalnız ve yalnız Allah’a aracısız bağla…”Direkt olarak Allah’a bağlanıyorum diyen şeytana bağlanmış olur” diyen evliya kılıklı sarıklı CÜBBELİ’lerden de uzak dur…

Okudunuz mu?  İslam'da Üveysî varmı.. Üveysi nedir ?

karadamlalar
Allah evliyanın kim olduğunu kitabında bildirmiş midir isim isim,sizin gavslarınızın sıfatları ve yaptıkları tutmuyor çünkü kurandaki evliya tanımı ile.hani bari ismi belli ise ondan gidelim diyecem de,”gelecekte şu veli gelecektir” diye bir ayet de görmedim


Kuranıanla
gavslarımızı reddedersen çarpılırsın dediler 6 ay oldu hala bekliyorum..


Parasetebol
< gavslarımızı reddedersen çarpılırsın dediler 6 ay oldu hala bekliyorum >
🙂 🙂
Diyenleri araştır bir de bakalım,belkide onlar çarpılmışlardır,boşuna beklemeyesin:)


ömerhattab
< gavslarımızı reddedersen çarpılırsın dediler 6 ay oldu hala bekliyorum.. >
🙂 daha çok beklersin….yumurta gibi çırpılmayı….


Kuranıanla
< daha çok beklersin….yumurta gibi çırpılmayı…. >
Biraz açsan ?


ömerhattab
< Biraz açsan ? >
Veli bir kul, kendi tedbir ve planlarını bir yana bırakarak, tamamen Allah’a teslim olmuş, kendi nefsi için intikam almayıp işi Allah’ın takdirine bırakmıştır.Dünyada, Allah dostu veli bir kula eziyet eden hiçbir insan için bu kişinin malına, canına yahut evladına bela gelmedi diye, Allah’ın intikamından kurtulmuş olacağına hüküm vermemelidir. Çünkü bela, buna benzer daha başka konularda da gelebilir. Mesela din konusunda bir musibet gelebilir ve Allah korusun, bir veliye eziyet etmek, o kişinin ahirete imansız gitmesine sebep olabilir. Allahu Zülcelâl, hepimizi böyle bir duruma düşmekten muhafaza eylesin. (Âmin)


Kuranıanla
veli kul tanımını sormadım, gavs ile ilgili bişey yazdım sen konuyla alakasız bişe yazmışsın


ömerhattab
< veli kul tanımını sormadım, gavs ile ilgili bişey yazdım sen konuyla alakasız bişe yazmışsın >
sizde idrak sorunu var galiba …Tasavvuf erbabı Allahın veli kullarına gavs terimini kullanır….


Kuranıanla
İdrak sorunu yok benim dinim tasavvuf değil islam, Kuranda veli kullar Allahın tüm mümin kulları için kullanılır.Kutuplar gavsler gibi kainatta tasarruf sahibi falanda değillerdir. Tek yetkili Allahtır biz ona ortak koşmayız yetkilerini uyduruk kahramanlara vererek


ömerhattab
< İdrak sorunu yok benim dinim tasavvuf değil islam, Kuranda veli kullar Allahın tüm mümin kulları için kullanılır.Kutuplar gavsler gibi kainatta tasarruf sahibi falanda değillerdir. Tek yetkili Allahtır biz ona ortak koşmayız yetkilerini uyduruk kahramanlara vererek >
🙂 Tasavvufa bir ilim dalı gibi bakmadığın sürece yarın benim dinim hadis değil veya fıkıh değil veya akaid değil veya kelam değil der durursun…Hz Peygamber zamanında Hadis ilmi varmıydı?Doğru maneviyata inancınız yok ama zahirde bakalım zengin fakire tasarrufu yok mu?veya senin ilmi öğrendiğin hocalarının senin üzerinde tasarrufu yok mu ?Ya kardeşim siz neden anlamak istemiyorsunuz …Allah meleklere verdiği yetikler nelerdir?açıklarmısın dört melekten başla peygamberlere verilen yetkileri açıkla …


