Anasayfa
8 Mayıs 2021, 8:04
sizden06
Abone

Kaderde varsa

Kaderde varsa

mslmn
kaderden konuşurken eğer kaderde varsa diye bir şey dedim.;

ama aklma takld ya kaderken şüphe ediyormuş gibi bir şey dediysem diye hani kader varsa, veya kaderde varsa .diye


Cevap: kaderde varsa. kader utansın,kahrolsun kader

ebuturab
< kaderde varsa diye bir şey dedim.; >
< Kader utansın, kahrolsun kader, gibi ifadeleri kullanmak doğru mudur? >
KADERİ SUÇLAYAN o kadar söz var ki, saymakla bitmez.

Kendine söz geçiremeyen, kadere taş atar. Kimseyi suçlayamayan, kaderi taşlar. Karşısındakine gücü yetmeyen kadere yüklenir. Böyle bir kör dövüşüdür gider. Kime vurduğunu bilemez, vurduğu yeri göremez, rast gele hücum eder. Beceriksizliğini, tembelliğini ve bilgisizliğini kendi üstüne almaz, eline geçen taşı kadere fırlatır, durur.

Okudunuz mu?  Ameli mezhepler arasında geçiş nasıl olmalıdır mutlaka bir sebebi olmak zorunda mıdır ?

"Kader utansın" der. Kader ne yapmış ki utansın, kaderin utanacağı neyi vardır? Gerçekten utanması gereken birisi varsa, o da kişinin kendisidir aslında… Kader bir suç işlememiş, bir hata yapmamış, bir yanlışa girmemiştir. Suçu işleyen, hatayı yapan, yanlışa giren kişinin kendisi olduğu halde; neden kader hatalı olsun?

Geçen zaman içinde daha büyük bir kayba uğramış, daha büyük bir zarar etmiş, daha büyük bir belaya çarpılmışsa, kadere olan kızgınlığının dozunu biraz daha arttırır. Bu sefer ağzından çıkanı kulağı duymaz halde, söylediği sözlerin nerelere vardığını düşünmez biçimde, açar ağzını, yumar gözünü, Allah muhafaza "kahpe kader” deyiverir.

Gerçekten insanoğlu garip bir varlık, tuhaf bir yaratık. Plânsız, programsız iş yapar, bir işe başlarken başını sonunu düşünmez, ele aldığı işin neye mal olacağını hesaplamaz, kendi eliyle kendini tuzağa düşürür, köşeye sıkışır kalır.

Okudunuz mu?  Müslümanlığımın derecesini ve Allah katında yerimi öğrenmek istiyorum.

Bu sefer de ağzının dolusuyla, "Kader unuttu beni”, "Gözü çıkası kader, ne istedin benden?” gibi bilir bilmez, ileri geri atar tutar. "Kader kötü bir oyun oynadı” der, fakat kendisi oyunu kuralına göre oynamamıştır.

Bu gereksiz ve yersiz sözlerin hiçbirinin bir Müslüman’ın ağzından çıkmaması lazım… İnanan bir insan böyle sözleri söylememesi gerekir. Söylenmemesi bir tarafa, bu sözlere karşı tavır koymalı, böyle sözlerin toplumda barınmasına, tutunmasına meydan vermemelidir.

Neden mi? Çünkü kader dediğimiz şey bizim dinimiz, imanımız, inancımız ve itikat alanımızdır. Daha ilk çocukluk yıllarımızda bize ilk öğretilen imanın şartlarından biri de, kadere iman etmek değil midir? Hayrın da şerrin de, iyiliğin de kötülüğün de Allah’tan geldiği değil midir?

Okudunuz mu?  Sabah namazını son dakika kılmak

Kader, Allah’ın bilmesi, her şeyin O’nun bilgisi altında olmasıdır. Allah’ın ezelden ebede kadar meydana gelecek olayların zamanını, yerini ve niteliklerini önceden bilmesi ve takdir etmesidir. Yani Yüce Allah, olmuş olacak, gelmiş gelecek her ne varsa onları önceden plânlıyor, zamanı gelince de yaratıyor.

