Hangi hocaya inanacağız

Hangi hocaya inanacağız

wpunfollow
Öncelikle selamın aleyküm

Kafama takılan o kadar soru var ki bazılarını burada yazacağım lütfen yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. 25 yaşındayım ve bundan 1 sene önce bir süre namaz kıldıktan sonra bıraktım sonra en son 1 ay önce başladım ve bir daha bırakmayı nasip etmesin Allah.

Sorularıma gelince

1-) Hangi hocaya inanacağız ?

İnternet üzerinden o kadar sohbet dinliyorum o kadar soru cevap izliyorum.

Sakalsız olanlar > Caner Taslaman, Mehmet Okuyan, Mustafa İslamoğlu, Emre Dorman vs. gibi müslümanlığı anlatan kişiler ile

Sakallı olanlar > Cübbeli Ahmet, Alparslan Kuytul, Nureddin Yıldız, İsmail Ağa Cemaati vs. yine müslümanlığı anlatan kişilerin aralarında bazen uçurumlar seziyorum.

Bir hoca birini kötülüyor ( reddiye ) diğeri diğerlerine reddiye yapıyor.

Cübbeli Mehmet Okuyan dinlenmez derken diğeri Nureddin Yıldız dinlenmez diyor. Gerçekten şaştım kaldım herkes müslümanlığı anlatmaya çalışıyor ama doğru tek değilmidir ? Yani kime inanacağımı gerçekten şaşırdım kendim dinleyip karar verincede sürekli vesveseye kalıyorum günah mı işliyorum ona uyarak diye

Yorum: Hangi hocaya inanacağız

imam
Kimseyi kötülemeyeceğim ama sünneti red edenleri asla dinleme ve bir isim tavsiye edeceğim orta yolu tutuyor ve kitap ve sünnetten şaşmıyor Nureddin Yıldız Hoca.

Yorum: Hangi hocaya inanacağız

Omer Faruk
Kardeşim Allah sana akıl fikir vermiş, kimse anasının karnında din öğrenip alim olmuyor. Alim dediğimiz insanlar da okuyarak, tefekkür ederek alim oluyorlar. Bugün taklit zamanı değildir. Okuma yazmanız var. Günlük bir saat Kur’an tefsiri okusanız, bir yılda bütün Kur’an’ı okumuş olursunuz. Bir imamhatipli kadar bilginiz olur. Buna bir kaç yıl devam etseniz bir ilahiyatlı kadar bilginiz olur. Böylece kimin doğru söylediğini, yanlış söylediğini anlarsınız. Yapılan tespitlere göre Türkiyede insanlar günde 4 saatlerini televizyon önünde geçiriyorlar. Bunların din bilmiyorum, beni falanca hoca aldattı mazaretleri yoktur. Sen boş televizyona 4 saatini veriyorsun ama Allah’ın dinine 1 saatini vermiyorsun. Allah bunun hesabını sorar.
"Yine şöyle diyecekler: Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, Keşke Allah’a ve Resûl’e itaat edeydik diyecekler. Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar, Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânete uğrat. (Ahzab 66,67,68)
Bu ayeti dikkatle okuyunuz, Allah’ın indine gittiğinizde ben falan alime inanmıştım ama o hata etmiş, bu benim hatam değil diyemeyeceksiniz çünkü mazaretiniz yok. Okuma yazmanız var, hertürlü bilgiye ulaşma imkanınız var. Bütün bu gayretleri gösterdiniz ama hata ettiniz Allah gerçekten bağışlayıcıdır. Allah’a emanet olunuz.

Yorum: Hangi hocaya inanacağız

mum
< Bugün taklit zamanı değildir >
Bu söz yanlış anlaşılır, sanki içtihat etmeye teşvik ediliyor zannedilebilir.
Kur’an ve Sünnetten hüküm çıkaramayan herkes mukallittir. Allah Teala bilmiyorsanız bilene sorun buyuruyor.
"Taklit" edin ama mutlaka fıkıh okuyun delillerini araştırın hadis okuyun tefsir okuyun
Kör mukallitte hayır yoktur