Kuranıanla
tasavvuf ilim dalıysa iyi çalışmalar benim dinim Kuranın dini ekleme çıkarma vs yaparak dini yozlaştıranlar hüsrana uğrarlar. Allah istese tasavvufuda öğretmesini bilirdi. Allahın hakkında bildirmediği şeyleri din yapamazsınız yaparsanız ahirette sorumlu olursunuz


Parasetebol
< [dört melekten başla peygamberlere verilen yetkileri açıkla >
< Ulan arkadaş hastayım şu hattaboğlu ömerin,öğretmen edalarına,şuna bak yaa;açıkla >
emredersiniz paşam…

iyi de biz niye bazı şeyler açıklama mecburiyetindeymişiz gibi davranılıyor…Peygamber zamanında olmayan bir şeyi tasavvuf adı altında sürmüşsünüz piyasaya.Biz diyoruz ki ;Peygamber zamanında olmayan uygulamaları muhteviyatında barındırdığı için Tasavvuf ehli Bidat ehlidir.Siz de Diyorsunuz ki değildir.Bizler Peygamberin dinde uyguladıkları ve uygulanması konusunda tavsiye buyurduklarını delil olarak gösterip,sizlere Tasavvufta yapılanların bidat olduğunu şirk olduğunu milyonkereler ispatlamış olmamıza rağmen bıkmayız yine ispatlarız.
Bak senin mantığınla sana bir şey aktarmaya çalışayım:
”Rabıta,sünnette var mıdır?Varsa şayet;Peygamber,Kuran’da ne şekillerle kılınacağı anlatılmayan namazın ne şekillerle kılınacağını anlatıp gösterdiği gibi,tuvalette bile ne şekilde davranılması gerektiğini gösterdiği gibi,rabıtanın ne şekilde yapılacağını anlatmışmıdır.Ya da çevirip sorumu şu şekilde şut çekeyim:
Sizlerin yaptığı gibi,gözleri kapatıp 25 estağfirullah çekip,şeyhi gözünün önüne kandinden yüksekçe bir mertebeye koyup,Allah’tan gelen nurun,şeyhin iki kaşını arasından kalbine aktığı şekilde mi yapmıştır,yoksa her müslümanın olması gereken hali olan Allah ile rabıtalı olunması gerektiği gibi mi yapmıştır.AÇIKLA:)
hatme Peygamberimizin sünnetleri arasında varmıdır?uygulamışmıdır,hatmeye dair nakil edilmiş herhangi bir hadisi şerif mevcutmudur BUL ÇABUK:)
Bir dinsizin müslüman olmasının tek geçerli şartı ”Kelime-i Tevhid’i diliyle söylemesi yeterlidir.amaaa;bir müslümanın tasavvufa girmesinin ön ve vazgeçilmez şartlarından birisi 8 ŞART’ı yerine getirmesi gerekmektedir.İSLAM İÇİN TEK ŞART KELİME-İ TEVHİD,TASAVVUF İÇİN 8 ŞART:))O nedir diyenler için tasavvufcuların birisinin sayfasından kopiliyorum,okumak zorunda değilsiniz,şayet okursanız eğer tasavvufun nasıl bir DİN olduğu konusunda fikirleriniz netleşir.Ahanda burada:(Allah’ım inşaAllah bunu okuduğu için birisinin tasavvuf dinine geçmesine vesile olmam,amin)

