Bir İnsanın Sevgisini Ve Dostluğunu Kazanmak İçin

Bir İnsanın Sevgisini Ve Dostluğunu Kazanmak İçin

mikaela
Merhabalar, çok değer verdiğim bir arkadaşım tarafından bir suçum olmasada yanlış anlaşıldım ve bana karşı olan sevgisinin değiştiğini görüyorum. Bana zulmedercesine uzak ve kötü davranıyor, tavırlarının çoğunda haksız ve bana haksızlık edip zarar veriyor ve uzun bir geçmişimiz olduğu içinde bu durum beni üzüp, yıpratıyor. Uzun zamandır bana haksızlık ediyordu lakin farketmiyordu. Kendisiyle konuşmayı denedim ama beni dinlese de anlamadığını düşünüyorum. Kendisine değer verdiğim için öylece bırakmak istemiyorum. İki insan arasında sevgiyi arttıran, barışı sağlayan bir dua+zikir önerir misiniz? Allahta sizden bir sıkıntıyı gidersin.

Yorum: Bir İnsanın Sevgisini Ve Dostluğunu Kazanmak İçin

seyit gazi
yanlış anlaşılmayı güzellikle izah edebilir, Allah avc nin Vedud ismiyle dua edebilir müminlerle aranda bir kin ve nefret bırakmamasını isteyebilirsin.

Yorum: Bir İnsanın Sevgisini Ve Dostluğunu Kazanmak İçin

Kuldurdileyen
Suyun geldiği yeri gören bir kaç kişi ama suyun kesildiği yeri, geldiği yerden bilen çok az kişi vardır. Bu lokanta aş evi değil, ordan yersen ücreti var, ödemezsen kustururlar, cennette mi sandılar kendilerini. Burda iyiliğin bir ücreti var, iyilik edip ödemeyeceğim diyenlerin ettiği iyilikler defterinden silinir. İyilik edene ettiği yerden bir kötülük fenalık halk edilir ve tattırılır. Böylece o ağırlaştırılır. Ağırlaştıkça yapması zor olur ki yapana, yapmakta ısrar ve devamda karar edene gani gani verilsin. Suyun kesildiği yeri geldiği yerde ara. İyilik edip kötülük bulursan onu kabul edilmiş say. Ağır gelirse ağır kabul say. Ama sakın yukardan akan suya, ey melun aşağı, neden suyumu kestin deme. Bu karşılığını keser, iyliği alışverişe döker, kişiyi karşılıksız emeksiz bırakır. İyilik sever isen öde ücretini sevdiğinde hak dava üzere ise ağır gelsede sevdiğin yol üzerinde yürümeye devam et. Yok yolu sevmediysen değiştir yolunu neyi seviyorsan oraya git. Ya bize ya bizim olmadığımız yere sür kervanını. Seç, seçmeye geldin zaten.

Yorum: Bir İnsanın Sevgisini Ve Dostluğunu Kazanmak İçin

mikaela
Yorum için teşekkür ediyorum, bir insan arkadaşı da olsa ona biçilen süre zarfı kadar yan yana kalabilir, ama iyilik edince de iyilik bulmak istiyor, azarlanmak haksız yere suçlanmak istemiyor. Doğru dediniz suyun geldiği noktaya bakmak lazım, suyu kaynağından kesenin vardır bir bildiği. Ama insan sebeplere de bakmak istiyor ki nerede ne hata yapmışız, neyi hak etmişiz de böyle bir tavırla karşılaşıyoruz. Teşekkürler tekrardan