Kader bir ölçüdür, bir miktardır; bir plandır, bir programdır. Kâinat ve içindekiler, insan ve geleceği her şey Allah’ın takdiri iledir, koyduğu bir ölçüye göredir. Kur’an diyor ki:Kaderin bizimle ilişkisi nasıl gerçekleşiyor; bizim yetkimiz nereye kadar, yaptığımız işlerde kaderin payı ne kadar?

Okudunuz mu?  İşsizlik maaşı almak haram mı

Allahuteala insanları yaratmış, onlara diğer yaratıklardan farklı olarak akıl, irade ve güç vermiştir. İnsan, aklıyla ve iradesiyle iyi olanı seçecek, kötü olandan sakınacaktır veya tam tersini yapacaktır.

İnsanın bu seçme gücüne cüz’î irade diyoruz. Yani kişisel istek, yapma niyeti, yapma eğilimi demektir.
İnsan bir şeyi yapmak ister, bir şeyi yapmaya niyet eder, birçok seçenek içinden birisini tercih eder, seçer. Allah da, insanın tercih ettiği o şeyi yaratır.

Meselâ, elimizi kaldırmak istedik, indirmek değil de kaldırma tercihini yaptık, işte o anda Allah elimizi kaldırma fiilini yaratıyor. Çünkü biz kaslarımıza, kanımıza, beynimize, hükmedemiyor, söz geçiremiyoruz. Bu yapma ve yaratma işini Allah yapıyor.

Okudunuz mu?  Kanatlı at var mıdır? Aşağıdaki Hadis ne anlama geliyor?

Elimizi kaldırdık ve karşımızdaki adamın suratına bir tokat indirdik. Tokat vurmayı isteyen kim? İnsan. Tokadı, adamın suratına indirmeyi yaratan kim? Allah. Burada sorumlu kim? İnsan.

Yine kolumuzu kaldırdık, karşımızdaki kişinin boynuna attık, ona olan sevgimizi ifade ettik. Onun boynuna kolumuzu atmayı isteyen kim? Biz. Kolumuzu karşımızdaki kişinin boynuna atma fiilini yaratan kim? Allah. Burada sorumlu kim? Biz.

Demek ki, biz ne istiyorsak, hangi işi yapmayı tercih ediyorsak o işi Allah yaratıyor. Ve biz de yapılan işten sorumlu oluyoruz.

İşte Allah’ın bu yaratmasının adı kader programının kaza edilmesi, uygulama alanına konmasıdır.

Allah, kâinatı ve kâinat içinde yaşayan bizleri, bizim bedenimizi, kaşımızı, gözümüzü bir plân içine almıştır. Allah, plânladığı her şeyi zamanı gelince yaratır. Ancak cüz’î irademize bakan kısmını boş bir sayfa olarak elimize vermiştir. O boş sayfayı biz doldururuz. Oraya ne yazmışsak Allah da ona göre yaratır.

Okudunuz mu?  Vesvese, Mezi ve Hacet Namazı

Allah dilimizi yaratmış ve dilimize konuşma kabiliyeti de vermiş. Biz kötü söz söylemeyi tercih edince, Allah o kötü söz fiilini yaratıyor ve kötü sözler dilimizden dökülüyor. İyi söz söylemeyi tercih edince de Allah o iyi söz fiilini yaratıyor ve o kötü sözler dilimizden dökülüyor. Kötü söz söyleyince sorumlu biziz, iyi söz söyleyince de sevilen biziz.

Allah dilimize konuşma özelliğini vermişdir; fakat biz o dili kullanmada sorumluyuz. İyi söz de söylesek, kötü söz de söylesek… İyi söz söyleyince iyi sözü yaratan, kötü söz söyleyince de kötü sözü yaratan Yüce Allah’tır.

Okudunuz mu?  Hanefi mezhebinde olan kimse, gusül abdesti Maliki mezhebini vs..taklit etmesi?

Allah insana akıl gibi iyiyi kötüden, güzeli çirkinden, hayrı şerden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan, imanı küfürden, cenneti cehennemden ayırt edebilecek irade gibi bir nimet vermiş. Bütün bu birbirine ters olan şeyleri de önüne koymuş ve bunları seçme konusunda insanı serbest bırakmış. Demiş ki:

"Ey kulum, sen hangisini tercih edersen, hangisini yapmak istersen, Ben onu yaratırım.”