Okudunuz mu?  Râbıtanın Şartları ve Uygulanış Biçimi

Parasetebol
AHANDA BURADAN DEVAM EDEBİLİRSİNİZ:
1. Tövbe niyetiyle abdest almak : Abdest alınırken yıkanan uzuvlarla işlenmiş olan günahlar hatırlanarak Allah’tan ( c.c) af dilenir.
2. Tövbe niyetiyle boy abdesti almak : Yarabbi ben bedenimin dışını su ile yıkadım temizlemeye çalıştım; sen de ilahi nur ile ve irfanla kalbimi temizle ve beni affet diye yalvarmak gerekir.
3. Tövbe ve istihare niyetiyle iki rekat namaz kılmak : Birinci rekatta Fatiha Suresi’nden sonra Kafirun Süresi, ikinci rekatta İhlas Suresi okunmalıdır. Bilinmiyorsa istenilen süreler okunabilir.
4. Kalp ve dil ile tövbeyi tekrarlamak : Yarabbi ben pişmanım yapmış olduğum bütün günahlardan keşke yapmasaydım inşAllah bir daha yapmayacağım. Bu sözleri üç defa canı gönülden söyler sonra içi yanarak işlemiş olduğu günahlarını göz önüne getirir, pişmanlık duyar. Gıybet ettiği, sövdüğü, incittiği, eziyet ve haksızlık yaptığı kişilerle helalleşir. Namaz ve oruç gibi terk ettiği farz ibadetleri kaza eder.
5. Yirmibeş defa Estağfirullah demek : Hak yolun isteklisi tövbe ettikten sonra şu hadisi şerifin hükmüne göre Allah’ın ( c.c) tövbesini kabul ettiğini ve günahlarını da affetiğini umut eder ve inanır : Günahtan dönen sanki o günahları işlememiştir. Bu hadisi şerifi devamlı düşünerek ümidini Cehennem korkusundan üstün tutar. Çünkü günahlarından eser kalmamıştır. Fakat : Kalbim işlemiş olduğum günahlardan dolayı paslanmıştır. Üzerimden günah gittiği halde, eseri olan pas ve kiri kalmıştır. Ancak istiğfar, yani affedilmeyle temizlenebilir diye düşünür ve günahlarının eserinin tamamen giderilmesi ve yeni işleyeceği günah kirlerinin temizlenmesi için günde yirmi beş ile yetmiş beş arasında istiğfar eder. İstiğfarı sünnete göre yirmi beşten az, yetmişten fazla yapmamak gerekir. Ayrıca kalp huzuruyla, içi yana yana acele etmeden yapılmalıdır.
6. Sekiz adet Fatiha okumak : Sadatların himmetleri sayesinde istiğfarla kalbimdeki pas ve kir yok oldu, kalbim ilahi feyiz almaya uygun hale geldi diye düşünerek sekiz Fatiha okunur. Birinci Fatiha önce Peygamber ( S.A.V)’e, O’nun Al ve Ashabına, Şah-ı Nakşibend Hazretleri ve Abdulkadir-i Geylani Hazretlerine hediye edilerek bu iki Sadattan şöyle istimdat edilecek;
Ey Sadatların Ervahları, ne olur Peygamber ( S.A.V)’den benim için ricada bulununuz da, bana şefaat etsin ki allah-u Teala ( c.c)’da benim tövbemi ve ibadetlerimi, kabul ve makbul eylesin.”
Bu şekilde her okunan Fatiha’yı Şerife hediye edilip sırası ile Sadatlardan istimdat edilecek 8 Fatiha’yı Şerife’yi hediye edeceğimiz Sadatların isimleri sırası ile aşağıda belirtilmiştir.
Not : Sadatların isimlerini ezbere bilmeyenler 8 ( sekiz ) Fatiha’yı toptan okuyup önce Peygamber ( S.A.V) Efendimize, Al ve Ashabına, ehli beytine ve Sadatların ruhlarına ve mürşidin ruhaniyetine hediye ettim. Ya Rabbi kabul ve vasıl eyle, diyecek.
Birinci Fatiha’yı Şah-ı Nakşibendi ve Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylani ( k.s) Hazretleri’nin ruhlarına;
İkinci Fatiha’yı Şeyh Abdülhalık Gücdevani ve İmam-ı Rabbani ( k.s) Hazretleri’nin ruhlarına;
Üçüncü Fatiha’yı Mevlana Halid-i Zülcenaheyn ve Seyyid Abdullah (k.s) Hazretleri’nin ruhlarına;
Dördüncü Fatiha’yı Seyyid Taha ve Seyyid Sıbğatullah Arvasi ( k.s) Hazretleri’nin ruhlarına;