Kuldurdileyen
Baba evladına para verir, ister ki sevinsin evlat, sevdiği bir şey alsın. Onun karşılığı evladın sevinmesidir başka bir şey istemez. İnsan insana güzel söz söyler umar ki karşısındaki ona kötü söz etmez üzerine çemkirmez gaye bu ise derdi iyilik midir, üzerine gelinmesinden emniyet arayışı mıdır? Bakkal ekmek verir, parası der, derdi ticarettir. Allah rızası için güzel söz söyler karşılığını hakdan gayrı aramaz kulun kötü söz etmesine aldırmazsa Rabbinin rızasını aramasıdır. Müttefik silah verir. Belediye kömür dağıtır. Sen bu misalleri çoğaltılmadan anla bunlar yani insanların iyilikleri çoktur ama hangisi ticaret ve tedbirdir hangisi iyilik hangisi kötülük Allah bilir. Hangisinin karşılığında hayr vardır hangisinin karşılığı şerdir Allah bilir. Sen kullara iyilik yapıyorsan onlardan ne bulacağına emin olma ama aradığın Rabbinin rızası olan emin olsun kim Rabine sığınmışsa o aldatılmamış ortada bırakılmamıştır. Diler kul sebeblere bakar diler kul sebebleri Yaradanı arar bunda kötülük yok. Sadece hakikat birinin sebeblere ihtiyacı vardır onu arar birinin de O nun rızasına sevgisine ihtiyacı vardır yakar sebebleri her yerde O nu arar O nu ister. Yoksa ne o kötüdür ne bu iyidir kim Yaratmışsa ancak O bilir.

seyit gazi
aslında dün uzunca yazmıştım ama baktım ki sadece yaptığım hataları yazmışım, silmiştim ama yine de senin ve arkadaşının özeline indirmeden de yazmak istedim.

ömer ra kalbinizin ısınmadığı kimselerden uzak durun demiştir. biten çoğu arkadaşlığıma baktığım zaman, aslında en başında kalbimin de o kadar ısınmamış olduğunu farkettim. aslında hep bir pürüz, hep bir işkil varmış zaten. bunları kötü anlamda da söylemiyorum; insan bazen ihtiyaç duyuyor, bazen huzursuzluklarını önemsemiyor gözardı ediyor, bazen hayır murad ediyor iyilik güzellik olsun istiyor ama neticesinde yine eğrisi doğrusuna denk geliyor. insanların peşinden koşmanın neticesi kınanmışlık oluyor. bazen de insan kurcaladıkca daha çok sardırıyor. aslında mesele kalbin ısınması veya insanların peşlerinden koşmak da değil, insanlarla aradaki mesafeyi doğru ayarlayamamak. insan arasındaki mesafeyi doğru ayarladığı zaman, kalbinin ısınmadığı kimselerle bile seviyeli saygılı sevgili hayırlı güzel ilişkiler kurabiliyor. bu ilişkiler uygun olan mesafesinden daha yakın olunca yakabiliyor, uzak olunca da dondurabiliyor.

sana kötü davrananlara iyi davrandığın zaman, bir bakmışsın ki kalbleri sana ısınıvermiş ve sana yakın bir dost olmuşlar; bu da ancak erdemli kimselerin yapabileceği bir davranışdır, buyurulur. aslında buradaki sıkıntı da biz bunu bir erdem olarak, bir güzel ahlak olarak yapmıyoruz. karşımızdaki insan zamanla duvarlarını kaldırıyor, ısınıyor, dost oluyor ama biz yapmış olduğu hataları unutmuyoruz. kendimizce iyilik yaptığımızı, güzellik yaptığımızı, alttan aldığımızı sanıyoruz ama zaman içerisinde yapmış oldukları bu hatalar filiz verebiliyor, bazen de yüzlerine çarpabiliyoruz. çam bile devirmiş olsalar karşımızdaki insan: o taa ne zaman ki mevzuydu, madem senin için dert olmuştu niye o zaman söylemedin veya sen ne kadar sinsi bir insanmışsın diyebiliyor ki bu nokta da haklılar. kötülüğü iyilikle savuşturuyorsan önce karşındaki insanı affetmiş olmak gerekir, bunu unutmak üzerini örtmek gerekir, ve bunun daha sonra ilişkileri bozacak bir sebeb veya bir kınama sebebi olarak iş görmemesi gerekir.