Omer Faruk
< Bu söz yanlış anlaşılır, sanki içtihat etmeye teşvik ediliyor zannedilebilir. >
Bu sözünüz yanlış, insanları nihayetinde elbette ictihat yapmaya teşvik ediyorum ama bu herkesin ictihat yapacağı anlamına gelmez. İctihat kimsenin, kimseye hayrına verdiği bir makam değildir. Ya da birilerinin şu müctehidtir, şu değildir diye belirlendiği bir kurul yoktur. İmam Ebu Hanife dahil insanları ilmi, görgüsü, takvası ile etkileyen insanlar bu makama halkın teveccühü ile gelmiştir. İnsanları okumaya teşvik etmek, taklitten menetmeye çalışmak hayırdır. Asıl tehlikeli olan insanları okumadan menedip "sen benim söylediğimi dinle, bu işlere aklın ermez, böyle dinini yaşa" demek tehlikelidir. İnsanların hiç hata yapmadan müctehid olduğunu düşünmek ilmin ruhuna aykırıdır. Kaldı ki, müctehidler dahi hata yapar. İslamda din adamı sınıfının olmayışı tam da bunun karşılığıdır. 1300 yıl önceki okuma yazma oranı, okuma yazma materyallerinin azlığı, islamın çok hızlı ve çok büyük nüfuslara erişmesi böyle bir "taklit" müessesesini zorunlu kılmıştır ama artık bilgiye bu kadar kolay erişilen zamanda hala taklitte ısrar etmek insanların ve müslümanların kişiliğine hakarettir. Örnek vermek gerekirse, daha 20 yıl önce bir hadisin sahih olup olmadığını tespit için onlarca cilt farklı kitaplara bakmak gerekirken bu gün internette kurulan bir fihrist sayesinde o hadisin bir kelime arapçasını bilmeniz yetiyor. Sizlere de tavsiyem insanlara fetva naklederken, o fetvaya ilişkin ayetleri, hadisleri ve diğer ictihad delillerini sunmanızdır. İnsanlar bu fetvaya nasıl ulaşıldığını görürlerse merak ederek kendilerinde de ilim merakı oluşabilir. Yoksa şu sözü duymaya devam edeceğiz: "Ne yapacağımı şaşırdım, her hoca başka bir şey söylüyor."! Farklılığın asılda değil ferde olduğunu dahi bilmiyor. Daha da tehlikelisi, taklit müessesini desteklerseniz, afedersiniz kadın oynatan, ülkesini satan hocaları diğerlerinden insanların sağlıklı ayırmasını engellemiş olursunuz, vesselam.

mum
Hem fikiriz bu konuda herkes okusun cahil kalmasın ve asla kimseye aklın ermez sakın okuma denmez.
20 senedir okuyorum ve okutuyorum ama "taklit zamanı değildir" sözü yanlıştır.
< tehlikelisi, taklit müessesini desteklerseniz, >
Müçtehit olmayan mukallittir ama bu müçhit olmayın okumayın demek değildir.

Omer Faruk
Selamün Aleyküm,
İctihad ile yazdıklarımı Allah rızası için tekrar okuyunuz. Eminim aynı kaygıları taşıyoruz ama sizin yaklaşımınız günümüz müslümanına şifa değil. Günümüz müslümanı sizin bahsettiğiniz 1300 yıl öncesi yaşayan müslümanla aynı vasıflara sahip değil. Tekrarda fayda var, 1300 yıl öncesini bırakın 100 yıl öncesine göre müslümanların okur yazarlık oranı aynı mı? 100 yıl öncesine göre kitaplara ve ana kaynaklara ulaşmak aynı mıdır? Eğer bütün bunlar aynıysa dediğinizde haklısınız. Ancak bizim acilen islam konusunda fikir üreten (bazen de saçmalayan işin doğasında var) insanlara ihtiyacımız var. Zaten saçmaladığı zaman (kadın oynatan hoca gibi) insanlar bunu farkeder. Dolayısıyla insanları usul okumaya, arapça öğrenmeye ve din konusunda derinleşmeye teşvik etmek gerekir. Burada soru soranlara cevap vermek hayırlı bir ameldir, daha hayırlı amel ise insanları direk Kur’an, Hadis ve usul ile buluşturmaktır. Belki bu tavsiyeyi herkes yerine getiremez ama insanları sürekli taklite teşvik etmek (ki taklit İslama göre kınanmış bir haldir) onların varolan potansiyelini kullanmasını engeller. İnsanları ictihattan=fetva’dan korkutmak iyi bir şey değildir. Örneğin, Nureddin Yıldız Hoca’nın ictihad=fetva verebileceğine hangi makam karar verdi ya da Hayrettin Karaman Hocamızın? Bu hocalarımız sorulara cevap verdikçe ilim ehli (ki bütün okuyan müslümanlar) indinde itibar kazandılar böylece bu makama sahip oldular. Bu konuda sizden farklı düşünüyorum, vesselam.

mum
Ömer kardeşim
Bu konuda aynı fikirdeyiz, 20 yıldır bu mücadeleyi veriyorum ama kaygım şu: Bulunduğum çevrede ilmihal okumayın kitap ve sünnet varken siz hüküm çıkarın sizde imam azam gibisiniz onlarda insandır diyenlerdir….
Bunu anlattıkları kişiler yeni yeni namaz/kuran öğrenen kişiler maalesef
Ve aleykumusselam ve rahmetullah

Habib
Çok basit, sadece ve sadece O’na inanacaksın! Diğer herkes aracıdır ama en önemli konu bu değildir: İslam’da aracı yoktur!!!

vel Fecr
Aralarında sözlerine en itibar ettiğim kişi Nureddin Yıldız’dır.

Hem hadis hemde ayetleri doğru bir şekilde aktarıyor.

bazıları gibi kendi nefsi ve aklından değil. sahih hadislerle ve ayetleri doğru açıyor.

emre dorman, kime inanacagoz, alparslan kuytul