Beşinci Fatiha’yı Şeyh Abdurrahman-ı Tahi ve Şeyh Fethullah-ı Verkanisi ( k.s) Hazretleri’nin ruhlarına;
Altıncı Fatiha’yı Şeyh Muhammed Diyauddin ve Şeyh Ahmed el Haznevi ( k.s) Hazretleri’nin ruhlarına;
Yedinci Fatiha’yı Şeyh Seyyid Abdülhakim el- Hüseyni ve Seyyid Muhammed Raşid el- Hüseyni ( k.s) Hazretleri’nin ruhlarına;
Sekizinci Fatiha’yı Şah-ı Urfa ( k.s) Hazretleri’nin ve Şah-ı Bilvanis Hz (k.s)’nin ruhaniyetlerine hediye etmek gerekir.
7. Ölüm Rabıtası ( Ölümü düşünmek ) : Sadatların himmet ve feyizlerinin hazır olduğu ve kalbin de feyzi alacak duruma geldiği düşünülür Fakat mal, evlat, dost ve akrabalara bağlılık dünyanın lezzeti ve zevki bu feyzi almaya engeldir. Bu nedenle ölüm düşünülür : Yatağımda can çekişiyorum, ölmek üzereyim. Azrail ( a.s) ruhumu almaya geliyor, Şeytan da imanımı çakmak üzere hazır bekliyor. Akrabalarım ve evladım etrafımda toplandı. Bütün mal ve servetim gözümün önüne geliyor. Şeytandan imanımı kurtarmak için yardım umarak bunlara teker teker bakıyorum.
Fakat bana hiçbiri yardım edemez. Anlıyorum ki; malın, servetin, evladın ve akrabanın insana bir yararı yok, hepsi boşmuş. Şüphe yok ki benim için Allahu Teala’dan başka yardımcı ve sığınak yoktur. O’ndan başka her şey faydasızdır, kalbimden O’ndan başka her şeyi silmem ve yalnız O’na yönelmem gereklidir. O’nun dışındaki şeylere de ancak O’nun izniyle yönelebilirim.
Ben ancak Allah ( c.c) lütfuyla, Sadatın ve mürşidimin himmeti ile bu dünyadan imanla ayrılabilirim ve şu anda kelime-i şehadeti getirerek son nefesimi imanla veriyorum. Ruhum bedenimden ayrıldı.
Şimdi elbiselerimi soyuyorlar, ama günahlarım hala üzerimde görünmez elbise gibi duruyor. Malım, servetim, evladım, akrabalarım ne olur günahlarımı da soyun! Hayır, yararı yok. Benim allah-u Teala’ya yönelmem lazım, ancak O’na yalvarırsam günahlarım affolur. Şimdi de cesedimi yıkamaya götürdüler, yıkadılar, kefenliyorlar.
Gerçi bedenimi yıkadılar ve örttüler, fakat günahlarımı temizleyemediler ve örtemediler. Günahlarım yine benimle beraber kaldı.
Malımın, evladımın ve akrabamın yine faydası yok. Ancak Rahim olan allah-u Teala’nın (c.c) affetmesi ile günahlarım temizlenebilir ve örtülebilir. Sonra tabutumu aldılar, musalla taşına koydular.
Cenaze namazımı kıldılar. Akrabalarım ve namazımı kılanlar günahlarımın bağışlanması için dua ettiler. Ancak duayı kabul edecek olan Allah ( C.C.)’tır. Dilerse kabul, dilerse red eder. Bu duruma akraba ve evladımın etkisi yoktur.
Yine beni insanlar omuzlarına aldılar, cenazemi taşıyorlar, fakat günahlarımı üzerimden taşıyamazlar. Sadece Allah (c.c) günahlarımı üzerimden kaldırabilir.
Beni şimdi kabir denen karanlık çukura koydular. Yalnız başıma korkunç ve karanlık yerde Münker ve Nekir meleklerinin sorularıyla baş başa kaldım.
Hiçbir yardım edenim yok, ne akraba, ne dost, ne evlat, ne de mal. Ancak ve ancak Alemlerim Rabbi olan allah-u Teala’nın (c.c) sevgisi, şefkati ve merhameti beni bu durumdan kurtarabilir. Onun dışında her türlü sevgi ve bağlılık boştur.
Talip yukarda anlatıldığı gibi düşünmekle her şeyden ilgisini keser.
Sadece allah-u Teala’nın (c.c) emrettiği ve izin verdiği en önemli gereksinimlerini elde etmek için görevine döner.