dediğim gibi bozulan ilişkilerimde hep kendimin hatalı olduğunu görüyorum. daha sonra önemseyecek olmama rağmen, dinimi aklımı onurumu haklarımı menfaatlerimi korumayı o kadar önemsememiş olduğumu ve bunun beni zamanla rahatsız ettiğini görüyorum. ayrıca insanlarla aramdaki mesafeyi doğru ayarlayamadığımı da görüyorum. yoksa hepsi gayet saygılı seviyeli sevgi dolu ilişkiler olabilirdi. gerekiyorsa sadece selam verme ve hal hatır sormakdan ibaret olurdu ama gerçek ilişkiler olurdu. bir tarafdan da bakıyorum insanın en azından özel hayatında, yakınlarından başlayarak hakkı inşa etmesi gerekiyor. bu arkadaşlarla da bu mümkün olmazdı, başka yolu da yoktu gibi geliyor. şekillenmiş ilişki biçimlerini düzeltmesi gerçekten zor oluyor ama dediğim gibi yine bu da insanlarla aramdaki mesafeyi koruyamamdan kaynaklanıyor. hani bir şarkıda diyor ya gençliğimi geri verseler bu kez en çok kendimi severdim diye basitce söylendiği anlamında söylemiyorum ama en çok kendimi sevsem üzerine insanları sevseymişim, herkes fayda görürmüş ve hoşnut olurmuş gibi geliyor bana. insan en çok kendisini sevmeyip, üzerine insanları daha çok sevse, daha iyi davransa da; ne kendisi ne de sevdikleri o kadar bir fayda görmeyebiliyorlar. en çok kendimi dinimi aklımı şahsiyetimi sevip, güzel ahlakla ahlaklanmam gerekiyormuş. insanlara iyi davranmak farklı bir şeydir, çoğu zaman şahsiyet zaafiyetiyle de ilişkili olabilir. güzel ahlak ise bambaşka bir şeydir ve kesinlikle karşı konulamaz.

aramızda on beş yirmi sene var, arkadaş zamanla bizim için farklı şeyler ifade edebiliyor. insan ömrünü boşa geçirdiğine hayıflanıyor. yaptığım hataları hayatmış gibi anlatmak istemediğim için, bizler iyiyiz arkadaşlarımız kötü gibi bir şey demek istemediğim için; bu minvalde yazdıklarımı dün silmiştim. vakti gelince sünnetin nuhun gemisi olduğunu anlayacağını düşünmüştüm. belki de böyle hatalar zaten yapmıyorsundur, belki de arkadaşın duygusal birisidir gıcıklıkları vardır ama haklıdır ne bileyim demiştim. ancak insanın önce kendisinin ve kulluğun değerini bilmesi gerekiyor. gerisi Allah ın izniyle kolay ve güzel olacaktır.

Allah avc o gün kıyamet gününde, müslümanları arkadaşları arasında küçük düşürmekten, azab etmekten haya edermiş. onun için insanın çok müslüman arkadaşı olması iyi bir şeydir. ayrıca muaviye ra da: bir insanla aranda halatın ince bir lifi kadar dahi bir bağ kalmışsa, onu koparma; gün gelir senin bir hayrın onda olabilir, gün gelir onun bir hayrı sende olabilir veya bir müslüman kardeşinizin hayrı birbirinizde olabilir demiştir. zamanla bu bağın güçlenip eskisinden daha sağlıklı olması da mümkündür ayrıca aradaki bir bağı koparmakda ancak çiğlik, kibir ve ahmaklık olabilir herhalde.

mikaela
Çok özür diliyorum mesajınızı iki gün önce okumuştum ama yanıt vermeye ve teşekkür etmeye vaktim olmamıştı şimdi yazmak istedim. Sözlerinizi, öğütlerinizi anladım , arkadaşlığa bakış açınızı ve bu konulardaki sakin duruşunuzu da anlıyorum. 15 yıl daha erken doğmuş olsam da az çok insanları deneyimleyecek ve kimden nasıl bir zarar ve fayda gelebileceğini anlayacak kadar tanıdım. İnşAllah kimseyi kırmadan , kırılmadan geçip gidicem. Sözleriniz ve öğütleriniz için teşekkür ediyorum, ayrıca değerli vaktinizi ayırıp uzun uzun yazma zahmetinde bulunduğunuz için de minnettarım .Hayırlı günler.

seyit gazi
estağfurullah kendi hatalarımı hayatmış gibi anlatmanın çok sağlıklı olmayacağını söylemiştim zaten. ancak içinden üç aşağı beş yukarı alınacak paylar olabilir. hak vermeye veya teşekküre de gerek yok, faydamız dokunursa ne ala. böyle hatalar yapmayanlar için birazda laf kalabalğı aslında yoksa herkesle yakın içli dışlı laubali değil ama güzel geçinmemiz yapıcı olmamız gerekiyor ama hatalarda yapıyoruz. Allah a emanet olun hayırlı günler.