Kul, seçeneklerden birini tercih ediyor, Allah da o fiili, o işi yaratıyor. Niyet edip yapan insan mı sorumlu, yoksa o işi yaratan, var eden Allah mı? Tabii ki, insan… Niye, çünkü isteyen insanın kendisidir.

Okudunuz mu?  Hakkına girilen hristiyandan helallik istenir mi?

"Allah isteseydi, ben o kötü işi yapmazdım, o zararlı yolu tercih etmezdim” denmez. Neden denmez? Çünkü Allah insana akıl ve tercihini kullanma gibi imkanlar vermiştir. İnsan bunları kullanmakla mükelleftir.

Çalışmayıp tembel tembel yattın, fakir düştün, perişan oldun, sorumlu kim? Sen. Güzel bir iş buldun, çalıştın, çabaladın, rahat bir hayat geçiriyorsun, kazançlı kim? Sen. İşveren ne yaptı? Senin yaptığın tercihler istikametinde seni değerlendirdi, hak ettiğini verdi.

Yepyeni bir araba aldın, dümdüz bir yolda giderken, yoldan çıktın, yolun kenarında duran bir kayaya arabayı çarptın. Yolu yapanı, biraz sonra gelen trafik polisini, arabayı yapan fabrikayı suçlamaya kalkacak olsan, adama ne derler? Gülerler, değil mi? Çünkü dikkatsiz olduğun için bir tek suçlu varsa, o da sensin. Bir de "Zaten bu benim kaderimde varmış” deyip de suçu kadere atabilir misin?

Okudunuz mu?  Tefsir ile mealin farkı nedir?

Veya yolda giderken, hızını artırdın, biraz sonra önünde seyreden arabaya arkadan vurdun. Biraz sonra trafik polisi geldi, kimi suçlu çıkarır? Seni. Neden? Çünkü hızlı giden sensin. "Öndeki araba çok yavaş gidiyordu, biraz hızlı gitseydi vurmazdım” diyebilir misin? Bir de üstüne üstlük, "Ne yapalım kader bu” deyip sorumluluktan kaçabilir misin?

Bir başka örnek: Geldin, viraja çok hızlı bir şekilde girdin, arabayı toparlayamadın ve uçuruma yuvarlandın. Az sıyrıklarla kurtuldun. Biraz sonra bir adam geldi, dedi ki: "Ben zaten senin böyle yapacağını biliyordum, ben seni yukarıdan gördüm, o hızla virajı alamazdın, mutlaka uçuruma yuvarlanacaktın.” Şimdi kalkıp o adama, "Suçlu sensin, sen benim uçuruma yuvarlanacağımı bildiğin için ben bu kazayı yaptım” diyebilir misin?

Aynen bu misalde olduğu gibi, bir olayın Allah tarafından bilinmesi, bizi o olayın sorumluluğundan kurtarmaz.

Bu kategoride yer alan Yemin kefaretiyle ilgili olan 10 fakiri doyurmak mevzusu.. bunun para miktari kac tl dir toplam ne kadar vermeliyim? başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Ders Kitabı TIKLA! Sınıf Ders Kitabı Cevapları TIKLA! Akrostiş Şiir
Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

Kaderde varsa Başlıklı Yazımızın Yanında Websitemiz İslami bilgilerden, Dini Sorular, Cevaplar, Hac, Meal, Cennet, Cehennem, Farz, Sünnet, Hanefi, Şafii, Rüya yorumları, Gusül, Abdest, İmanın şartları, Namaz, Oruç, Kuran Sureleri, Ayetleri, Hadis, Dualar, İslamda Aile Tavsiyeleri, Kadın İle İlgili Konular, İbadet, İman, Mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hambeli, İslamın Şartları, Diyanet, Eğitim, Sohbet, Arapça, Hayırlı Geceler, Zekat, Mahrem Sorular, Evlilik, Sahabe Hayatları, Salavat,Dini Hikayeler, Günah, Helal, Haram, Tecvid, Yemin, Sadaka, Siyer, Fıkıh, Ahlak Gibi Konular İçermektedir.