Bu anlatılan ölüm rabıtası tarikat yolunda zikirden önemlidir. Çünkü bu sayede insan masiva (Allah ( c.c) dışındaki her şey ) ile ilgisini kesebilir. Yoksa ölümü düşündürmenin amacı müridi korkutmak değildir. Gerçeği bilenler Nakşibendi Tarikatı’nın yüce gayesinin ve temelinin muhabbetullah ( Allah sevgisi) olduğunu belirtirler.
Yeni başlayanların ölüm rabıtasından ve ölümü düşünmekten korkmaları Allah ( c.c) sevgisine engeldir. Cenab-ı Hakk’tan başkasına yönelmek kör nefsin hırsı ve hatası sonucu olur. Halbuki esas amaç Cenab-ı Hakk’a yönelmektir. Yönelmeye layık tek varlığın allah-u Teala ( c.c) olduğunu anlayan mürit, bu durumun gereği olarak başka şeylerden yüz çevirerek O’na yönelir. O’nun en fazla sevilmesi gereken varlık olduğuna inanır, O’nun sıfatlarının bilmek ister ve O’na kavuşmayı aşırı arzu eder.
Sevgi; O’nu görmeyi, O’nun boyasıyla boyanmayı ve O’nunla buluşmayı gerektirir. Bu da ancak sıfatların öğrenilmesi ve O’nu çok sevmekle gerçekleşebilir.
Marifet, allah-u Teala’yı (c.c) bilmek ve O’nun ahlakıyla ahlaklanarak sıfatlarının tam olarak hissedilmesidir. Böylece Hakk’ın sıfatları müride yansır, herhangi bir günah tehlikesi anında O’nun azabının şiddetini şüphe etmeksizin içinde duyar. Bu da nefsinin dizginlemesine yol açar. Büyük günah işleyince ümitsizliğe düşmez.
O’nun rahmet ve suzluğuna inanır. İyi halleri ve ibadetleriyle böbürlenmez ve kendinde varlık görmez. Bu hallerin gerçekleşmesi ancak taklidin dışında kamil ( olgun) imanla ve imanın ilmel yakin derecesine ermesiyle olur. ( Bu taklitten; ilme; duygularla hissetme hak ve hakikat’e erme ve bulma derecesidir.) Cenab-ı Hakk’tan (c.c) başkasına yönelen ve gafletle zikreden kişinin imanı kuru taklitte kalır muhabbet ve marifet’i elde edemez. Bundan dolayı insan kamil, mükemmel, arif ve bilgili bir şeyhe bağlanarak tarikata girmeli ona uyarak yol almalı, marifet ve muhabbet elde ederek ilahi hakikatlere kavuşmaya çalışmalıdır.
8. Mürşit Rabıtası : Bir şeyhe bağlanmak onu sevmek ve onunla ilgilenmek vacibdir. Böylece mürit geçek sevgiye ve marifet’e yükselmeye güç bulur. Bunun için Nakşibendi büyükleri rabıta usulünü koymuşlardır.
Rabıta kalbi tam sevgi ve cezbeyle üstada bağlamaktır. Ruhen ve kalben üstada bağlanan mürit onun hoşnut olduğu şeyleri bilerek veya sadece yönlendirmesiyle nefsinin arzularının bırakmayı başarır. Rabıta’da mürit kabul edilme ve reddedilme korkusuyla davranmalıdır. Üstadını yücelterek ve heybetle düşünmelidir. Şeyh rabıtasıyla ortaya çıkan durumlar ilerde açıklanacaktır.
Mürid üstadının devamlı düşünür; kendisinin kabul edileceğini veya reddedileceğini tam olarak bilemediğinden sıkıntı ve ızdırap içinde adeta hasta gibi uyur. Yani ne tam emin olur ne de aşırı korkar.
Yukarıda açıklanan sekiz şart müridin dinlenebilmesi için gece yerine getirilir. Gündüz teveccüh başlayana kadar da bir şey yenilip içilmez. Müjde ve sıkıntıyla yorumlanabilecek bir rüya görme ümidiyle istihareye niyetlenerek uyunur. Rüya görürse teveccühten önce üstadına anlatır. Gördüğü rüya ve uykusundaki sıkıntılı veya ferah hali müridin mizacını ve eğitim yeteneğini belirler. Buna göre de uygun ders verilir.
Teveccüh ve kalp durumlarıyla ilgili edepler müride öğretilir; kendinden önce halkaya girenlerden ayrı olarak sağ ayağını sol ayağının altına koyup, sağ kalçası üzerine oturması bildirilir.

Okudunuz mu?  Tasavvuf şiirleri

Parasetebol
Bu ne yaaaaaa…………….bu nasıl bir dindir……….Allah ve resulune bu uydurmaların hesabını nasıl vereceksiniz oğğluuummm!!!!!


ömerhattab
[dört melekten başla peygamberlere verilen yetkileri açıkla /QUOTE]Ulan arkadaş hastayım şu hattaboğlu ömerin,öğretmen edalarına,şuna bak yaa;emredersiniz paşam…[/QUOTE]:)derslerine iyi çalışmıyorsun otur yerine sıfır…. 🙂


ömerhattab
< AHANDA BURADAN DEVAM EDEBİLİRSİNİZ:1. Tövbe niyetiyle abdest almak : Abdest alınırken yıkanan uzuvlarla işlenmiş olan günahlar hatırlanarak Allah’tan ( c.c) af dilenir.2. Tövbe niyetiyle boy abdesti almak : Yarabbi ben bedenimin dışını su ile yıkadım temizlemeye çalıştım; sen de ilahi nur ile ve irfanla kalbimi temizle ve beni affet diye yalvarmak gerekir.. >
Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Müslüman -veya mü’min- bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile ayaklarından çıkar. Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” Müslim, Tahâret 32. Ayrıca bk. Tirmizî, Tahâret 2 Abdest, insanı maddî kirlerden temizlemesi yanında, mânevî kirlenme olan günahlardan da arındırır. İbadetlerimizin görülen ve bilinen faydaları yanında, bir çok manevî hikmetleri olduğu unutulmamalıdır. Osman İbni Affân radıyAllahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’i benim şu abdestime benzer şekilde abdest alırken gördüm. Sonra da şöyle buyurdu: “Bir kimse bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları bağışlanır. Onun namazı ve mescide kadar yürümesi de fazladan kazanç sayılır.” Müslim, Tahâret 8. Benzerleri içi bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 50; Nesâî, Tahâret 84; İbni Mâce, Tahâret 6

Okudunuz mu?  Tasavvuf Ve Sanat

ömerhattab
< AHANDA BURADAN DEVAM EDEBİLİRSİNİZ:3. Tövbe ve istihare niyetiyle iki rekat namaz kılmak : Birinci rekatta Fatiha Suresi’nden sonra Kafirun Süresi, ikinci rekatta İhlas Suresi okunmalıdır. Bilinmiyorsa istenilen süreler okunabilir.. >
İstihâre NamazıBir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığına dair. Manevi bir işarete kavuşmak için kılınan iki rekatlık bir namazdır. Birinci rekatta “Kafirun Suresini” İkinci rekatta “İhlâs Suresini” okumak mustahaptır. Namazdan sonra İstihâre Duası okunur (İstihare duası için bakınız: Delilleriyle İslam İlmihali, Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN, s. 350), sonra da abdestli olarak kıbleye yönelip yatılır. Rüyada beyaz veya yeşil görülmesi hayır ve iyiliğe; siyah veya kırmızı görülmesi ise şerre işarettir. Tevbe NamazıAllâh’a karşı bir gaflet eseri olarak veya nefse uyarak günah işlendiğinde onun kefâreti olarak büyük bir nedâmet içerisinde O’na teveccüh etmek gerekmektedir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:”Şeytan seni bir kötülüğe sevketme girişiminde bulunursa, hemen Allah’a sığın.” (Fussilet (41), 36) Kötülük yapan bir kimsenin bunun yerine iyilik yapması, kötülüğü iyilikle defetmesi istenmektedir. Bir sabah Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem müezzini Bilâl’i çağırdı ve ona: -“Bilâl! Hangi ameli yaparak benden önce cennete girdin? Dün gece cennette, senin ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum” diye sordu. Bilâl -radıyallâhu anh- de: – Yâ Rasûlallâh! Ne zaman bir günah işlesem arkasından hemen kalkıp iki rek’at namaz kılarım, abdestim bozulduğunda da vakit geçirmeden hemen abdest alırım. (Her abdest aldığımda da Allâh’ın üzerimde iki rek’ât namaz hakkı olduğunu düşünürüm ve kılarım. ) dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm-: – “İşre bunun sâyesinde” buyurdular. (İbn Huzeyme, Sahîh, II, 213 (1209)

Okudunuz mu?  Nefis Ve Dereceleri

ömerhattab
< AHANDA BURADAN DEVAM EDEBİLİRSİNİZ:4. Kalp ve dil ile tövbeyi tekrarlamak : Yarabbi ben pişmanım yapmış olduğum bütün günahlardan keşke yapmasaydım inşAllah bir daha yapmayacağım. Bu sözleri üç defa canı gönülden söyler sonra içi yanarak işlemiş olduğu günahlarını göz önüne getirir, pişmanlık duyar. Gıybet ettiği, sövdüğü, incittiği, eziyet ve haksızlık yaptığı kişilerle helalleşir. Namaz ve oruç gibi terk ettiği farz ibadetleri kaza eder.. >
Allahu Teala tövbenin farz olduğu konusunda bütün müminlere hitapla şöyle buyurmuştur: Ey müminler! Hep birden Allah’a tövbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz. [Nûr 24/31.] Ayetin manası; nefsinizin kötü arzularından ve şehvetlerinize dalmaktan vazgeçip Allah’a dönünüz. Böyle yaparsanız ahirette arzuladığınızı elde edersiniz, zevali ve sonu olmayan bir nimet içinde Allahu Teala ile devamlı bir beraberlik içinde kalırsınız, cennete girmek sûretiyle mutlu ve mesut olursunuz, ateşten kurtulursunuz. İşte asıl kurtuluş budur, demektir.


Kuranıanla
ömerhattap yaşın gerçekten 37 ise artık bazı şeyleri bizden daha iyi idrak etmelisin bu şeylerin hiçbir kanıtı olmadığını sende biliyorsun ayetleride sağa sola çekiştirme lütfen


ömerhattab
< ömerhattap yaşın gerçekten 37 ise artık bazı şeyleri bizden daha iyi idrak etmelisin bu şeylerin hiçbir kanıtı olmadığını sende biliyorsun ayetleride sağa sola çekiştirme lütfen >
Kanıtı ortada sen bilmek istemediğin sürece sadece inkarda diretir durusun…O ayetleri hadisleri idrak edebilseydin şimdi susmuş inları idrakiyle başbaşa kalmış olurdun…

Okudunuz mu?  Kibrit-i Ahmer

Kuranıanla
Allah hükümranlığına kimseyi ortak etmez ;

De ki: “Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. O’nun elindedir göklerin ve yerin gaybı. Ne güzel görendir O, ne güzel işitendir. Onların, O’ndan başka bir dostları da yoktur. Ve O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.” Kehf 26

Allaha yardımcılar mı atıyorsunuz ? Kuranda ne yazıyorsa o dur Allahın hükmü onun dışında ki hiç bir söz ve davranış dine sokulamaz


Kayıtsız Üye
kardeşlerim bende zamanında bu konuyu çok kafama takmıştım; o yüzden baya bir araştırmıştım. Ve şu sonuçlara vardım; Şimdi senin veli kuldan istediğin himmet(yardım) maddi midir? yoksa manevi mi?.. Yani veli kulun gelip seni kurtarmasını mı bekliyorsun ya da duasını mı? . Maddi yardım bekliyorsan yanlıştır.Çünkü o yaşarkende o güce sahip değildi,isteyemezdin. Hem birçok tasavvufi kaynakta bunun dua niteliğinde olduğunu anladım.Ama bu işi abartanların maddi olarakda istediklerine şahit oluyoruz.
Ama veli zat yaşarken ondan dua isteyebilirdin, o yüzden veli insanın duasını istemekte sakınca yoktur diyebiliyoruz yine öbürüne nazaran..Ama gıyabında yardım istenmeside hoş değildir yinede..


Kayıtsız Üye
En büyük velidir, bütün kutuplarin kutubu, evliyanin basi bir tanedir.


Kayıtsız Üye
Hakkal yakin bildiğim için söylüyorum
Bir ara çok kabus görüyordum
Şeytanların maskarası olmuştum
Uykuda olduğumu anlıyordum ama
uykudan uyanmakta zorlanıyordum
Uyanmak için zikir çekiyordum, felak nas ayetel kürsi okuyordum
ama Allahu teala beni bu kabus ile bir başıma bırakmıştı
sonra Seyyid Abdulkadir Geylani kuddise sirruhtan meded
istemek aklıma geldi. Ben “Meded Ya Gavs” der demez
yavaş yavaş bu kabustan uyanmaya başladım ve elhamdülillah rahatladım

Aklıma bunu getiren kıssa ise şudur;

Abdulkadir Geylaninin bir müride onun sohbetine gelmiyordu
Gavs bunun sebebini sorunca, adam, “Şeyhim, ne zaman sizin
sohbetinize gitmek istesem kendimi Cennette buluyorum” dedi
Gavs, “Peki evladım, bir daha böyle olunca Euzubillahimineşşeytanirracim
ya Abdulkadir Geylani diyip beni çağırır mısın?” dedi, adam da
“Peki” dedi.
Bir süre sonra adam yine kendini Cennette görmeye başladı, aklına
Şeyhini çağırmak geldi, Gavsın maneviyatı gelince, Gavs bir de ne görsün,
her yer mezbaa, çöplük, berbat bir halde. “Evladım” dedi, “Cennetin bu muydu?”.
Adam daha önce gördüğü cenneti anlattı. Gavs “İşte şeytan seni benim
sohbetimden alıkoymak için bu numarayı yapmış” dedi.

NUR GELİNCE, ZULMET GİDER!

NOT: Ayrıca “semi” her şeyi gören demektir, burada Gavs her şeyi değil
sadece müridini duymuştur. Hindistandaki bir karıncanın ayak sesinden
hala gafildir.


Kayıtsız Üye
Bir kadın varmış, ip dokurmuş
bir gün dokuduğu çokça ipi satmak için yola koyulmuş
Şeyh Abdulkadir Geylani kuddise sürruh hz’ni görmüş
Şeyh “Bana sat” demiş, kadın ona ip yumağını verince
Şeyh bunu bir evin damına atmış, bir kuş almış gitmiş
işi anlamayan kadın kızmışsa da Şeyhin müritleri ona karşı gelmiş
Şeyh “Parasını sonra veririz” demiş. Gel zaman git zaman
kadın sormuş “Parasını verecek misiniz?”, Şeyh “Satış yapıldı,
parasının gelmesi de yakındır” demiş. Birkaç gün sonra
bazı adamlar gelip şeyhe 1000 altın vermişler, o da kadına vermiş.
Kadın bu işe şaşırmış. Parayı veren adamlar konuşmaya başlamış,
demişler ki “Biz denizde, fırtınaya yakalanmıştık, yelkeni dikecek
ipimiz yoktu. Abdulkadir Geylani’den himmet istedik. Bize bir miktar
ip verse ona 1000 altın veririz dedik ve meded umduk. Bir kuş
ağzında bir miktar ip ile geldi. Biz de yelkeni dikdik. Karaya çıkınca
da paranızı getirdik.”


gavs kimdir, gavs kime denir, gavslık alametleri

Bu kategoride yer alan İlmel-yakin, Aynel-yakin, Hakk-el-yakin. Açıklama veGüzel Örnek başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Gavs kime denir? Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.